Bir Porsiyon Sanat

Fransız dili ve edebiyatını çok iyi bilen Selanik göçmeni babaannem, nefis yemeklerini hazırlarken, Cicero’nun sözünü bize sık sık hatırlatırdı: “Yaşamak için yemeli, yemek için yaşamamalı.” Yemek bir ihtiyaç olduğu kadar ‘İnsanın beş duyusuna hitap eden bir sanat dalıdır’ dersek sanırım doğru bir söz söylemiş oluruz. Yemeği hazırlarken ellerimizi bir heykeltıraş ya da ressam gibi kullanır, adeta bir sanat eseri yaratırız. Yemek yaparken müzik eksik olmaz. Kokular bize eski şarkıları ve duyguları anımsatır. Yemek yediğimiz zaman okuduğumuz bir klasik romanı hatırlar ya da kendimizi çok sevdiğimiz bir edebiyatçının eserinin içinde buluruz.

Son yirmi yılda yemek tarifleri üzerine yayınlanmış kitapların sayısı büyük bir hızla artıyor. Bunların içinde özellikle azınlık kültürlerinin sofralarını konu alan yayınlar ayrı bir yere sahip. Ancak ‘Bir Porsiyon Sanat’ gibi yemeğin sanatsal yönüne referans olabilecek bir çalışma sanırım şimdiye kadar yayınlanmadı. Bir yemek görseli belki bize anında açlığı hissettirebilir. Ancak yemek, doymaktan öte bir yaşama kültürü ve sanatıdır. Bu bağlamda üniversitelerin ilgili bölümleri bu konuda özel bir öğretim dili oluşturmuştur.

Sümeyra ve Fatma, kitabı hazırlarken farklı meslek ve sanat dallarıyla uğraşan tanınmış kişilerle iş birliğinde bulundular, yine bazı isimlerden yemekle ilgili düşünce ve anılarını anlatmalarını istediler. Ben de bu çalışmaya çocukluk yıllarımda annemin mutfakta hazırladığı, günümüzde mozaik pasta diye tanımladığımız, ancak Sefarad kültüründe ‘Gato Salami’ diye bildiğimiz pastanın bende bıraktığı anıları yazdım. Bunun gibi birçok konuk yazarın hatıraları ile bütünleşmiş 415 sayfalık bu nefis kitabı hepinize tavsiye ediyorum, ancak bitirince sakın yemeğe kalkışmayın. Ellerinize sağlık!