Not: Bu yazı deprem felaketi öncesinde kaleme alınmıştır. Hepimizin başı sağ olsun. Allah kimseye bir daha böyle bir acı yaşatmasın.
Geçtiğimiz haftaların en önemli gündemi balondu. ABD balonu patlattı. Sonra iki-üç tane UFO patlattı. Balon ABD topraklarını geçip Atlantik üzerine geldiğinde patlatıldı. Kimyasal, biyolojik, nükleer bir risk kaygısı mıydı, yoksa geç mi kalındı bilinmez. Tabii, ticari uzayın hukuki boşluğuna atıf yapan Biden konuşmasına göre aslında bu balon gündemi hazırlık için bir balon muydu, o da ayrı bir tartışma konusu. Diğer yanda Fed Powell, geçen toplantıda dezenflasyonist sürece girildiğini söyleyerek enflasyon balonunu patlattıklarını açıkladı. Fed için benzer şekilde, enflasyon olmaz, geçici, yumuşak iniş, resesyon, stagflasyon, likidite krizi olur mu olmaz mı derken geç mi kalındı, faiz silahı zamanında mı çekildi, işe yaradı mı beraber değerlendirelim.
Aralarında sayılı tek dönem Fed başkanlarından Hazine Bakanı Janet Yellen’in eşi George Akerlof’un da olduğu Nobel Ödüllü 17 iktisatçı “Biden’ın hazine paketleri enflasyon yaratmaz” demişlerdi. Akerlof, Stiglitz ve A. Michael Spence ile 2001 yılında ‘asimetrik enformasyon’ çalışması ile Nobel’i almışlardı. İşin ilginç tarafı, herkesi şaşırtan sürpriz rekorlu tarım dışı istihdam ve işsizlik verisinin hemen sonrasında altının onsu balon gibi serbest düşüşe başladı. Fakat öncesinde 1.915 dolardan işlem gören ons, verinin açıklanmasına az bir süre kala 1.890 doları gördü. 2 Şubat’ta 1.960 dolardan işlem gördüğünü de unutmamak lazım. Sarbanes Oxley, Dod Frank yasalarını Enron, Lehman Brothers ışığında hatırlarsak, Bernard Madoff’tan sonraki Sam Bankman-Fried vakalarına ek olarak LIBOR’un ortadan kalkmasına neden olan LIBOR skandalını düşünürsek, “COSO Bütünleşik Risk Yönetimi” mi aslında bir balon, yine kararı yatırımcılar versin.
Enflasyonun geldiğini e-ticaret sitesinde bisiklet alırken fark eden guvernör Bullard’ın, ticari bir bankanın basına kapalı müşteri toplantısında sunum yaptığı hala yakın geçmiş. Keza, süresi dolduğu için (?!) emekliye ayrılan iki Fed yönetim kurulu üyesi ile mevcut guvernörlerden Bostic’in hisse alım satımı yaptığının ortaya çıkması da “miş’li” geçmiş değil henüz. Hatta Bostic’in haberi, Fed yöneticilerine bu işlemlerin yapılması yasaklandıktan sonra ortaya çıkmıştı. ABD basınına göre Powell’ın 22 ila 55 milyon dolar arasında serveti olduğunu da düşünürsek spekülasyon ile manipülasyon arasındaki ince çizgi daha da önemli hale geliyor.
Yönetim kuruluna uzunca bir süre, süresi içinde atanamayan üyelerden biri olan gölge başkan sayılan Lael Brainard, 19 Ocak’ta Chicago Üniversitesi’ndeki konuşmasında (konut piyasasındaki ücretlerde aralarında fikir ayrılığı varmış gibi görünse de) Powell’ın FOMC sonrası konuşmasının ana hatlarını zaten vermişti. Nitekim Powell’ın basın toplantısında en uzun verdiği cevap Brainard ile ilgili bu soruya oldu. Peki, işsizlik ve fiyat istikrarını içeren “dual mandate” ne durumda; beraber bir de biz analiz edelim.
Çıt Çıt Çekirdek(le) Enflasyonu İzliyoruz
The Wall Street Silver Twitter hesabından zaman zaman ABD gizli enflasyonuna dair örnekler post ediliyor. Paketler, gramajlar küçülürken fiyat aynı kalıyor. Öte yandan, ‘US Bureau of Labor Statistics’ Ocak 2023 itibariyle enflasyon hesaplama metodunu ve sepetteki ürünlerin bazılarını ikameleri ile değiştirdi. Kırılımda gıda enflasyonu %10,6 iken, enerjinin artış oranındaki düşüş ve benzin pompa fiyatları düşüşü, 1983’ten bu yana en düşük seviyeye inen ulusal petrol rezerv grafiği ile birebir olarak aynı yönde örtüşüyor. (Almanya’nın teknik nedenlerle aynı dönemde bir hafta ertelediği enflasyon verisi DXY açısından cabası.)
ABD kredi kartı borç stoku ise yaklaşık 1 trilyon dolar ile tarihi zirvesinde. Yakın takibe gidenlerin oranı %7,6 iken gençler ve orta yaşlılar bu oranı ağırlıklı oluşturuyor. Kredi kartı faizleri ise %23'lere ulaştı, son Fed Kasım 2022 verisi %20'leri işaret ederken. Peki, enflasyon düşerken, artan faizlere rağmen tüketici kredilerindeki bu artışı nasıl okumak lazım? Tüketici harcamaları artarken perakende satışlar artmıyorsa, e-ticaret satışları pandemi öncesi döneme döndüyse yani satışlar sabit ama tüketici harcamaları ve kredileri artıyorsa? Aynı ürüne daha fazla fiyat ve kredi kullanımı ile alımlar şeklinde açıklanabilir mi?
Politika faizi uzun süre sonra ilk defa çekirdek enflasyonu yakaladı. Ancak geçmişe bakıldığında, Fed politika faizi ne zaman enflasyonun üzerine çıkıyor, şirketlerin borçluluğunun GSYİH’ya oranı artıyor, arkasından bir krizle bilanço genişliyor, faizler sıfıra düşüyor. Fakat iyi haber, M2 ilk defa temmuzdan bu yana düşüşe geçti. Bu tasarrufların tarihi düşük seviyesini de anlatıyor.
1934-1937 Grevleri
1929 Buhranı sonrasında, 1934’te işgücü piyasası canlanırken ABD’de üç yıl süren grev dalgası da başlıyordu. Bugün ise grevler İngiltere ve Fransa’da. Son gelen ve herkesi şaşırtan tarım dışı istihdam verisi ile iş başvuruları arasındaki o koca boşluk gözlerden kaçacak gibi değil. Fakat uzun zamandır part-time işte çalışanların sayısı aslında artıyor. ABD’de bireysel tasarruflar tarihi en düşük seviyedeyken, ücretlerdeki büyüme oranındaki sert düşüş de dikkat çekiyor. Nitekim bu 1 trilyon dolar ile tarihi rekor seviyeye ulaşan kredi kartı harcamalarını da açıklıyor.
Sadede gelirsek, ‘soft landing’ oldu denilecek bir işgücü piyasası var mı? Ücretlerdeki erime enflasyondan mı, part-time işgücünün bir yansıması mı? Yoksa sürekli artan ‘labor cost’ karşılığında doğal bir sonuç mu? Bir de haliyle Philips Eğrisi var. Enflasyon ve işsizlik ters orantılıdır der. Yani işsizlik azalıyorsa enflasyon olmalı. Acaba ‘no landing’ mi, yoksa pivota ha döndü, zor dönecek denilen Fed için görme engelli uçak kaptanı fıkrasını mı hatırlamak lazım?
Merkez Bankası Bağımsızlığı
Powell, İsveç’teki sempozyumda, kongre kararı olmadan bilançoya yeşil tahvillerden almayacaklarını, iklim politika yapıcısı olmadıklarını ve merkez bankasının bağımsızlığını söylemişti. Daralan bilançonun %95’i hala ABD hazine (garantili) kâğıdı iken, Stockholm’de “ABD hazinesi borç tavanı bizi ilgilendirmiyor”, son basın toplantısında “Biz hazinenin sadece federal acentesiyiz” diyordu.
SDR’ları ve ticarete konu edilemeyen 1971’den bu yana aynı parite ile duran altınları kenara koyarsak, bilançodaki 37 milyar döviz rezervinin aktiflerine oranı %0,44 iken, sermayesinin oranı %0,49 ve yönetim kurulundaki Brainard dahil dört üyesi Obama dönemi demokrat (hazine) bürokratı veya danışmanı. Hazinenin 800 milyar dolar rekora ulaşan faiz yükü karşısında, Mayıs 2022’den bu yana Fed 500 milyar dolar, yabancılar da bir o kadar tahvil sattı. Fed 400 civarında doktoralı ekonomist, araştırmacı çalıştırırken, rekorla gelen istihdam verisini gözden kaçırıp, yüksek çekirdek enflasyona rağmen faizi niye daha az arttırdılar? FOMC’deki politika bağımsızlığı mı? Son gelen üretici enflasyonu da ortadayken NBA’deki çaylak oyuncu pivota dönse ne olur? Dünya piyasalarına artık Magic Johnson lazım bu saatten sonra.
Tüm bu bilgiler ışığında; toplamda bir yılda 1 trilyon dolarlık ABD tahvili satışı ışığında, 2,4 trilyon dolara ulaşan ters repoyu bilançolarında dikkate almayıp, dedikleri gibi ‘dual mandate’ öncelikleri ile son FOMC’de faiz kararı aldıklarını düşünmekten başka bir olasılık var mıdır? İşte burada kararı okuyuculara bırakalım. Ama rahmetli İbo’dan ‘Benim Balonlarım Vardı’ şarkısını da hatırlayalım.