Denizin mavisi ile ormanın yeşilinin kucaklaştığına Mavi Tur´da bir kez daha şahit olduk. İşte Ege´nin masmavi sularında, geçirilen unutulmaz bir tatilin anıları…
Uzun yıllardır hayalimizde canlandırdığımız Mavi Tur maceramız bir perşembe öğleden sonrası Sabiha Gökçen Havaalanından hareketle başladı. Dalaman’a indiğimizde bizi Fethiye’ye götürecek servise bindik. Yolumuz yaklaşık bir saat sürdü. Teknemiz Fethiye Marinasında adeta bir kuğu gibi bizleri karşıladı.
Kaptanımız yorgunluk kahvemizi hazırladı; birlikte hareket ettiğimiz diğer iki çift ile motor yatın kıç tarafındaki sahanlıkta tatile başlamanın keyfini sohbet ederek geçirdik. Kaptan çantalarımızı kamaraya koymuş akşam yemeği için hazırlıklara başlamıştı. İstanbul’dan Balıkçı Reşat’tan lakerdamızı, çirozumuzu almış, Diana’nın yaptığı enfes taramamızı, Ema’nın yaprak dolmalarını vakumlayıp getirmiştik. Biraz peynir, söğüş domates ve salatalık ile kavun ve getirdiğimiz mezeler rakımıza katık oldu. Çok geç olmadan çilingir soframıza kurulup ilk kadehleri parlatmaya başlamıştık bile.
Hava adeta limonata gibiydi. Hafif esen rüzgâr Fethiye’nin sıcağını unutturuyordu. Marinada iskeleye bağlı komşu teknelerle sohbet ediyor, hal hatır soruyorduk. Saat 12’ye doğru kamaralarımıza çekildik. Sabah uyandığımızda ilk iş Fethiye açık pazarına gidip tatil süresince lazım olabilecek yemeklik malzemeleri almak oldu. Öğlene doğru teknemiz Fethiye Marinasından Göcek koylarına doğru yol almaya başladı.
Göcek Turu
Göcek’in en güzel koyları Bedri Rahmi, Kleopatra (Hamam), Akvaryum, Göbün, Boynuzbükü, Sıralıbük, Yavansu ve Cennet Koyu sayılabilir. Rota için günün rüzgâr ve hava durumuna göre uygun koy seçilip hareket edilir. Her bir koyun manzarası, konumu, denizi farklıdır. Her koyda farklı keyif alınır. Kiminde öğlen yemek yemek güzeldir, kiminde gün batımını izlemek, kiminde de gecelemek zevklidir. Mavi Yolculuk’ta bir gün nasıl geçer diye sorarsanız, sabah uyandığımız andan gece yattığımız ana kadar adım adım sizlerle tekne yaşantısını paylaşayım.
Fethiye Turu
Sabah 7.30 civarında uyandığınız gibi kendinizi demirlediğiniz yahut bağlandığınız iskeleden Ege’nin serin sularına atarsınız. Adeta yüzünüzü denizde yıkarsınız. Sabah mahmurluğunuzu atmak için akvaryum gibi deniz birebirdir. Yüzerek sabah sporunuzu da yapmış olursunuz. Tekneye çıktığınızda sabah kahvenizi kaptan hazırlamıştır bile. Kahvenizi yudumlarken sabahın sessizliğinin sesini dinlersiniz. Yavaş yavaş diğer arkadaşlar da uyanmıştır. Fethiye pazarından alınmış, çocukluğumuzda yediğimiz lezzetteki domates, salatalık, biber, iri iri kesilmiş, zeytinyağı içinde bekletilen zeytin ve peynir tabaklara konmuş, ekmekler kızartılmış, çay demlenmiş sizi kahvaltı sofrasında bekliyordur. İstanbul’dan getirdiğimiz çilek, incir, kayısı reçelleri adeta masada görücüye çıkmış gibi yenmeği bekler. Bu arada kaptan yumurtaları hazırlamadan siparişleri alır. Kimi yağda göz severken, kimi omlet bazıları ise menemeni tercih eder. Mis gibi çam kokusu ile denizden gelen iyot kokusu iştahınızı bir kat daha açmıştır. Keyifle yenen kahvaltı sonrası deniz sefası sırası gelmiştir. Cam gibi dibi Ege sularında yüzmenin keyfi de, deniz ortasında arkadaşlarla sohbetin de tadı bir başka olur. Teknenin burnunda güneşlenip yorgunluk atarken saat 11.00’e doğru kaptan meyve tabağını hazırlamış, servis yapmak için yanınıza gelir.
Öğlen yemeğine kadar birkaç kez daha suya girer, yüzer, güneşlenir, tatilin tadını çıkarmaya bakarsınız. Öğlen için ne yemek istediğinizi sorduktan sonra aldığınız malzemelerle, kaptan öğlen yemeği hazırlıklarına başlamıştır bile. Mavi Yolculuklarda genellikle öğlenleri köfte, makarna, salata ya da buğulama balık tercih edilir. Mavi Yolculuk boyunca birkaç kez de mangal keyfi yapabilirsiniz. Sabah istediğiniz kadar sıkı kahvaltı etseniz de yüzmek ve kano yapmak gibi deniz aktiviteleri acıktırır. Saat 13.30-14.00 gibi siparişini verdiğiniz öğlen yemeğiniz hazırlanmış sofrada sizi bekler. Bu kez buz gibi bira yemeğinize eşlik eder. Yemek sonrası yaklaşık iki saat serbest zamandır. Kimi kitabını alır gölgede okur, kimi telefon ya da tabletindeki oyunlarla vakit geçirirken kimi de hafif bir şekerleme yapar. Miskinliğimizi üstümüzden atmak için serbest saatler sonrası tekrar sulara dalarız. Artık kendimize gelmiş, hayata dönmüşüzdür. Saat 17.00 gibi kahve, kek, kurabiye zamanıdır. Akşamüstü kayıntısı sonrası kaptan demir almış yeni bir koya doğru yol alır.
Vardığımız yeni koya bağlandıktan sonra gün batımını izlerken Happy Hour vakti gelmiştir. Gündüz güneşlendiğimiz burunda isteğe bağlı olarak ister viski ister cin tonik ile harika manzara eşliğinde güneşin batışını izleriz. Soğutulmuş içkilerimize kaptanın hazırladığı buzlu badem ile çerezler eşlik eder.
Happy Hour sonrası saat 21.00 olmuş, Şabat sofrası hazırlanmıştır. İstanbul’dan getirdiğimiz erik soslu levrek balığı, salata, çalı fasulye, et sote ve yazın tercih ettiğimiz domatesli pilavı Kiduş sonrası şarap eşliğinde yenir. Şarkılar, fıkralar espriler havada uçuşur. Yemek sonrası kahvelerimizi içip gece yarısı gibi kamaralara istirahate çekilinir.
RUTİNİ BOZMAK İÇİN
Teknede birbirini takip eden günler aşağı yukarı bu program gibi geçer. Zaman zaman bazı değişiklikler olmaz değil. Mesela bağlandığınız koyun yürüyüş alanı varsa sabah yürüyüşü yaptıktan sonra kahvaltıya oturursunuz. Ya da yine yukarıda saydığım koyların birinde restoran varsa bir akşam yemeğini değişiklik olması adına burada yersiniz. Salaş görüntüleri yanında çok güzel mezeler ve balıklar yerken güzel servis alırsınız.
TEKNE KURALLARI
Biraz da tekne kurallarından bahsedeyim. Su teknede çok önemlidir. Denize çok sık girildiğinden sürekli duş alınmaz. Örneğin öğlen yemek öncesi hızlıca bir duş yapılır. Akşam ise kamaranızdaki duşakabinde evdeki gibi uzun uzadıya yıkanılmaz. Sadece tek şampuanla saçlarınızdaki ve vücudunuzdaki tuzu duşta atarsınız. Tuvalete kesinlikle kâğıt atılmaz. Küçük bir yerde uyku hariç birkaç gün nerdeyse 18 saat birlikte yaşamak kolay değildir. Paylaşmak esastır. Mesela bugün güvertede güneşlendiyseniz yarın arkadaşınıza bırakırsınız yerinizi. Etraftaki tekneleri rahatsız etmemek için müzik çok yüksek sesle dinlenmez. Hele gece saat 24.00’ten sonra ses iyice kısılır. İhtiyaç anında tüm tekneler birbirine yardımcı olurlar. Denizde gezici Migros teknelerinden eksiklerinizi alabilirsiniz. Bunun gibi gezici Algida’cı, mısırcı, olta balıkçısı ile karşılaşabilirsiniz.
Değerli gezgin dostlarım hayatınızda bir kere bile olsa bu tip bir tatili yapmaya gayret edin. Kabul ediyorum diğer tatil ücretlerinin yanında daha pahalı ancak müthiş bir deneyim ve harika bir tatil olacağından şüpheniz olmasın. Tatil köylerinin kalabalık ve curcunasından uzak durmak, doğa ile baş başa kalıp kafa dengi 2-3 çift arkadaşınızla tatil yapmak isterseniz Mavi Tur yapmanızı ısrarla tavsiye ederim.
Bir Tutkudur Seyahat…