86 yaşındaki Şaul Ladani, birçok kez kurtulan sıfatını aldığı olaylar yaşamış. Ladani´nin hayatı, spor kanalı ESPN´in sporcuların yaşamlarını gözler önüne seren E:60 programında mercek altına alındı.
Dünyaca ünlü spor kanalı ESPN’de 1994 yılından beri görev alan Frank Saraceno, kanalın Emmy ödüllü ‘E:60’ adlı bir saatlik ve her bölümünde bir başka değerli sporcuyu mercek altına alan programında, daha önce de pek çok sporcunun bölümünün yapımcılığını üstlendi.
Buna rağmen Frank, Ladani üzerine hazırladıkları bölümün, 2007 yılından beri yayınlanan programın bugüne dek en etkileyici deneyimini kazandırdığını belirtti. Saraceno, Yahudi Telgraf Ajansı’na (Jewish Telegraphic Agency- JTA) verdiği röportajda, “Sanırım daha önce hiçbir bölüm için teklif ettiğim sporcu kabul edilip program çekildiğinde, Şaul Ladani’de olduğu kadar tatmin edici bir duygu yaşamadım. Bunun sebebi de kendisi. Tamamen kendisi,” dedi.
Bugün 86 yaşında olan Şaul Ladani, birçok kez kurtulan sıfatını aldığı olaylar yaşamış. Çocukken Nazilerin bombaladığı evinden sağ kurtulan sporcu, Bergen-Belsen Toplama Kampından da sağ kurtulmasının ardından, 1972 yılında Münih’te gerçekleşen olimpiyatlara yapılan terör saldırısını da atlatmış. Kendisinin yaşamını anlatan ve duruma uygun olarak ‘Kurtulan’ (The Survivor) adı verilen ‘E:60’ bölümü, olimpiyatlara gerçekleştirilen saldırının ellinci yıldönümü için ayrılan özel program serisi kapsamında ilk kez yayınlanacak.
On bir İsrailli atlet ve antrenörün hayatlarını kaybettikleri saldırı daha önce Michael Douglas’ın anlatımını gerçekleştirdiği, 1999 yapımı ‘Eylül’de Bir Gün’ adlı belgeselde ve Steven Spielberg’in 2005 yılında çektiği, Oscar adayı ‘Münih’ adlı filmde ele alınmış olsa da Saraceno yaşananların genç nesillere yeniden aktarılacağından emin olmak istediğini de ekledi.
Saraceno, terör saldırısını konu alacak bir bölüm çekmeye karar verdiğinde, kendisini en zorlayan şeyin hikayeyi farklı bir şekilde anlatmak olduğunu belirtti. Daha sonra aklına saldırıdan kurtulan ve hayatta kalan birinin olup olmadığını araştırmak gelen yapımcı, her ismi ele aldıktan sonra sonunda Ladani’yi bulmuş. Neredeyse 24 saati bulan rehin alma krizinde, Münih Olimpiyat Köyünden sağ çıkmayı başaran birkaç İsrailli sporcudan biri olan Ladani, yürüyüş yarışı dalında mücadele etmek üzere oradaymış. Saraceno, sporcunun hikayesini belgeselleştirmeyi teklif edişini, “Sunumumda, Münih’te yaşananları inanılmaz bir insanın gözünden anlatmayı teklif ettim,” diye anlatıyor.
“BÖYLE BİR HİKAYEYİ ANLATABİLMEK BİR ŞANS”
Belgeseli seslendiren ESPN’in duayenlerinden, sekiz olimpiyatın sunumunda görev almış, 11 Emmy ödüllü, Yahudi asıllı sunucu Jeremy Schaap’ın aynı zamanda ‘Zafer: Jesse Owens ve Hitler’in Olimpiyatlarının Bilinmeyen Hikayesi’ adlı bir kitabı da bulunuyor.
JTA’ya konuşan Schaap, “Orada olmak, tüm anlayılanları kendi gözleriyle görmüş, yaşamış biriyle konuşmak, hikayeyi bana aktarabilecek halde birini bulmak, bunların hepsi benim için özellikle kişisel olarak da anlamlı ve önemliydi çünkü ben de bir Yahudiyim. Frank, Ladani’nin hikayesini önüme getirip beni onunla iletişime geçirdiğinde, kendime, ‘Bu, böyle bir hikayeyi anlatabilmek için verilmiş çok nadir bir şans,’ diye düşündüm,” dedi.
Diğer yandan, Schaap’a göre bu hikaye başkasının anlattığı hiç bir hikayeye de benzemiyordu. Schaap öncelikle bunun hayatında yaptığı en uzun röportaj olduğunu ve Ladani ile görüşmesinin yaklaşık sekiz saat sürdüğünü ekledi ve sözlerine, “Fiziken bir yürüyüşçü olarak sahip olduğu dayanıklılığı, kendisiyle mülakat yapılan bir kişi olarak adeta zihnen de gösterdi,” diye devam etti.
Ladani ile Tel Aviv’deki Omer bölgesinde bulunan evinin yanısıra Almanya’da da görüşen Schaap, Alman hükümetinin Münih saldırısının ellinci yılını anmak için gerçekleştirdiği törene katılan Ladani’yle olmak üzere Bergen-Belsen’den Münih’e beş buçuk saatlik bir tren yolculuğu da yaptı.
Zamanlama olarak olimpiyatlarda düzenlenen saldırının yıldönümüne denk getirilmiş olsa da, “Kurtulan” tamamen ve sadece Ladani’ye odaklanmış. Belgeselde Ladani’nin ailesi, soykırım süresince yolculuğu, İsrail’e göçü ve 1972 yılında olimpiyatlara katılmak için Avrupa’ya dönüşü ele alınmış. Arşiv görüntüleri, o zamanki haber bültenlerinden videolarla Ladani’nin özel yaşamından kesitler ve spor kariyerinin bir arada harmanlandığı bölümde izleyici zamanda yolculuk eder hale getirilmiş.
1936 yılında Belgrad’da doğan Ladani, soykırım boyunca pek çok kereler Azrail’in pençesinden kaçmayı başarmış. Sporcu henüz beş yaşındayken Alman uçakları ailenin evini bombalamış. Bu olayın ardından Macaristan’a kaçan Ladani Ailesi, 1944 yılında Naziler tarafından yakalanıp, aralarında Anne Frank’ın da bulunduğu yaklaşık elli bin Yahudi’nin katledildiği Bergen-Belsen Toplama Kampına yollanmışlar.
Adolf Eichman ile girişilen ve zamanında büyük tepki toplamış pazarlıklar sonrası 1600 Yahudi’yi İsviçre’ye götürerek ölümden kurtaran ve 35 sığır kamyonundan oluşan Kastner Konvoyu ile kamptan kurtulan Ladani, savaşın sonunda da ailesiyle birlikte İsrail’e göç etmiş. Burada spor kariyerinde ilerlemeye başlayan atlet, 1963 yılında İsrail yürüme yarışlarında birinci olarak, ileride alacağı yirmi sekiz madalyadan ilkini elde etmiş. Elli mil hürüyüş kategorisinde ABD rekorunu kıran atlet, 1968’de Olimpiyatlar’ın yanı sıra Makabiyatlar’da da yarışmış.