Yosef Atsadik, Mısır topraklarına bir hiç olarak geliyor ve T-nrısal plan, onu vezir olmaya kadar yükseltiyor. Bir gün Paro bir rüya görüyor ve anlamını araştırmaya başlıyor. Bütün medyumlardan gelen açıkmaların hiçbirinin doğru olmadığını ve beğenmediğini söylüyor. Baş Saki, Paro’ya Yosef’i öneriyor ve Yosef Paro’nun huzuruna rüyayı yorumlamak adına çıkıyor.
Rüya yorumlamak konusunda Yosef yeterince yetenekli ve meşhur olmasına rağmen, Paro’nun huzurunda söylediği sözler öğrenmeye değer. Paro, Yosef’e, “Bir rüya gördüm ama kimse çözümleyemiyor, senin için bu konuda usta dendiğini duydum” der. Yosef cevap olarak “Bu yetenek benim üzerimdedir, T-nrı cevabı verecektir ve ben sadece aracıyım” diye cevap verir. Tabiki yetenekli olduğumuz şeyleri gün yüzüne çıkarmakta bir sakınca yoktur ve elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız ama buradaki ince durum, bize bu yeteneği veren Yüce T-nrı’nın payını unutmamaktan geçiyor.
Paro’nun rüyasını açıklamak bu kadar zor mudur? 7 tane cılız inek, 7 tane besili ineği yiyor ve açıklama olarakta 7 sene bolluk ve ardından gelen 7 sene kıtlık. Bu açıklamayı Paro’nun hiçbir medyumu verecek kapasitede değiller miydi? Biliyoruz ki, Tora’da tek bir harf bile fazladan yazılmaz ama bu peraşada Paro’nun rüyası iki kere anlatılmaktadır. Peraşanın başında birkez bunu okumuş olmamıza rağmen, Paro’nun Yosef’e rüyasını anlattığı zaman Tora bunu tekrar yazmaktadır. Biraz dikkatli bakarsak, bu iki kısmın bazı yerlerde değişiklik gösterdiğin görürürüz. Hahamlarımız bize şöyle anlatıyor, Paro Yosef’i denemek için rüyayı değiştirerek anlatıyordu. Tam da o sırada Yosef duruma müdahale ediyor ve rüyanın o şekilde olmadığını söylüyordu. Rüyanın detaylarına bu kadar hakim olması sonucu Paro, Yosef’in getirdiği bütün açıklamaları kabul etmiş ve söylediklerinin ilahi olduğunu kabul etmiştir.
Kıtlık kendini her yerde hissettirmeye başlamıştır ve Yosef’in kardeşleri dahi, kimi görüşlere göre her ne kadar kıtlıktan etkilenmemiş olsalar dahi, Mısır’a yemek almaya gelmişlerdir. Bu karşılaşmada Yosef kardeşlerini hemen tanımış fakat kardeşler Yosef’in böyle bir konumda olma ihtimalini dahi akıllarına getirmemişlerdir. Yosef tam da orada hayatının fırsatını yakalamış olabilirdi ve bütün kardeşlerini istediği süre boyunca zindana atabilirdi. Buna yetecek gücü ve yetkisi vardı ama dürtülerine karşı gelerek onlara kötülük yapmamayı seçmiştir. Buradan öğrenmemiz gereken şey, bir insan, fırsatı olsa bile ve ne kadar yetkisi ve kuvveti olsa bile, karşı tarafa zarar vermeyi aklından bile geçirmemelidir, intikam almamalıdır.
Peraşada şöyle bir cümle geçiyor, “7 sene bolluk sona erdi ve Yosefin söylediği gibi kıtlık başladı”. Yosefin söylediği gibi. Bolluk seneleri boyunca verilen stok yapma ve benzeri kararların arkasında Yosef olmasına rağmen, hatta bütün dünyanın Mısır’a bağımlı olmasını sağlmasına ve zengin olmalarını sağlamasına rağmen, iyi zamanlarda kimse Yosef’ten bahsetmiyor. Diğer taraftan kötü zamanlar geldiğinde ise suçlu direk işaret ediliyor, hemen Yosef söylemişti zaten deniliyor. Başarının bir parçası olmak istiyorsak ve başarıya kendimizi dahil ediyorsak, olumsuz durumlarda da aynı şekilde kendimizi o takıma dahil etmeliyiz ve başarısızlığı da paylaşmalıyız. Bir günah keçisi seçmemeliyiz.
Bugün burada sizler için bir genç tefila yapmaya çalıştık. İster Talmud Tora deyin, ister GKD ister Alef. Hepimiz Türkiye Yahudi Cemaati için bir şeyler yapmaya çalışan insanlarız ve daima ayıran değil birleştiren bir toplum olmayı diliyorum. Şabat Şalom!