"BİNA BİNA HİKAYELERİ"- 5

Neşe Binark, yazmakta olduğu "İlk Türk Yahudi Fantastik Romanı" Bina Bina Hikayeleri´nin bir bölümünü her hafta yayınlamaya devam ediyor.

Neşe BİNARK Perspektif
21 Eylül 2022 Çarşamba

Tefrika No:5

                                                               ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

1

KADERİM ISABELLA’NIN ELİNDE

17 AĞUSTOS 1447- INFANTE JOHN KALESİ- PORTEKİZ-BEATRICE

Yine Ulysses kulesine kapattı beni!..

Alıştım ama oyun olmaktan çıktı bu.

Yirmi üç yaşındayım artık o ise on dokuz. Bu kaleye getirildiğimde dört yaşımdaydım o ise yeni doğmuştu. Birlikte büyüdük Prenses Isabella ile…

Annemin on bir çocuğu olmasaydı böyle her birimizden vazgeçer miydi? Kardeşlerimi Fransiskenlere verdi, onların yanında büyüyorlar. Beni de buraya gönderdi, kuzenlerim Prenses Isabella ile ağabeyi John’un yanına. Ben de onlar gibi Portekiz’in asil ailelerinden birisinin üyesiyim.

Ne zaman açtıracak bu kapıyı? Çocukken oynardık bu oyunu. Oyun muydu yoksa ben mi hep oyun sanıyordum? Prenses Isabella bu oyunu genç kızlığından itibaren çok sık oynamaya başladı. Sonra gülüyoruz, eğleniyoruz, kırdığı kalbimi mücevherlerle onarmaya çalışıyor. Ben mücevher sevmiyorum, sahte geliyor süslenmeler.

Bana bunu neden yapıyor? Güzelliğimi kıskanıyor diyeceğim ama o da alımlı bir genç kız. Ağabeyi Prens John onun bir dediğini iki etmiyor. Neden benimle uğraşıyor?

Bazen çok tuhaf davranışları var. Bugün kendisinin koca adayı Kastilyalı 2. Juan gelecek. Kaledeki kilisede evlenecekler sonra da düğün şenliği yapılacak. Bütün bu telaş içinde beni kuleye kilitledi. Oysa yapılacak öyle çok hazırlık var ki!.. Şimdi bir şeylere yardım ediyor olabilirdim.

Söyledim ona; “Prensesim” dedim. “Kastilya Kralı 2. Juan kırk iki yaşında. İlk karısı Aragonlu Mary’nin zehirlenerek öldürüldüğü söyleniyor. Danışmanı ve kıymetlisi Alvaro De Luna’ya çok dikkat edin. Hayatınız tehlikede, sizi de öldürebilir. Aragonlu Mary, Kastilya kralına dört çocuk verdi ama ancak biri hayatta kaldı. 4. Henry. O da sizden sadece üç yaş küçük. Bu evlilik size mutsuzluk getirecek, yapmayın”. Ama ne çare!

Kıymetlisi De Luna aklına girdi kralın, genç kraliçeyi rahatça idare edebileceğini düşünüyor. Ve sen de Portekiz Prensesi Isabella, krala âşık oldun. Aşkın seni deli ediyor. Deli. Doğru olabilir mi bu? Gerçekten deliriyor musun?

Kuzenim, çocukluğumun yoldaşı, Portekiz’in soylu Prensesi Isabella, senin tarafından kapatıldığım bu kulenin pencere boşluğuna çıkmaya çalışırken aklımdan bunlar geçiyor. Taş pervaza çıkıp oturmayı başardım. Dışarıda hava sıcak ama taş kulede soğuk hâkim. Hele hücrenin içi buz gibi.

Üzerimde beyaz geceliğim var, giyinmeme dahi izin vermeden sabah uyanır uyanmaz çıplak ayaklarımla beni kuleye sürükledin. Ayakkabılarım yok, pelerinim yok. Ayaklarım üşüyor. Geceliğime sarayım ayaklarımı biraz olsun ısınabilirler belki.

Surların çevrelediği büyük kale kapısının açıldığı avluda ağzından su akan yunus heykeli var. Uzun süre ona bakakalıyorum. Büyülenmiş gibi, pencereye neden çıktığımı unutmuş gibiyim. Tam karşımda kalenin üçgen avlusu bir iskeleyle karşıdaki surlara bağlanıyor. Nöbetçiler dolaşıyor üzerinde. Sesleniyorum, bağırıyorum, sesimi duyuramıyorum. Ya da duymak istemiyorlar.

Kale kapısı açılıyor, muhafızlar koca kapıyı zincirlerinden salıverip aşağı bırakıyorlar. Düğün kafilesi geliyor. Atlılar hendeği örten köprünün rampasını geçip kaleye giriyorlar. Damat kral, kıymetlisi De Luna, refakatçileri ve boş atlar üzerindeki içi dolu sandıklar, geline getirdikleri hediyelerle şaşalı bir giriş yapıyorlar.

Şimdi bağırsam da kimse duymaz, ev sahibi prensin hazırladığı karşılama töreninin gürültüsü çok yüksek. Kalede büyük bir şenlik var.

Ben burada unutuldum mu? Pencere pervazının taşları çok soğuk, yere ineyim kapıyı yumruklamaya devam edeyim.

-Kimse yok mu? Ben Beatrice, kulede kapalı kaldım. Beni kurtarın.

Taş merdivenlerden ayak sesi yaklaşıyor, gelen var. Kurtuldum.

-Çıkarın beni buradan. Açın kapıyı açın.

İşte anahtar sesi, kapı açılıyor:

-Prenses Isabella!

-Çık Beatrice! Düğün başladı. Nedimem olacaksın. Benimle Kastilya’ya geliyorsun.

Oyun bitti.

2

TUTKULARIM BENİ MAHVEDİYOR

17 AĞUSTOS 1447- INFANTE JOHN KALESİ- PORTEKİZ-KASTİLYA KRALI 2. JUAN

Müstakbel kayınbiraderim çok misafirperver çıktı. Düğün şöleni için masraftan kaçınmadığı aşikar. Prenses Isabella’da alımlı bir genç kız ama kuzeni, nedimesi Beatrice dünya güzeli. Gözlerimi ondan alamıyorum.

Isabella benimle evlenerek Kastilya Kraliçesi Portekizli Isabella oldu. Daha on dokuz yaşında Kastilya’ya nasıl kraliçelik yapacak?

Alvaro benim aklımı çeldi, her zaman yaptığı gibi. Bu evliliğe beni o ikna etti. Neden? İlk karım Aragonlu Mary’nin ölümünden sonra dört çocuğumun üçünü de ardından ölüme gönderdim. Sadece on altı yaşındaki oğlum Henry kaldı benimle. Benden sonra tahta Henry çıkacak. Dördüncü Henry.

Alvaro De Luna benim iyiliğimi istiyor. Başka çocuklarım da olsun, kralı, velinimeti yalnız kalmasın istiyor. Yalnız değilim ki! Sen varsın Alvaro, kadim dostum, kıymetlim. Herkes gider, sen kalırsın.

Düğün iyice sıkıntı vermeye başladı. Beatrice çok güzel.

Isabella’nın korkusundan bana hiç bakamıyor. Gelini nedimesiyle beraber Kastilya’ya götürecek olmam ne güzel! Kalede melekler kadar güzel bir kadın dolaşacak, Isabella değil o tabii Beatrice, güzel Beatrice.

Gözlerim takıldı kaldı Beatrice’de. Isabella beni Beatrice’e bakarken yakaladı, suratını asıyor. Alvaro’da beni Beatrice’e bakarken yakaladı, o da suratını asıyor.

İkinizle ne yapacağım ben?

Tutkularım beni mahvediyor.

Yetenekli bir hükümdar değilim belki ama iyi şiir yazarım, avlanırım, turnuvalar düzenlerim. Bir de arkamdan iş çevirmeye çalışanları yakalarım.

Çalgıcılar, ozanlar, müzik, dans, içki herkes sarhoş. Düğün bitiyor, vakti gelmişti artık çok uzadı.

Aklım Kastilya’da kaldı. Yokluğumu fırsat bilenler ortalığı karıştırmasınlar. Yahudilere zarar verecekler, hazırlanıyorlar.

Ben daha tahta geçmemişken, 1411’de naiplerim, benim yerime Kastilya’yı yönetenler yani “Valladolid Yasaları”nı ilan ettiler.

Kastilya’da ne kadar Yahudi varsa hayatlarını zindana çevirdiler. Yahudilere her yerde onları belli edecek giysiler giydirdiler, zorla. İdari görevlerde bulunmalarını yasakladılar. Din adına fazla ileri gittiler.

Halbuki refah çok değerli, hayattan haz almak bir o kadar daha değerli. Kastilyalı Yahudiler zaten yıprandı, hırpalandı. İyi ki tahtı ben onların elinden erken yaşta zorla aldım. Yoksa beni kral yapacakları yoktu. Kendi nefret düzenlerini kurmakla meşgullerdi.

Halbuki Yahudilere karşı hoşgörülü olmak gerek. Faydalı insanlar onlar, zengin olmayı biliyorlar.

Benden sonra ne olur bilmem. Henry onlara nasıl davranır? Portekizli yeni gelinimden çocuklarım olur mu? Onlardan hangisi tahta geçer? O Yahudilere nasıl davranır?

Aman! Bütün bunları düşünmek istemiyorum. Koskoca Kastilya Kralı 2. Juan’ım ben.

İyi bir hükümdar değilim belki ama tutkulu bir aşığım.

Bu Beatrice de çok güzel ama…

Eyvah Isabella bakıyor, Alvaro’da tahta masanın altından bacağıma vuruyor, yine yakalandım. Sabah erkenden yolculuk var, sık sık mola verip Beatrice’i görmeli.

Yakalanmadan.

3

AZAR AZAR DELİRİYORUM

20 TEMMUZ 1454-KASTİLYA SARAYI-KRALİÇE PORTEKİZLİ ISABELLA

Kastilya Kraliçesi olmamın üzerinden yedi yıl geçti.

Kocam krala tutkuyla bağlıyım bu doğru. Ona iki çocuk verdim. Büyük kız Isabella, küçük erkek Alfonso. Neye yarar bunca tutku, bunca aşk, bunca bağlılık. Kralım bugün ölüm döşeğinde.

Yapmak zorundaydım. Danışmanım dediği o kıymetlisi Alvaro De Luna’yı öldürtmek zorundaydım. Yoksa o beni öldürtecekti.

Tıpkı benden önceki kraliçe Aragonlu Mary’yi zehirleyerek öldürttüğü gibi. Tıpkı kralın diğer çocuklarını da yok ettirttiği gibi. Kendimi ve çocuklarımı ondan korumak zorundaydım.

De Luna gençliğinden beri kralıma hükmediyordu. Kralım ona karşı çok zayıftı. Bu hükmedişini evliliği süresince de devam ettirmek istiyordu. Kralın benimle evlenmesini o yüzden destekledi.

Yaşım küçük diye kolay lokma olacağımı sandı. Beatrice kadar güzel olmayabilirim ama kendimi ve çocuklarımı korumasını becerecek kadar akıllıyım.

Kocamı, kralımı sadece bana ait tutarım. Kralım bana aşık. Ölüm döşeğindeyken bile benim o. Onu ölümün kollarına bırakmak üzereyken bile benim olarak ölecek o. Ben onun kraliçesiyim, Beatrice değil. Sadece ben, bir tek ben. Biricik ben, Portekizli Isabella onun kraliçesiyim.

Kraliçesine aşık kralımı etkilemeye çalıştı o De Luna. Evlilik bağımıza bile sınır getirmeye çalıştı, beni zehirlemeye çalıştı ve geçen yıl çok büyük bir hata yaptı. Asilzade Alfonso Perez de Vivero’yu pencereden attırdı.

Ben, Kastilya Kraliçesi Portekizli Isabel, kralımı Alvaro De Luna’yı tutuklaması ve yargılaması için ikna ettim. Kralım kraliçesinin sözünü iki etmedi De Luna’yı astırdı. Ohh!

Ama kralım siz gitgide sağlığınızı kaybettiniz. Bu kadar mı kıymetlinizdi De Luna sizin? Bu kadar mı seviyordunuz onu? Elden ayaktan kesilecek, hasta olup ölüm döşeğine yatacak kadar mı üzüldünüz ölümüne? Hayır. Kabul etmem. Benden başkasını bu kadar sevmiş olamazsınız. İlahi takdir bu, inançlarımla hissetmeliyim.

Büyük çocuğumuz Isabella üç yaşında oldu, küçük oğlumuz Alfonso daha sekiz aylık. İki çocuğunuz ve Kraliçeniz iyileşmenizi bekliyor, ölümü alt edip bizimle kalamaz mısınız? Ölümün kayığına bindiğinizde ben ne yapacağım? Nasıl yaşayacağım? Çocuklarınız kralım, varisleriniz ne olacak? İyiyken vasiyetinizi yazdırdınız, biliyorum. Henry’den sonra tahta Isabella çıkacak. Bu vasiyetinize karşı çıkacak hiçbir güç yok Kastilya’da. Kızım Isabella, Kastilya Kraliçesi Isabella olacak.

Baş ucunuzdayken kraliçeniz, siz ölümün refakatinde böyle soğurken, böylesine kararırken, şu karanlıklarım bir dağılsa…

Karanlıklarımda yalnız değilim ama Beatrice de karanlıkta. Hücreye kapattım onu hem karanlıkta hem soğukta. Üç gündür aç, üç gecedir susuz. Kendi kendine konuştuğunu söylüyor nöbetçiler. Amcası Juan De Meneses cenazeniz için sarayda, onu uzak tutmak lazım hücreden. Tıpkı sizi bırakacakları mezar gibi solsun güzelliği, ölüm alsın onu da karanlığına. Buz tutan elleriniz gibi buz tutsun ruhu. Bitsin, tükensin o Beatrice.

Kralım öldü.

Ben öldüm.

Kendi karanlığımda azar azar deliriyorum.

4

FIAT LUX-IŞIK OLSUN

20 TEMMUZ 1454-KASTİLYA SARAYI- BEATRICE

Yine karanlık, yine soğuk.

Yine dışarıda sıcak varken ben hücredeyim. Ne kadar zamandır kapalıyım bu hücrede, bir gün, bir ay, bir yıl. Zaman nedir unuttum. Belki de ben Silva’lı Beatrice Meneses, hep karanlıkta kalmaya mahkumumdur kim bilir? Tanrı bilir. Evet Tanrı. Ne yaptım Tanrım ben sana neden cezalandırılıyorum?

Sorma Beatrice, sadece şükret. Nefes aldığın için şükret. Karanlıktaki ışık için şükret. Bu kez ayaklarından çoraplarını ayakkabılarını almadığı, pelerinini sırtında unuttuğu için şükret. Ancak sığabildiğin, katlanarak girebildiğin bu taş hücrenin sana söyleyecekleri var. Duy onları ve şükret.

Neler söylüyorum ben? Ben de kraliçe gibi deliriyor muyum yoksa? Beni bu hücreden kurtaracak kimse yok mu?

Nafile. Tüm bağırmalarım, yardım istemelerim, kapıyı yumruklamalarım nafile. Bu defa bu hücrede öleceğim galiba. Tanrım, beni kurtaracak birini gönder. Sana hizmette kusur etmeyeceğim.

“Gözlerimi kapatıyorum, karanlık.

Gözlerimi açıyorum, karanlık.

Bir ışık, sadece bir ışık olsun.

Fiat lux.”

Tanrım, gözlerim mi yanıltıyor beni? Yoksa bu gördüğüm ışık hüzmesi içinde kutsal annemiz mi? Kapının kilidi açılıyor, zincir sesleri duyuyorum.

Evet kutsal annemiz, dediğinizi yapacağım buradan kurtulur kurtulmaz.

Kurtuluyorum.

-Beatrice!

-Amca!

-Çabuk çık buradan seni kaçırıyorum.

-Amca. İçerdeyken yani hücrede…

-Acele et Beatrice, muhafızlar şimdi gelir.

-Hücrede onun hayaleti bana göründü. Kutsal Annemizi gördüm.

-Ne? Sen iyi değilsin, çabuk yürü atlara.

-Benden kendi onuruna yeni bir düzen kurmamı istedi ve istediğini yapacağım amca.

-Beatrice, günlerdir hücre hapsindeydin. Hayal gördün sen çocuğum çabuk ata bin. Muhafızlar geliyor.

-Amca sen?

-Ben onları oyalarım. Bir adamım sana eşlik edecek. Dominik Manastırına gideceksin.

-Amca ben.

-Yürü! Deeh!..

Tefrika No:5’in Sonu

"Dijital Manipülasyon Kolaj: Neşe Binark"

Tefrikanın diğer bölümlerini okumak için:

https://www.salom.com.tr/haber/123078/bina-bina-hikayeleri-1

https://www.salom.com.tr/haber/123110/bina-bina-hikayeleri-2

https://www.salom.com.tr/haber/123209/bina-bina-hikayeleri-3

https://www.salom.com.tr/haber/123266/bina-bina-hikayeleri-4

https://www.salom.com.tr/haber/123389/bina-bina-hikayeleri-6

https://www.salom.com.tr/haber/123426/bina-bina-hikayeleri-7

https://www.salom.com.tr/haber/123522/bina-bina-hikayeleri-8

https://www.salom.com.tr/haber/123579/bina-bina-hikayeleri-9

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün