Şemot peraşasında, İsrael Halkı’nın Mısır’a 70 kişi olarak geldiğinden bahsedilir. “Bene İsrael verimliydiler, kaynarcasına çoğaldılar ve çok çok güçlendiler ve ülke onların oldu” diye bir cümle geçmektedir.
Yosef, Mısır’a bir hiç olarak gelmiştir. Kardeşlerinin onu satması sonucu Mısır’a bir köle olarak gelmiştir fakat altın her nerede olursa olsun altındır. Dış şartlar onun değerine herhangi bir zarar veremez, sadece dönemsel olarak vermiş gibi görünür. Kimi insanlar, oldukları konumlarının yeterince aşağılarda olduğunu düşünür ve yukarı tırmanmak için herhangi bir çaba içerisinde olmazlar. Nasıl olsa, ne yaparlarsa yapsınlar tünelin ucu çok uzaktadır ve çabalamaya değmeyecektir. Buradaki T-nrısal plan, Yosef’in zindanlarda bile olsa farkedilmesini sağlamış ve Mısır’ın veziri olma konumuna kadar onu yükseltmiştir. Yosef’in bu yetkinliğinden sonra, dünyanın geri kalanında kıtlık sorunu olmasından dolayı, ailesini Mısır’a alır ve onları ayrı bir şehirde ağırlar. Bu şehirin adı Goşen’dir ve az önce peraşadan cümleyi okuduğumuz gibi Bene İsrael burada çok verimli olmuştur. Aynı Yosef’in Mısır’a gelirkenki durumu gibi, İsrael oğulları Goşen şehrine bir hiç olarak gelmiş ama daha sonrasında T-nrı’ya şükür, bereketi o şehirde yakalamışlardır.
Dostane Paro görevini dostane olmayan bir Paro ile değiştirir ve İsrael Halkı için zor günler kapıdadır. Yosef, Mısır’a o kadar şey katmış olmasına rağmen, kıtlık senelerinde onları kurtarmış ve bütün insanların Mısır’dan ürün almalarını ve zenginleşmelerini saglamış olmasına rağmen, yeni atanan Paro onlara kötü davranmıştır. Çeşitli bahanelerle onların elindeki bütün gücü almaya çalışmış ve onları köle olmaya zorlamıştır.
Peraşanın devamında, Paro bir rüya görür ve Paro’nun Medyum’u bu rüyayı şöyle açıklar. Bir Yahudi erkek bebek doğacak ve Paro’yu tahtından edecektir. Bunu duyan Paro bütün erkek bebeklerin Nil Nehri’ne atılması ve öldürülmesini emreder. Bu dahiyane plan, dehalığı yaratan T-nrı için tabiki hiçbir engel oluşturmamış. Günün sonunda Moşe doğmuş ve bir sepet ile Nil Nehri’ne bırakılmıştır. Paro’nun kızı Batya, bebek sesklerini duymuş ve bu bebeği saraya alıp büyütmüştür. Burada anlamamız gereken şudur ki, ne kadar garanti planlar yaptığımızı düşünürsek düşünelim, ortada başka bir ihtimal yokmuş gibi görünse bile, olayların sonucu Yüce T-nrı’nın istediği şekilde gelişecektir.
Bilindiği gibi Moşe konuşma zorluğu yaşayan kekeme bir kişidir. Bu olay şöyle anlatılır. Günün birinde Paro, bebek Moşe’den şüphelenir ve onu bir teste tabi tutmak ister. Test şu şekildedir. Masaya iki şey konur, birincisi Paro’nun tacı ve ikincisi yanan kor bir ateş. Testin amacı, eğer bebek doğal olarak parlak şeylere yöneliyorsa, kor bir ateşe doğru yönelmesi gerekmektedir. Ama eğer bebek taca doğru hareketlenirse, bu Paro’yu tahtından edecek erkek çocuğun o olduğunu gösterecektir. Tam Moşe kendini ele vermek üzereyken, taca doğru yönelirken, bir melek onun eline vurur ve yanan kor ateşine doğru onu yönlendirir. Bebek Moşe, tuttuğu kor ateşi hemen ağzına atar ve bu olayın sonucunda korun verdiği hasar ile beraber kekeme olur.
Peraşa’nın içerisindeki başka ilginç bir şey ise, “Akranına neden vuracaksın? Kötü kişi!” demektedir. Bilmeliyiz ki her bir kişi Yüce T-nrı’nın çocuğudur. Burada geçen cümle gelecek zamanlıdır ve bize öğretmeye çalıştığı şey şudur. Eğer sadece elimizi kaldırsak ve vurmasak veya vurmak için bir plan yapıyor olsak bile, akssiyon almasak bile, bu kötü kişi diye adlandırılmamız için yeterlidir. Her insanın T-nrı’nın çocuğu gibidir ve herhangi bir kişiye zarar vermeyi aklımızdan bile geçirmemeliyiz.
Şabat Şalom!