Orta Çağ'dan Günümüze Sefarad Mutfağını Kapsayan Yeni Yemek Kitabı

Bir başka tanışma ve bir başka kültür sanat etkinliği ile karşınızda olmaktan dolayı mutluyum. Tel Aviv´deki ANU Müzesinde katılma ayrılacağına eriştiğim özel kitap sunumu ve imza gününü paylaşmak istiyorum.

Liza CEMEL Kültür&Sanat&Spor
24 Ağustos 2022 Çarşamba

Kitap ve sunum konusunda derine inmeden önce kısaca ANU Müzesinden bahsetmek isterim. Belki bilenler vardır, müze kompleksi Tel Aviv Üniversitesi içinde bulunuyor. Eski ve bilinen adıyla ANU’dan önce orada Beit Hatfutsot (Diaspora Müzesi) bulunuyordu. Şimdilerde sergi alanı çok daha geniş ve müzenin yaklaşımı eskiye göre çok daha farklı. Galeri alanını 72 bin metrekareye yani üç katına çıkaran bir genişleme söz konusu. Bu genişlemenin dijital yönü çok kuvvetli; özel olarak üretilmiş filmler, multimedya gösterimleri, son teknoloji çoklu duyu istasyonları… Yahudi halkının 4000+ yıllık tarihini çağdaş ve çeşitli bir bağlamda, yaratıcı yollarla anlatma özelliği ile de Prestigious 2022 Platinum MUSE Creative Award ödülüne layık görüldü.

Ziyaretim sırasında rehberlerden birine müzedeki değişimi sordum. Yenilenmiş adı ve sergileriyle ANU, Mart 2021’de açıldı. Şu anda da dünyanın en büyük Yahudi müzesi. Çok kısa sürede böylesine bir değişimin ve yeniliklerin derinine indiğimizde, müzede rehberle sohbetimizden şunu anlıyorum; Diaspora müzesinin Yahudi kültür, tarih ve geleneklerine karşı farklı bir tutumu vardı. Daha önce Yahudi halkının tarih boyunca yaşadığı korkunç olaylara, acı ve zulümlere, kurban psikolojisine yoğunlaştığını, şimdi ise, ANU’da tarihin tozlu ve kara sayfalarından sıyrılıp günümüze fazlasıyla odaklandığını görüyoruz. Ama bunun yanı sıra göz ardı edilemeyecek bir gerçek varsa, kırk yılı aşkın bir süredir müzenin, Yahudi kimliğini güçlendirmede ve dünya çapında Yahudi mirasını sürdürmede ayrılmaz bir rol oynamasıdır.

Değişen bu bakış açısı müzedeki yeni sergiye ve sanat eserlerine yansımış durumda. Yeni sloganı: You Are Part of the Story (Sen Hikâyenin Bir Parçasısın) bence bu değişimi başarılı bir şekilde anlatıyor. Yeni bakış açısı Yahudi halkının hikâyesinin sürekli yenilenen bir hikâye olduğu üzerinde durmakta. ANU - Yahudi Halkı Müzesi, Yahudi çeşitliliğinin çok kültürlülüğünü kutluyor ve kapsayıcı, çoğulcu bir yaklaşım benimsiyor. Bu çeşitliliği sanatla yaşatmaya çalışırken sanki L’Chaim (Hayata…) der gibi bir hali var. Benim bunu hissettiğim gibi diğer ziyaretçilerin de böyle bir hissiyatta olduğuna pek şüphem yok.

Üç katlı sergide en üst kat (ve ziyaretin başlanması tavsiye edilen kat) günümüze en yakın zamandan başlıyor. Aşağı indikçe zamanda geriye gidiyoruz. Modern Yahudi kimliği ve kültürünü, tiyatro, dans, sinema, müzik, edebiyat, folklor, modern sanat, giyim gibi unsurlar çerçevesinde anlatıyor. Aslında günümüzde Yahudi olmayı resmediyor. İlk katın ilk kısmı için tek naçizane eleştirim, farklı dine bağlılık seviyeleri ve farklı Yahudi kültürleri ele alınmaya çalışılmış olsa bile farklı ülkelerin de sunuma dâhil olduğunu görmek isterdim. Türkiye’de yaşayan bir Yahudi de “Bugün Yahudi olmak” kısmında kişisel görüşleriyle yer alsa fena mı olurdu?

Aslında hikâyenin bir parçası olmak ne demek? Yalnızca müzede bulunan interaktif öğrenme ve eğlenme kısımlarından öte, kendimizden bir parça bulmak olarak yorumluyorum ben bunu. Müzenin yeni adı, kısacası “Biz” (ANU) de bu değişimi destekler nitelikte.

Bu değişim ve yeni sergi beni çok etkilemiş olacak ki, kısa tutmayı hedeflediğim kısımda bile planladığımdan çok bilgiyi paylaşıyorum.

Tel Aviv’e yolunuz düşerse, müzeyi ziyaret etmenizi şiddetle öneriyorum. Hatta cuma günleri de ücretsiz. Müzenin bir hayli büyük olduğunu hesaba katmayı unutmayın!

Kitaba dönecek olursak…

‘Tarihi Pişirmek’

Hélène Jawhara Piñer: “Yemek yemek, geçmişi anmanın bir yoludur.”

Hélène Jawhara Piñer, Fransa’da doğmuş olsa da, ailesinin İspanya kısmı Cebelitarık’tan gelmekte. Orta Çağ Tarihi ve Yemek Tarihi alanında doktora yapmış. Tarih doktorasını tamamladığından beri, Sefaradların mutfak mirasına odaklanan bu tarihi yemek kitabı gelişmekteydi ve hızla sadık bir takipçi kitlesine erişti.

Bu yeni kitabın sunumu, ANU’nun çatısının altında bulunan ve Yahudi yemeklerinin hikâyesini ön plana çıkaran Foodish’in bir etkinliğiydi. Sefarad atıştırmalık ikramları eşliğinde, yeni yemek kitabı üzerinden tarihe etkileyici bir bakış ile yaklaştık. Müzenin mutfak dalı olan Foodish de yeni olmakta beraber, web sitesinde dolaşmak da oldukça keyifli. Müzedeki yeni bakış açısı burada da mevcut. Web sitenin kendisi de ziyaretçileri etkileşimde olmaya itiyor. Kendi aile tariflerinizi de paylaşmanın mümkün olduğu platform, ziyaretçiyi gerçekten de “hikâyenin bir parçası” yapıyor. Oluşumu ve web sitesini genişletmeyi amaçlayan Foodish, yenilenen web sitesinde tarifleri, fotoğrafları, videoları, dünyanın dört bir yanındaki Yahudi yemeklerinin Foodish mutfak haritasını, dünya çapında yemek turları, mutfak sergileri ve İsrail'deki en iyi şeflerle buluşmalar da dâhil olmak üzere yeni müzede düzenlenen etkinliklerle birleştirecek.

Araştırmacı ve Sefarad aşçı Piñer, Yahudi yemek pişirme alışkanlıkları ve tarihsel olayların bunda etkisi ve etkilenmesini örneklemelerle açıkladı. Piñer aynı zamanda En İyi Yahudi Mutfağı kitabı (2021) Gourmand World Cookbook Awards kazananı. Orta Çağ’dan günümüze kadarki geniş zamanı kapsayan bu dilimde literatürde bir kitap olmadığını ve kendisinin de bu düşünceyle yola çıktığını açıklıyor. Kendisi kitabında 13. yüzyıldan günümüze kadar olan zamanı işliyor. Sunumda bahsedilen ve 13. yüzyıl İspanya’sında anonim olarak yazılan Endülüs yemek kitabı ‘Kitab al-Ṭabīḫ’ ucundan kıyısından, üstü kapalı olarak (Çoğunlukla güvenlik nedeniyle) Yahudi tariflerine değiniyor. Hatta Piñer, bu kitabın yazarının Yahudi olabileceğini de savunuyor.

Kitabın kapağından da anlaşılabileceği gibi ‘patlıcan’ sözü edilen önemli bir malzemeydi. Hristiyanlar patlıcan kullanmazlardı. Hatta Yahudiler patlıcan yedikleri için suçlanıyorlarmış bile. Sunumu dinlerken kendi kendime düşündüm, patlıcan üzerinden bile nasıl günah keçisi olmuştuk… Bana göre hem sağlıklı hem de çeşitli yemeklerde kullanılan lezzetli bir bileşendi. Meğer zamanında patlıcanın Yahudilere karşı hakaret olarak kullanıldığı söylemler, şiirler vb. bile varmış. (Örneğin, Yahudilerin gözlerini patlıcana benzetmek.) Eski zamanlarda patlıcanın pek tercih edilmemesinin bir nedeni de nasıl pişirildiği bilinmediğinde kötü sonuçlara ve tatlara yol açabileceğiymiş; acı olabilmesi buna örnek. Hatta Maimonides (Rambam) bile sağlığa zararlı olduğunu savunmuştu.

Sunumda öğrendiğim ve çok ilgimi çeken bir kısmı paylaşmak isterim. Sözü geçen alayların biri hakkında şiir yazılmış. Yukarıda bahsettiklerimi destekler nitelikte ve çok ilginç.

Hikâye şöyle ilerliyor… Güveçte patlıcanı olan Yahudi’nin yemeği bir Hristiyan tarafından çalınıyor. Ne yapacağını bilemeyen Yahudi geri almaya çalışırken tabii ki karşıdaki karşılığında para istiyor. Şabat’ta para kullanılmadığını adı gibi bilecek ki orada Yahudi’yi soktuğu zor durumdan faydalanarak dalga konusu oluşturuyor. “Basit bir patlıcan yemeği için savaşan aptal bir Yahudi…”

Piñer ise patlıcan ve Yahudiliğin güçlü bir aşk hikâyesi misali bağlı olduğunu dile getiriyor.

Yemek alışkanlıklarının değişkenlik gösterdiği bir başka alan zeytinyağı ve tereyağı. Yahudiler yalnızca zeytinyağı kullanırken, Hristiyanlar sadece tereyağı, Müslümanlar ise her ikisini de kullanırlardı. Aslında basit farklılıklar gibi görünse de bunlar farklı toplulukların arasındaki ilişkileri de ilginç bir biçimde yansıtmakta.

Aklımda kalan bir başka hikâye de Yahudi nüfusunun yoğun olduğu bugünün İspanyol şehirlerine kötü koktuğu için gidilmesinin önerilmemesi. Çok sarımsak kokuyormuş! Sarımsak katmadan yemek mi olur diye sormak lazım…

Belki üzerine çok düşünmediğimiz yemek yeme ve yapma eyleminin aslında nasıl da tarihle, dinle, kültürle, toplumlar arası ilişkilerle alakalı olduğunu gözlemliyoruz. Ye, Dua Et, Sev…

“Sephardi: Cooking the History” satışta. Tavsiye edilir!

Son olarak, bahsettiğim konular hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak ve kitabı sipariş etmek için linklere göz atabilirsiniz:

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün