WEB'DEN SEÇMELER

•“Türkiye siyasi ve diplomatik destek vermeli ve bunu yaparken de İsrail ile irtibatı katiyen kaybetmemeli ve İsrail´i yok edinceye kadar savaşa/mücadeleye devam etmekten yana olan Gazze´deki gruplar ile hemen hemen hiçbir resmi teması olmamalıdır. Sonuçta onlarla temaslar vs. genellikle Mısır istihbaratı tarafından yapılıyor ve Kahire yönetimi kriz zamanlarında Tel Aviv ile düzenli irtibat halinde çabalarını sürdürüyor. Bunların içine bizim dahil olmamızın ulusal çıkarlar açısından kazandıracağı hiçbir şey olmadığı gibi, kaybettireceği pek çok şey olabilir.” HASAN ÜNAL - Milliyet

İzak BARON Diğer
31 Ağustos 2022 Çarşamba

Bu Haftanın “Takılanlar”ı

  • “AÇIKÇA SÖYLEMEK GEREKİRSE TÜRKİYE’NİN BİR FİLİSTİN POLİTİKASI OLMAMALIDIR. FİLİSTİN YÖNETİMİ İLE BAŞTA MISIR, KÖRFEZ ÜLKELERİ VE ÜRDÜN’ÜN BELİRLEYECEĞİ BİR POLİTİKAYA TÜRKİYE SİYASİ VE DİPLOMATİK DESTEK VERMELİ VE BUNU YAPARKEN DE İSRAİL İLE İRTİBATI KATİYEN KAYBETMEMELİ VE İSRAİL’İ YOK EDİNCEYE KADAR SAVAŞA/MÜCADELEYE DEVAM ETMEKTEN YANA OLAN GAZZE’DEKİ GRUPLAR İLE HEMEN HEMEN HİÇBİR RESMİ TEMASI OLMAMALIDIR”

Şimdi amacımız o günlere geri dönmek olmalıdır. Türkiye ile İsrail arasındaki kavgalı yıllarda en tehlikeli gelişme İsrail ile Yunanistan ve Rumlar arasındaki ‘askeri yakınlaşma’ oldu. Aralarında ekonomik ve ticari ilişkiler kurmalarının fazlaca bir önemi olmayabilir; ancak askeri ilişkiler doğrudan Türkiye’yi hedef alır. Neticede unutmamak gerekir ki, Anadolu’da yaygın olarak söylendiği gibi ‘ayının kırk türküsü varmış ve kırkı da armut üzerineymiş’ sözünde ima edildiği gibi Yunanistan’ın bütün şarkıları/türküleri Türkiye düşmanlığı üzerinedir ve İsrail ile Yunanistan arasındaki her türlü askeri ilişki bir manada Türkiye’ye karşıtlık içerir. Geçmiş yıllarda maalesef bu alanda başlayan ve bizim yanlış politikalarımızdaki ısrarımız üzerine derinleşen ilişkiler önce Mısır, sonra da Suudi Arabistan ve BAE’ni de içine alarak tehlikeli bir boyuta taşınmıştı. Şimdi İsrail ile başlayan yeni dönemde geçmişin bazı tortuları ve sancıları bir süre devam etse de belirli bir süre içinde bu ilişkilerin sonlandırılması Türkiye’nin stratejik hedefi olmalıdır.

Buna karşılık Türkiye de Filistin konusunda İsrail’i rahatsız eden/edecek tavır ve politikalarında köklü değişikliklere gitmelidir. Bu konuda Türk yetkililerin son Gazze krizlerinde dikkatli bir dil kullanmaya özen göstermeleri ve İsrail ile ilişkilere verdikleri önemi sürekli vurgulamaları takdire şayandır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, Filistin Meselesi ve Türkiye’nin Filistinlilerin haklarına ve meşru taleplerine vereceği desteğin ulusal çıkar esaslı bir politika mı yoksa Filistin Yönetimi ile Arap devletlerinin üzerinde mutabık kaldıkları bir çözüme Türkiye’nin siyasi ve diplomatik destek vermesi hatta, bazen kolaylaştırıcı rol üstlenmesi ile mi sınırlı olmalıdır sorusuna verilecek cevapta yatmaktadır.

Açıkça söylemek gerekirse Türkiye’nin bir Filistin politikası olmamalıdır. Filistin Yönetimi ile başta Mısır, Körfez Ülkeleri ve Ürdün’ün belirleyeceği bir politikaya Türkiye siyasi ve diplomatik destek vermeli ve bunu yaparken de İsrail ile irtibatı katiyen kaybetmemeli ve İsrail’i yok edinceye kadar savaşa/mücadeleye devam etmekten yana olan Gazze’deki gruplar ile hemen hemen hiçbir resmi teması olmamalıdır. Sonuçta onlarla temaslar vs. genellikle Mısır istihbaratı tarafından yapılıyor ve Kahire yönetimi kriz zamanlarında Tel Aviv ile düzenli irtibat halinde çabalarını sürdürüyor. Bunların içine bizim dahil olmamızın ulusal çıkarlar açısından kazandıracağı hiçbir şey olmadığı gibi, kaybettireceği pek çok şey olabilir. Ayrıca bu tür girişimler Filistin Yönetimi tarafından tasvip edilmeyeceği için onlar arasındaki bölünmeleri derinleştirir ve hem İsrail hem de başta Mısır olmak üzere Arap devletleriyle ilişkilerimiz üzerinde olumsuz tesirler yapabilir.

Tel Aviv ile bu yeni dönemde ilişkilerimize ivme kazandıracak bir başka gelişme ise İsrail doğal gazının Türkiye üzerinden bir an evvel Avrupa pazarına ulaştırılmasıdır. Bu açıdan sular tabi mecrasına akmaya başlamıştır. Yunanistan ve Rumların hayal dünyalarında geliştirdikleri Doğu Akdeniz (East-Med) boru hattı projesi Türkiye’nin dış politikasına biraz çeki düzen vermesiyle birlikte çöktü. Şimdilerde İsrail doğal gazının Türkiye üzerinden piyasalara arzı ön planda. Hatta elimizi hızlı tutarak Kahire ile ilişkilerimizde yaşanan pürüzleri de gidermek suretiyle belki Mısır gazının da bu hatta bağlanmasını sağlayacak teknik projeleri düşünmekte fayda var.

Doğal gaz boru hattı her halükârda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin münhasır ekonomik bölgesinden geçmek durumunda. Bu da bize Kıbrıs sorununun iki devlet temelinde çözümüne ilişkin kolaylıklar sağlayabilir. Bunları dikkatli ve dengeli bir biçimde tasarlamak gerekiyor. Ayrıca Azerbaycan ve İsrail arasında yıllardır süregelen dostane ilişkilerin varlığı da Ankara-Tel Aviv münasebetlerine ivme kazandıracaktır. İkili ilişkilerdeki tansiyonun düşmesinin Türk-Amerikan ilişkilerinde kısa vadede olmasa bile orta vadede bir miktar olumlu sonuçlar vermesi de mümkündür. Vaktiyle Amerika’daki İsrail lobisinin etkisini Rum ve Ermeni lobilerine karşı mahirane bir biçimde kullanmayı başarmıştık. Şimdi de yapabiliriz; ama Vaşington’daki özellikle de Kongre’deki Türkiye karşıtı havanın bir anda dağılmasını beklemenin fazlaca iyimser bir yaklaşım olabileceğini de düşünmek gerekir.

Bir devlet ile ilişkilerimizi normalleştirmek demek o devlet ile her konuda aynı görüşte olmak anlamına gelmez ve bu husus Türkiye-İsrail ilişkilerinde de böyle olacaktır. Örneğin İsrail’in İran karşıtı politikalarına bizim destek vermemiz söz konusu değildir ve bunu İsrail biliyor olmalıdır. Öte yandan İran’ın İsrail politikalarına da destek veremeyiz; ama her iki devlet ile de iyi ilişkiler içinde olmak çıkarlarımıza uygundur. Bu konular nüanslara dayalı dış politika anlayışı ve belirlenecek politikaları sıkı bir ince ayara tabi tutacak diplomasi ile sağlanır. Aynı incelikler İsrail açısından da geçerlidir. ABD ve Batı’nın üstünlüğüne dayanan tek kutuplu dünya düzeninin hızla sona ererek çok kutupluluğun hâkim hale geldiği ve Amerika’nın Orta Doğu’ya eskisi kadar ağırlık veremeyeceği bir dünya düzeninde Tel Aviv Ankara ile kuracağı iyi ve dostane ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu/olacağını muhakkak bilir. Kısacası Ankara ile Tel Aviv arasındaki yeni başlangıç pek çok fırsatı beraberinde getirecek ve muhtemel sorun alanlarını da yönetilebilir kılacaktır.

Prof. Dr. Hasan Ünal

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/dusunenlerin-dusuncesi/turkiye-israil-tam-yol-ileri-6814483

 

  • TÜRKİYE-İSRAİL NORMALLEŞMESİ DERKEN, İSRAİL ADIM ADIM KUDÜS’Ü DE NORMALLEŞTİRİYOR

Biliyorsunuz, AKP’nin girişimiyle İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 13 Aralık 2017’de İstanbul’da düzenlediği olağanüstü zirvede Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti ilan etti. Bu olağanüstü zirvenin nedeni, ABD Başkanı Donald Trump’ın 6 Aralık 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararıydı.

Fakat tuhaflık şuradaydı: ABD, Kudüs’ün bütününü İsrail’in başkenti olarak tanırken buna tepki gösteren İİT üyeleri, “Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti” sayıyorlardı. Bu fiilen, Batı Kudüs’ün başkentliğinin kabulü anlamına gelmez mi? Yavaş yavaş gelir elbette...

İşte şimdi de İsrail Türkiye’yle toplantıyı duyururken örneğin, Doğu-Batı diye ayrım yapmadan “Türkiye’den çok üst düzey bir bakan, Kudüs’te bir heyete başkanlık edecek” diyor. Yani Türkiye-İsrail normalleşmesi derken, İsrail adım adım Kudüs’ü de normalleştiriyor.

Mehmet Ali Güller

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/israille-normallesmede-kudus-faktoru-1974177

 

  • İSRAİL İLE İMZALANACAK DENİZ YETKİ ALANI ANLAŞMASI, İSRAİL GAZININ AB’YE ULAŞMASINDA ANAHTAR ÜLKE OLMANIN TÜRKİYE’YE SAĞLAYACAĞI FAYDAYI İYİ HESAP ETMEK LAZIM

Türkiye’de yaşanan her gelişmeyi iç siyaset malzemesi yapmak gibi kötü bir alışkanlık var. Oysa uluslararası ilişkilerde adımlar karşılıklı çıkarlar üzerine atılır.

ABD’nin devirmeye çalıştığı Maduro’nun onayıyla ABD şirketleri tekrar Venezuela’ya girdi.

Avrupa Birliği bir zamanlar yaptırım uyguladığı Maduro’dan petrol ithal etmeye başladı.

Fransa, İran ile nükleer anlaşmasındaki olumlu tavrından dolayı İsrail ile papaz olma noktasına geldi zira Fransa’nın İran’dan ekonomik çıkarları var.

Şimdi gelelim Türkiye-İsrail ilişkilerindeki yumuşamanın Türkiye’ye sağlayacaklarına.

Güney Kıbrıs, 5 bin 800 kilometrekarelik yüzölçümüne rağmen, kıyı uzunluğu 4 kat fazla olan İsrail ile eşit alana sahip olan bir anlaşma imzaladı. Güney Lefkoşa Mısır’a 21 bin 500, Lübnan’a da 3 bin 600 metrekare kazık atmış, orantılılık ilkesini yerle bir etmiş durumda.

Kendi yüzölçümünün 30 katı kadar bir yetki alanı isteyen Rumlar ve 9 kilometrelik Meis’e 40 bin kilometrekare deniz alanı isteyen Yunanistan’ın değil, Türkiye’nin yayılmacılıkla suçlandığı bir alanda Ankara da menfaatlerini düşünecek. İsrail ile imzalanacak deniz yetki alanı anlaşması, İsrail gazının AB’ye ulaşmasında anahtar ülke olmanın Türkiye’ye sağlayacağı faydayı iyi hesap etmek lazım.

Diplomasi ve asıl önemlisi Türkiye’nin menfaatleri bu sayede alınacak oylardan daha önemli.

Özay Şendir

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ozay-sendir/dogal-gaz-krizi-bize-turizm-avantaji-olabilir-6812159?sessionid=3

 

Takılan tweetler

  • Karel Valansi@karelvalansi

Türkiye- İsrail ilişkilerindeki son gelişmeleri @buraktatari  ile konuştuk (60. Dk’dan itibaren) @halktvcomtr  27 Ağustos 2022

https://youtu.be/H5-mqwFsp7Q

https://twitter.com/karelvalansi/status/1563818807684222976

  • ivo molinas@basyazar

Ne çektiniz bu yahudilerden ya hu.Hem de hayali Yahudilerden!Yazık size.İşkence gibi bir şey bu.

https://twitter.com/basyazar/status/1563457883031113730

  • amele@okurkazar70

Nazilerin Türkiye'deki ilk ve çok başarılı propaganda kampanyasını, bir tefrika eşliğinde anlatacağım aşağıdaki uzun zincirde. Merak eden buyursun.

Nazi propaganda servisi Türkiye kamuoyunda kendi lehlerine bir izlenim yaratmanın en iyi yolunun basın üzerinde nüfuz sağlamak olduğunun farkındaymış. Bu amaçla yaptıkları ilk büyük hamle de 1935 yılında on dört Türk gazetecisini çağırıp Almanya'yı gezdirmek olmuş.

Dönemin en büyük ve etkili gazetesi Cumhuriyet olduğu, onun başındaki Yunus Nadi de Nazilerin hoşuna gitmeyen bazı yazılar yazdığı (hatta o yıl Sabiha Sertel bile Cumhuriyet'te yazıyordur!) için onları kazanmaya çok önem vermişler ve bilindiği gibi çok da başarılı olmuşlar.

Böyle başlayan ilişki daha sonra çeşitli rüşvet ve ticaret imkanlarıyla filan genişlemiş, Cumhuriyet 1936 sonları-1944 arasında, gazeteye basbayağı Nazi bülteni izlenimi veren haber ve yazılarla dolup taşmıştır bilindiği gibi. Bunları genel olarak biliyordum da o gezinin ayrıntılarına, ne kadar iyi planlanmış ve icra edilmiş olduğuna vakıf değildim. Gazetenin gedikli yazarı, "sivil amiral" lakaplı Abidin Daver'in o geziyi anlattığı yazı dizisini görünce aydım. Naziler çalışma ve toplumsal örgütlenme düzenlerinin propagandasını çok iyi yaptırmış.

https://twitter.com/okurkazar70/status/1562415052124209152

 

Ağa Takılanlar Öneriyor

  • Kuzguncuk bahçelerinde – Berken Döner

Kuzguncuk’la birlikte ailenin hayatında yeni bir sayfa açılır. Yahudilerle tanışırlar: “Biz o zamana kadar Yahudi kimdir, nedir bilmiyorduk. Anadolulu bir Ermeni aile olarak hayatımızı devam ettiriyorduk. Kuzguncuk, bizim için bir dönüm noktasıydı. Ev yaptırılırken annem de, babam da inşaatın başında durdular. Her gün yeni bir Yahudi komşuyla tanışırlardı: Öjeni, Sol, Yako… Öjeni, babamla ahbap olmuş. Babama demiş ki, ‘Mösyö Mardiros, ufak, tatsız, kötü bir evde oturuyorum. Bu ev bitince giriş katını kiralamak istiyorum’. Öyle de oldu! Öjeni ve Jack Razon çifti, kızları Ester, Sarika, Tunika ile birlikte bizim eve taşındı. Sonrasında bir de oğulları oldu: Mando! Jack işten eve, evden işe bir adamdı. Kimsesi yoktu. Tatil gününü de gazete okuyarak geçirirdi. Öjeni tutkuluydu, çalışkandı, aynı ölçüde de para harcamayı severdi. Maddi anlamda en çok zorlandığı zamanlarda bile saçlarını yapılmamış görmedim”.

https://www.gazeteduvar.com.tr/kuzguncuk-bahcelerinde-haber-1565447

  • Yahudilerin Osmanlı Zamanındaki Casusluk Faaliyetleri - Muhammed F. Çetinkaya

http://casusdiplomacy.com/2022/08/24/yahudilerin-osmanli-zamanindaki-casusluk-faaliyetleri/

  • Spinoza’nın düşünceleri ve mirası-7 - Turan Argun Sezer    

https://www.politikyol.com/spinozanin-dusunceleri-ve-mirasi-7/

  • Rusya'dan İsrail'e beyin göçü! Peki Moskova neden alarmda? - Metin Aktaşoğlu

https://haberglobal.com.tr/dunya/rusyadan-israile-beyin-gocu-peki-moskova-neden-alarmda-196440

  • İsrail ve Türkiye neden tekrar yakınlaştı, iki ülke için faydaları ne olacak?

https://tr.euronews.com/2022/08/24/israil-ve-turkiye-neden-tekrar-yakinlasti-iki-ulke-icin-faydalari-ne-olacak

  • İsrail Maslahatgüzarı, Türkiye ile ilişkilerde bir sonraki aşamaya geçildiğini söyledi – Emin Karaca

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/israil-maslahatguzari-turkiye-ile-iliskilerde-bir-sonraki-asamaya-gecildigini-soyledi/2669084

  • İsrailli isim sessizliğini Türkiye için bozdu: İstanbul’daki ofis uyarısı – Rafael Sadi

Bir süredir adı geçen ve aslında İsrail tarafından reddedilen Türk Büyükelçisine de atfen ki bu beyefendinin nasıl Güven mektubunu verecek sorusuna da net bir şekilde açıklık getirdi. Bilindiği üzere Türk basını başta olmak üzere Türk diplomasisi Kudüs’ü (Yeruşalayim), İsrail başkenti olarak kabul edememekte ve sürekli sanki İsrail'in Başkentinin TEL-AVİV olduğunu vurgulamaktadır.

Sayın Lillian Türkiye Büyükelçiliğinin Tel-Aviv'de olduğunu ancak atanacak ve İsrail tarafından kabul görebilecek büyükelçinin Güven mektubunu İsrail Devlet Başkanı Yitshak Herzog'a Kudüs'te (Yeruşalayim) vereceğinin de altını çizdi.

https://www.odatv4.com/dunya/israilli-isim-sessizligini-turkiye-icin-bozdu-istanbul-daki-ofis-uyarisi-248710

  • Türkiye-İsrail Yakınlaşması Neden Şimdi? – Hilmi Hacaloğlu/Umut Çolak

‘‘Ortadoğu eski Ortadoğu değil artık. Bizim ilişkilerimiz gerginken farklı ülkeler arasında çeşitli ittifaklar oluştu. Özellikle enerji konusunda sözleşmeler imzalandı. Yunanistan, Mısır, İsrail arasında ilişkiler değişti. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ile ticaretimiz sıfır düzeyine indi. Bugün atılan adım geç kalmış bir adımdır. İktidar seçimi mutlaka kazanma, iktidarını sürdürme amacıyla ekonomiyi iyileştirme ve mevcut sorunları azaltmayı amaçlıyor. Bu arada pek üzerinde durulmayan nokta ise Türkiye’nin demokrasisindeki örselenme. Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri düzeltirken finans dünyasındaki Yahudi lobisini de etkileme amacı var. Ama yatırım dünyası açısından hukukun üstünlüğü yönünde adımlar atılması gerekiyor’’ – Namık Tan

https://www.amerikaninsesi.com/a/turkiye-israil-yakinlasmasi-neden-simdi/6711395.html

  • Seçim yatırımı mı, sıcak para arayışı mı: İsrail ile normalleşme kararı Erdoğan'a ne kazandırır? – Senem Görür / Dr Hay Eytan Yanarocak

https://www.youtube.com/watch?v=d9osn26lnX8

  • İsrail’in Temel Meseleleri ve Harici Yahudi – Ralf Arditti

https://www.turkisrael.org.il/single-post/i-srail-in-temel-meseleleri-ve-harici-yahudi

  • Türkiye-İsrail: Potansiyel ekonomik ilişkiler – Selami Kökçam

https://www.trthaber.com/haber/dunya/turkiye-israil-potansiyel-ekonomik-iliskiler-702974.html

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün