WEB'DEN SEÇMELER

•“Türkiye´den de İsrail´le normalleşmeye karşı ciddi bir tepki yok. Elbette bir takım sesler çıkıyor ama organize bir tepki olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu süreç kesinlikle partilerden, liderlerden en azından şu anda bağımsız bir yere evrilmeye aday ve İsrail üzerinde konuşursak Netanyahu´nun da bundan mutsuz olduğunu düşünmüyorum. Kendisinin rahatlıkla yapamayacağı, başlatamayacağı süreci Yair Lapid´in başlatmasından da bilakis hoşnut bile olabilir çünkü kendisi bunun maliyetini ödemek zorunda değil.” FERİT BELDER – www.daktilo1984.com

İzak BARON Diğer
12 Ekim 2022 Çarşamba

Bu Haftanın “Takılanlar”ı

  • BAŞBAKAN YAİR LAPİD LİDERLİĞİNDEKİ MEVCUT KOALİSYON HÜKÜMETİNİN KAMPI, BİR YANDAN SİYASİ BAŞARILAR ELDE ETMEYE VE ARAP SEÇMENLERİ OY KULLANMAYA TEŞVİK EDEN BİR KONUŞMA YAYINLAMAYA ODAKLANIYOR. BİNYAMİN NETANYAHU'NUN KAMPI İSE ARAPLARIN ETKİSİNİ KIRMAYA VE KIRSAL KESİMLERDE HENÜZ OYLAMAYA KATILMAYA KARAR VERMEMİŞ YÜZ BİNLERCE YAHUDİ’Yİ İKNA ETMEYE ODAKLANIYOR

1 Kasım'da yapılması planlanan seçimlere sadece üç hafta kala İsrailliler, mevcut İsrail Başbakanı Yair Lapid ile eski Başbakan Binyamin Netanyahu arasında hala karar verebilmiş değil. Bu nedenle iki aday da seçim savaşında bir dönüm noktası yakalamanın yolunu arıyor.

Başbakan Yair Lapid liderliğindeki mevcut koalisyon hükümetinin kampı, bir yandan siyasi başarılar elde etmeye ve Arap seçmenleri oy kullanmaya teşvik eden bir konuşma yayınlamaya odaklanıyor. Binyamin Netanyahu'nun kampı ise Arapların etkisini kırmaya ve kırsal kesimlerde henüz oylamaya katılmaya karar vermemiş yüz binlerce Yahudi’yi ikna etmeye odaklanıyor.

Netanyahu, Arap vatandaşlarına yönelik düşmanlığı körükleme planından vazgeçti. Çünkü bu planı devam ettirmek Arapları kışkırtıp gençlerini Arap partilerine ve Lapid kampına oy vermeye itecek. Netanyahu böyle bir yol tercih ederken, aşırı sağcı görüşleriyle öne çıkan Itamar Ben-Gvir ile Bezalel Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm, Araplara karşı saldırgan bir kampanya başlatarak, yerleşimciler ve ırkçı sağcı güçler arasındaki payını artırdı. Parti dün ‘seçimlerde yolsuzluğu engellemek’ adına Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik saldırıları ile tanınan yerleşimci yüzlerce genci, Celile, Müselles ve Negev'deki Arap şehirleri ve köylerinde 30 sandıkta kendi adına gözlemci olarak çalışmak üzere göndermeye karar verdiğini duyurdu. Partiden bir yetkili şu açıklamada bulundu:

“Sağcı kampta seçimlere hile karıştırılabileceğine dair bir endişe hâkim. Araplar arasındaki seçim sahtekarlığı olgusuyla başa çıkmak için parti içinde özel bir ekip kurduk. Oylamanın temiz geçmesini sağlamak için gözlemcilerimizi Arap toplumundaki 30 sandığa yerleştirerek, Merkez Seçim Komitesi'nin bize verdiği hakkı kullanmaya karar verdik. Bu, sahtekarlığı alışkanlık haline getirmiş Arap partilerini üzecek olsa da iradelerinin tahrif edilmemesini isteyen Arap vatandaşlarının çıkarınadır.”

Nezir Mecli

https://turkish.aawsat.com/home/article/3919091/se%C3%A7imlere-%C3%BC%C3%A7-hafta-kala-i%CC%87srail-halk%C4%B1-netanyahu-veya-lapid-ars%C4%B1nda-karars%C4%B1z

 

  • HEP AYNI NAKARAT: SİYONİST İSRAİL, EMPERYALİST İSRAİL VS. YOK İSRAİL ŞUNU YAPTI, YOK ABD DESTEKLİ İSRAİL BUNU YAPTI. FİLİSTİN’DEKİ İNSAN HAKLARI SAVUNUCULARINI DA MI İSRAİL ÖLDÜRÜYOR? BU İNSANLARIN SESİNİ DUYURMAK İÇİN SOL EĞİLİMLİ VE MUHALİF MEDYA NE YAPTI BUGÜNE KADAR?

Yapılan anketlere göre, Filistin halkının üçte ikisi Abbas’ın gitmesini istiyor. Bu Banat’ın da defalarca dile getirdiği bir talep. Sanki bütün Filistin siyasal İslamcı ve başka hiçbir düşünce yokmuş gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bakın orada yüzlerce binlerce siyasal İslam karşıtı Filistinli var. Bu insanlar özgürlük istiyorlar. Barış istiyorlar. Adlarını bilmiyoruz, duyurulmuyor.

Her konuda olduğu gibi basınımız burada da sınıfta kalıyor. Bir grup zaten konuya dair hiçbir bilgisi olmadan fikir beyan etme peşinde. Hep aynı nakarat: Siyonist İsrail, emperyalist İsrail vs. Yok İsrail şunu yaptı, yok ABD destekli İsrail bunu yaptı. Filistin’deki insan hakları savunucularını da mı İsrail öldürüyor? Bu insanların sesini duyurmak için sol eğilimli ve muhalif medya ne yaptı bugüne kadar?

Ancak Filistinli şairlerin, yazarların -ki onların da sanatçı olduklarını söylemek çok zor; birçoğu aslında dümdüz silahlı eylemleri savunan veya doğrudan bunlara iştirak eden teröristlerdir- güzellemesini yapıyorlar. Malum İslamcı basın da zaten kendi ideolojileri gereği “Filistin davası” deyip, Abbas hükümetini savunuyor. “Türklerin olası bir Filistin davası varsa, bunun Abbas’ın cukkaladığı yardım paralarıyla ne ilgisi var?” diye soran yok. Siyasal İslam’ı hâlâ savunan arkadaşlara sormak istiyorum. Savunduğunuz Abbas hükümetine bir bakın. İsrail’le barış isteyenleri tutuklayan, uluslararası yardımları şahsi hesaplarına geçiren, yapılan hukuksuzlukları dile getirenleri gözaltında işkenceyle öldüren ve kendi halkına maddi manevi hiçbir faydası olmayan bir hükümet. Hâlâ savunabiliyorsanız seçim sizin.

L. Deniz Ertuğ

https://www.politikyol.com/banati-oldurduler-ama-filistin-davasi-onemli/

 

  • YAİR LAPİD’İN KOALİSYONU DEĞİŞİM BLOĞUYDU VE ŞU ANDA YENİ SEÇİMLERE GİDERKEN DE TEMEL SLOGANLARI; DEĞİŞİM İÇİN GELDİK, DEĞİŞTİRMEYE DEVAM EDİYORUZ. TÜRKİYE İLE OLAN NORMALLEŞMEYİ DE BAŞARI OLARAK GÖRÜYORLAR
  • İsrail-Türkiye normalleşme süreci başladığında İsrail Türkiye’den bazı taleplerde bulundu. Sizce Türk tarafı bunu nasıl değerlendirdi?

Hamas meselesi çok ciddi bir mesele olarak karşımızda duruyor. Bence en büyük meydan okumalardan bir tanesi de Hamas’ın Türkiye’deki varlığı olacak.

Türk tarafı bütün şartları olumlu karşıladı. İsrail’in talepleri içerisinde Türkiye’yi en çok zorlayan konu Hamas’ın Türkiye’deki varlığı, ki daha önce de bu gündeme gelmişti. Ancak İsrail bunu bir ön koşul olarak söylüyor. Çünkü bir güvenlik anlayışı içerisinde değerlendiriyor. Dolayısıyla ilerideki süreçte yakınlaşmanın, normalleşmenin düzeyini belirleyecek hususlardan bir tanesi Türkiye’deki Hamas varlığı olacaktır. Bu durumda Türkiye, Hamas’ı Türkiye’den gönderebilir ya da alternatif formlar bulunabilir. Bu sürecin de ne şekilde cereyan edeceğini önümüzdeki dönemde göreceğiz. Daha önceki normalleşmede de İsrail’in böyle bir talebi olmuştu, terör örgütlerinin birbirlerinin topraklarında hiçbir şekilde kullanılmaması üzerine. Burada Hamas terör örgütü müdür değil midir tartışması var, ya da siz öyle görseniz de bunun siyasi ayağı var, askeri ayağı var gibi. Bir takım farklılıklar, birtakım kompleks durumlar görülebiliyor ama İsrail’in böyle ciddi bir talebi var. Hamas meselesi çok ciddi bir mesele olarak karşımızda duruyor. Bence en büyük meydan okumalardan bir tanesi de Hamas’ın Türkiye’deki varlığı olacak.

  • İsrail’de Kasım ayında yapılacak seçimlerden sonra Türkiye-İsrail ilişkileri nasıl gelişir?

Yair Lapid’in koalisyonu değişim bloğuydu ve şu anda yeni seçimlere giderken de temel sloganları; değişim için geldik, değiştirmeye devam ediyoruz. Türkiye ile olan normalleşmeyi de başarı olarak görüyorlar.

“Önümüzdeki yıl Türkiye’de de seçimler olacak. İsrail’de 1 Kasım’da seçimler var. Ben iktidarlardan bağımsız bir sürecin işlediğini düşünüyorum. Tabii ki iktidar aktörleri doğrudan bu süreçleri yaratıyorlar ama bu normalleşme sürecinin iktidarlara bağımlı kalacağını düşünmüyorum. Çünkü İsrail’de bir konsensüs var, Türkiye ile aranızı düzeltirseniz, bir daha bozmanın hiçbir anlamı yok, hiçbir rasyonalitesi yok. Netanyahu hiçbir şekilde Türkiye ile normalleşmeye karşı çıkmıyor. Çünkü normalleşme süreçleri İsrail’de artık partiler üzeri bir konu. Tabii ki cılız bir takım sesler çıkıyor mutlaka, ama partilerin üzerinde uzlaştıkları bir konu bu. Mesela, İbrahim Anlaşmalarını Trump destekledi, Netanyahu sürdürdü ama şu anda değişim bloğuyla da yeni iktidarla da devam etti. Benzer şekilde Kasım seçimlerinden sonra Netanyahu da gelse normalleşmenin herhangi bir şekilde aksayacağını düşünmüyorum. Hızı değişebilir çünkü beklentiler birbirlerinden farklı. Yani aktörlerin birbirinden beklentileri farklı olabiliyor ya da direttikleri noktalar birbirlerinden farklı olabiliyor, süreç yavaşlayabilir. Türkiye’den de İsrail’le normalleşmeye karşı ciddi bir tepki yok. Elbette bir takım sesler çıkıyor ama organize bir tepki olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla bu süreç kesinlikle partilerden, liderlerden en azından şu anda bağımsız bir yere evrilmeye aday ve İsrail üzerinde konuşursak Netanyahu’nun da bundan mutsuz olduğunu düşünmüyorum. Kendisinin rahatlıkla yapamayacağı, başlatamayacağı süreci Yair Lapid’in başlatmasından da bilakis hoşnut bile olabilir çünkü kendisi bunun maliyetini ödemek zorunda değil. Kendisi için Türkiye’yle bir şeyi başlatmak, sağcı bir iktidar açısından daha maliyetli olabilirdi, kendini anlatma ihtiyacı hissedebilirdi. Yair Lapid’in koalisyonu değişim bloğuydu ve şu anda yeni seçimlere giderken de temel sloganları, “değişim için geldik değiştirmeye devam ediyoruz”. Türkiye ile olan normalleşmeyi de başarı olarak görüyorlar o nedenle. Şu anda da Türkiye ile normalleşmeye karşı güçlü bir blok olduğunu görmüyoruz İsrail’de, keza Türkiye’de de.”

Aybike Boyacıoğlu (Ferit Belder Röportajı )

https://daktilo1984.com/roportajlar/ferit-belder-israil-icin-turkiye-kaybedilebilecek-bir-ulke-degil/

 

Takılan tweetler

  • Dr. Işıl Acehan@IsilAcehan

TASC’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan onuruna Rockefeller Center'da verdiği yemekte belgeselimiz @OttomanAmerica'nın tanıtım videosu gösterildi. @BAUMedam

Türk-Amerikan toplumunun ABD'de kökleri ve ülkeye katkıları 120 yıldan fazla. Şimdi bu hikâyeleri daha çok insana ulaştırabileceğiz

Yemekte Türk Yahudi toplumumuzun değerli üyelerinin de olması ayrıca çok güzel!

Belgeselimizde anne-babası İzmir'den 1900'lerin başında göç etmiş, ABD'de Ladino dilinin yaşamasına katkısı çok büyük Gloria Ascher de var

"Türkiye'de doğmadım, ama ben İzmirliyim, ben Türküm" diyor.

https://twitter.com/IsilAcehan/status/1572493091055218691

  • Mr.........@Nostredame1503

Haham Abraham Palacci, Yahudi Cemaati Üyeleriyle 1896 - İzmir

https://twitter.com/Nostredame1503/status/1578746111359037441

  • Ambassador Ron Prosor@Ron_Prosor

Taş atan, kurşun sıkmaktan da çekinmez.

Halle'den 3 yıl sonra Hannover'de bir sinagog saldırıya uğradı.

Yetkililerin failleri çabucak yakalayacaklarından eminim.

Yahudilerin Almanya'da, özellikle de ibadet yerlerinde kendilerini güvende hissetmeleri gerekiyor.

https://twitter.com/Ron_Prosor/status/1577960644686581760

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

Hasköy Karaim sinagogu. Sayıları 50nin altına düşen Karai Yahudilerinin bir dönem Karaköy, Bahçekapı gibi semtlerde de sinagogları vardı. Karailer Rabbanik Yahudilerden farklı olarak Tevratın yorumu olan Talmutu kabul etmezler.

#İstanbul #hasköy

https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1577910093424857095

  • önder kaya istanbul gezgini@onderkayaistan1

Hasköy Kula sinagogu. Uzun süre önce ibadethane olma vasfını yitirmiş olan bu sinagog bir dönem atölye ve depo olarak kullanılmış. Kuladan göç eden Yahudilerce kurulmuş.. İçinde Fua ailesince kurulan bir de yeşiva yani din okuku bulunduruyordu.

https://twitter.com/onderkayaistan1/status/1577635006029221888

  • shay doron@shaydoron8

İlk #JewishSport kulüp 1895'te Türkiye'de kuruldu - Yahudi oldukları için diğer sosyal spor kulüplerine katılmaları reddedilen Alman ve Avusturya kökenli Yahudiler tarafından #Sport #Inclusion #Max

https://twitter.com/shaydoron8/status/1576942869612478465

  • The Carl Lutz Society@CercleCarl_Lutz

Gertrud Fankhauser-Lutz 🇨🇭 , Budapeşte'de zulüm gören Yahudileri kurtarmaktaki belirleyici rolü nedeniyle Milletler arasında Adil Kişi olarak adlandırıldı.

Daha sonra Brezilya, Polonya ve Türkiye'de insani yardım görevlisi olarak görev yaptı ve Paris'te UNICEF Avrupa 🇺🇳 Başkan Yardımcısı oldu.

https://twitter.com/CercleCarl_Lutz/status/1577711904109240321

  • Melike Karaosmanoğlu@DritaEsadi2

1800'lerin sonlarında geleneksel kıyafetiyle Bulgaristanlı Yahudi genç bir kadın.

https://twitter.com/DritaEsadi2/status/1577957711391739905

  • Ferit Belder@FeritBelder

İsrail siyaseti ve pragmatizm 101: Ayelet Şaked 2 ay önce Yoaz Hendel ile Siyonist Ruh'u kurduklarında Netanyahu'yu 61'e ulaşmaktan men etmekten bahsediyordu. Hendel'den ayrılıp Brodni'li Yahudi Evi'ne katıldığında 59'da kaldığı görülen Netanyahuya'ya 63'ü vermeyi vaat ediyor.

Barajı aştığınızda en az 4 MV alırsınız. 63'ün esprisi de bu. Yoksa 20 MV aday gösterdiler.

https://twitter.com/FeritBelder/status/1576934813604360193

  • Rabbi Mendy Chitrik@mchitrik

Son Kalan Yahudi. Bir 🇺🇦 #Sukkot Hikayesi.Hag Sameah!

Son Kalan Yahudi

Rabinik eğitimimi yeni tamamlamış, Yeruşalayim’de bir eğitmenlik işine başlamak üzereydim. Bir önceki yılımı da Uruguay’da geçirmiş, ülkenin ilk yeşiva’sının açılmasına ön ayak olmuştum; bu sayede de -birkaç yıl sonra Türkiye’de Ladino’ya dönüşecek olan- İspanyolcayı öğrenmiştim.

1997 yılının sonbaharı, Yom Kipur’dan sonraki Medyanos, Sukot bayramıydı. Yollara düşmüş, Ukrayna, Moldova, Romanya, Macaristan ve birkaç ülkeden daha geçen Karpat Dağları’nda dolaşıyordum

Arkasında ahşap bir yapı taşıyan kırmızı bir kamyonla seyahat ediyordum. Bu ahşap yapıya ancak ‘Seyyar Suka’ denilebilirdi. Hava soğuktu. Etraftaki köyler çok eski tablolardan fırlamışlarcasına, geçmiş zamana aittiler. Çağdaş yaşam demek ki, dünyanın her yanına henüz ulaşmamıştı.

Peki, benim Sukkot bayramında Karpatlar’da ne işim vardı? Evet, doğru tahmin ettiniz: Yahudileri arıyordum, biraz sevgi, biraz umut, biraz ışık ve biraz şefkat verebileceğim Yahudileri. Havanın soğuk olduğunu daha önce de belirtmiştim, ama o kadar soğuktu ki, yolda kamyonumuz bu yüzden birkaç kez bozuldu.

Genelde, tercümanımla birlikte bir köye, kasabaya veya şehre girdiğimde Yahudileri bulmak için gerek listemdeki kişilere telefon açar, gerekse eski sinagogların veya kalıntılarının bulunduğu bölgede dolaşırım çünkü Yahudiler yeni yerlere taşınsalar da kutsal alanlarını ziyaret etmeyi asla ihmal etmezler.

Ancak bulunduğum, Ukrayna’nın Bergovo şehri yakınlarındaki bu köyde kimseyi bulamıyorduk. Gördüğümüz her insana, hem Ukraynaca, hem de Macarca: “Bu köyde tanıdığınız bir Yahudi var mı?” diye soruyorduk, ama nafile. Bir süre sonra son şansımızı denemek üzere bir bakkal dükkânına girip aynı soruyu sorduk. Ve sonunda olumlu bir cevap alabildik: “Kapı komşum Yahudi’dir.” Çok şükür ki, aradığımıza yorulmadan ulaşabilecektik.

Derhal kapıyı çaldık, hemen açıldı. Karşımızda büyük siyah bir kippa takmış yaşlı bir adam duruyordu. Kısa bir süre şaşkınlık içinde bana baktıktan sonra beni kucakladı. Tek bir kelime bile konuşmadan beni yemek odası ve mutfaktan geçirip evin arka bahçesine çıkardı. Karşımda bir Suka duruyordu.

Suka’ya girdik, oturduk. Bana tanımadığım bir aksanla Yidiş konuşmaya başladı. O, Yidiş’in Macar diyalektini konuşuyordu bense Rus-Litvanya diyalektine aşinaydım. Bu köyde doğmuştu. Bir zamanlar bütün ailesi bu köyde yaşamaktaydı, ta ki Nazi güçleri köyü işgal edip tüm Yahudileri katledinceye kadar.

Kendisi bir arkadaşının evinde saklanarak hayatta kalmayı başarabilmişti Savaş sona erdikten sonra köyde onun dışında hiç Yahudi kalmamıştı.

O doğduğu köyde tek başına yaşamını sürdürmüş ve şu yaşına kadar köyün dışına adımını atmamıştı. Birlikte meyve yedik, konuştuk, şakalaştık, anlattıklarına birlikte ağladık. Ben onun 50 yıl içinde karşılaştığı ilk Yahudi olma ayrıcalığını taşıyordum.

Peki, Sukot olduğunu nereden biliyordu? Bana sayfaları kararmış eski Sidur’unu (dua kitabı) gösterdi. Sidur eskiydi ama değerliydi çünkü içinde ileriki 100 yılı ve tüm bayramlarını gösteren bir takvim de vardı. Ben ona yeni bir Sidur hediye etmek istedim, ama kabul etmedi. “Gerek yok, bu elimdekini 50 yıldır günde 3 kere kullanıyorum, yenisine niye ihtiyacım olsun ki?”

Artık kalkma vakti gelmişti. Diğer köylerdeki Yahudileri de bulup ziyaret etmem gerekiyordu. İki saatin sonunda bu yüce insanla kucaklaşıp vedalaştım. Ben kamyonun yolcu koltuğuna oturmuş, şoför de aracı yeni çalıştırmıştı ki, kipa’lı adam penceremin önüne gelip bana bir şeyler anlatmaya çalıştı.

“Sana söyleyeceğim son bir şey var. Benim vicdanımı rahatsız eden bir durumu konuşmak istiyorum seninle,” deyince ben de kamyondan indim. “Sen bana bugünün Sukot’un 4. günü olduğunu söyledin, ama ben yanlışlıkla 5. gün dualarını okudum. Şimdi kendimi çok kötü hissediyorum, ne yapmalıyım sence?” Onu tekrar kucakladım; gözlerimden yaşlar boşanıyordu.

O, masumiyetimizi ve inancımızı koruyan Bergovo’nun hayatta kalmayı başarmış son ve tek Yahudi neferiydi…

Hag Sameah!

Mendy

https://twitter.com/mchitrik/status/1579090065174953990

 

Ağa Takılanlar Öneriyor

  • Bir Kipur nostaljisi – RAFAEL SADİ

https://hasturktv.net/bir-kipur-nostaljisi-rafael-sadi/

  • KARAR YÜKSEK MAHKEMENİN YARGITAY AMİHAY ŞİKLİ, İDİT SİLMAN VE BALAD PARTİSİNİN SEÇİMLERE KATILABİLECEĞİNE KARAR VERDİ – Rafael Sadi

https://hasturktv.net/karar-yuksek-mahkemenin-yargitay-amihay-siklisdst-silman-ve-balad-partisinin-secimlere-katilabilecegine-kmarar-verdi/

  • Cumhurbaşkanı İnönü ve Haham Levinger - Prof. Dr. Çağrı Erhan

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/prof-dr-cagri-erhan/633264.aspx

  • AMBULANSLARIN UBER’İ – Aaron Baruch

https://ankarali-2001.blogspot.com/2022/10/ambulanslarin-uberi.html

  • Nazi Katliamından Kaçan İnsanları Taşıyan St. Louis Gemisinin Trajik Yolculuk Hikâyesi

https://listelist.com/st-louis-gemisi/amp/

  • Yom Kippur Savaşı’nda İsrailli generaller sinir krizi geçirmiş

İsrail ordusunda savaş sırasında Genelkurmay Başkanlığı'nın direktörü olarak görev yapan Avner Shalev tarafından yazılan bir anı kitabı yayınladı

https://www.indyturk.com/node/560491/d%C3%BCnya/yom-kippur-sava%C5%9F%C4%B1%E2%80%99nda-i%CC%87srailli-generaller-sinir-krizi-ge%C3%A7irmi%C5%9F

  • YOSSELE NEREDE? – Aaron Baruch

https://ankarali-2001.blogspot.com/2022/10/yossele-nerede.html

  • Kaybolan bir cemaat: Menemen Yahudileri – Siren Bora

 

Menemen Yahudilerine ait elimizdeki yegâne mezar taşı fotoğrafı. 6 Av 5625 (29 Temmuz 1865) tarihinde vefat eden Bayan Simha’nın mezar taşı.

https://kentyasam.com/2022/09/13/kaybolan-bir-cemaat-menemen-yahudileri/

  • Kemeraltı’nda Botarga, Tarama ve eşsiz bir sohbet… - Fedai Ünal

İşte o güzel insanlardan biri de, Abacıoğlu Hanı’nın kadim esnaflarından Rafael Palombo.

1920’li yıllardan beri ailesi, Kemeraltı’nda ticaret yapıyor Rafael amcanın. Kendisi de 60 yıldır şu andaki dükkanında ticaretini sürdürüyor. Onu ilk tanıdığımda tarihi Abacıoğlu Han’daki dükkanında ne yaptığını anlamamıştım. Ben dükkanın sadeliğine, içerisindeki eşyaların yıllardır kullanılmasına ve en önemlisi Rafael amcanın muhabbetine bay bayılmıştım. Epeyce de soramamıştım ne iş yaptığını. Sonraki gidişlerimin birinde, “Baba ne iş yapıyorsun?” dediğimde, sakince yerinden kalkıp, içerideki buzdolabının başına götürmüştü beni. Dolabın kapağını açtığında anlamıştım ne iş yaptığını. Rafael amca, mumlu kefal yumurtası (botarga) satıyordu. Aynı zamanda da sazan balığı yumurtası ile yapılan, unutulmaya yüz tutmuş “tarama” mezesi de yapıp satıyor.

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/fedai-unal/kemeraltinda-botarga-tarama-ve-essiz-bir-sohbet-6835017

  • “Sıradan” Failler - Gözde Yılmaz

İnsanların devlet eliyle haksız yere fizikî ve ruhsal işkence görmesinde, öldürülmesinde, “sıradan” bir bürokrat nasıl rol oynar? Devletin polisi, doktoru, avukatı, üst düzey bürokratların arkasındaki “görünmez” itici kuvvetler, kolektif hafızanın tahribatında hangi ruh halleriyle bulunurlar? Ne yer ne içerler, nasıl giyinirler, nelerden motive olurlar? Daniel Lee’nin SS Subayının Koltuğu kitabı, “sıradan” bir avukatın, SS subayının günlük hayatına, aile yaşamına, aldığı “rutin” kararlarla binlerce insanın kaderini nasıl etkilediğine tanık kılıyor bizi

https://birikimdergisi.com/guncel/11141/siradan-failler

  • Sukot nedir? (9 -16 Ekim) -  Sinan Eskicioğlu

Rabb’i hatırlama, zorluktan çıkış ve özgürlük.

Ve ardından gelen sabırla bütünleşen mutluluk.

Sukot’un kutlandığı bu hafta umarım ülkemiz ve dünya için de sıkıntılardan kurtulma olur.

https://ocakmedya.com/sukot-nedir-9-16-ekim/

  • LÜBNAN İLE GAZ SAHALARI KONUSUNDA ANLAŞMA NEDİR NE DEĞİLDİR-RAFAEL SADİ

https://hasturktv.net/lubnan-ile-gaz-sahalari-konusunda-anlasma-nedir-ne-degildir-rafael-sadi/

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün