İsrail´deki Türkiyeliler Birliği (İYT) 6 Şubat´ta meydana gelen deprem felaketi sonrasında Türkiye´ye farklı insani yardımlarda bulundu. Bu yardımların detaylarını Dernek Başkanı Ovi Roditi Gülerşen´den dinledik.
Gülerşen, depremi haber aldıktan sonra yaptıklarını ve süreci anlattı:
“İsrail’de Türkiyeliler Birliğinin başkanlığını beş yıllık, ikinci dönemini sürdürmekteyim.
13 yıldır ailemle birlikte İsrail’de yaşıyorum. 6 Şubat sabahı haber kanallarında Türkiye’de deprem olduğunu öğrendiğimde, 1999 depreminde İstanbul’da bulunduğumda yaşadığım aynı şok ve endişeyi yaşadım.
İlk yaptığım, Türkiye’de genellikle o bölgelerde olan dostlarıma mesaj atarak durumlarını sormak oldu.
Türk Yahudi Toplumu ile temasa geçerek Antakya’da bulunan dostlarımızın ve sinagogların durumunu sordum. İstanbul’da o anlarda tam bilgi almakta zorluk çekiliyordu. İlerleyen günlerde maalesef 12 kişi olan topluluktan Cemaat Başkanı Şaul Cenudioğlu ve eşi Tuna’nın hayatlarını kaybettiğini öğrendim.
Ardından Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçisi Sayın Şakir Torunlar’a geçmiş olsun dileklerimi iletip, 1999 depreminde olduğu gibi her konuda Türkiye’nin yanında, destek vermek için hazır olduğumuzu aktardım.
Tamamı ile gönüllülerden oluşan yönetim kurulumuzu toplantıya çağırdım. Eksiksiz, çağrıma iştirak eden kurul arkadaşlarımla durum değerlendirmesi yaparak harekete geçtik.
Birkaç aşama olarak hazırladığımız yardım planımızı devreye aldık.”
İlk olarak hangi projeye destek verdiniz?
İlk girişimimiz İsrail’in Türkiye’ye giden ilk yardım ekibi içinde 50 kişilik grubu bulunan arama kurtarma gönüllü ekibi United Hatzalah ile temasa geçmek oldu.
United Hatzalah’ın, İsrail çapında 6300 gönüllüsü bulunuyor. Ekibin hiçbir yöneticisi de maaş almıyor. Bu ekibi seçmemizde, bu nedenlerin yanı sıra United Hatzalah’ın paramedik sağlık ihtisası olan bir kuruluş olması da etkili oldu.
Kuruluşun yöneticileri ile gerçekleştirdiğimiz görüşme ve toplantı sonucunda IYT adı altında ayrı hesap açarak üç dilde hazırladığımız metinlerle yardım kampanyamızı hayata geçirdik. Geniş toplumdan ve Türkiye kökenli bireylerden oldukça büyük destek ve katılım aldık.
Destek verdiğimiz organizasyon ile bu ortak kampanya süresi içinde kampanya durumu ve Türkiye’deki çalışmaları konusunda sürekli iletişimde olduk. Birçok enkazdan kurtarma ve tıbbı müdahale yaptıkları bilgisini aldık.
Desteğimizin ne kadar isabetli olduğunu görmek bizleri manen rahatlattı.
Başka nasıl destekleriniz oldu?
Bu süreç esnasında İsrail’de bir dostumdan aldığım telefon beni oldukça etkiledi ve belli bir şaşkınlık yaşattı.
Telefon görüşmesinde dostum 100 kişilik bir İsrail kurtarma ekibinin dinlenmek için kullandıkları merkez ile kurtarma bölgesi arasında transfer sıkıntısı çekildiğini, sürekli bir araç olması durumunda daha fazla insan kurtarma ihtimallerinin olduğunu, bu konuda bir çözüm bulunup, bulunamayacağını sordu.
Telefonu kapatmamın ardından TİM’e (Türkiye İhracatçılar Meclisi) bağlı İDDMİB (İstanbul Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği) başkanlığını aradım ve destek istedim. Onlar da Kahramanmaraş bölgesinde bulunan bir üyelerini aradı. Depremde hasar alan bir üretim tesisinin servisinin görev süresi sonuna dek ekibe tahsis edildiğini iletmeleri ile bir saat gibi bir sürede sonuca ulaşıldı.
İsrail’in 150 personelden oluşan “Zeytin Dalı” ekibi, yedi gün süren çalışmanın sonunda 470’den fazla kişiye yardım etti,19 hayat kurtardı. Bu tür afetlerde din, dil, ırk ve millet farkı olmadan insanlığın tek vücut olduğunu bizlere gösterdi. Buradan tekrar Türkiye’deki dostlarımıza ve İsrailli ekibimize kalpten teşekkürler.
İkinci ve en önemli yardım projenizden bahseder misiniz?
İkinci yardım projemiz ise TC Büyükelçiliğinin sürekli güncellediği yardım listelerinden bir seçim yapmak oldu.
Listelerdeki ilaç ihtiyacı konusuna odaklandık ve hemen ilk yardım alanında uzman Edirne kökenli Dr. Hazmonay Derazon’u arayıp acil toplantı talep ettik. Kendisinin maddi manevi destek vereceğini söylemesi üzerine projeyi Onursal Başkanımız Selim Salti’ye de aktardık. Kendisi kampanyaya hiç beklemeden cömert bir bağışta bulunarak motivasyonumuzu yükseltti. Ardından bağış sever üye ve dostlarımızın katkılarıyla iki tonluk acil müdahale ilaçları doktorumuz kontrolünde hazırlandı. İki ton ilaç, THY Kargo Bölümüne teslim edildi. İşin lojistik kısmı da Büyükelçilik ve THY’nin desteği ile ivedi bir şekilde sonuçlandı.
Destek veren üyelerimize, bağış sever dost ve kardeşlerimize, THY Kargo Bölüm Şefi Yair Bahar’a, idari, bürokratik ve lojistik destekleri için Başkan Vekilimiz Eti Granit ve Yönetim Kurulu üyemiz Ezra Behar’a, nakliye konusunda destek veren Beto Abravaya’ya, havalimanında üç saat ilaçların başında bekleyen Moshe Roditi Gülerşen’e gönülden teşekkür ediyoruz.
Son olarak da tasarı halinde olan üçüncü projenizi de anlatır mısınız?
Bir sonraki yardım projemizi ileriki günlerde afet bölgesinde yaşanması muhtemel temiz içme suyu ihtiyacı üzerinde yoğunlaştıracağız. İsrail’in geliştirdiği bir saatte beş yüz litre atık suyu içme suyuna dönüştüren cihazın temini konusunda çalışmalara başladık.
1960 yılından beri vakıf statüsünde gönüllüler tarafından faaliyetlerini sürdüren birliğimizin bu afet döneminde anında harekete geçmesinin yönetim kurulumuzun özverili çalışmasının bir sonucu olduğuna inanıyorum.
Sözlerime bu doğal afette hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve yaralılara acil şifalar dileyerek sonlandırıyorum.