Hasköy Mezarlığında 81 mezar taşını tahrip ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan beş çocuk, ifadeleri alındıktan sonra ailelerine teslim edildi. İstanbul Valiliği, zarar gören tüm taşların kendileri tarafından yapılacağını açıklarken Milletvekili Garo Paylan, konuyu meclise taşıdı ve benzeri nefret saldırılarının ´münferit´ eylemler olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Beyoğlu ilçesine bağlı Fetihtepe mahallesindeki Hasköy Cemiyeti Mezarlığında 13 Temmuz'da meydana gelen tahribatı 11-13 yaş arasındaki beş çocuğun gerçekleştirdiğinin görüntülerden belirlendiğini açıkladı. Adli makamlara sevk edilen çocuklar, işlemlerinin tamamlanmasının ardından ailelerine teslim edildi.
Geçtiğimiz hafta mezarlıktaki güvenlik görevlisi, sabah saatlerinde birçok mezarın tahrip edildiğini fark etmiş, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekipleri de saldırıyla ilgili çalışma başlatmıştı. Yapılan güvenlik kamerası incelemesi sonucu olayın 13 Temmuz'da saat 17.00 sıralarında meydana geldiği belirlendi. Yapılan kontrollerde 81 mermer taşının kırıldığı tespit edildi.
Çocukların, mezarlığın yanında yer ala parkta top oynadıkları sırada toplarının kaçması üzerine mezarlığa girdikleri ve topu aldıkları sırada oyun amaçlı mezarlık mermerlerini tahrip ettiklerini söylediği öğrenildi.
İstanbul Valiliği, tahrip edilen taşların yeniden yapımı konusunda zararın kendileri tarafından karşılanacağını açıkladı. İstanbul Valiliğinden yapılan açıklamada "Beyoğlu ilçemiz, Fetihtepe Mahallesinde bulunan Hasköy Kamanda Musevi Cemiyeti Mezarlığında 13 Temmuz 2022 tarihinde meydana gelen tahribatın araştırılmasına ilişkin yapılan çalışmalarda; Mezarlıkta 81 adet mezar taşının tahrip edildiği, güvenlik kamera görüntülerini, incelenmesi neticesinde olayın mezarlık çevresinde ikamet eden Y.Y, Y.B.G, K.G., H.S.Ç. ve H.R.E. isimli 11-13 yaşlarındaki çocuklar tarafından gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Adı geçen şüpheliler yakalanmış olup, konuyla ilgili başlatılan tahkikat devam etmektedir. Musevi vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz" denildi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, mezar taşlarının kırılmasıyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma başlattığını açıkladı. Bozdağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "İstanbul'da Yahudi vatandaşlarımıza ait Hasköy Mezarlığındaki bazı mezar taşlarının tahribini ve bu tahribi yapan saldırganları kınıyorum. Yahudi vatandaşlarımıza geçmiş olsun, dileklerimi iletiyorum. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konuyla ilgili adlî soruşturma başlatmıştır" ifadelerini kullandı.
Türk Yahudi Toplumu, konuyla ilgili ilk açıklamayı cuma sabahı yaptı. Sosyal medya üzerinden mezarlığın kırılmış taşlarının fotoğrafları eşliğinde TYT yönetiminin, “Hasköy Mezarlığımıza gece yarısı girilmiş, 36 tane mezar taşımız tahrip edilmiştir. Konu tüm resim ve gece kayıtları ile ilgili makamlara iletilmiş olup, bu vandalizmi yapanların bir an evvel yakalanmasını beklemekteyiz” paylaşımı kısa sürede, geniş kitlelere ulaştı.
Saldırıyı gerçekleştirenlerle ilgili detayların netleşmesi üzerine “Tahribatı yapanların 12-13 yaşlarında çocuklar olduğunu üzüntüyle öğrendik. Tüm mezarların İstanbul Valiliği tarafından yapılacağını belirttiler. Hassas ve duyarlı çalışmaları için teşekkür ederiz” açıklaması geldi.
Hahambaşı Rav İsak Haleva ise saldırının ardından yaptığı yazılı açıklamada “Kınıyoruz, üzgünüz. Böyle durumların yaşanmamasını dileriz. Cemaat idarecileri durumu yetkililere bildirmiştir. Devletimiz gerekeni yapacaktır. Ölüye saygısızlık yapılmasın. Devletin bu konuyu çözeceğine inanıyoruz” dedi.
Tepkiler
Konu, meclise taşındı
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, Hasköy Yahudi Mezarlığına düzenlenen saldırıyı Meclis gündemine taşıdı. Paylan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a verdiği soru önergesinde bu ve benzeri nefret saldırılarının “münferit” eylemler olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti. Paylan'ın Oktay’ın yanıtlamasını talep ettiği sorular şu şekilde:
Hasköy Yahudi Mezarlığı’na düzenlenen nefret saldırısı, nefret kültürünün bir sonucu değil midir?
Yahudi ve Hristiyanlara karşı işlenen nefret suçlarını durdurmak için ne yapacaksınız?
Nefret siyasetinin, nefret suçlarına yol açtığının farkında mısınız?
Azınlıklara karşı işlenen nefret suçlarına neden olan, nefret söylemlerini durdurmak için ne yapacaksınız?
Hasköy Yahudi Mezarlığı
Hasköy Yahudi Mezarlığına giren saldırganlar 81 mezar taşına zarar verdi. Yüzeysel bir okuma ile ‘Vandallık’ denip geçilebilecek bu hadisenin Avrupa’dan yakınen tanıdığımız bir antisemitizm türü olduğunun bilincinde, saldırının gerçek faillerinin bulunmasını beklerken, gelin İstanbul’un günümüze ulaşan en eski Yahudi mezarlığını yakından tanıyalım.
İstanbul’daki en eski Sefarad mezarlıklarından biri olan bu alan Sultan II. Beyazıt vakfiyesinde zikredilmekte ve Yahudi cemaatine 1582’de tahsis edildi.
Araştırmacı Mina Rozen mezarlıkta 17. yüzyıla kadar daha çok Rumca konuşan ve Bizans topraklarında yaşayan Romaniyot Yahudilerinin gömüldüğünü, bu yüzyıldan sonra ise sayıca üstünlüğün Sefaradlara geçtiğini ve Romaniyotların gitgide eridiğini ortaya koymuştu.
Hasköy Mezarlığındaki verilerden hareketle 17. yüzyılın ortalarında erkeklerin 50, kadınların ise 40 yaşın altında bir ortalama yaşam süresinin olduğu ve bebek ölümlerinin yüksek olduğu da gözler önüne serildi. Bazı yıllardaki yoğun kayıplar ise şehirdeki veba salgınlarının izlerini verir.
1970’lerde buradan geçen çevreyolu, mezarlığı da ikiye böldü. Yol yapılırken ne yazık ki gerek Müslüman, gerek Ermeni ve Yahudi, Karay Yahudisi cemaatlerine ait pek çok mezar yok edilmiş, yok edilen alandaki taşların da bir envanteri çıkarılmamıştı. Hatta bu durumdan 19. yüzyılın meşhur banker ailesi, İstanbul’a sayısız fayda sağlayan Abraham Kamondo’nun mezarı da fazlasıyla etkilenmişti.
Bu mezar alanı 20. yüzyıl başlarında Ulus’taki mezarlık açılana dek İstanbul’un en temel Yahudi mezarlığı idi.
Mezarlıklar, azalmakta olan bir toplumun sosyal hayatına ışık tutan en önemli veri alanlarından biridir.
Bugün kimisi yurtdışında yaşamına devam eden toplum bireyinin aile büyüklerinin mezarına yapılan saldırı basite alınmaması gereken, bu toprakların ürünü olmayan ve acilen gerçek faillerinin açığa çıkması gereken bir antisemit saldırıdır.
Büyük bir acıyla toprağa verdiğiniz aile büyüklerinizin ebedi istirarahatgahlarından saldırıya uğradığını görseniz ne hissederdiniz?
Birlikte yaşam kültürümüze yönelik bu menfur saldırıya hep birlikte ses verelim!