Leon Elnekave'nin mirası

Viktor KUZU Toplum
9 Kasım 2022 Çarşamba

Çocuksundur. Okullar kapanır, koca bir yaz tatili okulun yolunu unutursun. Sonra geri dönme zamanı geldiğinde, o çok iyi bildiğin okul bir an için farklı gelir. Değişik bir şey var mı diye bakarsın, yok, tepede parlayan eylül güneşi dışında değişen bir şey yok. Tek fark aradan geçen zaman.

Ait olduğun ama uzunca bir zaman ayrı kaldığın yere dönmek; Roş Aşana duası için Bursa Geruş Sinagogu’nun kapısına geldiğimde beni karşılayan tanıdık duygu. Her yıl tekrarlayan döngü. Son geldiğimde Pesah’tı, koca bir yaz geçti ve geri döndüğümde, o çok iyi bildiğim yer, gücünü kaybetmeden ışıldayan eylül güneşi altında bir an için farklı.

Ama bu yıl gerçekten bir fark var. Başkan panolar yaptırmış. Her birinde elliye yakın fotoğrafın olduğu üç kocaman pano, Geruş’un avlusunda beni karşılıyor. Kimi onlarca yıl geriye giden, kimi henüz birkaç ay öncesinden, hepsi Geruş Sinagogu’nda çekilmiş 150 fotoğraf. Birkaçında ben varım, birkaçında da ailem ama sanki fotoğrafların hepsi bana ait; tanıdığım, sevdiğim, hiç görmemiş olsam bile hikayelerini çok iyi bildiğim insanların, Bursa’nın güzel cemaatinin fotoğrafları.

Başkan toplamış. “Çok güzel olmuş başkan” diyorum, “ellerine sağlık”. “İleride” diyor başkan, “Bundan yıllar sonra insanlar bu mabede geldiğinde buradan bir Yahudi kavminin geçtiğini hatırlasın diye yaptım.”

Başkan’ın bir ideali var. Her zaman güçlü idealleri olan güçlü bir adam Başkan. O panoları da Geruş’un avlusunu süslesin diye yapmamış. O gözle bir daha bakıyorum panolara, yok Başkan, burada başka bir şey var. Senin söylediğinden daha güçlü bir şey. Bir arada, mutlu insanlar var burada. En eski fotoğraflarda sadece erkekler varken, sonra kadınlar gelmiş. Önce sadece bayramlar buluştururken insanları sonra evlilik yıldönümlerini bile kutlar olmuş Bursa Cemaati bu çatının altında. Panolar değerli, zaman çok şeyler alıp götürse de Bursa Yahudi Cemaatinden, Bursa Yahudilerinin geçmişte olduğu gibi bugün de nasıl bir arada ve mutlu olduğunun nişanesi.

Kipur’a kadar başkanın panoları çoktan cemaatin demirbaşı arasına katılmış, artık yeni anıların dekorunda yer alıyor. Babamdan harika bir fotoğraf geliyor, cemaat bu kez bir 60. evlilik yıldönümü için bir arada, pasta kesiliyor. Tam da Başkan’ın panolarının önünde toplanmış tüm cemaat. Fotoğrafta Başkan da var, huzurla gülümsüyor. Yeni panolara yerleştirilecek yeni anılar Başkan’ın panolarının önünde oluşuyor.

Sonra Sukot, Bursa Cemaati her zaman olduğu gibi yine bayramın ilk iki günü sukanın altında, panoların dizildiği avluda, bir arada, mutlu. Sukot’un ikinci akşamı Başkan’ın rahatsızlandığı haberi geliyor. Eşi Flora Teyze ile birlikte erken ayrılmak zorunda kalıyorlar sukadan. Bir terslik var bu işte, Başkan erken ayrılmaz, Başkan güçlü idealleri olan güçlü bir adam, her zaman herkesten önce o gelir, herkes çıkmadan da çıkmaz sinagogdan.

2 Kasım Çarşamba günü tüm Bursalılar gibi ben de sevgili Başkanımız Leon Elnekave’nin vefat haberi ile sarsılıyorum. Bir aya yakın süredir hastanede olduğunu bilsem de iyileşip geri dönecek diye bekliyorum. Başkan döner çünkü, o kendimi bildim bileli hep sinagogda. Ne kadar erken gelirsen gel, dua kitapları, notları, kalemleri, gözlükleri arasında, kendi köşesinde oturmakta.

Başkan biz çocuklar biraz sıkılıp aramızda konuşmaya başladığımızda kafasını dua kitaplarından kaldırmadan ve dualarına bir an bile ara vermeden elini sıraya vurarak bizi susturan. Gençliğe adım attığımızda ve havalı olduğunu düşündüğümüz için kesmediğimiz sakallarımızla sinagoga geldiğimizde cebimize 5 lira sıkıştırıp, paranız yok diye berbere gitmemezlik etmeyin çocuklar diye bizi hizaya sokan başkan bizim Başkan. Kırk küsur yaşına geldiğimizde bile hala çocuk olduğumuzu hissettiren özel insanlardan Başkan.

O ne kadar Geruş Sinagogu’nda yaşıyorsa Geruş Sinagogu da onunla yaşıyor. Yazışmalarını yaptığı masası, arada kestirdiği koltuğu, kimselerin olmadığı zamanlarda bile orada vakit geçirdiğini hissettiren asmalar altındaki iskemlesi ile Başkan’ın sinagogla, sinagogun da Başkan’la hepimizden farklı bir bağı var. O yüzden başkanın vefat haberi ağır geliyor. Sonra o ağırlık yavaş yavaş dağılıyor. Başkan’ın panoları aklıma geliyor. Başkan’ın mirasının, sinagogun güzel avlusunda o panolarla bundan sonra da yaşamaya devam edeceğini hatırlıyorum. Sadece bundan yıllar sonra ziyaretçilerine bu mabedin olduğu yerden çok güzel bir Yahudi kavminin geçtiğini söylemek için değil, hemen yarın Bursa Cemaatinin güzel insanlarına, bir arada olmanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatmak ve duvarlarını süslediği güzel avluda buluşturmaya devam etmek gibi kocaman bir görevi olan kocaman bir miras.

Ben de çok yakında Bursa’ya gidip, başkanın bize mirası panolarının önünde oturup, “Yattığın yerde rahat uyu Başkan, bak biz yine burada bir aradayız ve mutluyuz” diye ona selam yollayacağım. Son geldiğimde söz verdiğim baklavalar olacak yanımda, hep birlikte yiyeceğiz. Bir fotoğraf çektirip senin panona iliştireceğiz. Yattığın yerde rahat uyu Başkan.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün