Pazar yeri bu kadar büyük, rakipler de bu kadar çokken, e-ticarete yatırım yapan henüz yolun başındaki bir marka nasıl başarılı olur?
Hepimiz son yıllarda mesafeleri ortadan kaldıran, seçenekleri çoğaltan devasa bir dijital pazaryerinden alışveriş yapar hale geldik. Alışveriş sepetimize eklediğimiz bir kalemin Edirne’den, aynı sepetteki bir çantanın ise Kars’tan yola çıkarak bize ulaşması sıradan bir olay haline geldi.
Siz de e-ticarete yatırım yapan bir marka olarak yüz binlerce işletmenin ‘tezgah açtığı’ bu devasa pazaryerinde gerçekten başarılı olmak istiyorsanız, öncelikle içinde yüzdüğünüz okyanusu iyi tanımalısınız. Dolayısıyla bu yazıda tüyolara geçmeden önce ana hatlarıyla e-ticaret sektöründen bahsetmemizde yarar var.
E-ticaret kavramı dünyada ilk olarak 1995 yılında Amazon ve eBay’ın kurulmasıyla hayatımıza girdi. Türkiye de bu alana erken yatırım yapan ülkeler arasında yer aldı. 1998’de hepsiburada.com, 2001’de Gittigidiyor, 2009’da Trendyol ve 2012’de de n11.com gibi güçlü pazaryerleri kuruldu.
Aslında e-ticaret ortaya çıktığı ve gelişim gösterdiği ilk yıllarda dünya çapında çok da fazla etkili olamadı. E-ticaretin adından söz ettiren bir alışveriş mecrası haline gelmesi, akıllı mobil cihazların hayatımıza girmesiyle birlikte oldu. Bu alandaki asıl sıçrama ise son iki yılda yaşandı. Pandemi ile birlikte dijitalleşmenin kapıları tam manasıyla aralandı. Tüketici davranışlarının kalıcı olarak değişmesiyle birlikte 2020 ve 2021 e-ticaretin altın çağı haline geldi!
Online hayata adapte olduğumuz bu süreçte hep birlikte hızlı bir ‘temassız yaşam’a adım attık. Telefon ekranından market alışverişi yapmak, AVM’de dolaşır gibi sekmeler arasında dolaşarak mağazaları gezmek hepimiz için hızla normalleşti. Satın alma davranışlarımız da aynı hızla değişti. İnternetteki ürün ve hizmetler için ödeme yapmak, bir tüketici davranışı olarak doğal hale geldi.
Tüm bu gelişmeleri 2021 yılı e-ticaret verileri de doğrular nitelikte. Öyle ki, 2021 yılında ülkemizde e-ticaret hacmi yüzde 69 artarak 381,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu rakam 18-70 yaş arası nüfusa oranlandığında, kişi başına düşen e-ticaret harcaması 2021 yılında bir önceki yıla göre yüzde 69 artarak 4 bin 749 TL oldu. Sipariş adetleri ise yüzde 46 artarak 2 milyar 297 milyon adetten 3 milyar 347 milyon adede yükseldi. E-ticaretin yüzde 92’si (349 milyar TL) yurt içinde gerçekleşirken yüzde 4’ünü diğer ülkelerin ülkemizden yaptıkları alışverişler, geri kalan yüzde 4’ünü ise vatandaşlarımızın yurt dışından yaptığı alımlar oluşturdu. Ülkemizde 2021 yılında e-ticaret faaliyetinde bulunan işletme sayısı ise 484 bin 347’ye ulaştı.
Peki pazar bu kadar büyük, rakipler de bu kadar çokken, e-ticarete yatırım yapan henüz yolun başındaki bir marka nasıl başarılı olur? Bu devasa okyanusta başarıyla yol almak için elbette yapabilecekleriniz mevcut. Şimdi gelelim tüyolara… Aşağıdaki dört adım dijital ekosistemde başarının haritasını sunuyor
1. ADIM: SWOT ANALİZİ YAPIN
İşe SWOT analizi yapmakla işe başlayın. Güçlü ve zayıf yönleriniz neler? Rekabet ortamında hangi tehdit ve fırsatlar sizi bekliyor? Bunları belirledikten sonra tüm enerjinizi güçlü yanlarınızı geliştirmeye ve fırsatları yakalamaya harcayın! Akılda nasıl kalacaksınız önce buna karar vermelisiniz.
2. ADIM: HEDEF KİTLENİZİ BELİRLEYİN
Hedef kitlenizi tanımlayın. Yaş, eğitim, medeni durum, şehir, hobiler, eğilimler hepsi önemli kriterler. Bekarlara bebek bezi, beyaz yakalılara tarım aleti satamayacağınızı biliyorsunuz. Öyleyse geniş bir kitleye ulaşmaya çabalamayın. Gözünüzün önünde bir veya birkaç profil canlandırın ve satış için belirlediğini o profillerdeki hedeflere odaklanın.
3. ADIM: RAKİPLERİNİZİ İYİ TANIYIN
Ürün veya hizmetinizle ilgili dijital mecralardaki rakiplerinizi iyi analiz edin. Rakiplerinizin kullandığı görsellerden yaptıkları kampanyalara kadar işinize yarayabilecek her detayı not ederek süzgeçten geçirin. Unutmayın, rakip analizi özellikle doğru fiyatlandırma için çok önemlidir. Rakip analizinize ve güçlü yönlerinize göre satış stratejilerinizi ve fiyatlarınızı belirleyin.
4. ADIM: İLETİŞİMİ KUVVETLENDİRİN
E-ticaret yaparken müşterilerinizle aranızdaki iletişiminiz kesintisiz olmalı. Kesintisiz iletişimin markanıza artı değer katacağı bilinciyle hareket edin. Hedef kitlenizle dinamik olarak iletişimde kalın ve her daim ulaşılabilir olun. Soruları cevaplama ve sorunları çözme konusunda hassas davranın.
DAHA FAZLA İPUCU “MARKA MARKA SÖYLE BANA”DA
Her geçen gün gelişen ve değişen dijital ekosistemde markaların nasıl konumlandırılması gerektiğiyle ilgili daha fazla ipucu için www.youtube.com/c/DoretHabib adresli Youtube kanalımı ziyaret edebilirsiniz. “Marka Marka Söyle Bana” konseptiyle yayınladığım video serilerimde markaları başarıya taşıyan tüyoların yanı sıra markalardan gelen soruları da yanıtlıyorum. Kanalımda, dijital kriz iletişiminden, marka dernek iş birliği çalışmalarına, sosyal medya paylaşım stratejilerinden e-ticaret faaliyetlerine kadar markalar için hayat kurtaran pek çok konuda kritik bilgiye ulaşabilirsiniz.