Fransa'da antisemitizm artıyor mu?

Ülkede cinayete kurban giden Yahudilerin listesi uzarken, eski Paris polis komiseri yetkililerin antisemitizmi ciddiye almadıklarını iddia etti. 

Paris yakınlarında Yahudi bir vatandaşın, iddialara göre, Müslüman bir adam tarafından öldürülmesi, Fransa'da ve kurbanın doğduğu ülke olan Tunus'taki Yahudi liderler arasında, ölümcül antisemitizm endişelerini yeniden alevlendirdi. 

Tanınmış Fransız gözetleme grubu Antisemitizme Karşı Ulusal Teyakkuz Bürosu'nun (BNVCA) geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamaya göre, katil olduğu iddia edilen Muhamed Dridi, 34 yaşındaki Eyal Haddad'ı 100 dolarlık bir borç sebebiyle üç gün önce öldürdüğünü itiraf ederek 23 Ağustos'ta polise teslim oldu. Grubun açıklamasına göre, Dridi ve Haddad birbirlerini tanıyor ve Paris'in 50 kilometre kuzeydoğusundaki Longperrier kasabasında, aynı apartmanda yaşıyorlardı. 

Grubun başkanı Sammy Ghozlan cinayetin antisemit temelli olduğuna inanıyor. Bir dönem Paris bölgesinde polis komiserliği yapmış olan ve 2015 yılında İsrail'e yerleşen Ghozlan, Fransız polisinin antisemitizmi yeterince ciddiye almadığına inanıyor. 

Ghozlan, Fransa'dan İsrail'e giden göçmenlere yardım eden İsrail merkezli kuruluş Qualita ile yaptığı halka açık bir röportajda, Haddad davasındaki iddiasının Dridi'nin sosyal ağlardaki bazı paylaşımlarına dayandığını belirtti. Ghozlan, Dridi'nin paylaşımlarında Fransa'dan, Yahudilerden ve İsrail'den nefret ettiğini yazdığını belirtti. 

Yahudi haber ajansı Jewish Telegraphic Agency (JTA), sosyal medyada dolaşan ve içeriğinde Dridi olduğu iddia edilen bir adamın İsrail bayrağını yaktığı görüntünün bulunduğu paylaşımı henüz doğrulayamadı. Ghozlan, BNVCA'nın paylaşımları polise teslim ettiğini fakat soruşturma devam ettiğinden dolayı paylaşmadığını belirtti. 

Paris Savcılığı JTA'nın Haddad davası hakkındaki sorgusuna hemen yanıt vermedi. 

Diğer Yahudi gruplar cinayeti antisemit olarak kınama konusunda daha dikkatli yaklaşımlarda bulunuyorlar. Fransız Yahudi cemaatleri konseyi CRIF başkanı Yonathan Arfi, geçtiğimiz salı günü, Fransız Yahudilerini temsil eden en önemli grup olarak, Tunus'un Djerba adasında doğmuş olan Haddad'a ne olduğu konusunda daha fazla bilgi beklediklerini belirtti. Arfi, İfadesine yetkililerin henüz dava hakkında açıklama yapmadıklarını ekledi. 

Arfi açıklamasında, "Katil olduğu iddia edilen kişinin internet paylaşımları ile ilgili bilgi doğruysa, bence polis ve savcılık bunu antisemit bir nefret suçu olarak değerlendirmelidir. Öyle ya da böyle yetkililerin bu bakış açısını incelemelerini istiyoruz ve gelişmeleri öğrenmeyi bekliyoruz" dedi. 

Dava, Fransız Yahudileri ve diğerleri arasında Fransız polisinin antisemitizm konusunda yeterince ilgili olup olmadığı konusunda endişeye sebep olan diğer birkaç vakayı hatırlatmakta. Bunların arasında en bilineni 31 yaşındaki komşusu Kobili Traore tarafından 2017'de öldürülen Yahudi kadın Sarah Halimi idi. 

Traore, bildirildiğine göre, Halimi'yi bir pencereden aşağıya atarak öldürmeden önce, döverek zorla üçüncü kattaki evine sokarken Allah şeklinde bağırmış, Halimi'yi şeytan olarak adlandırmıştı. CRIF ve diğer Yahudi gruplar medyayı, ülkedeki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, sağcı partilerin kampanyalarında bu konuyu Müslüman çoğunluklu mahallelerde daha fazla kolluk kuvveti olması gerektiğinin kanıtı olarak kullanmalarını engellemek için, Halimi'nin cinayetini haber yapmamakla suçlamışlardı. 

Geçen yıl Fransız yüksek mahkemesi Traore'nin olaydan önce içmiş olduğu marihuananın akli dengesini bozduğu için yargılanmaya uygun olmadığına karar vermişti. Buna karşılık olarak Paris'teki Yahudiler büyük bir protesto gösterisi düzenlemişlerdi. 

2018 yılında Holokost kurtulanı Mirelle Knoll, Müslüman komşusu Yacine Mihoub ve suç ortağı tarafından öldürülmüştü. Mahkeme 2021'de Yahudi olduğu için onu hedef aldıklarına karar vererek, Mihoub'u hayat boyu, suç ortağını da 15 yıl hapse mahkum etmişti