1978'in askeri dünya kupası

Dünya Kupası devam ediyor. Her gün ilginç sürprizler yaşanmaya devam ediyor. Almanya yetenekli oyunculara rağmen gruptan çıkamadı. Suudi Arabistan, açılış maçında Arjantin´i yenerek uluslararası futbolun en şaşırtıcı sonuçlarından birine ulaştı. Belçika´nın altın jenerasyonu artık paslanmış, Danimarka bütün futbolseverleri yüzüstü bıraktı ve ABD herkesi etkiledi. Ne yazık ki sürprizler sadece sahada yaşanmıyor. Her gün Katar hükümetinin ve FIFA´nın ü rezillikleri ortaya çıkıyor. Bunun hakkında yazmak istiyorum ancak turnuva bitmeden olaylar da bitmeyecek gibi duruyor. Onun yerine başka, belki de daha bile rezil bir Dünya Kupası hakkında bir yazı yazdım: 1978 Arjantin Dünya Kupası.

Eran KAN Spor
7 Aralık 2022 Çarşamba

Yıl 1966, İngiltere. 1974, 1978 ve 1982 Dünya Kupaları’nın ev sahipleri sırasıyla seçildi. 1978 Dünya Kupası’na Meksika, Arjantin veya Kolombiya ev sahipliği yapacaktı. Meksika 1970 yılında kupaya ev sahipliği yapacağı için, Kolombiya ise gelecek bir tarihte tekrar aday olmak için çekildi. Ev sahibi olma hakkını alan Arjantin ise 12 yıl sonraki turnuva için hazırlıklara başladı. Ne yazık ki kimse 12 yıl sonra Arjantin’in geleceği durumu tahmin edemiyordu.

Juan Domingo Peron, Arjantin tarihi ve politikasında belki de en aktif aktördür. 1946’da hükümeti deviren darbede rol oynadı; ardından altı sene ülkeyi yönetti. Bu süreçte ekonomi ve uluslararası ilişkiler geriledi. Hatta Arjantin Avrupa’dan kaçan birçok Nazi’ye kapılarını açtı. Peron, 1952 yılında tekrar seçildi, 1955 darbesinde görevine son verildi ve İspanya’ya sürgüne gönderildi. Peron 18 yıl boyunca İspanya’da yaşadı; bu sürede Arjantin’de iki darbe daha gerçekleşti. 1973’te ülkesine döndü ve bir kez daha başkanlık seçimini kazandı. Bir yıl ülkeyi yönetti, ardından kalp rahatsızlıklarından dolayı hayatını kaybetti. Yerine karısı Isabel Peron geçti, o da iki yıl sonra başka bir darbe ile indirildi. Bu paragrafı tekrar okuyun, sadece 30 yılda beş darbe gerçekleşti, bu darbelerden biri FIFA’nın Arjantin’e ev sahibi olma hakkını verdiği 1966 senesinde gerçekleşti. Son darbe ise Dünya Kupası’nın başlamasından iki sene önce gerçekleşti. Arjantin hükümetinin stabil ve demokratik olmadığı yıllardır belli. Peki bunu bile bile FIFA neden Arjantin’i seçti?

FIFA’nın Arjantin seçimi?

1978’e gidelim. 16 takım, yüzlerce gazeteci ve binlerce taraftar Arjantin’e gitti. Turnuva başlamadan önce ise Arjantin’de otuz bin kişi bir anda ‘kayboldu’. Hükümete karşı gelen protestocu ve liderler, diktatörlük tarafından ya toplama kamplarına yollanıyor ya da idam ediliyordu. Bu ‘kaybolan’ insanlara rağmen FIFA ve Arjantin, göz boyamaya devam ediyordu. Gazeteciler, takımlar ve taraftarlar en lüks otellerde ağırlanıyor ve çok iyi hizmet görüyorlardı. İsveçli Teknik Direktör Ericson, Arjantin hakkında “Burası mükemmel bir ülke, kötü olduğunu belirten hiçbir şey görmedim” demişti. Turnuva finali Arjantin ve Hollanda arasında oynandı. O zamanların en iyi takımlarından biri olan Hollanda’da büyük bir eksik vardı. Tarihin belki de en iyi oyuncusu Johan Cruyff, turnuvadan önce ailesine gelen tehditler üzerine Arjantin’e gitmedi. Finalde ise Arjantin, Hollanda’yı 3-1’lik skorla mağlup etti. Finali kaybeden Hollandalılar, finalde alınan şaibeli hakem kararları üzerine gümüş madalya alacakları seremoniye katılmadı.

Diktatörlük kazanmıştı. Arjantin’in prestiji ve hükümetinin saygınlığı artmıştı, uluslararası basın ülkenin güzelliğini konuşuyordu. Hakem kararları belki kötüydü ve Hollanda’nın en iyi oyuncusu şüpheli sebeplerden dolayı turnuvaya katılamamıştı. Ama fark eder mi? Tarih kazananları hatırlar. Belki FIFA akıllanmıştır. Böyle otoriter bir rejimin bir Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmasına izin vermezler. Bu hatayı kaç kere yaptılar ki zaten? 1934 yılında Dünya Kupası Mussolini yönetimindeki İtalya’da gerçekleşti. 2018 yılında ise turnuva Rusya’da yer aldı. FIFA neden bunu yapıyor?

“Bazen daha az demokrasi Dünya Kupası organize etmek için daha iyi oluyor.”

FIFA eski Başkanı Jerome Valcke 2014 ile 2018 Dünya Kupaları’nın organizasyonları ilgili soruları cevaplıyordu. Rusya’da yapılacak turnuvanın organizasyonunun Brezilya’daki turnuvaya göre daha kolay olacağını açıklarken Valcke, adeta FIFA’nın misyonunu açıkladı. “Bazen daha az demokrasi Dünya Kupası organize etmek için daha iyi oluyor.” Bir başka FIFA Başkanı Sepp Blatter ise benzer soruları cevaplarken çok benzer bir mesaj verdi: “Organizasyonuna direkt yardımcı olduğum ilk Dünya Kupası Arjantin’deydi, Arjantin kazandığı için çok mutluydum.”

Geçtiğimiz haftalarda Cambridge Üniversitesinde uluslararası spor müsabakalarının ev sahipleri üzerine büyük bir araştırma gerçekleşti. Araştırma, büyük spor müsabakalarının artan bir oranda otoriter rejimlerin yönettiği ülkelerde gerçekleştiğini keşfetti. Son 20 yılda, Çin iki Olimpiyat Oyunları, Rusya ile Katar bir Dünya Kupası ve Mısır bir hentbol şampiyonasına ev sahipliği yaptı.

Arjantin’de cunta yönetimi bir süre daha devam etti. 1983 yılına kadar büyük gerginlikler devam etti ama sonunda halk diktatörlerinden kurtuldu. Ne yazık ki Arjantin bu güne kadar askeri yönetimin etkilerinden tamamıyla kurtulamadı. Ne ekonomisi, ne de sosyal sistemleri tam olarak toparlanamadı. Biz ise hâlâ sadece futbolu konuşuyoruz, hatalarımızdan ders çıkarmıyoruz. Geçtiğimiz hafta, FIFA başkanı Gianni Infantino, 2030 Dünya Kupası’nın Suudi Arabistan’da olabileceğini söyledi. Bu açıklamadan iki gün önce Suudi Arabistan 12 günde 17 idam gerçekleştirdi. Buna artık dur dememiz lazım. Spor bizi bağlar, eğlendirir. Ama eğer artık bazı maçları izlerken dikkatimizi sahaya değil de sahanın dışına veriyorsak, güzel sporlarımızı kaybediyoruz demektir.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün