ABD Başkanı Joe Biden´ın ülkesinden ayrılırken yaptığı açıklamalarla çelişen Suudi Prens Faysal bin Farhad, cumartesi günü yaptığı konuşmada, İsrail´e sivil uçuşlara açılan hava sahasının diplomatik ilişkilerle bir alakası olmadığını ve bu hareketin gelecekte atılabilecek normalleşme yolundaki adımlara bir öncü veya gösterge olarak algılanmaması gerektiğini belirtti.
Kudüs ve Washington’un dile getirdikleri beklentilerini boşa çıkarmaya kararlı görünen Prens Faysal, perşembe günü açıklanan İsrail’den Çin ve Hindistan’a gidecek uçuşlara, uçuş maliyetlerini ve saatlerini kısaltmak adına sivil hava sahasını açma kararının, İsrail’le resmi ilişkiler kurulması anlamına gelmediğini bildirdi.
Cidde’de gerçekleşen GCC+3 bölgesel zirvesi kapsamında bazı açıklamalar yapan Prens, atılan adımın İsrail ile kurulacak diplomatik ilişkilerin bir göstergesi olmadığını, karşılıklı uçuşlara kendilerinin karar verdiklerini, amaçlarının tüm dünya ülkeleriyle bağlarını güçlendirmek olduğunu ve sadece seyahat eden kişilerin hayatlarını kolaylaştırmayı amaçladıklarını, bunun gelecekte gelecek kararların öncüsü olmadığını söyledi.
Cuma akşamı geç saatlerde, Suudi Kralı Salman ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ile yaptığı görüşmelerin ardından konuşan Biden, Suudilerin karşılıklı uçuşlara başlanması yönündeki kararının, sadece sembolik değil, gerçek anlamda hafife alınamayacak bir olay olduğunu açıkladı. Biden, “Bu İsrail ile Suudi Arabistan arasında ilişkilerin normalleşmesi yolunda atılmış ilk kayda değer adımdır,” diye ekledi.
Cuma sabahı aynı konu üzerinden bir konuşma yapan İsrail Başbakanı Yair Lapid de Suudi Arabistan’ın İsrail havayollarına hava sahasını açma adımını memnuniyetle karşıladığını ve bunun ilişkilerin düzelmesi adına atılmış sadece ilk resmi adım olduğunu düşündüğünü söyledi.
Lapid ayrıca, “Suudi liderlere, hava sahalarını açtıkları için teşekkür ederiz. Bu sadece ilk adım” dedi.
Suudi bakanın sözlerine, Beyaz Saray’dan bir yorum yapılmadı.
Riyad’dan yapılan hava sahası açıklaması, Biden’ın hakimiyeti Mısır’dan Suudi Arabistan’a geçirilecek iki Kızıl Deniz adasından Amerikan gözlemci kuvvetlerinin geri çekileceği açıklamasından bir gün önce yapıldı.
Geri çekilme ve hakimiyetin transferi anlaşmasına ABD öncü olmuş, bu anlaşmaya, söz konusu adalar Mısır’la 1979’da yaptığı barış anlaşması kapsamına girdiğinden İsrail’in de onay vermesi gerekmişti. ABD, Riyad’ın İsrail’in bu onayını, normalleşme yolunda bir adım olarak algılaması yönünde baskı yapmıştı.
ABD’nin İsrail ile Suudi Arabistan arasında ilişkilerin normalleşmesi yönündeki planında ilk adım, hava sahasının açılması, ikinci adım ise Müslüman hacıların seyahatleri için karşılıklı sivil uçuşlara başlanması iken, ikinci adım konusunda görüşmeler henüz sonuca ulaşmadı. ABD tarafı, cuma günü tonu yumuşatılmış bir açıklama yaparak, gelecek seneki hac ziyaretlerinin İsrail’den Cidde’ye gerçekleştirilebilmesi için yapılan görüşmelerin olumlu şekilde ilerlediğini söyledi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr de İsrail- Suudi Arabistan arası ilişkilerin normalleşmesi beklentilerini soğutmak adına CNN’e verdiği röportajda, normalleşmenin olası bir stratejik seçenek olduğunu fakat İsrail ile Filistin arası iki devletli seçenek içeren bir anlaşma yapılmasının kendileri için, Kudüs ile herhangi bir normalleşme adımı öncesi şart olduğunu bildirdi.