“Aktardıklarınla, ilkelerinle seni her zaman yaşatacağız”

Geçtiğimiz günlerde son yolculuğuna uğurlanan İtalyan Cemaati Başkanı Rifat Behar için Piyanist, Besteci ve Soprano Renan Koen´in kaleme aldığı yazısını paylaşıyoruz.

Toplum
11 Ocak 2023 Çarşamba

2012 senesinin şubat ayı gibi olduğunu hatırladığım bir tarihte telefonum çaldı. Alain Hananel arıyordu, “İtalyan Cemaati Başkanı Rifat Behar seninle bir konu görüşmek istiyor. Telefon numaranı veriyorum. O hepimizin Rifat abisidir” demişti. Bir beş dakika geçmemişti ki bir İstanbul beyefendisi ile konuşurken bulmuştum kendimi. Tarihi İtalyan Sinagogu Kal de Los Frankos’ta yine tarihi olan bir armonium varmış, “Eğer siz çalmayı arzu ederseniz, tamir ettirmek isteriz” demişti zaman içinde benim de ağabeyim olan Rifat Bey telefonda. “Henüz armonium çalmayı bilmiyorum ama öğrenirim, seve seve çalarım” demiştim kendisine. Hakikaten de hemen armonium dersleri almaya başlamış, kısa sürede bu enstrümanı çalar hale gelmiştim. Bir yandan da bu kıymetli enstrüman tamir edilmeye başlanmıştı. Tamiratı bitti, bin bir çaba ile üst kattan aşağıya indirildi. Ve nihayet Şavuot bayramında, Şavuot ilahilerini seslendirmek üzere mobilyası, tuşları ve sesi ile bu çok özel armoniumun başında yerimi aldım. İtalyan Sinagogu ailesine attığım ilk adım oldu bu. Michel Hodara tüm günün akşını sunarken, Cemaat Başkanı İshak İbrahimzadeh, çeşitli ülkelerin başkonsolosları ve konuşmacı olarak Sevgili Avi Alkaş büyük bir sevgiyle orada bulunuyorlardı. Törenin sonunda Rifat Ağabey her zamanki gibi zarafetiyle harika bir buket çiçek vermiş, beni daha da çok duygulandırmıştı.

Aradan birkaç ay geçti geçmedi, ailemin göç hikayesini konu alarak Sefarad halk şarkıları ve ilahilerine yer verdiğim ikinci albümüm ‘Kayıp İzler Gizli Anılar’ın kayıtlarının bir bölümünü İtalyan Sinagogundaki armonium ile yapmak üzere Rifat Ağabey’in deyişi ile yazıhanesine gittim. Hiç tereddüt etmeden bu fikrimi destekledi. Albümdeki bazı parçaları keman, duduk, hazan, şofar ve armonium için tekrar düzenledim. Albümün prodüktörü ve ses mühendisi olan Reuben Delatour ile sinagogu kayıt için nasıl mikrofonlayacağımıza karar vermek için kayıttan bir hafta evvel sinagoga gittiğimiz günü hiç unutamam. Sıcacık bir İtalyan ailesinin içine girdiğimi işte o gün anladım. İçeriye girdiğimizde armoniumun çevresinde bir kalabalık ve armoniumun başında o sırada bir Barok Sonat çalan Padre Giuseppe Gandolfo’yu bulduk. Bir yandan herkesin bir ağızdan konuştuğu mükemmel derecede anlaşıyor, diğer yandan Padre büyük bir neşe ve keyifle armonium çalıyor. Tek şaşıran Padre ile birlikte gelen genç bir adam, ataları İngiltere ve Portekiz’e varan Yeni Zelandalı Reuben Delatour! Bir ara bana dönüp İtalyanca bilmediğime çok şaşırdıklarını ifade eden bir yorumda da bulunmayı ihmal etmeyen canım İtalyan ailemi Rifat Ağabeyin bana kazandırdığı ilk gündür o. Kalbim sevgi, zihnim neşe dolu çıkmıştım oradan o gün. Kal de Los Frankos’un arkasında bulunan Saint Pier Kilisesinin müzik sorumlusu ve pederi olan Giuseppe Gandolfo her konserim ve kaydımda armoniumu tamir etmek için hazır bulundu sonraları. Rifat Ağabey’in özenli, hafiflikle dolu sıcacık ilgisi herkesi ailenin içinde tutardı keyifle.

Senelerce çeşitli kurumların başkanlığını yapmış, bir mentor olarak yönetim kurullarında bulunmuş, bazı kulüplerin kuruluşlarında yer almış Rifat Ağabey’den tam on senedir süren tanışıklığımızdan ne kadar çok şey öğrendim. Kal de Los Frankos’u gerçekten bambaşka bir yere götürdü. Sık sık çıktığımız yemeklerde bana tecrübelerini aktarırken bir yandan da can kulağıyla benim geçtiğim yolları, sevinçlerimi, zorluklarımı, başardıklarımı dinlerdi. O bilge haliyle fazla yorum yapmaz, beni yıldırmak istemeyen dikkatiyle endişesinden doğan uyarılarını yapardı. “Sende bu güç varken bak nerelere geleceksin, Cemaate de çok katkın olacak” derdi. O güçlü elini her zaman arkamda hissettim. On senede birçok konser ve etkinlik gerçekleştirdik birlikte. COVID zamanında iki defa Amerika’ya çevrimiçi ev sahipliği yaptık. Birçok etkinlikte benden yazı yazmamı da isterdi. Rıfat Ağabeyin her isteği emirdi benim için, zevkle, şevkle yaptım.

Sevgili Rifat Ağabey, her ölüm erken ölümdür. Sen de benim için çok erken gittin. Giderken bana olan vasiyetini başımın üzerinde taşıyacağım. İlişkilerimizi hiç hissettirmeden ördüğün harika bir aile bıraktın bana… Beni en mutlu eden şeyin samimi bir aile sıcaklığı olduğunu kalbinden bilerek. Bir süredir özellikle Alain’in getirdiği projeleri yaparken bizi izledin, ihtiyacımız olduğunda elini verdin. Şimdi onlar benim ailem oldu. Gittiğin yerde rahat uyu demeye bile dilim varmıyor henüz. En büyük tesellim çok sevdiğin, bana keyif ve büyük bir özlemle anlattığın Marta’cığına kavuşmuş olman. Bize her zaman oradan da ışığını aktaracağını biliyorum. Aktardıklarınla, ilkelerinle seni her zaman yaşatacağız. Müstesna kişiliğini bir parça bile yansıtabilirsek ne mutlu bize.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün