Hollywood ünlülerini giydiren Sharon Bensason

Nesillerdir tekstil ile uğraşan, kökenleri önce İspanya, ardından Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Türkiye´sine uzanan bir aileden olan Sharon Bensason ile Ron Tomson adını verdiği erkek giyim markasını, hangi ünlüleri giydirdiğini, ve başarı hikayesini konuştuk.

İrving BARUH Söyleşi 1 yorum
22 Haziran 2022 Çarşamba

Nesillerdir tekstil ile uğraşan bir aileden gelen Sharon Bensason, farklı bir alanda eğitimini tamamlamış fakat küçük yaştan bildiği ve tanıdığı aile mesleğini devam ettirmek ve aile büyüklerinin emeğini daha ileriye götürmek öncelikli seçimi olmuş. Onlarca yıl taş üstüne taş konularak inşa edilmiş başarılı bir aile mirasının yükünü omuzlarınızda taşımak kolay bir şey değil. Şapka Devrimi sırasında Atatürk’ün taktığı şapka babasının dedesinin İstanbul’da kurduğu atölyeden çıkmış. Böyle bir başarıyı ileriye götürmek son derece çaba ve emek gerektiren bir şey. Sharon Bensason işte bunu başaran az sayıda insandan biri. Ron Tomson adını verdiği erkek giyim markası için mağazasını açacağı lokasyon olarak ABD’nin Los Angeles şehrini seçmiş. Bugün dünyaca üne sahip birçok isim mağazasını ziyaret ediyor ve onun markasını üstünde taşıyarak ekranların önüne çıkıyor. Ron Tomson mağazası, Los Angeles Downtown News okuyucuları tarafından 2021’in en iyi erkek giyim mağazası olarak seçilmiş. Bu başarının ardındaki hikâyenin detaylarını kendisinden dinleyelim.

 Öncelikle sizi tanımakla başlayabilir miyiz? Ailenizin kökenleri nereden geliyor?

 

 Tabi ki, öncelikle size teşekkür etmek istiyorum, ilginizden dolayı çok onur duydum. 

Ailemin kökenleri İspanya’dan ve sonra Osmanlı döneminde Bursa ve Gelibolu, Cumhuriyet’ten sonra da İstanbul’a dayanıyor.  Ailem ve Sefarad Yahudileri hakkında bildiğim birçok şeyi de annemin yazmış olduğu ‘Sefarad'ın Anahtarları’ isimli kitaptan öğrendim. (Kitabın linkini de ekte bulabilirsiniz) Ben ise 1979’da İsrail’de doğdum.  Ailem 90’lı yıllarda Türkiye'ye geri dönmeye karar verince de 9 yaşında İstanbul'a geldim.  Çocukluğum Büyükada ve İstanbul’da geçti.  

Los Angeles'a taşınma hikâyeleri nasıl başladı?

Çocukluğumda babamla babaannemin Sirkeci Çakmakçılar yokuşundaki şapkacı dükkânına giderdim, oranın sihri beni çok etkiledi.  Kumaş topları, baskı makineleri, esnaf lokantaları en güzel anılarımdandır.  Sonraki yıllarda da lise ve üniversite süresince babamın Osmanbey Halaskargazi sokağındaki hazır giyim dükkânında vakit geçirmeyi, çalışmayı çok severdim. Koç Üniversitesinde sosyoloji okuyordum. Her ne kadar sosyoloji eğitiminden sonra konumla ilgili bir kariyere başlama hevesi ile okula gitmiş olsam da ilerleyen yıllarda asıl istediğimin modayla ilgilenmek ve bir marka yaratmak olduğunu anladım.  Ailemizin yüz yıllardır temel geçim kaynağı hep tekstil, giyim ve moda olmuştur. Ben tekstil, giyim dizaynı ve moda ile büyüdüm. Babama, dedelerime baktığımda da onlardan farklı olarak ben moda dünyasına Türkiye’de değil de ABD’de girmeyi hayal etmiştim. Dört yıl boyunca üniversite hayatı bana Amerika'ya gidecek alt yapıyı ve özgüveni vermişti.  Mütevazı bir iş planı ile İstanbul Amerikan Konsolosluğuna gerekli izini sağlayan vize için başvurdum ve bu başvurum kabul edildi.  Böylece babamın desteği ile 2003’te mezun olduktan sonra Los Angeles’a geldim. (Bu vesile ile de İstanbul Amerikan Konsolosluğuna da o gün beni layık görüp verdikleri bu fırsat için teşekkür etmek istiyorum.) Los Angeles’ta OTIS School of Art and Design’da eğitim aldım. Şu An Los Angeles’da saygın bir erkek giyim mağazamda kendi dizayn ettiğim giysileri satmakla beraber, birçok ünlü kişi ve organizasyon için giysi tasarımlarımı yapmaktayım, ayrıca Ron Tomson adında yoğun talep ve itibar gören bir erkek giyim markası yarattım.  Bu markanın Amerikan pazarında yükselmesini görmek beni gerçekten çok mutu ediyor.

Sharon Bensason 

Ailenizin köklerinden bahsedebilir misiniz?

Ailem sanırım İspanya'da Bejar köyündeki atalarından beri tekstil ile uğraşıyor, Gelibolu'ya ve Bursa'ya gelen atalarım tekstil, ipek kumaş üretimi yapıyorlardı, daha sonra İstanbul'a gelen büyük dedem ve dedem de hazır giyim, butikçilik ve şapkacılık yaparlardı. Ailem yüz yıllardır moda, tasarım ve giyim üzerine işler yapmıştır ve ben bu moda kültürü içinde büyüdüm. Bu kültürün bugün bana ve mesleğime çok değerler kattığını Amerika’da kısa süre içinde yakaladığım başarı ve itibar ile daha da farkına vardım. 

Neden sadece erkek tekstili ile uğraştınız?

Babaannem ve büyükbabam, Sara ve Salomon Bensason şapkacılardı, erkek fötr şapkalar ve kepler yaparlardı. Babaannem çocukken Şapka Devrimi sırasında Atamız Mustafa Kemal Atatürk'e babası İshak Baksi’nin diktiği şapkayı ve bir de çiçek verdiğini anlatırdı. 90’lı yıllarda NTV’de bir belgesele de bu anısı konu olmuştu. Babam daha sonra şapkanın yanı sıra erkek giyim de yapmaya başlamıştı. Dedem Joseph Behar da İstanbul’da başarılı bir modacı idi. Şişli Kent Pasajı girişinin yanında Noblesse isminde bir butiği vardı. Benim de alt yapım bu ortamda, büyüklerimi görerek, onlarda öğrenerek oluştu. Diğer yandan da erkek giyime olan merakım da kendi üzerime giymek isteyeceğim şeyleri üretmek istememden kaynaklanıyor. 

Dünya çapında ünlü müşterileriniz var mı?

 

Evet, birçok ünlü müşterim var, bazıları da zamanla yakın arkadaşım oldu.  Los Angeles’taki mağazamıza sürekli uğrarlar bazen konserleri ve prodüksiyonlarının sahne kıyafetleri için, bazen de günlük yaşamlarında giyinmek için. 

 

Kimler var mesela bu ünlüler içinde isim alabilir miyiz?

 

En sevdiğim ünlü müşteri hikâyem Nicolas Cage’in babalar günü öncesinde ailesi ile yemeğe gitmek üzere gelip benden smokin almasıydı. Pitbul klip ve konserlerinde giydiği kendisi ile özdeşleşmiş ata yaka gömlekleri ve genelde beyaz şal yakalı smokinlerini ben yapıyorum. Michael Jackson’ın kardeşi Jermaine Jackson ve oğlu Jermaine Jr. her ay dükkânıma gelir.  Disney Hall ve Hollywood Bowl’da çalan Los Angeles Filarmonik Orkestrasının birçok üyesinin ama özellikle dünyaca ünlü piyanisti Jean Yves Thibaudet’nin neredeyse bütün sahne kıyafetlerini ben yapıyorum.  Bunların yani sıra Ne-Yo, Jamie Foxx, Tyga, Paul Van Dyk, Steve Aoki, David Hasselhoff gibi tanınmış isimleri de magazin kapakları ve şovları için giydirdim.  Bunlar sadece hizmet verdiğim ünlü isimlere birkaç örnektir. 

İşinizi bu noktalara getirirken aklınızda kalan yaşadığınız en büyük zorluklar nelerdi, sizce nasıl gelebildiniz bu noktaya?

20'li yaşlarda bir daha ülke değiştirmek, yalnız olmak izole eden zor bir süreç. Arkadaşlardan ailenizden ayrı kalmak çok zor. Ama bu yalnızlık aynı zamanda zamanının tümünü işime vermeme yol açtı. Genç yaşlarımda sürekli Amerika’nın değişik eyaletlerine giderek oralardaki dükkân sahipleri ve satın almacılar ile tanışma ve is yapma imkânı buldum. Bu bana ülkeyi ve moda talebini öğrenme fırsatı verdi.  

Gelecek ile ilgili işinizin hangi noktalara geleceğini düşünüyorsunuz? 

Yakın zamanda Saks Fifth Avenue, Macy’s gibi Amerika’nın önde gelen zincir mağazaları ile çalışmaya başladık.  Yakın gelecekte de bu dükkânlardaki varlığımızı genişleterek markamızı çok daha geniş bir müşteri kitlesine taşıyacağız ve markamız Ron Tomson’ı bir dünya markası yapacağız. Ayrıca kendi dükkân sayım şu anda sadece bir; bu dükkânımız gecen sene Los Angeles Downtown’ın en iyi erkek dükkân seçildi. Birkaç dükkân daha açma hedefim var.  

Ron Tomson ismi nerden geliyor?

Markamın isminin kendi ismimle kafiyeli olmasını istedim.  Adımın ve soyadımın son üçer harflerini kullandım.

Başarınızın sizce kaynağı nedir?

 

Başarımın iki büyük kaynağı olduğunu düşünüyorum: Birincisi ailemden getirdiğim moda ve tasarım kültürüm, ve ikincisi tabii ki Türkiye'nin kültürel zenginliği ve daha spesifik olarak tekstil kültürünün zenginliği. Ailemden aldığım öğretilerle modaya ve tasarıma değişik bir bakış açısı getirebiliyorum ve Türkiye'deki güçlü ağım sayesinde ise bütün koleksiyonlarda Türkiye’nin en başarılı ve yetenekli kumaşçıları, ustaları ve tekstil firmaları ile çalışıyorum.  Bu iki önemli kaynak beni Amerika’nın sayılı moda tasarımcılarından biri haline getiriyor. 

Los Angeles’ta Yahudi cemaatiyle ilginiz var mı?

 

Los Angeles’ta yaşayıp iş yapmaya başladığımda komşularımın, müşterilerimin büyük bir kısmı İran kökenli Amerikan Yahudileri idi. Dolayısı ile onlar da beni cemaatlerine, evlerine Şabat yemeklerine kabul ettiler ve onların cemaatlerini tanıma fırsatım oldu.  

https://www.bontena.com/contents/2019/03/Interview-with-Sharon-Bensason-Behar-Founder-of-Ron-Tomson-19032501

https://www.forbes.com/sites/stephanrabimov/2021/12/20/ron-tomson-a-global-neighborhood-fashion-brand/?sh=33573d415a49

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün