“Üç Yüzük göğün altında yaşayan Elf krallarına, Yedisi taştan saraylarındaki Cüce hükümdarlara, Dokuzu ölümlü insanlara, ölecekler ne yazık; Bir Yüzük gölgeler içindeki Mordor Diyarı´nda, Kara tahtında oturan Karanlıklar Efendisi´ne. Hepsine hükmedecek bir yüzük, hepsini o bulacak, Hepsini bir araya getirip, karanlıkta birbirine bağlayacak, Gölgeler içindeki Mordor Diyarı´nda.”
Eylül ayının ilk haftasında Amazon Prime’da 1 milyar dolarlık bütçesiyle tarihin en pahalı dizisi unvanına sahip olan ‘The Lord of The Rings: The Rings of Power’ yani ‘Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri’ yayınlandı”! J.R.R. Tolkien'in kitabından uyarlanan efsane seri ‘Yüzüklerin Efendisi’ film üçlemesinden tam 2000 yıl öncesine odaklanıyor. Orta Dünya'nın İkinci Çağı’nda geçen hikâyenin yapımcılığını Amazon Studio, Tolkien Estate, Harper Collins ve New Line Cinema üstleniyor.
Orta Dünya kıtası, J.R.R Tolkien’in kurguladığı Orta Dünya Evreni’nde, yazarın eserlerinin büyük bir kısmına mekân olan hayalî kıtanın adıdır. Tolkien’in eserlerini yaratırken Kadim Germen Mitolojisi’nden esinlendiği anlatılır. Germen mitolojisinde insanların yaşadığı dünya Midgard, Middenheim, Manaheim ve Middengeard isimlerini alır. Midgard, İskandinav mitolojisinde ölümlülerin yaşadığı dünyanın adıdır. Bu kelimenin Germanik kökenleri araştırıldığında ve İngilizcede Middellærd veya Middel-erde isimleriyle anıldığı göz önünde tutulursa, etimolojik anlamının ‘Orta-Dünya’ olduğu net bir şekilde görülebilir.
Güç Yüzükleri dizisi izleyiciyi büyük güçlerin ortaya çıktığı, krallıkların yükseldiği ve çöktüğü, kahramanların sınandığı ve kötülüğün tüm dünyayı karanlığa gömmekle tehdit ettiği heyecan verici bir maceraya sürüklüyor. Orta Dünya büyük ölçüde barış içinde olmasına rağmen kahramanlarımız dönmesinden korkulan kötülüğün yeniden yükselmesiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bu kötülüğün temsilcisi anti kahraman ‘Sauron’dur! Sauron Tolkien’in Arda’nın (dünya) yaratılış hikâyesini anlattığı ‘Silmarillion’ kitabında bahsedilen karanlığın baş hizmetkârıdır. Tolkien’in kendi kurgusu olan yaratılış mitolojisinde belli başlı varlıklar vardır. Bunlar meleksi varlıklar valar, elfler ve bunlarla ittifak halindeki insanlarla, şeytani Melkor ya da Morgoth ve onun yolundan giden büyük çoğunluğu orklardan, ejderhalardan ve köleleştirilmiş insanlardan oluşan iki karşıt güçtür.
Aydınlığın ve karanlığın temsilcisi olan bu güçler Arda’yı ele geçirmek için sürekli savaş halindedir. Çağlara ayrılan Orta Dünya tarihinde Morgoth'un yenilmesi ve Arda'dan sürülmesi sonucunda kötülüklerin efendisi rolünü, baş yardımcısı Sauron üstlenecektir. “Güç Yüzükleri” dizisi Sauron’un geri dönüşü ile eş zamanlı olarak patlayan ve ortalığı küle boğan Hüküm Dağı’nın etrafında şekillenen Mordor’un kuruluşu ile ilk sezonunu tamamlayacaktır.
Enteresan olan ise dizinin içinde bulunduğumuz dünya politik tarihindeki gelişmelere paralel bir tarih anlatımıyla yayına girmesidir. Çünkü bizim dünyamızı II. Dünya Savaşı’nda Mordor’a çevirmiş olan aşırı sağın karanlığı da Avrupa Kıtasında gittikçe güçlenmeye başlamıştır.
Göçmen krizinin başlamasından sonra Avrupa genelinde yapılan seçimlerde oylarını artıran sağ partiler, korona salgını, yaşanan ekonomik kriz, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası bir bir iktidarı ele geçirmeye başlamıştır. Avrupa ülkelerinde son yıllarda yükselen aşırı sağ eğilimler arasında ilk zaferi kazanan ve iktidarı ele geçiren Adolf Hitler'in ‘büyük’ bir devlet adamı olduğunu söyleyen yerel siyasetçi Calogero Pisano’nun üyesi olduğu İtalya’daki aşırı sağcı İtalya’nın Kardeşleri Partisi’dir. Giorgia Meloni liderliğindeki İtalya aşırı sağı, daha önce Avrupa ülkelerinde seçimlerde yükselen ancak iktidarı ‘büyük ortak olarak’ kazanamayan diğer aşırı sağ partilerin yapamadığını yapmış oldu.
Aşırı sağın İtalya’dan önceki en yakın zamandaki kazanımı ise İsveç’te olmuştu. Son seçimlerde aşırı sağ görüşlü İsveç Demokratlar Partisinin (SD) oy oranını yüzde 20,5’e kadar yükselterek ülkenin ikinci büyük partisi durumuna gelmesi diğer dikkat çekici gelişmeydi. Fransa’da nisanda yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda, Emmanuel Macron bir kez daha yarıştığı aşırı sağcı Marine LePen’i geride bırakarak yeniden cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen bu seçim, “LePen ve aşırı sağın oylarını artırdığı tarihi bir seçim” olarak kayıtlara geçti. Almanya’da ise 2017’deki genel seçimde ilk kez federal meclise giren Almanya için Alternatif (AfD) Partisi de Avrupa’da son yıllarda dikkat çeken bir başka aşırı sağ görüşlü parti durumunda. 2017’de yüzde 33 ile Hristiyan Birlik partilerinin kazandığı seçimde, AfD yüzde 12,6 oy aldı. Rusya ile yaşanan enerji krizi ve Almanya’daki ekonomik kaygılar nedeniyle son seçimlerde kan kaybetmiş olan AfD yeni yapılan anketlerde oylarını yüze 15’lere kadar çıkarmayı başardı.
Tüm bu gelişmeler ışığında “Avrupa Kıtası” tıpkı “Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri” dizisinde olduğu gibi kendi Mordor’unu inşa ederken Sauron’un dönüşüne mi hazırlanmaktadır? Siz ne dersiniz?