Asurluların 'Asdudimmu'su, Bizanslıların 'Azotos Paralios'u, Günümüzün Aşdod-Yam'ı

Önceki yazımda, Levant Diyarına açılan Akdeniz´in doğusundaki antik liman kenti Acco´dan bahsetmiştim. Bu yazımda ise, başlığından da anlaşılacağı gibi, Akdeniz´in doğusundaki günümüzün liman kenti Aşdod´tan ve Demir Çağına kadar uzanan tarihinden bahsetmek istiyorum.

Nesim ŞALOM Perspektif
24 Ağustos 2022 Çarşamba

MÖ 6. yüzyıl diliminde, Pers İmparatorluğu, İskitler gibi etrafındaki diğer devletler için de bir tehdit olarak genişlerken aynı coğrafyadaki bir başka acımasız ve gaddar İmparatorluk Asur Devleti ise zayıflamaktaydı. MÖ 2000’lere kadar dayanan Asur Devletinin geçmişi, son olarak MÖ 911’den itibaren Yeni Asur İmparatorluğu olarak değişmiş ve Anadolu’daki Frig Devleti sınırlarından başlayarak, aşağı yukarı bugünkü Suriye – Ürdün olan bölgede ve Doğu Akdeniz kıyılarında hüküm sürmekteydi. İmparatorluğun sonunu getiren ise MÖ 612’den itibaren kuzeyden gelen gene İskitler’in, Medler’in ve Kimmerler’in düzenlediği akınlar olmuştu. Zayıflayarak tarihten silinme sürecine girmeden önce, Asur Devleti’nin başındaki son güçlü kral Asurbanipal idi ve MÖ 627’de ölmüştü. Asurbanipal’in kendinden iki önceki selefi ise, (MÖ 705 – 681) arasında hüküm sürmüş, bir diğer meşhur kralları olan Senherib idi. Senherib’in savaşlarından biri Asur Devleti’nin meşhur başkenti Ninova’daki ihtişamlı sarayından yönettiği Lakhiş kuşatmasıydı. Lakhiş yazının sonunda bağlantılayacağım, günümüz modern Aşdod Kenti içinden Akdeniz’e dökülen akarsuya da adını veren yerleşim olup Yahuda Krallığı’nın başkenti Yeruşalayim’in (Kudüs) düşmesinden önceki son kalelerinden biriydi ve ülkenin başında Yahuda Kralı Hezikiya vardı.

MÖ 911'de kurulan Yeni Asur İmparatorluğunun en geniş olduğu zaman 

Senherib’ten bir önceki selef olan Kral II. Sargon ise bu anlatımın konusu olan kentin baş aktörüydü.

Söz konusu bu kent, o devirde Asdudimmu olarak geçmekte olan küçük bağımsız bir liman kentiyken Kral Sanherib’e vergi veya haraç vermeyi reddetmişti. Güçlü Asur için çok küçük bir lokma olan Asdudimmu kenti ile birlikte, Kral Sanherib, biri Aşkelon diğeri Azotus olan iki kenti daha kendine bağlamıştı.

Günümüzde Irak'ın vilayeti olan Ninova'nın güneybatı sarayı duvarlarından, MÖ 692 yılına ait olduğu düşünülen, Kral Sanherib'in, (İsrail'in sahil kesiminden 30 km. içerideki) Lakhiş Kenti kuşatması sonrası esir edilen halkı betimleyen bir tablet. Tablet Türkiye'de bulunmuş olup British Museum'da sergilenmekte.    

Bu noktada tarihsel anlatıma kısa bir ara verip, Caravaggio’dan Gustav Klimt’e kadar onlarca klasik ressama ilham olan meşhur bir romantik hikayeyi hatırlayalım:

“Asur orduları komutanı Holofernes, Yahudilerin yaşadığı Bethulia kentini kuşatmıştır. Kuşatmacılar şehrin sularını kestiğinden kuraklık baş göstermişti. Şehir bu mücadelede Asurlulara teslim olmak üzeredir. Kentte yaşayan güzel dul ve bakire kadın Judith sürekli Tanrı’ya dua ederek halkın bu durumdan kurtulması için yalvarmaktadır. Bir gece verdiği kararla eyleme kalkışır. En güzel ve cezbedici kıyafetlerini giyecek, takıları ve makyajı ile süslenecek ve Asur orduları komutanı Holofernes’in çadırına gidecektir.

Planını uygulamaya koymak için yanına yardımcı kadını olan Abra’yı da alarak onun sepetine en güzel meyveleri yemişleri doldurur ve kaleden çıkarak Holofernes’in yanına gider. Oradan dönüşünde ise o sepette taşıdığı şey çok farklıdır!

Holofernes’in etrafındaki koruma çemberini geçmek için Bethulia’dan ona şehri ele geçirmesini sağlayacak haberler getirdiğini söyler ve bu şekilde yanına kadar sızar. Gerçekten de Judith, Holofernes’e anlattıkları ile onun takdirini alır ve gözdesi olur. Yanından ayrılacağı zaman Holofernes bir ziyafet verir. Bu ziyafette Judith’e duyduğu aşk ve içkinin de etkisi ile sarhoş olur, çadırda yalnız kalırlar ve birlikte olurlar. Holofernes uyuduktan sonra Judith, hizmetçisi Abra’yı yanına çağırır, Holofernes’in yattığı yerin yanında duran kendi kılıcını alıp onun başını keser, Hizmetçisi Abra ile yanında getirdiği meyve sepetine koyar ve ikisi birlikte gizlice ordunun kamp alanından çıkıp Bethulia'ya geri dönerler. Şehrindeki askerlere sabah erkenden Holofernes'in kesik başını gösterip onu öldürdüğünü söyler ve bir halk kahramanı olarak karşılanır. Bu moralle kuşatmacılara karşı bir saldırı başlatırlar. Asur ordusu, bu saldırıda çadırdaki komutanlarının cesediyle karşılaşmalarının da paniği ile büyük bir bozguna uğrar ve bu şekilde Bethulia şehri kurtulur.”

Birçok klasik tablo ve heykele konu olan, Tevrat’tan alınmış bu meşhur anlatının tam olarak ne zaman geçtiği, her ne kadar bilimsel olarak kanıtlanmamış olsa da bu pasajın, muhtemelen Asur Kralı Sanherib’in Aşdudimmu ile birlikte diğer başka kentleri de ele geçirmek için girdiği savaşlardaki geçen bir olabileceğini düşünüyorum.

Yazımın resmi tarihe dayanan kısmına dönecek olursak… Asur İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra, Romalı bir general olan Pompei ise, bu liman kentine özgürlük tanımış ve kent bölgede hüküm süren Samaria’nın Haşmonay (veya Maccabi) Hanedanına bağlanmıştı. Haşmonay kralı olan John Hyrcanus (veya İbrani literatürüne göre Yohanan Cohen Gadol) yönetimine gelene kadar, bu esnada Asdudimmu, kuzey ve güney olarak iki bölgeye ayrılmış ve kentin adı Helence Azotos Hippennos (Atlıların olan) ve Azotos Paralios (Kıyı kesimi olan) isimlerini almıştı.

Takip eden Bizans döneminde de kent bu isimlerle anıldı. MS 325 yılında toplanan İznik Konsilinde, Yeruşalayim’e yakınlığı ile kent, Hristiyan hacılar ve piskoposlar için önemli bir yere sahip oldu.

Aşdod-Yam kazılarında ortaya çıkartılan antik şehir kalıntıları ve şehir kalesi olan Minat al-Qal

Bölgede Emevilerin hakim olmasından sonra, buradaki Bizans kalıntıları üzerine, MS 685-705 yılları arasında Halife Abd al-Malik ibn Mervan tarafından, limanı korumak amacıyla bir kale yapıldı ve Arapça Minat al-Qal'a denildi. Bu kale 1033’teki bir depremde ağır hasar gördü. Yaklaşık bir yüzyıl sonra Haçlı orduları tarafından restore edilerek tekrar kullanılmaya başlandı.

Sonrasında, Mısır Sultanı Selahaddin Eyyübi’nin 1187’de Haçlı ordularından bölgeyi alması ile kale kaderine terkedildi ve kumulların altında kayboldu

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün