Ronit Mizrahi
‘Regalim’ olarak bilinen bayramlardaki neşelenme mitsvası (Devarim 16:14) bizi özellikle Sukot’ta sevinmeye ‘zorlar’ görünümdedir. Mitsva bunun nasıl olması gerektiğini açıklar. Tora, aile fertleriyle birlikte sevinmemizi, aynı zamanda yoksulları, misafir ve öksüzleri sevindirmemizi emreder. Bu emri yerine getiren kişi bir ödül hakeder. (Ödülün dolaylı olarak açıklandığı birkaç emirden biri). Ayrıca, mitsvayı yerine getirenin de mutlu olması garanti edilir gibidir. Tora’da yazılı olan metne bakarajk bu yazdıklarımızı anlamaya çalışalım:
“Bayramında neşelen. Sen oğlun ve kızın kölen ve cariyen şehirdeki Levi, yetim ve dullar. Tanrı’nın seçtiği yerde Aşem adına yedi gün boyunca kutlama yap. Zira Tanrı’n Aşem seni tüm ürününde veelinin tüm işlerinde mübarek kılacakve sen sadece neşeli olacaksın” (Devarim 16/14 – 15).
Bu sevinç nedir? Onu nasıl içselleştirebilir ve gerçekleştirebiliriz?
Sevinç de aşk gibi bir duygudur. Sevinç hali, sinir sistemindeki iletkenlerin salgılanmasından kaynaklanır ve farklı yoğunluk seviyelerinde ortaya çıkar. Sevinç insanı uyandırır kişiyi enerji ve canlılıkla doldurur. Sevincin farklı derecelerde paylaşımı vardır: Bir kişi tek başına, aile üyeleri ve içinde yaşadığı toplumla mutlu olabilir. Ortak bir kültüre sahip insanlar da bir sevinci paylaşabilir.
Sevinç birleştirir, sevinç birlikte yücelir.
Baruch Spinoza, “İnsan hayatında tutku, üzüntü ve neşe hisseder” diye yazar. İnsan onları hem bir arada hem de ayrı ayrı duyumsar.
Tapınağın adanmasıyla ilgili mezmurda (Mezmurlar 30:12) üzüntü ve sevinç duyguları arasında keskin bir geçişe tanık oluyoruz.
“Matemimi dansa dönüştürdün, çulumu çıkardın ve beni neşeyle sardın” (Teilim 30/12).
Kral David toplumun sayılmasını emrettikten sonra bu yapılmaması gereken davranışın ardından bir süreliğine veba salgını baş gösterir. Matemine katılmak üzere gelen tanıdıklarıyla çevrili olan David, Tanrı’ya olan inancına bağlı kalmaya devam eder ve sonra, mateminden kalkar, etrafındakilerle beraber neşe dolu bir insan olur. Bu durumda sevinç, Tanrısal kurtuluşundan kaynaklanmıştır. İsrael topluluğu bir sunağın kurulmasının ve korbanların yapılmasının ardından şiddetli bir salgından kurtulmuştur.
Megilat Ester’de de duyguların değişimine ve ümitsizlikten sevince dönüşüme tanık olmaktayız.
“Kralın kararının ve sözünün eriştiği her ülkede ve şehirde Yahudiler için neşe, mutluluk, şölen ve bayram vardı.”
Mordehay'ın krala kimliğini açıklamasından ve kralın halka yazdığı mektupların ardından Yahudilerin kendilerini savunmalarına izin verilir. Yahudiler krallıktaki birçok çekindiği bir toplum olarak görülmeye başlanırlar ve sonuç olarak kurtulurlar. Sevinç kişisel gibi gözükse de herkes şölen için bir araya geldikten sonra daha da yücelmiştir.
Bilgeler için sevinç iyidir.
Sevinç bazen aptallık, saçmalık olarak yorumlanabilir. Mişle, hikmetli bir davranıştan gelen sevincin tersine, boş işlerden gelen sevincin hesabını sorar gibidir.
“Yine de sevinç, korkaklar içindir ve anlayışlı bir adam doğru yolda yürüyecektir” (Mişle 15/21).
Raşi (Rabi Şlomo Yitshaki) bu pasuğu açıklar:
“Kalpsiz bir insan aptalca bir şey yaptığında, önce hafif ve düşünmeden davranır. Bu onu mutlu kılar gibi görünse de onun ruhunun bozulmasına mal olur. Öte yandan, akıllı insanın sevinci, doğru yolda yürüdüğünü ve iyi işler yaptığını bilmekten gelir.”
Şlomo Ameleh Kohelet adlı eserinde (8/15) sevinç hakkında şunları söyler:
“Ve güneşin altında bir adam için iyi bir şey olmayan sevinci övdüm, çünkü hayatının günlerini yiyip içmek ve neşeli olmakla Tanrı'nın kendisine verdiği iş ile geçirecek” (Kohelet 8/15).
Şlomo Ameleh ayrıca emirleri tutan, doğru yolda yürüyen doğru kişiyi, yani tsadik şeklinde nitelendirdiğimiz insanı, mutlu olan ve Tanrı'nın armağanı ile sevinen insanı över. Şlomo’nun bu ifadedeki niyetini tam olarak anlamak için aslında bölümün tamamını okumak gerekir: Kohelet insanları akıllıca davranmaya ve Kralların Kralı'nın istediğini yapmaya çağırır. Şlomo kötülüğü mahkûm eder ve bunu ‘kibir eylemi’ olarak adlandırır, sevinci över, akıllıca davranan doğru kişilere değer verir. Mutluluk, iyi işlerin sonucudur; bir kişi bir emri yerine getirdiğinde, başkalarına yardım ettiğinde ve onları mutlu ettiğinde, kendisi mutlu hisseder. Sevinç, hayat yolculuğu boyunca insana eşlik eder.
Mutlu ve iyi olma seçiminin, sosyal sonuçları olan bir öz seçim olduğu artık bizim için açıktır. Neşe, bir kişiyi birey olarak ve bütünün bir parçası olarak güçlendirir. Neşe, beden ve zihin için iyileştirici güce sahiptir. Sevinç, her birimizin hak ettiği bir yaşam biçimidir.