"BİNA BİNA HİKAYELERİ" - 13

Neşe Binark, yazmakta olduğu "İlk Türk Yahudi Fantastik Romanı" Bina Bina Hikayeleri´nin bir bölümünü her hafta yayınlamaya devam ediyor.

Neşe BİNARK Perspektif
16 Kasım 2022 Çarşamba

10

                                       “SARAY FISILTILARI” 

İŞLER KARIŞIYOR

SARAY-MORDEHAY-AMAN-1.MUHAFIZ BİGTAN-2.MUHAFIZ TEREŞ-HARVONA

-        Mordehay, saray kapısı civarında olman çok iyi.

-        Sus Harvona, şu iki muhafızdan şüpheleniyorum. Onları dinleyeceğim.

-        Ama kendi aralarında başka bir dille konuşuyorlar. Anlayabiliyor musun?

-        Sahedrin üyesiyim ben, “En Yüksek Yahudi Kurulu”. Yetmiş dil biliyorum. Bu muhafızların dili de bir istisna değil.

-        Ne konuşuyorlar?

-        Benim anlamadığımı düşünüyorlar. Bu iki muhafız Bigtan ve Tereş Ahaşveroş’a bir suikast planlıyorlar. Koş Harvona, Ester’e haber ver. Kral’a söylesin. Önlemler alınsın.

YAŞAYANLARIN ÖNÜNDE EĞİLİNMEZ, DEĞİL Kİ KÖTÜYSE HİÇ!

MORDEHAY-AMAN

-        Önümde eğilsene köpek!

-        Hayır! Ben insana değil Tanrıya ibadet ederim. KÖTÜLER İÇİN SELAMET YOKTUR.

-        Adın ne senin?

-        Mordehay.

-        Asker, kim bu Mordehay?

-        O bir Yahudi’dir Aman.

-        Demek bir Yahudi ve önümde yere kapanmıyor. O zaman ölsün Mordehay, bütün Yahudiler ölsün. Pers topraklarında bir tane Yahudi bırakmayacağım. İçimde kaynayan nefretin dizginlerini salıveriyorum.

YAĞMADAN KÂR İSTEYEN KRAL

AHAŞVEROŞ-AMAN

-        Yüce kralım! Pers İmparatorluğu sınırlarında toplum huzurunu bozacağını düşündüğüm bir halk var. Yahudiler. Bu halkın öldürülmesine ve mallarının yağmalanmasına izin istiyorum.

-        Benim bundan kârım ne olacak Aman?

-        Bu ilanı imparatorluğunuzun her köşesine ulaştırırsanız ve kraliyet mührü yüzüğünüzü kullanmama izin verirseniz 10 bin talant gümüş sizin olacak. Ganimetler de cabası.

-        Verdim gitti.

ÜÇ GÜN ORUÇ TUTSUNLAR, TEŞUVA YAPSINLAR

MORDEHAY-ESTER

-        Ester! Pers Devleti’ndeki Yahudileri ancak sen kurtarabilirsin. Lanet vezir Aman, Adar ayının 13’ünde bütün Yahudilerin öldürülmesine ve mallarının yağmalanmasına izin veren fetvayı kral Ahaşveroş’a imzalattı. Mühür de onda. Dilediği gibi orduyu genişletiyor. Artık kralla konuşmalısın. Araya girmelisin.

-        Mordehay! Git halkıma söyle! Bütün Yahudilerin benimle birlikte üç gün oruç tutmasını istiyorum. Üçüncü günün sonunda Ahaşveroş’un karşısına çıkacağım. Fakat bana güvenip mitzvalarını ihmal etmesinler. Teşuva yapsınlar, tövbe etsinler.

DÜŞÜŞ ÜZERİNE DÜŞÜŞ YAŞAYACAKSIN

AMAN-ZEREŞ

-        Zereş! Bu Mordehay ısrarla önümde eğilmiyor. Bunu cezalandırmak için bir şeyler yapmalıyım.

-        Beni dinle Vezir kocam! Bahçemize 22 metre yüksekliğinde bir dar ağacı yaptır ve Mordehay’ı o direğe astır ki kentin her tarafından rahatça görülsün itaatsiz adamın cesedi. Kral’dan Mordehay’ı öldürmek için izin iste, gümüş, altın, mücevher ver, hemen kabul edecektir. Benim Vezir kocama saygısızlık edenin vay haline! Ha ama bunu başaramazsan Vezir kocam!

-        Ne olurmuş başaramazsam?

-        Eğer Mordehay Yahudilerin soyundansa, bir kere onun önünde düşmeye başlarsan gücün ona yetmeyecektir. Aksine onun önünde düşüş üzerine düşüş yaşayacaksın. O yüzden adımlarına dikkat et! Mordehay’ı astır.

-        Yapacağım!..

SARAY GÜNLÜĞÜ OKUNUYOR

AHAŞVEROŞ-SARAY NÖBETÇİSİ

-        Asker! Saray günlüğünü getir bana! Yine uyuyamadım. Bakalım sarayımda neler olmuş? Son zamanlarda en önemli olay nedir?

-        Kralım. Mordehay, size yapılacak suikasti önledi ya!

-        Evet. Ödüllendirildi mi? Onurlandırıldı mı?

-        Hayır Kralım.

-        Sabah ilk iş olarak Mordehay’ı ödüllendirmenin bir yolu bulunacak. Kayıtlara geçir.

MORDEHAY ONURLANDIRILIYOR

AHAŞVEROŞ-AMAN

-        Söyle bakalım Vezir! Diyelim ki Kralınız olarak bizim için değerli, bize faydası dokunmuş birini onurlandırmak istiyoruz. Ne yapmalıyız?

-        (Sanırım beni onurlandırmak istiyor) Kralım önce bir şey söylemeliyim.  Sarayda itaatsiz birini ölümle cezalandırmak istiyorum. Sizden onay almaya geldim.

-        Beklesin. Önce onurlandırma halledilsin. Söyle bakalım fikrin nedir?

-        Kralım. Onurlandırmak istediğiniz kişiye kendi dolabınızdan en sevdiğiniz kraliyet giysisini ve bindiğiniz en iyi sorguçlu kraliyet atını getirin. Kraliyet üst düzey yöneticilerinden birine giysiyi ve atı verin. O kişi onurlandırmak istediğiniz kişiyi giydirsin, ata bindirsin ve kent meydanında gezdirsin. Atı çekerken de “Kralın onurlandırmak istediği kişiye böyle davranılır” diye önden giderek bağırsın.

-        Aferin Aman! Şimdi bütün bu söylediklerini Mordehay için sen yapacaksın. Mordehay onurlandırılacak. Buyruğumdur!

KRAL AHAŞVEROŞUN NEFRETİ

AMAN-ZEREŞ

-        Mordehay’ı astıracağın 22 metre yüksekliğinde dar ağacını yaptırttım. Konağımızın bahçesinde emrine hazır Vezir Kocam!

-        Ben bittim Zereş ben bittim!

-        Eyvah! Ne oldu? Başaramadın değil mi? Yetersiz adam. Senin neyine gerek Vezirlik! Kral seni Vezirlikten azat mı etti? Söylesene be adam! Ne geveliyorsun ağzının içinde?

-        Kral bana sordu, onurlandıracağım kişiye nasıl davranmalıyım diye!

-        Eee?

-        Ben de tam bir aptal gibi beni onurlandıracak zannettim. Onurlandıracağınız kişiye kraliyet giysiniz giydirilsin, en iyi atınıza bindirilsin, kentin her yerinde “kralın onurlandırmak istediği kişiye böyle davranılır” diye bağırılsın, üstelik bu bağırmayı ve onurlandırılacak kişinin atını çekme işlemini de kraliyet üst düzey yöneticilerinden biri yapsın diye olmayan aklımı verdim Kral’a.

-        Kimi onurlandırdı Kral? Senin gibi bir aptalı değil onu anladık ama kimi?

-        Mordehay’ı.

-        Ne? Kime çektirdi atını? Kime hizmetini gördürdü onun?

-        Bana.

-        Evet! Şimdi bittin Aman! Amaleklerin en aptalı Aman! Yapman gereken tek şey var: “Derhal Mordehay’ı da bütün Yahudileri de öldürmek”. Böyle kurtulabilirsin bu rezillikten! İnsan içine çıkamayacağız yoksa!

-        Öldüreceğim. Bakma Kral Ahaşveroş da içten içe en az benim kadar bu halka nefret biriktiriyor.

ALTIN ASAMA DOKUN ESTER!

AHAŞVEROŞ-ESTER-AMAN

-        Yaklaş bakalım Kraliçe. İzinsiz huzuruma çıktın. Korkma! Seni cezalandırmayacağım. Altın asamı sana uzatıyorum, dokun. Söyle bakalım, Kraldan ne istiyorsun? İste, krallığımın yarısını hemen sana vereyim.

-        Yüce Kralım. Sizin için bir şölen düzenledim. Sizi ve veziriniz Aman’ı davet etmek için böyle izinsiz huzurunuza çıkmak cüretini gösterdim. Affedin!

-        Kabul ediyoruz, değil mi Aman?

-        Elbette Kralım. Kraliçemizin bizim adımıza düzenlediği şölene katılmaktan onur duyarım. (İşler düzeliyor mu ne?)

MAKAMIN SAĞLAMLAŞTI MI YOKSA?

AMAN-ZEREŞ

-        Kraliçe, Kral ve benim için özel bir şölen düzenlemiş. Bu şölene bizi davet edebilmek için ölümü göze aldı ve Kralın huzuruna çağrılmadan çıktı Zereş. Bu ne demek oluyor?

-        Bu iyi! Bu çok iyi! Vezir kocam. Bak korktuğun gibi değilmiş. Makamın daha da sağlamlaştı. Kralla birlikte ye, iç. Sonra da Mordehay’ı astır.

-        Yapacağım.

NEFRETİMİN SONU YOK

AHAŞVEROŞ-ESTER-AMAN-BİRİNCİ ŞÖLEN

-        Onurumuza hazırladığın şöleni çok beğendik Kraliçe Ester. Şimdi söyle bakalım ne istiyorsun? Dilersen krallığımın yarısını hemen şimdi ayaklarının altına sererim.

-        Bu şölen sizi memnun ettiyse Kralım sizi yarın akşamki ikinci şölene davet ediyorum. İzin verirseniz sizden ne istediğimi ikinci şölende söyleyeceğim.

-        Sabırlı kraliçem, peki. Yarınki şölene de buyur ediliyorsun Aman.

-        Gelirim tabii Kralım. Kraliçemiz onurumuza şölen düzenler de Veziriniz gururla katılmaz mı? (Boşuna endişelenmişim. Biraz rahat olmalıyım. Zereş haklıymış. Önce Mordehay sonra bütün Yahudiler. Nefretimin sonu yok. Bana saygısızlık etmek, karşımda yere kapanmamak ne demekmiş göstereceğim onlara! Ben bir Amalekim, sizin ezeli ve ebedi düşmanınız…)

BİR HALK VAR – YEŞNO AM EHAD

AHAŞVEROŞ-ESTER-AMAN-İKİNCİ ŞÖLEN-NÖBETÇİLER-HARVONA

-        Yedik, içtik, eğlendik Kraliçem. Söyle bakalım Kralından dileğin nedir?

-        Kralım! Benim de içinde bulunduğum bir halk var. Halkımı ve beni katletmek isteyen biri var. Tek başına olsaydım bunu size söylemezdim ama kraliçenizi öldürmeye kastetmek size kastetmek olacağı için söylemeye karar verdim.

-        Halkından daha önce hiç söz etmedin. Kimler senin halkın? Benim Kraliçemi ve halkını öldürmeye cüret eden kişi kim?

-        Benim halkım Yahudilerdir. Ben bir Yahudi’yim. Bizleri katletmek isteyen de HASIM VE DÜŞMAN BİRİ; İŞTE ŞU KÖTÜ AMAN!

-        Ne? Vezirim Kraliçemi öldürmek mi istiyor? Kraliçem ve halkı Yahudileri mi? Dışarı çıkacağım, biraz hava almam gerekiyor.

-        Dikkat! Kral şölen salonundan çıkıyorlar.

-        Ester, Ester. Yalvarırım affet! Sen Kraliçesin. Kralın beni öldürmesine izin verme! Ayaklarına kapanıyorum, kölen olayım öldürtme beni!

-        Dokunma bana kötü Aman! Çek ellerini dizlerimden! Sürme yüzünü eteklerime!

-        Dikkat! Kral şölen salonuna girdiler.

-        Bu ne hal? Sen nasıl bir aciz adamsın Aman? Hem Kraliçemi ve halkını öldürmek istiyorsun hem de yokluğumdan faydalanıp Kraliçeme sarkıntılık ediyorsun. Nöbetçiler! Derhal Aman’ı tutuklayın ve zindana atın!

-        Yüce Kralımız, size bir bilgi vermem gerekiyor.

-        Söyle Harvona!

-        Düşük Vezir Aman, Mordehay’ı astırmak niyetiyle evinin bahçesinde 22 metre yüksekliğinde bir darağacı yaptırdı.

-        Öyleyse emeğini boşa çıkartmayalım değil mi Harvona? Nöbetçiler! Buyruğumdur. Amalek Aman kendi yaptırdığı 22 metrelik dar ağacında asılarak idam edilecektir.

-        Kralım söz alabilir miyim?

-        Söyle Kraliçe Ester?

-        Halkımı katletmek için ülkenin dört bir yanına ulaklarla ulaştırılan ferman geri alınsın.

-        İmparatorluk kanunlarına göre fermanımı geri alamam ama bir ferman daha çıkartacağım. 13 Adar günü Yahudilere kendilerini savunma imkânı vereceğim. Nefsi müdafaa yapabilmeleri için kendilerine silah ve asker desteği de göndereceğim. Yahudilerin malları yağmalanmayacak. Yeni Vezir Mordehay olacak. Böyle bilinsin.

HER ŞEYİN ZAMANI VAR, SUSMANIN DA KONUŞMANIN DA!

ESTER-MORDEHAY

-        Ester, söylediklerini kelimesi kelimesine yazdım. Bizden sonraki nesiller, bu kurtuluş günlerimizi Purim Bayramı olarak kutlasınlar ve neler yaşandığını bilsinler diye! Ester Kitabı’nı yazmayı bitirdik.

-        Olan biteni halkımız için kayıtlara geçirmeliyiz Mordehay, en ufak bir detayı bile atlamamalıyız.

-        Gösterdiğin sabır adaletin yolunu hazırladı Ester. Demek ki yumuşak dil kemiği bile kırabiliyormuş.

-        Her şeyin zamanı var Mordehay, susmanın da konuşmanın da…

-        Halkımızın gelecek nesilleri senden ikna etme sanatıyla ilgili çok şey öğrenecekler. Yüksek konumda bir yetkiliye bir şey anlatmamız gerektiğinde sabırlı, saygılı ve açık sözlü olmak gerektiğini meselâ!

-        Asla karamsarlığa kapılmadım Mordehay, ümidimi hiçbir zaman yitirmedim. Zamanı geldiğinde doğru olanı cesurca söyledim. Yaradan kötüleri ve düzenbazları kazdıkları kuyuya düşürecek güçtedir. Birini ikna etmek istiyorsan sabırlı davran.

-        Kral Ahaşveroş Aman’ın evini ve olağanüstü servetini sana verdi. Sen de ona bir erkek evlat verdin. Beni de evin yönetimine getirdin. Aman’ın on oğlu dünya değiştirdi ama biri gizlice evlendi ve bir oğlu oldu. O çocuk ve annesi bulunamadı, kayıp.

-        Biliyorum Mordehay ve o kayıp çocuktan gelecek neslin yüzyıllar boyunca halkımızın başına dert olacağını da biliyorum.

-        Nasıl? Nasıl biliyorsun Ester? Gizemin çözülecek gibi değil.

-        Mordehay, ben! GELECEĞE YARDIM ETMEK İSTİYORUM. Halkımın yüzyıllar boyunca başına gelecekleri görebiliyorum. Tıpkı zamanın ruhuna takılı kalmış bir hayalet gibi her an, her yerde, her devirde onların karşısına çıkabilmek için dua ediyorum.

-        Ne diyorsun Ester?

-        Bak bana Mordehay, ne görüyorsun tarif et!

-        Üzerinde mavi, beyaz işlemeli çok güzel bir elbise var. Erguvan rengi bir pelerin atmışsın omuzlarına, kapüşonunu başına çekmişsin. Bu başlığının tam ortasında altın rengi işlemeler var. Kraliyet tacı, ortasında Davut Yıldızı, etrafında yapraklar. Bir yere gider gibisin sanki ya da bir yerden döner gibisin. Bu hazırlık niye?

-        İşte Mordehay! Sonraki nesillerimizin karşısına böyle çıkacağım, beni böyle görecekler.

-        Ne zaman yapacaksın bunu ve nasıl?

-        Yaşarken tabii. Yaradan dualarımı kabul etti. Mucizeler her zaman var, sen inanırsan. Halkımın başına gelecek zamanlarda musallat olacak Amaleklerle savaşacağım.

-        Neler söylüyorsun sen? Gelecek zamanları nasıl görebilirsin? O zamanlara nasıl gidebilirsin? Yaşarken diyorsun ki insan ömrünün süresi aşağı yukarı belli. Nasıl mücadele edeceksin nasıl?

-        SIR!

Beşinci Bölümün Sonu

Tefrika No: 13’nin Sonu

Tefrikanın önceki bölümlerini okumak için:

https://www.salom.com.tr/haber/123078/bina-bina-hikayeleri-1

https://www.salom.com.tr/haber/123110/bina-bina-hikayeleri-2

https://www.salom.com.tr/haber/123209/bina-bina-hikayeleri-3

https://www.salom.com.tr/haber/123266/bina-bina-hikayeleri-4

https://www.salom.com.tr/haber/123312/bina-bina-hikayeleri-5

https://www.salom.com.tr/haber/123389/bina-bina-hikayeleri-6

https://www.salom.com.tr/haber/123426/bina-bina-hikayeleri-7

https://www.salom.com.tr/haber/123522/bina-bina-hikayeleri-8

https://www.salom.com.tr/haber/123579/bina-bina-hikayeleri-9

https://www.salom.com.tr/haber/123633/bina-bina-hikayeleri-10

https://www.salom.com.tr/haber/123699/bina-bina-hikayeleri-11

https://www.salom.com.tr/haber/123775/bina-bina-hikayeleri-12

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün