Korku filmi izlerken bu yaşımda hala, çoğu sahnede ellerimle gözlerimi kapar, parmaklarımın arasından bakarım. Komik belki, ama beni sakinleştirdiği kesin. Şimdi de dünyaya öyle bakar oldum. Belki de insanlara…
Hayat hep düz gitmiyor. Bazen iyi bazen kötü, yuvarlanıp gidiyor insan. Ama son dönemde, daha doğrusu 2020 yılıyla, genel olarak zorluklar ön planda. Tokatlar sağlı sollu geliyor.
Kendimize bir şey olmadığı gün, yanı başımızdakilere, tanıdıklara oluyor. Hiç olmadıysa, haberlerde üzücü bir şeyler görüp insanın yüreği burkuluyor. En kötüsü de sürekli kötü bir şey mi olacak tedirginliğiyle yaşamak.
Ah hep bunları yapan Plüton, Satürn, Mars kavuşumları oldu. El ele verip ‘şunlara bir ders verelim’ dediler de, insanlık da inatla dersi almıyor maalesef.
2022 senesinin en zorlu dönemindeyiz. Hatta yeni seneye de sarkacak bu zorluklar. Bu üç ay sabırla, dikkatle, tedbirle hareket etmek şart.
Ne de olsa, çok zorlu tutulmalar yaşadık. Akrep-Boğa tutulmaları, üstüne de Mars Retrosu gelince etkiler çarpı on oldu.
Üç ay çok dikkat, sonraki üç ay yine dikkat. 2023 yazına varalım, bir oh diyeceğiz. Öyle pespembe bir tablo olmasa da çok daha huzurlu, keyifli günler gelecek.
Ama henüz zorlu ayların başındayız.
Bu etkileri azaltmak için ne yapmalı?
Olanlar her türlü olur, ama tedbirli olmak, riske girmemek, dürtüsel ve fevri hareketlerden kaçınmak olayları kocaman zararlarla bitirmek yerine gelip geçmesini sağlayabilir.
Birileri, bir şeyler bizi manipüle edecek, ‘Hadi gelsene’ diyecek. Kanmayın, dolduruşa gelmeyin, durun derin bir nefes alın ve en sabırlı, olgun davranışınızı takının.
Bu dönem, öfkeyle kalkan zararla oturur bilginize. Mars diyorum, metro diyorum, ikizlerde diyorum. Daha ne denir. Dilinize hakim olun.
Öyle ‘Ben açık sözlüyüm, iyiliğini düşünüyorum’ imalarıyla sürekli eleştiri hastalığına kapılmış insanları görünce anlayın, İkizler’deki Mars iş başında.
Ya da kavgaya davet eden, sözlerle damarınıza basanları görünce uzaklaşın. Bırakın kendi kendilerine kavga etsinler. O kavga bir yere varmayacak.
Bu dönem trafikte, iletişimde, konuşmalarda, söylemlerde yazılı, sözlü dikkatli olun.
Herkesi düzeltme sevdasından vazgeçin, herkes kendini bir düzeltse zaten dünya düzelecek aslında ya…
Allah aşkına eski ‘Bizimkiler’ dizisindeki Sabri Bey karakteri gibi sürekli etrafa laf yetiştiren, eleştiren aksi insanlar olmayalım.
Kendimize, ailemize, işimize bakalım. Hobiler edinelim, üretelim, o zaman zaten başkalarıya ilgilenmeye vakit kalmaz.
Bunun dışında tabi ki geçim derdi, terörü, savaşı, ülkeler arası gerilimleri derken zaten yeterince dert var. Daha da biz yaratmayalım.
Kiralar her geçen gün ayarsız şekilde artarken, her market alışverişi dert olmaya başlarken, vatandaş nasıl da dertlenmesin ki? Beslenme, barınma, giyinme, güvende olma, sağlık gibi temel ihtiyaçlarında bu derece zorlanan insanlar nasıl öfkeli olmasın? Mars’ın Retrosuna mı kaldık diyeceksiniz, siz de haklısınız.
Boğa-Akrep aksındaki tutulmalar, güvende olma isteğini körükledi iyice. Bu nedenle herkes kendi derdine düştü. Param, işim, sahip olduklarım, değerlerim… Hepsini koruma altına almaya çalışıyoruz.
Çalışıyoruz da, birileri ‘bankalara bile güvenmeyin’, birileri ‘aşılara güvenmeyin’, toprak sallanabilir, terör olabilir, savaş çıkabilir, deprem olabilir, elektrikler gidebilir, kuraklık olabilir…. gibi binlerce kötü senaryoyla insan önce akıl sağlığını korumalı aslında.
Dostu düşmanı ayırt edemez olduk artık. En acısı da bu ya!
Tamam, enseyi karartmayalım, güzel habere gelelim. Bu hafta 24 Kasım’da Yay burcunda bir yeni ay var. Hepimize iyi gelecek umarım.
Her şeyden önce, Akrep burcunda kümeleşen gezegenler dağılmaya ve Yay burcuna geçişe başlıyor. Yay ile hepimize bir umut, neşe, pozitiflik gelecek.
Yay ve yöneticisi iyicil Jüpiter sanırım ‘imdat’ çağrımızı aldılar. Hepimizi yatıştırmaya, hayatın güzelliklerini hatırlatmaya geliyorlar.
Ama... Yay bu kadar pozitifliğin ardında, gölge yanı olarak, bazı konularda, özellikle de inançlar konusunda fanatizmi vurgular. Aman aşırılıklara dikkat!
Ya da en azından fazla coşkulu olup tutamayacağımız sözler verme ihtimalimiz de olasıdır bu dönem.
Ama ne olursa olsun üstümüzdeki kara bulutları dağıtacak olan ya da en azından bakış açımızı pozitifleştirecek olan Yay ve Jüpiter şifa olacak bizlere.
Eğitim, ticaret, turizm, din, yolculuklar, vize pasaport işlemleri gibi alanlarda yenilikler ve olumlu ilerlemeler olası bu dönem.
Bir de bu hafta Güneş ve Jüpiter’in güzel açılarıyla, sanki kasım ayı bize iyi bir kapanışla, negatif olanları unutturmaya çalışacak.
Jüpiter hak ettiğimiz tüm ödülleri ile gelecek çünkü retrodan da çıkıp, düz hareketine geçiyor artık. Ve çok da rahat ettiği Balık burcunda. Verimi kat kat artmış şekilde bizlere gelen Jüpiter’in ancak bir şartı olacak: Venüs-Merkür ile birleşen Antares Sabit Yıldızı bu yeni ayda, etik kuralları unutmamamızı, dürüstlükten sapmamamızı tembihliyor.
Dürüst olanlar ve hak yemeyenler çok şanslı olacak.
Hayat bir öyle bir böyle işte. Hep iyi veya kötü değil. Zorlu dönem de olsa, ara tatiller hep var. Bizler Yay dönemine geçerken, yay gibi hayata pozitif bakmayı deneyelim, keyif alalım.
Ne ekersek onu biçtiğimizi görüp, uyandığımız döneme hoş geldik! Yay yeniayı yeni sene öncesi ilaç gibi gelsin her birimize.
Sevgiyle kalın…