Bu sabah sosyal medyada gördüğüm iki paylaşımla yine nefretin ne kadar sınır tanımadığına şahit oldum. İlkinde Türk Yahudi Toplumunun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdı. Dün gece saatlerinde Hasköy mezarlığındaki 36 mezar taşının tahrip edildiği ve bu durum hakkında yetkililere bilgi verildiği yazıyordu.
Olayla ilgili devlet nezdinde ilk açıklama sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dan geldi. Kalın "Faillerin bulunması için ilgili birimler harekete geçirildi. Kutsal değerlere saldıran ve toplumumuzda fitne ve husumet tohumları ekmeye çalışanlara asla müsade etmeyeceğiz" şeklinde bir açıklamada bulundu. Sosyal medya üzerinden olayı kınayanlar olduğu gibi antisemit yaklaşımlarda bulunan kişiler de oldu. Bu ilk değildi.
Yakın bir tarihe kadar mezarlık kestirme bir yol olarak kullanılmaktaydı. Duvarlar bu izinsiz girişi durduracak kadar güçlü ve yüksek değildi. Ayrıca ikaz edilen kişiler ikaz edenlere karşı kaba bir yaklaşıma sahipti. Bunun yanı sıra mezar taşları yerel halk tarafından kötüye kullanılmış ve birçok kez mezar soyguncuları tarafından da tahrip edilmişti.
Uzun uğraşlar ve bürokrasi sonucu duvarlarda yapılan değişim, mezarlık çevresine konulan güvenlikler ve polis köpekleri sonucu belli bir süre bu durum durdurabilmiş olsa da geldiğimiz noktada mezarlığımızı korumaya yetmiyor gibi gözüküyor.
Şimdi ne olacak?
Yetkililerin araştırmaları işe yarasa ve suçlular bulunsa bile bu durum içimizi rahatlatmalı mı? Bile isteye yapılan bu hareketin karşılığı yeterince cezalandırılacak mı? İnsan sahiden bu tür bir suça nasıl bir ceza verilmeli diye durup düşünüyor. Hem bir halktan nefret hem de o mezarda yatana saygısızlık.
Gün geçtikçe çemberin ben ve ailem için daraldığını hissederken aklıma hep gittiğimde arkamda kalacak büyüklerim gelirdi. Biz buradayken bile onların emanetlerine sahip çıkarmıyorsak ve bu olaylara bir dur diyemiyorsak ülkeden gitmemiz halinde tamamen yok olacak bir geçmişe göz yummuş olacağız.
Gördüğüm diğer paylaşım ise bir ‘karikatürdü’. Karikatür iğneleyici, abartılı ve siyasi içerikli olabilir elbette fakat bahsi geçen karikatür insanları kışkırtmak ve halka yanlış bir bakış açısı katmak gibi bir amaca hizmet etmiş gibi görünüyor. Tam da mezarlıklarımıza böyle bir saldırı yapılmışken nefret söylemi içeren bir paylaşımla karşılaşmak beni derinden üzdü.
Karikatürdeki yanlışları bulalım.
Yanlışları bulalım deyince aklınıza Yahudiler domuz yemez veya her yemekte masada menora olmaz ki o bir bayram öğesi gibi cevaplar gelmiş olabilir. Fakat benim burada bahsettiğim yanlışlar onlar değiller. Buradaki yanlışlar pırıl pırıl gençlerin eline geçebilecek sözde komik ve öğretici ama gerçekte nefret söylemi barındıran içerikler. Kendimizi ne kadar korumaya çalışsak da antisemitizm (her tipiyle) hayatımızda var ve ne yazık ki artarak var olmaya devam ediyor. Bunu önlemek de tüm insanlığın çabasını gerektiriyor.