•“Bu vergi 1942 yılında Kasım ayının ikinci haftasında çıkarılmış ve bizim ailemizin tüm varlığının alınması dahi istenen vergiyi karşılamamıştı.Bunun üzerine büyük dayım Erzurum Aşkale´ye sürülmüş , orada yol yapımında çalıştırılmıştı. Oraya sürülen gayrimüslim vatandaşlardan yirmi biri kötü şartlardan dolayı hayatını kaybetmişti. Bu Fenerbahçe ki 1945 yılında erkek basket takımının kaptanı hariç tamamı musevi sporculardan kurulu idi.Bu sene Fenerbahçe 1907 derneğinin yıllık toplantısında yapılan bir öneri bizleri yani Fenerbahçe´ye yürekten bağlı olan gayrimüslim taraftarları çok sevindirmiştir.” •İSAK NİNO DEBAHAR – www.muhalif.com.tr
Bu Haftanın “Takılanlar”ı
Hiç boyoz yediniz mi? İzmirli arkadaşı olan ya da yolu bir şekilde İzmir’e düşenler ne dediğimi anlayacaktır ama anlamamış olanlar ya da ‘boyoz da ne?’ diyenler için açıklayayım.
İzmir dendiğinde akla sadece çekirdeğe çiğdem dendiği gelmez, neredeyse onun kadar İzmir’e ait olan bir yiyecek vardır: Boyoz.
Almanca yemek sitelerinde de tarifi mevcut. Gerçi adı Türk hamur işi olarak geçiyor ama boyoz aslen Türklere ait değil.
Boyoz İzmir mutfağına Sefaradlar tarafından getirilmiş bir yiyecek.
Asıl adı ‘bollos’. İspanyolcada iki L harfi Y olarak okunur. Bollos Bollo’nun çoğulu ve Bollo da ‘küçük somun’ anlamında.
Bu arada ilk boyozu ilk kim yapmış derseniz, İzmir’de ilk boyozu yapan kişi de ‘Boyozcu Avram Usta’…
Anlayacağınız biz İzmirlilerin gururlandığı boyoz aslında 1492 yılında Osmanlı topraklarına gelen Sefaradlara ait.
Sizlere birçok kereler yazmıştım ama olur da ‘duymadım’, ‘unutmuşum’ diyenler için Sefarad kelimesini tekrar açıklayayım.
Sefaradlar, Roma-Yahudi savaşlarında Kuzey Afrika üzerinden İberya’ya yani İspanya’ya yerleşmiş olan ve 1492’de ‘El Hamra Kararnamesi’ ile İspanya’dan ayrılmak zorunda kalan ve Osmanlı padişahı II. Bayezid’in emriyle gemiler gönderilerek Osmanlı topraklarına davet edilen Yahudi vatandaşlarımıza verilen isim. II. Bayezid kararname ile kıyı eyaletlerine bir emir de göndermişti.
Ne demişti II. Bayezid bu kararnamede?
‘… İspanya’dan gelen Yahudileri geri çevirmek şöyle dursun tam bir içtenlikle karşılanmalarını aksine hareket ederek onlara kötü muamele eden veya en ufak bir zarara sebebiyet vereceklerin ölümle cezalandırılacaklarını emrediyorum…’
Ecdat böyle söyledi.
Ülkemizde yaşayan Sefarad Yahudileri başka ülke vatandaşları da değiller. Hepsi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.
İşte bu vatandaşlarımız geç kalınmış bir projeyi hayata geçirdiler.
‘Sefarad Kültür Festivali’.
Sinan Eskicioğlu
https://ocakmedya.com/4-uluslararasi-izmir-sefarad-festivali-18-27-aralik/
Netanyahu, koalisyon kurma amacıyla Abbas ile gizlice görüşüyordu. Tanışmadan önce onun hakkında pek olumlu düşünmezdim. Kendisinin çok açık bir biçimde terörü desteklediğini sanırdım. Fakat bir taraftan da birçok kişiden bunun bir önyargı olduğunu, Abbas’ın İsrailli Araplar için pragmatik bir model yaratmaya çalıştığını duyuyordum.
Sonunda kendisini arayıp bir toplantıya davet ettim. Davetime cevaben, konuşacağımız gizli ofisin adresini sordu. Böyle dedi, çünkü onunla konuşan insanlar bunun bilinmesini istemedikleri için genelde gizlice bir araya geliyordu. Abbas da bu gizli görüşmelere çok alışmıştı. Şöyle dedim kendisine:
“Knesset’teki ofisimde şeffaf bir biçimde görüşeceğiz. Sen ikinci sınıf biri değilsin Abbas. Seninle konuşmakta çekinecek bir şey yok.”
Aşağı yukarı benim yaşlarımda, onurlu ve cesur bir lider keşfetmiştim. İkimiz de inançlı insanlardık. Yahudilik ile İslam arasında var olan teolojik anlaşmazlıklar ne olursa olsun, bunları Tanrı’ya bırakmamız gerektiği konusunda hemen anlaştık. Bizim yapacağımız iş belliydi: İsrailliler ve Araplar için daha iyi eğitim olanakları, daha iyi iş imkânları ve daha güvenli sokaklar yaratmak için hep birlikte çalışacaktık.
Ne var ki bir yıllık bir ilerleyişin ardından hükümetim, kesintisiz protestoların baskısı ile çöktü. İsrailli Arapların sosyo-ekonomik koşullarını iyileştirmek için kurduğum koalisyona katılan Arap vekiller, kendi toplulukları tarafından (tıpkı Yamina’daki vekillere yapıldığı gibi) hainlikle suçlandılar. Organize gruplar, bu vekillerin evlerinin birkaç metre ilerisine çadırlar kurup ailelerini aylarca taciz ettiler. Parti üyelerimden biri eşinin işini kaybedebileceğini, çocuklarının ise okulda tehdit edildiğini bildirdi.
Tel Aviv ve diğer büyük şehirlerde yaklaşık 20 kişinin hayatını kaybettiği Filistin merkezli bir dizi terör saldırısına maruz kaldık. Muhalefet saldırılar konusunda hükümeti suçladı; onlara göre hükümet, Arap Raam Partisi tarafından felç edilmişti ve saldırıların nedeni buydu. Oysa 100 yılı aşkın bir süredir ülkemizde terör saldırıları oluyordu ve hükümetim de teröristlere karşı her zamankinden daha sert tedbirler alıyordu, yani bu suçlamalar bütünüyle haksızdı.
Sonuçta Raam hükümetteki üyeliğini askıya aldı. Meretz’den bir Arap üye de geçici olarak istifa etti. Partimin birkaç üyesi de koalisyona verdiği desteği geri çekti. Hükümetim, ülke çapındaki yoğun dezenformasyonla ve bağnaz mezhepçilikle baş edemedi ve bütün bunlar hükümetimin sonunu getirdi.
İsrail’de şu anda yeni bir hükümet kuruluyor ve umarım liderler, İsrail için en büyük zorluğun toplumun tüm kesimlerini bir araya getirmek olduğunu anlarlar.
İsrail Devleti, Kutsal Topraklardaki Yahudi siyasi varlığının tarihteki üçüncü örneğidir. Birinci ve İkinci Tapınak döneminde, ulusumuzu sadece 80 yıl kadar bir arada tutmayı başarabilmiştik. Ardından içerideki ayrışmalar bizi parçaladı ve sonunda bağımsızlığımızı kaybettik. İsrail devleti şimdi 75 yaşında. İşte bu bizim üçüncü şansımız ve bu sefer başarılı olmakta kararlıyız.
Hükümetim sadece bir yıl faaliyet gösterebilmiş olsa da, son derece kutuplaşmış bir toplumda dahi işbirliğinin mümkün olduğuna dair benzersiz bir anlatı ve model sundu. Gönüllere ve zihinlere kazınan o güzel görüntü kolay kolay unutulmaz.
Naftali Bennett (Çeviri: Hasan Ayer)
Kaynak: https://www.nytimes.com/2022/11/27/opinion/a-good-will-government-was-possible-in-israel.html
Daha önceki yazılarımdan Çanakkaleli Fridayı tanıdınız. Frida sekiz kardeşin dördüncüsü idi. Bu kardeşlerden yirmi bir çocuk doğdu. Ben bu kardeş çocuklarının doğum tarihlerine göre üçüncüsüyüm. Annemin bir küçüğü Rıfat dayım kendi iki oğlunu götürdüğü gibi nerede ise tüm yeğenlerini de Fenerbahçe maçlarına götürdü. Böylece biri hariç tüm çocuklar Fenerli oldu. Öyle ki ailemizin sekiz kombinesi ve bir locası oldu. Ama bizim bir sorunumuz vardı. Sahanın adı bizim ailemizi çok etkileyen birinin, Şükrü Saraçoğlunun adını taşımakta. Şükrü bey Varlık Vergisinin mimarıdır. Bu vergi 1942 yılında Kasım ayının ikinci haftasında çıkarılmış ve bizim ailemizin tüm varlığının alınması dahi istenen vergiyi karşılamamıştı. Bunun üzerine büyük dayım Erzurum Aşkale’ye sürülmüş, orada yol yapımında çalıştırılmıştı. Oraya sürülen gayrimüslim vatandaşlardan yirmi biri kötü şartlardan dolayı hayatını kaybetmişti. Bu Fenerbahçe ki 1945 yılında erkek basket takımının kaptanı hariç tamamı musevi sporculardan kurulu idi.
Bu sene Fenerbahçe 1907 derneğinin yıllık toplantısında yapılan bir öneri bizleri yani Fenerbahçe’ye yürekten bağlı olan gayrimüslim taraftarları çok sevindirmiştir. Fenerbahçe stadının adının Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında Atatürk Stadyumu olması müthiş bir haber olmuştur.
İsak Nino Debehar
https://www.muhalif.com.tr/makale/ataturk-stadyumu-1859
Takılan tweetler
Son yıllarda siyonist İsrail politikalarına kızıp tüm Yahudileri zalim ve hain ilan ederek bilinçsizce lanetleyen bir kesim türedi.
Herkesin fikri kendine tabi lakin bu yaklaşım Osmanlı Devleti’nin himaye ettiği bir halkın tarihteki mazisine ve de geleneğimize ters düşer.
Esasında Fatih’in İstanbul’u fethiyle Bizans’dan varis aldığı Rum, Ermeni ve Yahudi nüfusu gibi bazı azınlıklar, Osmanlı Devleti bünyesinde zimmî statüsü altında gayrimüslim tebaa olarak yaşadılar.
1492’de İspanya’dan kaçan Sefarad Yahudilerine Osmanlı sahip çıktı.
Tunuslu alim İbn-i Haldun’un Mukaddime adlı eserinde Hazar Yahudileri’nin Türk devletlerince himaye edildiği yazar.
Hz. İsa’nın çarmığa gerilmesinden sonra Hristiyan aleminin gazabına uğrayan Yahudiler bir hahamın tabiriyle “Haç’ın zulmünden Hilal’in gölgesine” sığındılar.
Bir Osmanlı arşiv belgesinde Yahudiler, “1492 senesi ilkbaharında İspanya’dan tard olunup … saltanat-ı seniyyede himayeye mazhar olduklarından kemal-i huzuru emniyetle semereyi sa’y u amelleriyle terakki edebilmişlerdir’’ şeklinde tarihi hakikate uygun olarak izah edilmiştir.
Yahudilere atılan kan iftiraları sonucunda, Sultan Abdülmecid 1840’da yayınladığı fermanla iftiranın herhangi bir dayanağı olmadığını belirterek Yahudiler himaye edilmişti.Fermanda Millet-i İsrailiyye'nin icrâ-yı âyin-i dîniyyeleri husûsunda rahatsız edilmemeleri vurgulanmıştı. 20’yy’ın başında özellikle Rodos adasının İtalya tarafından işgaliyle güvenlikleri zedelenen bazı Osmanlı Yahudileri Amerika ve Güney Afrika’ya göçtüler.
Güney Afrika’daki Eşkenaz Musevi cemaatinin dahi Osmanlı Devleti ve Türk askerleri için dua ettikleri görülmektedir.
Güney Afrika’ya göçen Yahudilerin orada dahi Osmanlı fesi kullanmaları, onların Osmanlı kültürünü severek kabul ettiklerini kanıtlar.
Elimizdeki aile arşivine göre Tarika, Franko, Benatar ve Galanti aileleri Güney Afrika’da zamanla servet ve itibar sahibi olmuşlardır.
1912’de Güney Afrika’da yaşayan Sefarad Yahudilerinden Haim Galanti, Güney Afrika Yahudilerinden bağış toplayıp Balkanlarda savaşan Osmanlı ordusuna göndermişti.Haim Galanti Güney Afrika’da kurduğu tüm işletmelerini Turko maden, Turko kasap şeklinde adlandırmıştı. Ayrıca Güney Afrika’daki Sefarad Yahudileri, Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti’ne karşı İngilizlerin tarafını tutan Güney Afrika’daki Rumları boykot ettiler.
Bu boykotun duyulması üzerine harekete geçe İngiliz sömürge valisi, protestocu Yahudileri tutuklatarak hapsettirmişti.
Johanesburg şehrinde oturan hahambaşının karakola gelip imza atması şartıyla Yahudilerin şartlı tahliyeleri mümkün olabilmişti.
Özetle Güney Afrika’daki Sefarad Yahudileri kendilerini yüzyıllarca yaşamış oldukları Osmanlı idaresine olan bağlılıklarını kanıtlamışlardır.
Gazi M. Kemal, 1923’de “Kaderlerini onları yöneten Türklerin kaderleriyle birleştirmiş bazı sadık yurttaşlarımız vardır. Bilhassa Yahudiler bu millete sadakatlerini ispat ettiklerinden bugüne kadar refah içinde yaşamışlardır..”sözüyle onların Türk toplumundaki yerini özetlemişti.
Alman işgaliyle Rodos adasında toplama kamplarına götürülen Yahudileri, 1944’de Türk başkonsolos Selahattin Ülkümen kurtarmıştı.
Bunu farkeden Alman ordusu Rodos Türk konsolosluğunu bombalamış ve Ülkümen’in hamile eşi Mihrinnisa Hanım ile iki görevli hayatlarını kaybetmişti.
Cape Town’da yaşayan Yahudilerden Lina Amato, Türk başkonsolos Ülkümen’in Türk pasaportu vererek ailesini Rodos’dan kaçırdığını ve hayatlarını ona borçlu olduklarını söylemişti.
Türklerin Yahudilerle olan geçmişinin özeti budur.
Bize bu geçmişi hatırlamak ve hatırlatmak düşer..
https://twitter.com/halimgencoglu/status/1598928540140830720
Evlerini, dostlarını, işlerini, sinagoglarını geride bırakarak, sonsuza kadar terk etmek zorunda kaldılar.
Bugün, Arap ülkeleri ve İran'dan sınır dışı edilerek, göç etmek zorunda kalan 900.000 Yahudi mülteciyi anıyoruz.
https://twitter.com/IsraelinTurkey/status/1597933960046092288
Her ne kadar 2022 seçimleri Arap-Yahudi şehirlerde yükselen radikalizmi işaret etse de (2021 mayıs olayları+ Ra’am’ın koalisyonda olması nedenleriyle) aşırı sağa yönelik eğilim aslında daha erken başlamış. Mart 2021’de 4 temel Arap şehrinde aşırı sağcılar Arap oylarına yaklaşmış
Bahsi geçen etmenler ise hem Araplar hem de aşırı sağ için yükselişi hızlandırmış görünüyor. Ayrıca moderate-radical dağılımını (ve tabi Araplar için de) ikincinin lehine değiştirmiş.Örneğin 2020 Mart ile 2022 Kasım’da Arap oylar birbirine yakın olsa da desteğin içerği çok farklı
https://twitter.com/FeritBelder/status/1599395061652856832
CTeen Istanbul the Vienna CTeen European Shabbaton Futbol Turnuvası’nı kazandı!
🇹🇷3-1🇺🇦
🇹🇷0-0🇭🇺
🇹🇷3-0🇦🇹
🇹🇷7-2🇵🇹
Tebrikler⚽👍 Mazal Tov ve Shavua Tov!
https://twitter.com/mchitrik/status/1599126192635772929
Ağa Takılanlar Öneriyor
https://www.odatv4.com/makale/israil-seriat-devleti-olacak-mi-laikligin-siniri-260967
https://gazeteoksijen.com/dunya/netanyahu-israil-yahudilik-yasalarina-gore-yonetilmeyecek-165917
https://www.odatv4.com/makale/netanyahu-krizden-nasil-cikti-260735
https://www.demokrathaber.org/yahudi-insandan-insan-yahudiye
https://www.birgun.net/haber/lucifer-in-dususu-adem-in-yukselisi-412175
https://www.odatv4.com/dunya/israil-kabinesinde-kurt-yahudisi-260433
https://m.bianet.org/biamag/sinema/270838-masumiyetin-olumu
https://www.yurtgazetesi.com.tr/yazarlar/atilla-kopruluoglu/izmirli-dario-19024