PSİKOLOJİK BİYOGRAFİ DRAMASI

Todd Field´in ´TAR´ında Cate Blanchett yılın en iyi oyunculuk performansını gösteriyor.

Viktor APALAÇİ Sanat
11 Ocak 2023 Çarşamba

Film, Berlin Filarmoni Orkestrası’nın ilk kadın şefi Lydia Tar’ın hayatını anlatıyor. Yetenekli besteci ve çok yönlü bir virtüöz olduğu kadar, Tar kibirli, egoist bir müzisyen. Blanchett’in oyunculuğu filmin diğer hasletlerinin önüne geçti. Todd Field alışılmışın dışında yatak sahnesi olmayan bir queer hikâyesi anlatıyor. Kadın oyuncuların tümü muhteşem.

 

‘TAR’

Yön. ve Sen: Todd Field

Gör: Florian Hoffmerster

Müz: Hildur Guonadottir

Kur: Monira Willi

Oyn: Catt Blanchett - Noémie Merlant - Nina Hoss - Sophie Kauer - Adam Gopnik - Mark Stong - Sydney Lemmon

 

Tar’, dünya çapında sanatının en iyilerinden biri olarak kabul edilen ve büyük bir Alman müzik orkestrasının ilk kadın şefi olmayı başaran Lydia Tar’ın hayat hikâyesini konu ediyor. Filmde yetenekli ve tutkulu olduğu kadar, kibirli, bencil, gururlu bir müzisyenin yaşadığı iç çatışma ve duygusal karmaşasını nasıl dışa vurduğu yansıtılıyor. Todd Field’in senaryosunu yazıp yönettiği ‘Tar’, yılın ‘Elvis’, ‘Whitney Houston: I Wanna Dance With Somebody’ gibi diğer müzisyen biyografik filmlerinden daha kaliteli bir yapıt.

Şefin yükseliş ve düşüşü

Acımasız bir orkestra şefinin yükselişini ve düşüşünü anlatan filmde, Field’in yönetmenliği, senaryosu, sinematografisi, kurgusu ve ses tasarımı eleştirmenlerden övgü aldı. Film Venedik Film Festivalinde Cate Blanchett’e En İyi Kadın Oyuncu Volpi Kupası ödülünü kazandırdı. Lezbiyen Lydia Tar’ın, mesleki yaşamıyla özel yaşamını birbirinden ayıramaması en büyük zaafı. Kariyerindeki ve özel yaşamındaki çöküşün temelinde bu zaafı yatıyor.

Todd Field’in senaryosu mükemmel bir karakter çalışması olarak, son derece ikna edici bir dünya inşa etmenin parçası olarak değerlendirildi. Ancak Cate Blanchett’in açık ara yılın en başarılı oyunculuk performansı filmin diğer hasletlerinin önüne geçti. ‘Tar’ denince akla gelen ilk şey Blanchett oldu. Avustralyalı aktris katıldığı tüm yarışmalardan ödülle ayrıldı. ABD şehirlerinin (New York - Los Angeles - Washington - Boston - Chicago) Eleştirmenler Birliği’nin En İyi Kadın Oyuncu ödüllerinin sahibi oldu. Muhtemelen Oscar’ın ve aday gösterildiği Altın Küre’nin de galibi olacak.

Todd Field 1964 California doğumlu bir aktör - yönetmen - senaryo yazarı ve yapımcı. 40’ın üzerinde filmde oynayan Field’in yönetmen olarak sadece üç filminin olması, kendisinin bu konuda üretken olmadığının kanıtı. İlk iki filmiyle Amerikan ailesini merceğine alan Field, ‘Tar’ ile kamerasını Almanya’ya doğrultuyor. İlk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi, beş dalda Oscar’a aday gösterilen ‘In The Bedroom’ (2001) küçük bir kasabada doktorluk yapan bir aile reisinin tek oğlunun kendinden çok yaşlı bir dul kadınla hayatını birleştirmesini anlatıyordu. İkinci filmi, beş dalda Oscar adayı ‘Tutku Oyunları / Little Children’ (2006) Amerika’nın banliyösündeki bir kasabada yolları kesişen bir grup sorunlu insanın hikâyesiydi.

Aktörlüğü, yazarlığı ve yönetmenliği dışında bir müzisyen ve bestekâr olan Todd Field’e bir orkestra şefinin hayatını anlatmak uygun düşmüş. Field alışılmışın dışında, yatak sahnesi olmayan bir queer öyküsü anlatıyor. ‘Tar’da sinematografi ile ana karakter uyumu sağlamada çok başarılı. Bir Alman Filarmoni Orkestrasının karakterlerinin yaşadıklarını anlatırken, filmin yarı yarıya İngilizce ve Almanca olması çok isabetli olmuş. Filmin 160 dakikalık süresinin büyük bir kısmının dört duvar arasında geçmesiyle, bir kapalı mekân, teatral bir film olan ‘Tar’ın senaryosunun Cate Blanchett üzerine inşa edilmesini de olumlu buldum.

Açılış sekansında The New Yorker’in kadrolu yazarı (filmde kendini oynayan) Adam Gopnik ile Lydia Tar’ın röportajını, karakteri tanıtma işlevini yerine getirmesiyle çok olumlu buldum. Casting çalışması övgü alan filmde, Pedro Almodovar’ın iki filmde iş birliği yaptığı deneyimli Alman kostüm tasarımcısı Bina Daigeler tercihi de isabetli. Kirill Serebrennikov ‘Çaykovski’nin Karısı’nda, eşcinselliğini gizleyen efsanevi bir müzik adamının öyküsünü, mutsuz ettiği eşi Antonina Millukova üzerinden, bir ‘imkânsız aşk’ formatı içinde anlatmayı tercih etmişti.

Batı klasik müziğinin uluslararası dünyasında geçen filmin konusu, Berlin Filarmoni Orkestrasının ünlü şefi, besteci Lydia Tar’ın erkek egemen klasik müzik endüstrisinde yaşadığı fırtınalı hayata odaklanıyor. Bir öncü olarak bu tutkulu virtüöz, orkestra elemanlarını manipüle eder, beğenmediklerini hoyratça değiştirir, projeler üretir, yazdığı anı kitabının yayınlanması için çalışır. Eşcinsel Lydia bir zamanlar ilişki yaşadığı Krista Taylor’u (Sylvia Flote) kara listeye alır, şef olarak kariyer yapma şansını engeller. Umutsuzluğa düşerek ve bir mektup bırakarak Krista’nın intiharı, Lydia Tar için sonun başlangıcı olur.

‘Tar’ denince akla Blanchett geliyor 

Orkestra yöneticileri eski defterleri açarak, Lydia’nın kariyeri boyunca egoist davranışlarıyla sebebiyet verdiği olayları sorgular. Kurul, Lydia’nın orkestrasındaki genç kadınlara yönelik tacizci davranışlarda bulunduğunun kanıtlarına ulaşır. Lydia’nın muhtemelen seks umuduyla orkestrasında işe aldığı Rus Olga (Sophie Kauer) da kendisine yüz çevirir. Lydia kurulun aldığı kararla işinden uzaklaştırılır. Sekreteri, eski sevgilisi ve sağ kolu Francesca Lentini (Noémie Merlant) kendisini protesto ederek, haber vermeden işi bırakır. Lydia’nın hayat arkadaşı, deneyimli müzisyen Sharon (Nina Hoss) ilişkisine son vererek kendisini evinden kovar.

Lydia’nın orkestraya yeni katılan yetenekli çellist Olga’ya gösterdiği ilgi, cinsellik yaşadığı Francesca ve Sharon’un tepkisini çekmiş, Lydia’nın gözden çıkarılmasında etkili olmuştur. Kendini kaybeden, histeri nöbeti geçiren Lydia konser sırasında yerine geçen yeni şef Eliot’a saldırır. Çevresindeki herkes tarafından dışlanan, hayatının sarsıntısını yaşayan Lydia, uzun uğraşlardan sonra orkestra şefi olarak Filipinler’de iş bulur.

Bu rolü oynayan Cate Blanchett iki yıl önce ana yarışmasında jüri başkanlığı yaptığı Venedik Film Festivali’nde, ‘Tar’ ile bir başka kadın jüri başkanı Julianne Moore’un elinden Volpi Kupası’nı aldı. Blanchett kariyerindeki yedi Oscar adaylığının ikisini ödüle çevirdi. ‘Gökler Hâkimi / The Aviator’ (2004) ve ‘Mavi Yasemin / Blue Velvet’ (2013) ile En İyi Kadın Oyuncu seçildi. Kendisi bu yıl, orkestra şefi olmayı uman genç müzisyenlere akıl hocası ve rol modeli olan Lydia Tar performansıyla, çıtayı yukarıya taşıyıp, En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’a ulaşma peşinde.

Cate Blanchett Tod Haynes’in unutulmaz ‘Carol’ (2015) filminde kocasını terk ederek genç bir tezgâhtar kızla hayatını sürdürmeyi tercih eden olgun burjuva kadın rolünü oynamıştı. Sanatçının ikinci queer filmi ‘Tar’da, Sharon’un altı yaşındaki manevi kızı Petra’yı çok seven, kendisine duygusal açıdan destek verdiğine inanan Lydia, onu okula bırakıp çıkışında alma görevini severek yapar. Bu rolde zeki, özgüvenli ve yaşına göre olgun bir çocuk olan Mila Bogojevic çok inandırıcı.

2019 Cannes Film Festivalinde Céline Sciamma’ya En İyi Senaryo ve Queer Palmiye Ödüllerini kazandıran ‘Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi / Portrait De La Jeune Fille En Feu’, filminin başrollerinden birini oynayan Noémie Merlant, akıllarda eşcinsel bir kadın ressam olarak kaldı. Bu imajı, benzer rolde gözüktüğü ‘Tar’a olumlu katkıda bulunuyor. Bir zamanlar hayat arkadaşı olduğu orkestra şefi tarafından dışlanan, orkestrada çalma hakkı olduğunu düşündüğü çellist olarak seçilememenin acısını yaşayan, yerini Lydia’nın yeni gözdesi Rus Olga’ya kaptıran, haddini bildiği için gölgede kalmaya çalışan Francesca Lentini rolünde Noémie Merlant mükemmel.

Christian Petzold’un fetiş oyuncusu olarak, yönetmenin ‘Barbara’ (2012), ‘Phoenix’ (2014) ve ‘Yella’daki (2007) görkemli performanslarından tanıdığımız Nina Hoss, Lydia Tar’ın hayat arkadaşı viyolonist Sharon Strong rolünde çok başarılı. ‘Yella’ ile Berlin Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü kazanan deneyimli Alman karakter oyuncusu, ‘Tar’da bakışları, mimikleriyle rolünü anlamlı kılıyor.

80. Altın Küre Ödüllerinde En İyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu dallarında aday gösterilen ‘Tar’ ülkemizde 10 Mart’ta vizyona girecek.  

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün