Artık hayıflanmanın, isyan etmenin değil, yaraları sarmanın, teselli arayıp, bulmanın zamanı.
Acılılara destek olmak için kuvvetli olmanın, sanatın özgürleştirici ve iyileştirici gücüne sığınmanın zamanı. “Yasımızı sanata dur diyerek tutmayalım” ifadesini sadece sanatçılara “haydi” demek için kullanmıyorum. Unutmayalım, zaten hiçbir destek almaksızın inanılmaz zor şartlarla yaşam savaşı veremeye çalışan özel tiyatrolar dolaylı da olsa son yaşananların da mağdurları. Pandemide, COVID19’a yakalanmasalar bile çok sayıda tiyatrocu işi bırakmak zorunda kaldı, birçok tiyatro kapandı. Zar zor ayakta kalabilenler bu kez de yas sürecinde gösterimlerine ara verdi. Hâlâ sinema ve tiyatrodan eğlence rüsumu alan, sanata eğlencelik gözüyle bakan, özgürlüğün simgesi olduğu için ondan korkan, nefret eden kara cahil sanat düşmanlarına karşı, aynen depremden doğrudan etkilenenler için yapmamız gerektiği gibi, tiyatrocuları da korumak, onlara destek olmak asal görevlerimizden biri olmalı. Kaldı ki çok sayıda topluluk, kendi zor durumlarına bakmadan, imkânları nispetinde kimi oyunlarının hasılatını depremzedelere destek için bağışlamakta.
Bu haftadan itibaren normale dönmeye başlayan tiyatrolarımızın yakın tarihlerde izlenebilecek oyunlarını kısaca belirteyim. Sadece aldığımız biletlerle değil, alkışlarımızla, oyun sonrası edebileceğimiz iki lafla onları manen ve maddeten destekleyelim lütfen!
Avrupa yakasındaki oyunlar
Avrupa yakasında normal düzenine geçen kumbaracı50’de gösterimler başlamış durumda,
Gülhan Kadim’in yönettiği, özdeki iklim krizi ve kent yaşamının dönüşümü temalarını göz ardı etmeksizin, anlatının insani boyutunu ustalıkla öne çıkaran sımsıcak ‘kanka’ öyküsü ‘Tek Kullanımlık Hikâye’ 22 ve 23 Şubat’ta, İsmail Sağır ile Gülhan Kadim’in Shakespeare’in, aşk, sihir, doğa, insan, perilerle dolu komedisi ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’nın, ayrıksı ve bir o kadar da komik uyarlaması ‘BirAz Eksik Yaz Gecesi, Biraz Fazla Rüyası’ 10 ve 29 Mart’ta, Gaye Boralıoğlu’nun öykülerinden İsmail Sağır’ın uyarlayarak yönettiği, üç kadın meddahın müthiş keyifli performanslarıyla daha da zenginleşen ‘Muamma’ 15 ve 23 Mart’ta, Firuze Engin’in yazdığı, Gülhan Kadim’in yönettiği, Orchestra Theatre’ın prömiyeri ertelenen yeni yapımı ‘Bir Terennüm’, büyük olasılıkla 8 Mart’ta Alan Kadıköy’deki prömiyerinin ardından 11 Martta kumbaracı50’de ve 14 Mart’ta Baba Sahne’de olacak.
Gösterimleri sürdürmeye başlayan Bahçe Galata’da, İbsen’in toplumsal ve duygusal yapısını başarıyla koruyarak günümüze aktaran, bu yapıyı İbsen’den koparmadan kendine mal eden yepyeni bir yorum ortaya çıkaran ‘Nora 2’, 24 Şubat, 3, 10, 12, 24, 31 Mart’ta izlenebilir.
Misafir oyunlardan 27 Şubat’ta, yılın en önemli tiyatro olaylarından, tedirgin edici, huzur bozucu konusu ve farklı anlatım biçemiyle kendini soluk soluğa izleten ‘Close up’ ile 6 Mart’ta Postpandemik Cemiyet’in ‘Parça’ oyunları da mutlaka görülmeli.
Salonu olmayan topluluklara mekân açan Trump Kültür ve Gösteri Merkezi ile, Besa Sahne Cevahir, çok sayıda misafir oyundan oluşmuş programlarına başlamış durumdalar.
Yolcu Tiyatro, son yılların en etkileyici yapımlarından Ahmet Sami Özbudak’ın yazdığı ve yönettiği ‘Gomidas’ın hazirana kadar sürecek sezon boyunca tüm oyunların gelirinin yüzde 25’ini depremin yaralarını sarmaya çabalayan kurumlara bağışlayacak.
Tiyatromuzun yorulmaz duayeni Genco Erkal, sahnelemiş olduğu ilk tek kişilik oyunu ‘Bir Delini Hatıra Defteri’ ile 28 Şubat’ta Trump Sahne’de. 85. doğum gününün ertesinde, 29 Mart’ta aynı mekânda tekrar oynayacak. Ölmekte olan bir rejimi 44 yıl yöneten, hiç okumayan ama her şeyi bilen, bütün idarî, adlî ve insanî kararları tek başına veren Etiyopya İmparatoru Haile Selassie’nin son anlarını, tüm baskı rejimlerinin sert taşlamasına dönüştürdüğü, hınzır traji-komik güldürüsü ‘İmparator’, 6 Mart Trump Sahne’de, 19 Mart Yunus Emre KM’nde, 21 Mart CKM’de, 23 Mart Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde, 4 Nisan Kozzy’de, 6 Nisan Watergarden Duru’da,18 Nisan Beylikdüzü AKSM’nde.
Bir diğer yorulmaz tiyatrocumuz olan Dilek Türker, anlaşma yaptığı tüm mekânlar bir süre kapalı kaldığından, kurucusu olduğu Tiyatro Ayna’nın yeni yapımı ‘Bir Efsane Sarah Bernhardt’ın prömiyerinden sonra kısa bir ara vermek zorunda kalmıştı. Oyun 3 ve 9 Mart tarihlerinde Beşiktaş Süleyman Seba KM’nde olacak. Edirne’de turneye çıkacak oyun 13 Mart’ta Edirne Belediyesince düzenlenen bir söyleşinin ardından 14 Mart’ta sahnelenecek. Ünlü aktrisin efsanevi yönünden çok, yaşamının son yazında, geçmişiyle bilgece hesaplaştığı bir geceye odaklanan, Sarah’yı onun gibi tüm hayatını tiyatroya adamış Dilek Türker’in canlandırdığı oyun 20 Mart’ta CKM’de, 21 Mart’ta Akatlar Kültür Merkezinde.
Ayrıca MİNEKÜLTÜREVİ seminer programı içinde “Cesur ve Fark Yaratan Kadınlar” serisi kapsamında 6 Mart 21.00’de, Sanat Tarihçisi Mine Çağlar ve Dilek Türker anlatımında online bir Sarah Bernhardt semineri düzenlenecek. Herkese açık, ücretsiz bu seminerle ilgili bilgi ve kayıt için 0533 543 17 23.
Geldik Anadolu yakasına…
Şubat sonuna kadarki oyunlarının gelirini depremzedelere bağışlayacak olan Das Das Sahne, mart başından itibaren normal düzene giriyor.
Baba Sahne, Moda Sahnesi ve Oyun Atölyesi hem kendi yapımlarının, hem misafir tiyatroların oyunlarıyla tam olarak faaliyete geçmiş durumdalar. Moda’da özellikle Shakespeare’e ihanet etmeden, kadın düşmanı söylemini tersyüz edişiyle bir metnin ruhuna sadık kalarak günümüze uyarlanması konusunda tiyatro dersine dönüşen, çok iyi sahnelenmiş ve yorumlanmış ‘Şirreti Evcilleştirmek’ kaçırılmamalı. 24 Şubat, 3, 4, 5 Mart Moda Sahnesinde, 10 Mart CKM’de. Baba Sahne’de 24, 25, 26 Şubat ‘Bir Baba Hamlet’ ve 10, 11, 27, 28 Mart ‘Don Kişot’um Ben’ bu sıkıntılı günlerde ilâç gibi gelecek.
Oyun Atölyesi’nin bu sezon yapımları ‘Kızlar ve Oğlanlar’ 24 Şubat, 5, 8, 15 Mart’ta, ‘Acındırma Propaganda Birimi’ 1, 2, 11, 12 Mart’ta, ‘Kırlangıç’ 25, 26 Şubat, 4 ve 10 Mart’ta.
Kadıköy Boa Sahne 2 Mart’ta Candan Seda Balaban’ın yönettiği ‘Ahretlik’ oyununun prömiyeriyle açılıyor. Bir diğer prömiyer de 11 Mart’ta Atlas Tiyatro Araştırmaları’nın yeni yapımı ‘Uysal Kadın’ın. Sercan Özinan’ın yönettiği oyun Dostoyevski’nin fantastik olarak nitelediği bir öyküsünün uyarlaması.
Boa Sahne misafir oyunların yanında kendi yapımlarını da sahnelemeye devam ediyor. Kimseye zararı dokunmayan iki kişinin, mahalle, aile ya da toplum baskısı yüzünden istedikleri ve hak ettikleri hayatı yaşayamamasının trajedisi ‘Misket’, 3 ve 28 Mart’ta,
Emrah Eren’in izleyiciyle oyuncu arasında duygusal interaktif bir bağ kuran, seyirciyle ekibin iç içe olduğu meydan sahnesinde, tiyatro dersi olabilecek çok etkileyici bir yorumla sahneye koyduğu ‘Yıllar Sonra #tbt’ 4, 13, 24 Mart’ta, sezonun en keyifli izlencelerinden, iyi yazılmış, iyi yönetilmiş, çok iyi oynanmış ‘Ceviz Ağacı’ 5, 14 ve 25 Mart’ta, toplumumuzda kadınların normal yaşamının traji-komik boyutunu ustalıkla yansıtan, müthiş eğlenceli ‘Mutlu Değilim ama Kahrımdan da Ölmüyorum…’ 8 ve 23 Mart’ta, Aytekin Atabey’in yazdığı ve yönettiği, gerçekle gerçeküstünün, mantıklıyla absürtün gerek uyumunu gerekse de karşıtlığının başarıyla aktarıldığı Boa’nın ilk göz ağrısı ‘Turşu’,16 ve 27 Mart’ta izlenebilir.
Henüz kesin bilgi almamış olsam da her iki yakada mart başından itibaren tüm tiyatroların yeniden gösterime gireceği duyumunu aldım.
