Sabahları okunan Şahrit duası içinde ´günün mizmoru´ adı altında, her güne özel ayrı bir mizmor okuruz. Mizmoru okumadan önce, onun Şabat´a göre kaçıncı günün mizmoru olduğunu vurgularız. Bu şekilde, tüm günlerin Şabat´a göre konumlandırıldığını belirtmiş ve Tanrı´nın emriyle her gün hatırlanması gereken Şabat´ı anmış oluruz. Günlerin sıralanması, bir yandan Şabat´ı vurgularken, bir yandan da yaratılışın sıralamasını vurgular.
Tanrı, evreni altı günde yaratmış ve yedinci günü Şabat, yani işi bırakma ve dinlenme günü ilan etmiştir. Bu günlerin her birinde Tanrı, evrenin farklı ögelerini yaratmıştır. İşte günün mizmorlarının her biri, bu yaratılış ögeleriyle bağlantılı olarak seçilmiştir. Bet Amikdaş zamanında Leviler, her gün ilgili mizmoru okurdu ve bu adet günümüze kadar gelmiştir. Bu bağlamda haftanın birinci günü olan pazar, 24. mizmor okunur. Bu mizmor Adem tarafından oluşturulan ve David’in sonradan bestelediği dört mizmordan biridir. David hayatını, insanlığı günahtan önceki Adem’in saflığına kavuşturmaya adamıştı. Bu mizmorun da, Bet Amikdaş’ın açılış gününde söylenmesini istiyordu. Nitekim bu mizmor, Bet Amikdaş’ın açılışı sırasında sıkışıp bir türlü açılmayan kapıları açmak için söylendi. Bu mizmor, yeryüzü ve içindekilerini Aşem’in yarattığını ve O’na ait olduğunu vurgular. Haftanın ikinci günü, pazartesi ise 48. mizmor okunur. Bu mizmor, Korah’ın çocukları tarafından oluşturuldu. Toprağın ağzı açılıp Moşe’ye isyan eden Korah ve yandaşlarını ‘cehennemin dibi’ne çekmeye başladığında, Korah’ın çocukları son anda teşuva yapınca bu korkunç ölümden kurtulmuşlar ve Aşem’i öven bir takım mizmorlar söylemişlerdi. Yaratılışın ikinci günü, yukardaki sular ile aşağıdaki sular birbirinden ayrılmış ve bu suretle ilk ayrılık, bölünme ve çekişmenin de kaynağı ortaya çıkmıştı. Tora’da ayrılık ve çekişmenin sembollerinden biri de Korah ve yandaşlarıydı. Korah’ın çocukları son anda bu ayrılıktan vazgeçerek, cehenneme düşmekten kurtulmuştu. Tanrı ayrılık ve bölünmenin olduğu bu güne, diğer günler için dediği gibi ‘iyi oldu’ terimini kullanmadı. Bu terimi kullanmamasının bir sebebi de, cehennem ateşinin de yaratılışın ikinci gününde yaratılmasıydı. Korah’ın çocukları, işte bu cehennem ateşinden kurtuldukları için bu mizmoru yaptılar. Haftanın üçüncü günü salı, 82. mizmor okunur. Yaratılışın üçüncü günü, Tanrı gökyüzü altındaki suların bir yere birikerek karanın görünmesini emretmiştir. Tufan zamanı ise, suların bu sınırlarının kaldırılmasıyla dünya tekrar sularla kaplanmış, karalar yok olmuştur. Tufan dünyaya yeryüzünün suçla dolup adalet sisteminin yürümemesi yüzünden gelmiştir. Yani yeryüzünün varlığının devamı, dürüstlük ve adaletin işletilmesine bağlıdır. Asaf’ın yazdığı bu mizmorda, Aşem’in ilahi meclisinde yeryüzünü yargıladığı, dünyadaki yargı mekanizmasının adaletli işlemediği için yeryüzünün temellerinin yıkılacağı, insanların yok olacağı belirtilmektedir. Talmud’a göre doğru yargı yapan her yargıç, adeta Tanrı’nın yaratılış eserine yardımcı olur. Haftanın dördüncü günü çarşamba, 94. mizmor okunur. Yaratılışın dördüncü günü Tanrı, ışık vermeleri için iki büyük ışık kaynağını yaratmıştır. Ancak Tora’da daha sonra bunlardan birinin büyük, birinin küçük olduğu belirtilmiştir. Çünkü bu iki ışık kaynağından biri olan ay Tanrı’ya serzenişte bulununca, Tanrı onu küçültmüş ve sadece güneşten aldığı ışıkla geceyi aydınlatabilecek hale gelmiştir. Ayın bu durumu Maşiah gelene kadar devam edecek, Maşiah gelince ay tekrar eski konumuna dönecektir. Bu mizmorda da, ileride Tanrı’nın kötülük edenleri cezalandıracağı, yargının adalete dönüşeceği ve artık herkesin dürüst kalpli olacağı Maşiah zamanına vurgu vardır. Burada sözü edilen kötü insanlar da, güneş ve ay gibi gök cisimlerine tapan putperestlerdir. Maşiah gelince bu insanlar cezalandırılacak ve ay da eski konumuna dönecektir. Haftanın beşinci günü, 81. mizmor okunur. Yaratılışın beşinci gününde sularda balık türleri ve gökte uçucu türler yaratıldı. Tanrı onları mübarek kıldı ve bu canlılar da Aşem’i övdüler. Bu mizmorda da gökten ve sulardan bahis olup Aşem’e özel övgüler vardır. Haftanın altıncı günü cuma, 93. mizmor okunur. Bu mizmor Adem’in yazdığı, onu koruyan Şabat’ı öven ve Tanrı’ya şükürlerini ileten 92. mizmorun devamı niteliğindedir. Tanrı Adem’i kendi suretinde yaratmıştı ve bu görünümü yüzünden diğer canlılar Adem’i övmeye kalkınca, Adem onları bu mizmorda olduğu gibi hep birlikte Aşem’e övgüler sunmaya davet etti. Nitekim yaratılışın altıncı günü Adem'in yaratıldığı gündür.
Şabat günü ise, 92. mizmor okunur. Artık yaratılış tamamlanmış ve Tanrı bu günü, bir dinlenme ve maneviyat günü olarak ilan etmiştir. Şabat günü cehennem cezası ve göksel cezalar da durur. Bu durumdan Adem de yararlanmıştır. Nitekim Adem hem yaratılışın tümünün mükemmelliği, hem de Şabat’ın kendisini koruması vesilesiyle bu mizmoru yapmıştır.
27. mizmor üzerine
Roş Hodeş Elul’dan Oşana Raba’ya kadar olan 51 gün zarfında, sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde iki kez Teilim kitabından 27. mizmoru okuma geleneği vardır. Bu dönem Tanrı’nın bizlere, bizim de Tanrı’ya daha yaklaştığımız bir dönemdir. Bu mizmorun okunması; Roş Aşana, Kipur ve Oşana Raba’nın; yargı sürecinin üç ayağının yer aldığı bu dönemde Tanrı’ya yaklaşmak, O’nun merhametini arttırmak için en etkili yollardan biridir. Nitekim mizmorun ilk cümlesindeki, ‘ışığım’ kelimesi Roş Aşana’yı, ‘kurtuluşum’ Yom Kipur’u, ‘kimden korkacağım’ ise Oşana Raba’yı simgeler. İlerleyen cümlelerdeki, ‘çardağım’ kelimesi Sukot’a, ‘yüzünü gizleme’ ise Purim’e atıfta bulunur. Mizmorda 13 kez Aşem ismi geçmektedir ki, bu suretle Tanrı’nın 13 merhamet özelliği ortaya çıkarılmaya çalışılmaktadır. Bu mizmoru günde iki kez okumak suretiyle 13+13=26 kez Aşem’in ismini vurgulamaktayız ki, 26 sayısı da Aşem’in dört harfli isminin gematriyasıdır.
Bunları biliyor musunuz?
*Şavuot Bayramının yer aldığı Sivan ayının burcunun ikizler olduğunu. İkizler burcunun, Yazılı ve Sözlü Tora ikilisine vurgu yaptığını. Aynı zamanda fiziksel ve manevi özgürlüğe de bir vurgu olduğunu.
*Yazılı Tora’yı simgeleyen 10 Emir’in ilk harfinin ‘Anohi (Alef)’, sözlü Tora’yı simgeleyen Mişna’nın ilk harfinin ‘Meimatai (Mem’) ve alaha uygulamalarını belirleyen Gemara’nın ilk harfinin ‘Tanna(Tav)’ olduğunu. Bu şekilde bu üç harfin ‘EMET/gerçek’ sözcüğünü oluşturduğunu.
*Şelomo Ameleh’in toplam yedi ismi olduğunu. 12 yaşındayken kraliyet tacını giydiğini ve 40 yıl boyunca hükümdarlık yaptığını. 16 yaşındayken Bet Amikdaş’ın inşasına başladığını ve bunun yedi yıl sürdüğünü. Eşi ve cariyelerinin toplamının 1000’e ulaştığını. 70 lisan konuşabildiği gibi, hayvanların dillerini de bildiğini. Onun zamanında, isminin anlamı gibi hem İsrael’de hem de dünyada ‘şalom/barış’ın hâkim olduğunu.
*İbrani takvimine göre 19 senede yedi kere VeAdar ayı olduğunu. VeAdar ayının hiçbir burcun etkisinde olmadığını ve Bene Yisrael’in talihinin en yüksek olduğu ay olduğunu. Nitekim Purim mucizesinin de bir VeAdar ayında gerçekleştiğini.
*Minha duasının en önemli tefila zamanı olduğunu. Çünkü Şahrit sabah erken daha işgünü koşuşturmaları başlamadan yapılırken, Arvit’in de akşam iş günü bittikten sonra yapıldığını. Oysaki Minha’nın, hâlâ gün ortası iş koşuşturmaları varken, onları ortada bırakıp da yapılması gereken bir dua olduğunu. Bu duayı Yitshak Avinu’nun kazandırdığını. Aynı zamanda Minha’nın altın buzağı günahının düzeltilmesiyle de ilişkisi olduğunu. Nitekim Minha’nın da, ‘egel/altın buzağının da gematrialarının eşit ve 103 olduğunu.
*Kiduşta kullandığımız şarap kadehine ‘kos’ dendiğini ve kos’un gematriasının 86 olduğunu. 86 sayısının aynı zamanda kiduşta içilmesi gereken reviit miktarı olan 86 mililitreye de vurgu yaptığını.
*David Ameleh’in savaştığı orduları ay şeklinde kuşattığını, yani arkadan bir şekilde kaçma şansı bıraktığını. Çünkü tamamen kuşatılıp kapana kısılan insanların o korkuyla kapasitelerinin üzerine çıkarak her şeyi yapabileceğini. Buradan hayatımıza dair bir ders de almamız gerektiğini.
*Yahudilerde dini evlilik seremonisinin talit altında gerçekleştirilmesinin bazı simgesel sebeplerinin olduğunu. Talitin normalde bir erkek giysisi olup ucundaki tsitsitler vasıtasıyla Tora’nın 613 emrini simgelediğini. Bu şekilde kadının, erkeğin bu görevini bir Yahudi ailesi yoluyla yerine getirmesine yardımcı olduğunu. Ayrıca bu talitin Tora’yı alırken Tanrı’nın Bene Yisrael’in üzerine eğdiği Sina Dağını simgelediğini. Tora alış seremonisinin, adeta Tanrı ile Bene Yisrael’in bir evliliği gibi olduğunu. Talitle simgelenen eğilmiş dağın, Tanrı’nın zevcesini hiçbir zaman bırakmayacağının işareti olduğunu.
Soru ve yorumlarınız için adresim [email protected]