Bob Dylan´ın ´One More Cup of Coffee´si ve kaldırımda tanıştığı uzun saçlı kemancı kız…
1975 yılının mayıs ayında Bob Dylan, Fransa’nın güneyinde, Les Saintes -Maries-de-la-Mer’de ressam arkadaşı David Oppenheim ile bir çingene festivaline katılmıştı. Festival 24 Mayıs tarihindeydi ve Bob Dylan’ın doğum günüydü. Dylan oradayken 16 karısı ve 125 çocuğu olan çingenelerin kralı ile tanışmış, geç saatlere kadar onların müziğini dinlemiş ve oradan ayrılma zamanı geldiğinde de çingenelerden “yol için son bir fincan kahve” istemişti. Çingenelerle geçirdiği zaman, festival ritüelleri ve dinlediği Roman müziği sanatçıda derin izler bırakmıştı.
New York’a döndüğünde sokakta yürüken eskiden de tanıdığı söz yazarı Jacques Levy ile karşılaşan Dylan, onun The Byrds’un solisti Roger McGuinn için söz yazdığını biliyordu. Hemen yakınlarında bulunan ve her ikisinin de takıldığı The Other End adlı barda derin bir sohbete daldılar. Dylan, haksız yere hapiste yattığına inandığı Carter ‘Hurricane’ ile ilgili bir şarkı yazmak istiyordu ve Levy’den kendisi için de söz yazıp yazamayacağını sordu. Levy’nin iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunu biliyordu. Teklif Levy’nin ilgisini çekmişti ve hemen o gece Dylan’ı barın çok yakınındaki evine davet etti. O gece beraberce ‘Isis’in sözlerini yazdılar. Aralarındaki kimya tutmuştu.
Bir sonraki gün Dylan, Levy’nin evine gitarı ile gitti. Fransa seyahatinde iki şarkı yazmıştı. ‘Sara’ henüz tam bitmemişti ama ‘One More Cup of Coffee’ neredeyse tamamlanmıştı. Şarkılarındaki ruh halini aktarabilmek için gitarını eline aldı alarak çingeneler ve Roman müziği etkisi altında yazdığı şarkıyı ona çaldı. Levy kendisi ile yapılan söyleşide o unutulmaz anları şöyle anlatmıştı:
“One More Cup of Coffee, tek kelime ile karanlık ve esrarlı bir şarkıydı. Herkesin hayatta böyle bir şansa sahip olmasını isterim. Bob sadece bir metre uzağımdaydı ve şarkıyı yüksek sesle söylüyordu. Olağanüstü bir deneyimdi.”
Bob Dylan ve Jacques Levy üç hafta boyunca Dylan’ın Malibu’daki evine kapandılar ve altı şarkı yazdılar. Her ikisi de önceden hazırlıklı değildi; Levy hikayeleri kağıda dökerken, Dylan da müziği yazıyordu. Artık stüdyoya girmeye hazırdılar.
Tekrar New York’a döndüler… Artık grubu toplamanın zamanı gelmişti. Dylan, Levy ile beraber limuzinde bir yere giderken beline kadar uzanan saçları ve elinde keman kutusuyla kaldırımda yürüyen bir kız farketti. Arabayı hemen durdurdu ve “Merhaba” dedi, “O şeyi çalabiliyor musun?” Provasından dönen Scarlet Rivera için bu oldukça garip bir soruydu. Ancak soran kişiyi hemen tanımıştı ve alınganlığa hiç gerek yoktu. Evet çalıyordu, hem de çok iyi çalıyordu. “Benimle çalmak ister misin?” diye sorduğunda da Rivera hiç tereddüt etmeden “Evet” diyecekti.
Dylan belki de bilinçaltında müziği için bir kemancıya ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Bir önceki albümü ‘The Basement Tapes’in kapağındaki fotoğrafta, mandolini bir kemanı gibi tutmuştu. Dylan öyle 20 kemancıyı dinleyip, onlardan birini seçecek tarzda biri değildi. Sezgisel çalışıyordu ve sezgilerinin onu yönlendirmesine izin verirdi. Bu sefer sezgileri “Şu kızı durdur” demişti.
Aynı gün öğleden sonra Dylan’ın Village’daki stüdyosundaydılar. Test oldukça sıkıydı çünkü Dylan tamamen yeni ve daha önce kaydı yapılmamış şarkılara eşlik etmesini istiyordu. Öyle ya, Scarlet onun hayranı ise tüm şarkılarını biliyor olabilirdi. İyi bir müzisyen olarak da bildiği ve dinlediği şarkılara eşlik etmesi kolay olacaktı. Ancak Dylan’ın aradığı elbette bu değildi. Acaba Scarlet ilk defa duyduğu bir müziğe emprovize olarak nasıl uyum sağlayacaktı?
Scarlet Rivera, “Biraz Isis, biraz One More Cup of Coffee, biraz da Durango’dan çalmıştı. O gün yüzünde belirli belirsiz bir gülümseme fark ettim. Galiba memnun olmuştu” diye hatırlayacaktı.
Dylan onu o akşam blues müzik ustası Muddy Waters’ın sahne alacağı kulübe davet ettiğinde beraberce müzik dinleyeceklerini düşünmüştü. Bardakiler de dinleyiciler arasında Bob Dylan’ı fark ettiklerinde oldukça heyecanlanmşlardı. Dylan ise birinci şarkıdan sonra mikrofonu alıp sürpriz bir şekilde “Size yeni kemancımı tanıştırmak istiyorum” diyecek ve onu sahneye davet ederek Scarlet dahil herkesi şaşırtacaktı. Aslında Scarlet’in ikinci sınavı başlıyordu. Ona bir de “solo” bıraktıklarında Muddy Waters’ın tüm grubu dahil herkesin gözü onun üstünde olacaktı. Gece bittiğinde işi almıştı.
Kayıt zamanı
Scarlet birkaç gün sonra Dylan tarafından ‘Desire’ albümün kaydı için Columbia Stüdyolarına davet edildi. Daha önce hiç stüdyoda bulunmamıştı ve prova yapmak şöyle dursun şarkıları dahi bilmiyordu.
Kaydın ilk günü stüdyoya tam bir kaos ortamı hakimdi. Aralarında Eric Clapton’ın da olduğu 21 kişik müzisyen grubu ile gün sonunda hiçbir şarkıyı doğru dürüst kaydedememişlerdi. Clapton, bu şekilde yürümeyeceğini anlamış ve Dylan’a daha kompakt bir grup kurmasını tavsiye ederek ayrılmıştı.
Üçüncü gün ise Scarlet’i bir sürpriz bekliyordu. Tüm grup yok olmuştu ve kendisi dahil sadece dört kişi kalmışlardı. O gün, bas gitarda Rob Stoner, bateride Howie Wyeth, vokalde Emmylou Harris ve kemanda Scarlet Rivera’dan oluşan ‘quartet’ ve Bob Dylan, dokuz şarkılık ‘Desire’ albümündeki beş şarkıyı kaydetmeyi başarmıştı. ‘One More Cup of Coffee’nin kaydı tek seferde alınmıştı.
Kayıt sırasında oluşan quartet, albümün yayınlanmasından önce gerçekleşen ‘Rolling Thunder Revue’ turnesindeki grubun çekirdeğini oluşturacaktı. Sadece programı çok dolu olan Emmylou Harris’in yerini vokalde Ronee Blakely almıştı.
Desire albümü Bilboard pop albümler listesinde beş hafta boyunca ilk sırada kalarak Bob Dylan’ın en başarılı stüdyo albümlerinden biri oldu. Rolling Stone Dergisi, Tüm Zamanların En İyi 500 Albümü listesinde Desire’yi 174. sırada gösterdi. Hurricane lakaplı siyahi boksör Rubin Carter’ın haksız yere işlemediği bir cinayetten hapiste yatmasını protesto ettiği ‘Hurricane’ adlı açılış parçası, eşi için yazdığı ‘Sara’ ve Fransa seyahatinde çingenelerden esinlenerek bestelediği ‘One More Cup of Coffee’ albümün en popüler parçalarıydı.
https://www.youtube.com/watch?v=ujgqOgMIwfA
Dylan’ın One More Cup of Coffee’deki sıra dışı vokal performansı, şair arkadaşı Alan Ginsberg tarafından “Amerikan müziğinde daha önce hiç duyulmamış İbrani kantilasyon tekniği” olarak yorumlanmıştı.
Şüphesiz Scarlet’in kemanıyla yaptığı katkının şarkının bu eşsiz ve otantik yorumundaki etkisi tartışılmazdı.
2003 yılında Sertab Erener, Bob Dylan’ın başrolünü oynadığı ‘Masked & Anonymous’ adlı film için sanatçının da onayıyla One More Cup of Coffee’yi seslendirdi. Dylan’ın biyografi yazarı Clinton Heylin, Sertab’ın yorumu için “Muhteşem bir Ortadoğu düzenlemesi” yorumunu yaptı.
Bob Dylan’la karşılaşana kadar Scarlet Rivera kemanı nasıl çağdaş bir enstrüman olarak kullanabileceğini bilmiyordu. ‘Kılıçların Kraliçesi’nin kaderi ve kariyeri, Dylan’la yolunun tesadüfen kesişmesi ve usta sanatçının öngörüsüyle birleşince hayal edemeyeceği şekilde değişmişti.
İlginç bir de not düşelim. 2016 yılında Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülen ve gerçek soyadı Zimmerman olan Bob Dylan, otobiyografisinde babaannesinin Kars’ın Kağızman ilçesinden olduğunu yazmıştır.
Kaynakça:
Baykal G., Bob Dylan, Everest Yayınları, 2003
Bob Dylan: Jacques Levy Part 1-6, The Prism Archive
Bob Dylan: Scarlet Rivera Part 1-5 The Prism Archive
Rolling Thunder Revue- A Bob Dylan Story by Martin Scorsese, 2019
Wikipedia, Bob Dylan, Desire, Les Saintes Maries-de-la-Mer.