Tan Oral'dan Yapraklı Mektuptan Çiçekli Mektuba -bir sonbahar hikâyesi-

Sonbahar geldi… Çınar ağaçları hafif hafif sararıp yapraklarını dökmeye başladı. Yollarda yürürken kuruyan yapraklar ayaklarınızın altında çıtırdıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 2021 yılında tamamlanan restorasyonun ardından bir sanat mekânı olarak kentin kullanımına sunulan Bebek Sarnıcı Galerisi, Tan Oral´ın ´Yapraklı mektuptan Çiçekli Mektuba - bir sonbahar hikâyesi´ sergisine ev sahipliği yapıyor.

Elif AYDOĞDU Sanat
12 Ekim 2022 Çarşamba

Güncel siyaseti yorumlayan çizgileri ile tanıdığımız Tan Oral, bu kez bambaşka naif bir sergi ile karşımızda… 1970’lerde yazılmış bu mektubun yazılış amacının çok ötesinde bir serüveni olur. Harfler yerine kelimelerin çiçeklerden oluştuğu mektup, grafik sanat tarihinde yerini alacak ilginç bir tasarım serüvenidir de bir bakıma. Sergide muhatabına gönderilemeyen bu mektubun bugüne kadar ki macerasının izi sürülüyor. Kâğıdın, kalemin ve imgenin gücü bazen özel olanı dönüştürüp toplumsal alana taşıyıverir. Aslında sanat denen kışkırtıcı üretimin en dibindeki kıvılcım da belki de budur. Özel olarak belirenin herkesin olabileceği, paylaşabileceği, elden ele dolaşabileceği ihtimali…

12 Mart’ın baskılı ortamında önce Bülent Ecevit’in çıkardığı Özgür İnsan (1973) dergisinin ‘Umut’ temalı sayısında yayımlanır bu mektup. Okuyan, görenlerin ilgisini çeken mektup, çoğaltılarak siyasi toplantılarda geleceğe dair umudun simgesi olarak dağıtılır. 1981’de Almanya’da, Thomas Balkenhol’un hazırladığı, 1946-1981 yılları arasında yayınlanan karikatürlerden bir seçme ile Türkiye tarihine bakan Karikatürkei kitabının önsözü olur. 1995’te Turgut Çeviker’in Türk karikatüründen seçmelerle oluşturduğu Carigrafia adlı cep kitabın önsözüdür bu kez… Aradan yıllar geçer, posta kültürü üzerine yapılmış en iyi dergilerden biri olan, Turgut Çeviker tarafından yayına hazırlanan Posta Kutusu dergisinin 2003 yılındaki ilk sayısında, mektubun ortaya çıkış hikâyesi eşliğinde yayınlanır. Hatta bu çok benimsenip sevilen mektup, renkli ipliklerle, gayet ustaca bir gömleğin arkasına işlenerek Tan Oral’a gönderilir.

“Her şey, her zaman, her insanın istediği gibi olmuyor. Hele ki gönül işleri.”

1970’lerde bir sonbahar günü sevgiliye gönderilen bir kuru yaprakla başlayan hikâyenin devamı bambaşka şekillenir. Tan Oral kelimelerle yazamadığı mektubu minicik çiçeklerle yazar ama bu mektup gönderilemez. Bir kişiye yazılan mektup yıllar içinde onu gören, okuyan, yorumlayan herkesin olur.  Mektup sahibine ulaşsaydı, iki kişi arasında yaşanan yüzlercesi gibi biz de bu hikâyeden hiç haberdar olmayabilirdik. Bir grafik tasarım objesi olan bu mektup adeta kendi hikâyesini yazmaya devam ediyor.

Tan Oral ve İsa Çelik

Çınar yaprağı ile gelin, mektup masası sizi bekliyor

Bazı sergiler bazı mekânlara yakışır, gezdiğinizde “başka yerde olmazmış” dedirtir adeta. İstanbul’un hemen her yerinde Bizans ya da Osmanlı devrinden kalan sarnıçlardan daha çok Yerebatan Sarnıcı, Binbirdirek Sarnıcı, Şerefiye Sarnıcı gibi büyük ve Tarihi Yarımada içerisinde olanlarını biliyoruz. Oysa Boğaz boyunca sıralanan bir zamanların küçük köyleri ve eski semtlerin çoğunda fark etmeden üzerinden ya da yanından yürüyüp geçtiğimiz daha nicesi var. Bunlardan biri de Bebek Sarnıcı. Cumhuriyet Döneminde özellikle de 1950’lerden sonra İstanbul’un hızlı büyüme sürecinde artan yapılaşma ile bu küçük sarnıçlar adeta görülmez olur. Bebek Sarnıcı, 2021 yılı eylül ayında restore edilerek bir sanat mekânı olarak İstanbul halkının kullanımına açıldığından bu yana sergilere ev sahipliği yapıyor.

Yapraklı Mektuptan Çiçekli Mektuba-bir sonbahar hikâyesi’, çağdaş bir sanat galerisinden ziyade Bebek Sarnıcı gibi kendi doğal serüvenini yaşayan bir mekânla çok doğal bir ilişki kuruyor. Her ikisi de bazen unutuluştan bazen tekrar hatırlanmaktan payını alıyor. Sarnıç içerinde oluşturulan minicik bir masa, o çiçekli mektupta yazılanları kelimelerle deşifre etmeniz için sizi bekliyor. Gelirken İstanbul’un bir köşesinden bir çınar yaprağı bırakabilirsiniz o mektup masasına…

Hikâye gibi…

Sergi için hazırlanan broşürde Tan Oral bu hikâyesini çok güzel anlatıyor:

Gönlüm kâğıda aktı demetlerle, kâğıt şenlendi, içim boşaldı, rahatladım. Önümde çiçekten satırlarla dolu bir sayfa duruyordu şimdi. Altına imzamı koydum. Mektup oldu. Baktım güzel bir mektup oldu; içten, okunaklı. Beni eksiksiz anlatan, ikna edici, umut dolu.

Etkileyici!

Şimdi sevdiğim bir posta kutusu kadar uzağımda, bir posta kutusu kadar yakınımdaydı artık.

Masadan kalkamadım. Çizdiğim mektuba bakakaldım. Mektup içtendi, dokunaklıydı, beni eksiksiz anlatıyordu, ikna edici ve umut doluydu. Etkileyiciydi.

Etkilendim.

Kıyıp, postaya veremedim.

Mektup yayımlanınca çok ilgi gördü. Bir arkadaşım o günlerde tutuklu olan sevdiğine çiçekli mektubun kopyasını, sevgisinin ve umudunun bir göstergesi olarak tutukevine yolladı. Bu nedenle sorgulandılar; şifreli bu mektupta kim bilir neler yazıyordu?!..” 

***

Sevgiliye mektup yazmanın ve umudun en naif sembolü haline gelen çiçekli mektubun yalın üslubuyla yer aldığı ‘Yapraklı Mektuptan Çiçekli Mektuba - bir sonbahar hikâyesi’ sergisi, 31 Ocak 2023 tarihine kadar gezilebilir.

Yapraklı Mektuptan Çiçekli Mektuba

-bir sonbahar hikâyesi-

Bebek Sarnıcı Galerisi

Pazartesi hariç her gün 12.00-20.00 saatleri arasında ziyarete açıktır / Ücretsizdir.

Adres: Bebek Cevdet Paşa Cad. No: 71 Bebek/ Beşiktaş 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün