“Bugünün işini yarına bırakma” atasözünü eminim hepiniz duymuşsunuzdur. Her atasözü gibi genellikle doğru olsa da uzun iş saatleri, yapılacak onlarca iş bir de bunlara insan denilen canlının tembelliği sevmesini ekleyince bu sözü yerine getirmek pek de kolay olmuyor. Bundan sonra işlerinizi yetiştiremediğiniz zaman patronunuza bilimsel bir kılıf uydurmak isterseniz “Odysseus Anlaşması yaptım” diyebilirsiniz.
Odysseus Anlaşması bugünkü sizle yarınki siz arasında elinizdeki işi yapacağınıza dair verilen bir sözdür. Örneğin derse ara verip beş dakika sonra başlayacağım dediğinizde beş dakika sonraki kendinizle derse başlayacağınıza dair bir anlaşma yapmış olursunuz. (Genellikle o beş dakikalar uzar tabi😊)
Odysseus Anlaşması ismini nereden alıyor?
Sizin de rahatlıkla tahmin edebileceğiniz gibi Odysseus Anlaşması ismini mitolojiden alıyor. İnanışa göre İthaka Kralı Odysseus, Truva Savaşını kazandıktan sonra yaşadığı yere dönerken Sirenler Adasının yakınlarından geçmek zorunda kalır. Bunu gören Tanrıça Circe, Odysseus’u ‘Siren’lere karşı uyarır. Sirenler, Yunan mitolojisinde Sirenum Scopuli denen bir adada yaşadıklarına inanılan deniz yaratıklarıdır. Sirenler güzel sesleri ile denizcileri büyüleyerek kendi adalarına çekmekte ve onları burada öldürmektedir. Tanrıça Circe, Odysseus ve askerlerini korumak için kulaklarını tıkamalarını sağlayabilecek balmumunu Odysseus’a hediye eder. Odysseus balmumunu gemidekilere dağıtır fakat kendisi takmaz. Çünkü Sirenlerin güzel sesini duymak istemektedir. Odysseus Sirenleri duymak istemesine rağmen onların yemi olmamak için kendini gemiye bağlatır. Gemi adaya iyice yaklaşır. Sirenlerin sesi duyulmaya başlar ve Odysseus sesten çok etkilenip bağlandığı yerden kaçmaya çalışır. Bunu gören askerler küreklere asılır ve adanın yanından büyük bir hızla uzaklaşır.
Sirenleri duymadan önce Sirenlerden etkilenmemek için kendini bağlatan Odysseus, Sirenleri duyduktan sonraki Odysseus’la anlaşma yapmış sayılır. Bu durum da günümüzde Odysseus Anlaşması terimini doğurmuş olur.