İki buçuk yılın ardından Yahudi Müzeciler Birliği toplantısı 18-21 Haziran arasında Frankfurt Yahudi Müzesinde* gerçekleşti. Toplantıya, 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi adına Müze Müdürü Nisya İşman Allovi ve Vakıf Başkanı Silvyo Ovadya katıldı.
Toplantıda değinilen konular ne oldu?
İlk konumuz Polin Müzesi’nin baş küratörü Barbara Kirshenblatt-Gimblett tarafından sunulan müzelerin dayanıklılık konusu oldu.
Bugüne geleceğin gözünden bakarak, şimdinin şimdiden tarih olduğunu o nedenle ‘collecting now policy’ yani müze koleksiyonlarında şimdiyi toplamanın önemi üzerine konuşmasını yaptı. Pandemi döneminde müzelerin farklı bir yaratıcı sürece girdiğinden bahsetti. Müzemizin arşivine geçen sene eklenen ve Türkiye Hahambaşılığı’ndan aldığımız maskenin ve birçok farklı efemera malzemelerin müze eserleri arasında bulunması bizim için şimdiyi toplamak açısından aktif olduğumuzun bir göstergesi oldu.
Polin, Rautenstrauch Joest Museum, Köln müzeleri ile beraber yaptıkları oturumda ise müzelerin toplum ile olan etkileşimleri konusu ele alındı. Bu açıdan Silvyo Ovadya ile müzemize ayna tutarak kamusal alanda sağladığımız etkinin kendi cemaat bireylerimizin arasında sağlanan kadar etkili olmadığı yorumunu yaptık ve bu konuda nasıl farkındalık yaratabiliriz diye sorgulamaya ve çözüm aramaya başladık.
Ukrayna’da yaşanılan savaşın yıkıcı etkileri üzerine yapılan konuşmada, çevrimiçi olarak Ana Yamchuck, The Chernivtsi Museum of the History and Culture of Bukovian Müzesine bağlanıp, durum değerlendirmesi yapıldı. Koleksiyonlarının Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) ödeneği ile korumaya alındığını öğrenmek rahatlatıcı oldu. Bu süreçte Ovadya süreli sergilerini alarak teşhir etmeyi ve kendilerine ödenek sağlanabileceği konusunu gündeme getirdi.
Polonya’nın Galicia kenti Yahudi Müzesi Müdürü ise Jakub Nowakowski gelen mültecilere ve çocuklara evlerini açtıklarını ve müzede pedagoglar eşliğinde programlar yapıldığını, ihtiyaçları için uluslararası yardımları kabul ettiklerini paylaştı.
Müzeler ve kriz konusunda ise pandemi sürecinde kapatılan müzelerin çektiği zorluklar ardından savaşın ve ekonomik buhranın birçok ülkede farklı etkileri görüldüğü konuları işlendi.
Müzelerin antisemitizmi önlemek amacıyla verdikleri eğitim programları ve sergi içerikleri irdelenen konular arasında yerini aldı.
Rothchild Foundation tarafından hayata geçirilen ‘The Judaica Index’ Brigitte Sion’un sunumu ile tanıtıldı. Türkiye ayağında ise paylaştığımız ritüel objeleri bu indekste yerlerini aldılar.
Bir objenin menşei neresi konusu tüm müze küratörleri ve direktörleri terleten bir mesele olarak masaya yatırıldı. Özellikle kaynağı belli olmayan eser ve objeler konusunda müzelerin nasıl değerlendirme yaptıkları konusu ve öneriler yapılan seminerler arasında oldukça önemliydi.
* Frankfurt Yahudi Müzesi, savaş sonrası Almanya’daki ilk ortak Yahudi müzesi. İnsanların tarih boyunca ve günümüzde Yahudi kültürünün çeşitliliğini deneyimlemelerini sağlar. Yahudi Müzesinin her iki konumu da şehrin Yahudi tarihi için büyük önem taşıyor. Judengasse Müzesi ve Rothschild Sarayı’ndaki kalıcı sergiler, Frankfurt’un Orta Çağ’dan Şoa sırasında imha edilene kadar Avrupa Yahudi yaşamının bir merkezi olarak önemini vurgulamaktadır. Frankfurt›taki Yahudi yaşamının yeni başlangıcı ve varlığı, her iki serginin de çıkış noktasıdır.