İtalya´da Üretici Fiyatları Endeksi %53 olunca başlığı da 1990´da İtalya´yı Eurovision´da temsil eden Toto Cutugno´nun Insieme: 1992 şarkısına atıf yaparak açalım dedik. Şarkı Avrupa Birliği´nin yürürlüğe gireceği 1992 yılına atıf yaparak “bir arada, birleşelim” demiş ve 149 puanla İtalya´ya birincilik getirmiştir. Enflasyon geçici diyenlerin muhteşem iletişimlerini güzelleyenler son İtalya seçiminden hiç bahsetmiyor. Ama konu Brezilya olunca hemen top tivitlere çekiyorlar. Bitmiyor bizde bu tezatlar bir türlü. Bizde ÜFE-TÜFE makasını dikkate alırlarken, İtalya´daki 5 kat makası es geçiyorlar.
Küresel çapta IMF'i bypass etmek adına 2008'den bu yana sıkça swap yapan merkez bankaları gibi (sadece Fed'in 1 Eylül 2008 tarihinden bu yana 1200 tane, bu konuda literatürde çok fazla çalışma vardır) sosyal medyada yer alan ekonomi alanındaki küresele kıyasla bazı eşsiz buluşların (örneğin, swap hariç net rezerv gibi) ve yorumların, akademik literatürü bypass etmek adına sıkça yapıldığını iddia etmek çok zor değil. Nitekim, swap hariç net rezerv gibi küresel literatürde yer almayan bir finansal keşif için bizde bir bloğun referans olarak gösterilmesi de buna bir örnek. Akademi maalesef bu şekilde çalışmıyor. Prestijli dergilerde, WOS gibi endekslerde taranan, Sciencedirect gibi ortamlarda iki hakemden geçen veya yüksek lisansta en az 2/3 ve doktorada, doçentlikte en az 3/5 gibi jüriden bilimsel olarak onay alan çalışmalar akademik ve bilimsel geçerliliği ve kabulü olan çalışmalar. Swap noktasında, İsviçre’nin Ekim ortasından bu yana NY Fed üzerinden sağladığı dolar likidite 20 milyar 460 milyon dolar*. Neredeyse fırtınalar kopartılan Türkiye’nin yabancı bankalardan sağladığı swap miktarı kadar. Tabii İsviçre’de bu paranın nereye gittiğini tahmin etmek zor değil. Neoliberal (Ortodoks) politikalar ile uzun zamandır CDS’leri sıkıntılı olan ve küresel piyasalarda adı geçen bir İsviçre (ve Alman) bankasına olduğunu iki günlük bankacı bile tahmin edebilir. Bu arada CDS fiyatlamaları bir İsviçre ve Alman bankasını vurunca, The Economist CDS'lerin haksızca kötü olduğu (fiyatlandığı) konulu bir haber bile yaptı. İktisat dünyasında kopan kopana.
Bir önceki yazımdan bu yana neler değişti derseniz. Jeff Bezos ABD ekonomisinin resesyona girebileceğini söyledi. Bu Fed politikalarının olumsuz sonuçları için iş dünyasının geri bildirimlerinden biri olarak görülebilir. Özetle, genel kabul görmüş iktisat kurallarına hızla dönüşün sakıncaları konusunda dünyanın en değerli şirketlerinden birinden bir uyarı aslında. Enflasyon geçici derken gelinen noktada bir yanlışı başka yanlışlarla düzeltmeye çalışmanın sonucuna itirazlardan biri sadece. Mortgage faizleri %7’yi görünce, eyalet bazında %60-%70 düşüşler konut piyasasına yansıyınca insan tedirgin olmalı tabii. Fed aslında 1970’lerin Fed’i olmaktan korkup 1930’ların Fed’ine doğru hızla ilerliyor. Bu arada UNCTAD (BM) Genel Sekreteri de hızlı faiz artışları için ekonomiyi vurur diye uyardı. Bizde ise bu açıklamaları enflasyonları (artarken) düşük ülkeler için yapılıyor, bizle alakası yok diye yorumlayanlar oldu. İktisat kuralları ve sınırları sahi ne oldu, koptu mu?
BOJ başkanı Kuroda dolar karşısında %50 değer kaybeden Japon Yeni için piyasaya dolar satarak yaptıkları müdahale için, “gayet yerindeydi” dedi. Buna rağmen değer kaybeden Yen içinse politika faizini değiştirmediler. Bizim ekonomi basınında manşete çıkacak bir haber değeri mi taşımıyordu kimbilir ama JP Morgan’ın Rolex’in ikinci el değerinin küreselde düşüyor olması haberini de es geçtiğimiz için belki de konu Rolex gibi değerini kaybeden Yen için normal sayılabilirdi. Copacabana.
Hazır merkez bankalarına değinmişken, dünyanın en bağımsız merkez bankası olarak kabul gören Fed’in guvernörlerinden birinin haberi olmadan 150 hisse alım satımı yaptığı ortaya çıktı. Çok konuşan guvernörlerinden birinin de bir küresel ticari bankanın basına kapalı müşteri toplantısına katılarak sunum yaptığını öğrendik. Gerçi aynı guvernör enflasyonun geldiğini bisiklet fiyatından öngörmüş. Sahi orada çok iyi ekonomistler ve araştırmacılar var diyenler bu haberleri okumuyorlar mı? Eğer öyleyse eyvah ki ne eyvah. Yok, okuyup es geçiyorlarsa vah vah vah. Bu guvernörler FOMC toplantılarında baz para sıfatı ile küresel ekonominin kaderini belirliyor. VIX, Libor, Enron skandallarından, Fed yönetim kurulunda geçen sene son çeyrekte emekliye sevk edilen iki yönetim kurulu üyesinden sonra, bunları da görünce COSO, Dodd Frank, Sarbanes Oxley filan, bir gülme geliyor insana. Özetle, son düzlükte kopta gel, olmadı Atla Gel Şaban. Aslında filmde Kemal Sunal’ın adı Niyazi. Bu şekilde şekillenen doların etkileri noktasında yeterince fikir verecek cinsten.
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir
Liz Truss tarihin en kısa süreli başbakanı ve en kötüsü denilerek tarihe geçti. Aslında büyüme, büyüme, büyüme ekonomideki üç büyük önceliğim derken, genişlemeci maliye politikaları ile vergileri düşürerek ekonomik büyümeyi, Brexit sonrasında küreseldeki enflasyona rağmen, öne koymak ve canlılık getirmek istiyordu. Ancak dünyanın iki numaralı kurulan merkez bankasının ülkesinde, iki numaralı finans merkezinde güneşi batırdılar. Neoliberal anlayış bir hafta içinde U dönüşü yapan merkez bankasını önce Pound değeri ile terbiye etti, emeklilik fonları batma noktasına geldi, sonrasında hazine bakanı ve son olarak Liz Truss gitti. Japon Yeni ve Çin Yuanı derken İngiliz Poundu küresel sermayeden kendi payına düşeni aldı. Tabii iki küresel bankanın stratejistlerinin ve raporlarının Liz Truss giderse tahvil piyasası rahatlar haberlerinin bu konuyla bir ilgisi yok(?!). Belki de Liz Truss krala COP27 İklim Değişikliği Toplantısına katılma yasağı getirmemeliydi.
Hazinelerin ve maliye politikalarının bağımsızlığını, merkez bankalarının bağımsızlığından daha fazla konuşmaya başlamak iyi ve doğru bir şey değildir. İngiltere özelinde merkez bankası ve hazinenin U dönüşü yapmasına neden olan, vergileri ve elektrik faturalarını halkın ve büyümenin lehine revize etme paketini, halktan çok küresel piyasanın ve sermayenin haddini aşarak eleştirmesini ‘kamuoyu’ olarak adlandıran ve sanki normal ve doğru bir şeymiş gibi paylaşan haber, blog ve sosyal medya postları bizde yer aldı. (Varsa) Yanlışları çok daha büyük yanlışlarla olumlamak doğru bir şey değildir. İki yanlış bir doğru etmez. Aman. Dünyanın iki numaralı kurulan merkez bankasında ve iki numaralı piyasasında Pound ve Hazine kağıtları (Gilt) bu hale geldiyse, iktidardan bağımsız itibari paranın ve maliyenin geldiği nokta sadece ekonomiler, neoliberal veya korumacı politikalar için tehdit değildir. Faturası daha kabarık, çok daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Ekopolitikte bazı konular siyaset üstüdür. Benzer bir konuyu ABD seçimlerinde dijital oligarklaşan sosyal medya platformlarında da görmüştük. Yönetim kurulları yürütme, yasama ve yargının yerine geçerse konu kontrolden iyice çıkar. Nitekim Elon Musk bu konulara işaret ederek Twitter’ı satın aldığını açıkladı.
Senyörün yetkiyi devir ettiği para politikasının senyörün hazinesinin maliye politikasına engel olması bakalım iktisat tarihine nasıl girecek. Yoksa artık Hazinelerin bağımsızlığını mı yazmalı kitaplar? Yoksa merkez bankası bilançosunda bu kadar Hazine kâğıdı tutanlar bombanın üstünde mi oturuyor? Treasury's Bond Trap mi demeli adına. Buradan bir Keynes çıkar mı? Zorlama mı olur?
GameStop ile finansal aracılar ve borsalar test edilmişti. Şimdi seçimler sonrası merkez bankaları ve hazineler test ediliyor. Serbest dalgalı faiz rejiminin sancıları daha yeni başlıyor. Serbest dalgalı faiz rejimi kavramı dünyada ilk defa İstanbul Ekolü'nün ortaya koyduğu aksiyomun adıdır. ABD tahvillerini faizlerinin Mayıs’taki bu sayfadaki yazımdan bu yana iki katına çıkması da bunun teyidi olarak okunabilir.
Volcker politika faizini şok şekilde iki kere arttırdı, enflasyon düştü diyenlere karşı petrol arzının artışı aslında enflasyonda düşüşü sağladı bilgisini hatırlatmak lazım. Evet, Volcker üç yıllık stagflasyonu başardı ama arz enflasyonunu çözemedi. Reagan vergileri düşürerek maliye politikası ile ekonomiyi tekrar canlandırabildi. Ama Reagan'ın bu uygulamasına da bizde heterodoks politika diyen blog yazısı olabildi. Liz Truss da hatta heterodoks maliye paketi nedeni ile kaybetmiş. Zaten IMF ve Dünya Bankasının resesyon nedeni ile faizleri arttırmayın çağrısı da aslında gelişmiş ekonomiler içinmiş. Hayekçi bir neoliberal profesör de bizim için IMF çağrısı yapmış, bir tek fakültesinin bloğunda haber çıkmış, sadece bizde haber ve manşet oldu, sanki aksi neoliberal akımdan beklenirmiş gibi. Aslında swaplar da rezervlerden düşüyormuş. Özetle, iktisat tarihi gerçekten bu topraklarda yeniden yazılıyor. Epistemolojik veya değil, işte bütün mesele bu.