Para, para, para…

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesinde yaptığı konuşmada “en büyük sorun enflasyon”, dedi. “Neo-klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan; davranışsal ekonomi ve nöroekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır.” İşte tam olarak bu sebepten çocuklara ve gençlere para eğitimi vermemiz gerekmekte!

Aylin GERON Yaşam
6 Ekim 2022 Perşembe

Şaka bir yana hayatın merkezinde olan para kavramı ve bu kavramın çocuklarla gençlere bir beceri olarak kazandırılması üzerine bir yazıyla buluşuyoruz bu ay.

Para…

Harcadığımız emeğin somut karşılığı…

İhtiyaçlarımızı ve isteklerimizi doyurmak için kullandığımız ortak bir araç…

Yaşam kalitemizin ve standardımızın belirteci…

Bu kadar merkezi ve hayati bir kavram hakkında tutumlarımız, bildiklerimiz ve becerilerimiz ise tamamen bireysel. Okulda öğretilmiyor mesela para yönetimi, para harcama alışkanlıkları, bütçe yapmak, para biriktirmek, önceliklendirme, ihtiyaç ve istekleri ayırt etmek, finansal okur yazarlık…

Konu merkezi ama merkezi eğitimde yeri yok!

Gençlerde para kullanma becerisi kişisel özelliklere, ailede verilen ‘eğitime’ ve ebeveynlerin bilinçli ya da bilinç dışından aşıladığı inanç kalıplarına bağlı olarak gelişiyor. Yani hayatın akışına teslim.

Çocuğunuz parayla ilk ne zaman tanıştı?

Dondurma, şekerleme, oyuncak gibi sahip olduğunda onu mutlu edecek bir şey için belki de sizin eline tutuşturduğunuz banknotla. Aman para üstünü almayı unutma!

Tebrikler, hazzın satın alınmasına aracı oldunuz…

Bunu her ebeveynin kendi hikayesinde bir şekilde yaptığına eminim ve eleştirmiyorum çünkü aynı zamanda isteklerimize sahip olmak için de bir bedel ödediğimizi görüyor çocuk. Burada yanlış bir şey yok. Para bu işe yarıyor zaten. Her şeyin bir bedeli var. Ve bu bedeli ödemek gerekiyor.  Çocuklar genellikle paraya nasıl sahip olduğumuzla ilgilenmiyor bu noktada. İstiyorlar o kadar.

Yeni bir oyun, henüz tokken çikolata, evde okunmamışları dururken yeni bir kitap, bisiklet, sneaker, cep telefonu, iPad, her yeni okul döneminde eskisi sapasağlam olsa bile yeni bir çanta….

Gerekli-gereksiz ayırımı yok, ihtiyaç- istek bilinci yok… (Ve hatta anlamlı, faydalı istekleri -kitap, akıl oyunu, vb- gereksiz olsa bile kabul edenimiz bile var.) Aman mutsuz olmasın diye her istediğine sahip olmasına çalışanlarımız var. (O istemeden, ihtiyaç duymadan sadece sever, sevinir diye alanlarımız bile var.)

Bu karmaşanın içinde yine her konuda olduğu gibi odağı biz ebeveynlere çevirmek istiyorum. Bizim ve partnerimizin parayla ilişkisi, paranın evde tuttuğu yer, parayla ilgili inançlarımız, korkularımız, deneyimlerimiz, öğrendiklerimiz… 

Mercek altına yatıralım:

Peki ya siz ne zaman tanıştınız parayla?

Muhtemelen harçlığınızla.

Yeter miydi harçlığınız? İsteyebilir miydiniz bitirdiğinizde? Her istediğiniz sorgulanmadan satın alınır mıydı? Beklemeniz gerekir miydi? Para biriktirir miydiniz mesela? O parayı neye harcardınız? Harcar mıydınız? Para kazanmaya kaç yaşında başladınız? Zor oldu mu? Yoksa para size hep aktı mı?

Bütün bu yaşadıklarınızla para ile ilgili bazı inançlar geliştirdiniz (ki bu arada DNA’nıza işlenmiş nesiller boyunca aktarılmış bir bilgi de söz konusu para ile ilgili).

Para zor kazanılır…

Para kazanmak için çok çalışmak gerekir.

Parayı ağaçtan toplamıyorum.

Para dediğin elinin kiri…

Para önemli değil, mühim olan insanlık!

Para parayı çeker.

Paran mı var derdin var.

Hazıra dağ dayanmaz.

Paraya güven olmaz.

Para bütün kötülüklerin anasıdır.

Bu inançlar tanıdık mı? Siz de bu kalıplardan birine ya da birkaçına sahipseniz çocuklarınızın da parayla ilişkilerini bu bakış açısıyla kurmasını bekliyor olabilirsiniz… (farkında bile olmadan)

Listelediğim inanç kalıplarının ortak özelliği parayla ilgili negatif bir algı içeriyor olmaları.

Yokluk bilinci, risk almayan garantici ve tasarruf odaklı bir yaklaşım farkında olmadan büyük bir çoğunluğumuz etkisi altına alıyor. Çünkü varoluşsal derecede önemli para.

Parayı çok önemsemek, çok sevmek ‘olumsuz’ olarak nitelendiriliyor. Çok para kazanmak da başarı… 

Paradoksa gel! Sevmezsen, önemsemezsen nasıl yer açacaksın ki hayatında?

Paranın kıymetini bilsin. Cimri olmasın ama savruk da olmasın. Para biriktirsin. Elindekini bir bütçe dahilinde harcasın…

Bu konular çocukluk yıllarında çok da önemli değil. Nasılsa ebeveynlerdedir kontrol. Sıkıntı ergenlik yıllarında başlıyor çünkü gözetimimizden uzaklaşırlar ve akranlarıyla daha çok vakit geçirmeye başlarlar. Dolayısıyla para harcama alışkanlıkları da etkilenir arkadaşlıklardan. İşte bu yüzden ergenlik daha pahalıdır…

Aidiyet için yapılan bazı seçimler, marka odaklılık, bitmek bilmeyen talepler, dürtüsellik, hazzı erteleyememe ve paranın gücünün farkındalığı.

Ergenlik bu becerinin kazanılması için önemli bir dönem. Harçlık ve sınır olanın doğru yönetimi için gerekli. Seçimlerin sorumluluğu, bedel ödeme, ihtiyaç ve isteklerin ayrıştırılabilmesi…

İstek ve ihtiyaç ayırımı yetişkinlerin de zorlandığı bir yer.

Ayakkabı ihtiyaç, Adidas Yeezy istek,

Eğlence ihtiyaç, FIFA 2023 istek,

İtirazları duyar gibiyim:

Yeezy bütün arkadaşlarımda var, bende olmayınca dalga geçiyorlar; o yüzden ihtiyacım var!

FIFA23 almazsam onlar oynayacaklar, beni aralarına almayacaklar. İhtiyacım var!

Adidas Yeezy, FIFA 2023, vb. aynı zamanda parçası olmak istediğin sosyokültürel grup içinde bir ihtiyaç gibi algılanıyor ya işte sorun burada! Bu döngünün bir parçası oluveriyoruz bir anda. Çocuğumuz dışarda kalmasın.

Tabii kalmasın; ama bu seçimin tüm sorumluluğu çocuklarda değil. Onların bu aidiyet ihtiyacının bizlerdeki yaraları da kaşıdığını hatırlayalım. Çocukken ve hatta ergenken tamam deyip içine sürüklendiğimiz süreçlerden yaş aldıkça bir anda sıyrılıvermelerini bekleyen tarafımıza gelsin bu sözlerim.

Bir başka konu da gençlerin para ile ilgili sorumluluk alma, üretme, kazanma konusunda ebeveynleriyle karşılaştırıldığında daha ileri yaşlarda harekete geçmelerinin ebeveynlerinde yarattığı kaygı var.

20’li yaşlarını aşmış gençlerden bahsediyorum: Ne zaman başlayacak para kazanmaya? Nasıl öğrenecek bütçelemeyi? Parasını mı kesmek gerek? Ama okuyor… Ben onun yaşında ….

Onun yaşında ne yaptığınız sizinle ilgili, onunla değil. Onun hala parayla ilgili sorumluluk almıyor oluşu kaygı yaratıyor, anlıyorum. Peki siz ne yapıyorsunuz?

Şikayet edip kaynak sağlamaya devam mı ediyorsunuz yoksa bütçelemeyi öğrenmesi için eleştirmek dışında yol gösteriyor musunuz? Bu konuda destek olabilecek birçok uygulama var (Mint, Money Manager, Wally, Buddy, Walnut bu alanda kullanılan ücretsiz uygulamalardan birkaçı).

Neleri karşılayıp neleri karşılamayacağınız konusunda net misiniz? Seyahatleri, konser biletleri, arkadaşına alacağı hediyeleri, partilemelerini karşılamaya OK misiniz? Samimi, kalpten ve gerçek bir sohbet ettiniz mi bu konuda?

Para hassas bir mesele. Hakkında konuşmak gerek. Biriktirmek, kenarda köşede paran olması fikri kimileri için yokluk bilincini temsil ediyor; ancak şöyle bir gerçek daha var; hazzı erteleyebilenler hayatta daha başarılı oluyor. Şimdi ve burada paramın hepsini ufak tefek şeylere harcamazsam yarın daha büyük bir şeyi biriktirdiğim parayla alabilirim. (Tabii buna ulaşmak için her istediğini almayan ebeveynler de gerekiyor J)

Konuşun…

Aile bütçenizi nasıl yaptığınız paylaşın. Sadece yüksek gelen kredi kartı borcundan ya da limit aşımı olan telefon hattından değil elektrikten suya okul masraflarına ve hatta tatil harcamalarınıza nereye neler harcanıyor yaşına doğru oranla paylaşın. Amaç onu suçlu hissettirmek değil, sadece taleplerine biraz sağduyu biraz bilinç katmak…

Kapatırken çocukluğumdan bir şarkı gelsin tüm sevenlere… Rüçhan Çamay söylüyor: 

Gariptir insanlar oğlu neler yaratmış / Yarattığı her bugün dünü aratmış / Aklı ile her şeyin sırrını bulmuş / Kendi yarattığı putun kölesi olmuş / Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara / Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara

Çerçeveletir kimi asar duvara / Kimi onu bulunca dosdoğru bara / Kimi sıkar elinde çıkarır suyunu / Kiminin değiştirir güzel huyunu / Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara / Para, para, para/ Varlığı bir dert yokluğu yara

Üç şey demiş Napolyon "Para, para, para" / İnsanlar öldürülür onun uğruna / Servetin ulaşsa da yüz milyonlara / Kefenin cebine sığmaz bir tek lira / Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara / Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara

Unutmayın herşeyi yaratan biziz / Matbaada parayı basan ellerimiz / Sanmayın onun hükmü değişmez yasa / Para neye yarardı eller çalışmasa /Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara / Para, para, para / Varlığı bir dert yokluğu yara/ Para, para, para / Yokluğu başka dert fazlası bela / Para, para, para / Gömeceğim seni bir gün mezara/ Para, para, para

https://open.spotify.com/track/28JGcNGwwQmTNiUCjOS0a0?si=Prx30UZ2R_muC_8y3Z_wY

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün