25 Aralık 2021´de uzaya gönderilen ve 11 Temmuz 2022´de gönderdiği ilk en ayrıntılı ve en derin uzay fotoğrafıyla insanları büyüleyen James Webb Uzay Teleskobu yolladığı görsellerle ilklere imza atmaya devam ediyor. İnsanlığın bugüne kadar geliştirdiği en kuvvetli teleskop olan Webb, kendi Güneş Sistemimizin gizemini çözmeye, başka yıldızların etrafında dönmekte olan öte gezegenleri keşfetmeye ve evrenin başlangıcını anlamaya yönelik bir uzay gözlemevi olarak bilim insanlarını daha evvel elde edilmemiş verilerle besliyor.
NASA, ESA ve Kanada Uzay Ajansının geliştirdiği Webb Teleskobu üzerindeki kızılötesi ışığı algılayan cihazlarıyla diğer uzay teleskoplarından ayrışıyor. Kızılötesi ışınlar görünür ışıktan daha uzun dalga boyuna sahip. Astronomide, yakın, orta ve uzak kızılötesi olmak üzere üç tür kızılötesi inceleniyor. Webb’de bulunan yakın ve orta kızılötesi detektörler sayesinde yıldızlararası toz bulutlarının içini veya yıldızlardan daha soğuk olan gezegenleri görebiliyoruz. 0,6 mikrondan 28 mikrona kadar dalga boylarında gözlem yapılabiliyor. Oysaki Hubble Teleskobunda en fazla 2,5 mikron dalga boyuna çıkılabiliyor. İşte bu yüzden Webb Teleskobu sayesinde daha önce erişemediğimiz netlikte görsellere ulaşabiliyoruz. Son zamanlarda Webb’den gelen, nefes kesici ayrıntılara ve ilk olma özelliğine sahip altı görseli sizin için derledik.
1- Jüpiter’ın gerçek yüzü
Fotoğraf tarihi: 22 Ağustos 2022
Devasa fırtınaları, güçlü rüzgarları, kutuplarındaki auroraları, aşırı ısı ve basınç koşulları ile Jüpiter çok hareketli bir dev gaz gezegeni. Webb’in yakın kızılötesi kamerasıyla sunduğu bu görüntüde üç değişik filtreden görüntüler birleştirişmiş. Kuzey ve güney kutup noktalarında yüksek irtifada oluşan auroralar kırmızı renkte gözlemlenebiliyor. Sarı ve yeşiller, kutup bölgelerinde dönmekte olan hafif sisli havayı gösteriyor. Maviler ise derin bulutların göstergesi. Dünya’dan bile daha büyük olan ‘Büyük Kırmızı Leke’ ise bu fotoğrafta beyaz görünüyor çünkü çok yüksek ve Güneş ışığını çok yansıtıyor. Ekvatordaki beyazlıklar da çok yüksekteki bulutlara işaret etmekte. Jüpiter’in bu görselinin bir benzeri yok.
2- Uzak bir gezegenden ilk karbondioksit izleri
Fotoğraf tarihi: 25 Ağustos 2022
Webb, Güneş’ten 700 ışık yılı uzaklıktaki bir yıldızın etrafında dönen 900 derece sıcaklığındaki gaz gezegeninin atmosferinde karbondioksit izlerine rastladı. Satürn boyunda bir gezegen olan WASP-39, kendi yıldızının etrafında dört günde tam bir tur yapıyor ve turlarken yıldızının ışığını bloke ettiği için gelen ışığın loşlaşmasına sebebiyet veriyor. Bazen yıldızın ışığının bir kısmı gezegenin atmosferinden geçebiliyor. O esnada teleskoba ulaşan değişik dalga boyuna sahip renkler atmosferin kalınlığı, içindeki gazlar ve bulutlanmaya göre değişiyor. İşte bu renklere bakarak analistlerin atmosferin içeriğini belirlemesine spektroskopi tekniği deniyor. Webb’in Yakın Kızılötesi Spektograf cihazı ile ilk kez bir öte gezegende karbondioksit bulunduğuna dair en detaylı, net ve tartışmasız kanıta ulaşıldı. Böylece gezegenin ilk nasıl ortaya çıktığı ve evrildiği hakkında bilgi sahibi olabileceğiz. Daha sonra cihaz Dünya’mıza benzeyen daha küçük, daha soğuk ve kayalık gezegenler için çalıştırılacak ve yaşam izleri aranacak.
3- Bir öte gezegenin doğrudan ilk kızılötesi fotoğrafı
Fotoğraf tarihi: 1 Eylül 2022
Webb Teleskobu sayesinde tarihte ilk kez kendi Güneş Sistemimiz dışındaki bir öte gezegeni kızılötesi dalga boyutunda doğrudan gözlemleme fırsatımız oldu. HIP 65426b adı verilen bu öte gezegen çok genç (15-20 milyon yaşında, Dünya 4,5 milyar yıl yaşında) bir gaz devi, bu nedenle üzerinde yaşam barındıramaz. Webb’in cihazları ile dört değişik orta kızılötesi ışık filtresinin -ayrıca yıldızın ışığını bloke ederek- elde ettiği görüntüler daha önce elde edemediğimiz bilgiler barındırıyor. Yıldızlar, etrafında dönen gezegenlere göre on binlerce kat kadar parlak bu yüzden o gezegenleri gözlemlemek için özel cihazlara ihtiyaç duyuluyor. Sırasıyla mor, mavi, sarı ve kırmızı filtreler 3, 4, 11 ve 15 mikrometre dalga boylarında öte gezegeni resmediyor. Webb sayesinde bu gezegenlerin parlaklıkları, kütleleri, çapları ve ısıları hakkında yaklaşık olarak değerlerden ziyade çok daha kesin bilgilere ulaşacağız. Webb, sağladığı bu netlik sayesinde dev gezegenleri değil Dünya’ya benzer daha küçük kayalık gezegenleri de gözlemleme vaadinde bulunuyor.
4- İlk yıldız doğumhanesinin fotoğrafı
Fotoğraf tarihi: 6 Eylül 2022
Görüntüsü nedeniyle örümcek ve ağını andırdığı için ‘Tarantula Nebula’ denen bulutsuda, Webb Teleskobu sayesinde daha önce hiçbir şekilde göremediğimiz yeni yıldızların doğuşuna ve çok genç yıldızlara tanık olduk. Teleskobun kızılötesi kamerası sayesinde bulutsudaki kozmik toz yüzünden daha önce görülmemiş on binlerce genç yıldız incelenebiliyor. Webb’in ulaştırdığı bu görselde hem nebulanın gaz ve toz birleşiminden oluşan yapısını hem de fonda kalan uzak galaksileri görebiliyoruz. Büyük Macellan Bulut Galaksisinde bulunan Tarantula Nebulası bize 160 bin ışık yılı uzaklığıyla ‘yakın’ addediliyor ve etrafında olup bitenler evren 1-2 milyar yaşındayken yıldız oluşumunun zirvede olduğu ‘kozmik öğlen’ vaktine benzetiliyor. Böylelikle evrende ilk yıldızların nasıl doğduğuna ilişkin daha önce sahip olmadığımız birçok veri elde edilebilecek.
5- Neptün’ün en detaylı fotoğrafı
Fotoğraf tarihi: 21 Eylül 2022
Güneş Sistemimizden dışarı doğru yolculuğuna devam eden Voyager 2’nin Neptün’e yakın uçuşunda yolladığı fotoğraflardan 30 yıl geçtikten sonra, ilk kez Neptün’ün halkaları bu kadar net şekilde görülebildi. Üstelik bu halkaların gezegene en yakın daha soluk olanları ilk kez gözlemleniyor. Neptün atmosferinde bulunan metan gazı sebebiyle görünür ışıkta gezegeni açık mavi olarak görmeye alışığız fakat Webb’in kızılötesi kamerasında gezegen, buz bulutları ve ekvatorundaki fırtına sirkülasyonu ve kutuplardaki hortumlar hariç daha koyu görünüyor. Böylelikle Neptün’ün atmosfer olayları hakkında bilmediğimiz detaylara ulaşıyoruz.
6- Spiral galaksinin hiç görülmemiş kolları
Fotoğraf tarihi: 27 Eylül 2022
Özellikle IC5332 galaksinin bir yarısının Hubble Teleskobu diğer yarısının Webb Teleskobuyla çekilmiş bu görseli Webb’in üstün kapasitesini gözler önüne seriyor. Webb’in içine yerleştirilmiş MIRI adındaki cihaz (Mid-InfraRed instrument- Orta Kızılötesi Enstrüman) sayesinde bizden 29 milyon ışık uzaklıktaki galaksinin mükemmel spiral kollarını tüm detaylarıyla görebiliyoruz. Solda Hubble’ın görünür ve morötesi ışıkla çektiği görselde kollar arasında kalan bölümler karanlık kalırken, Webb’in kızılötesi ışıkla çektiği görselde süreklilik arz eden yapı düğümleri fark ediliyor. Bunun sebebi galaksinin içindeki toz bölgeleri. Morötesi ve görünür ışık yıldızlararası toz tarafından etrafa saçılırken, o toz içinden seyahat edemiyor ve bu yüzden toz bölgeleri karanlıkta kalıyor. Kızılötesi ışık ise tersine tozun içinden geçebiliyor ve böylece Webb Teleskobu o bölgeleri artık görünür kılıyor. Son teknolojiyle mutlak sıfır derecesine hiç olmadığı kadar çok yakın bir soğuklukta tutulan MIRI cihazı sayesinde bu galaksinin yapısı ve birleşenleri hakkında daha önce elde edemeyeceğimiz bilgilere ulaşıyoruz.