Struma faciasında hayatını kaybeden Rumen Yahudileri cuma günü İstanbul´da Sarayburnu´nda düzenlenen törenle anıldı.
Törende, Türkiye Hahambaşılık Müşaviri Adil Anjel ve İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek konuşma yaparken, Hahambaşı Rav İshak Haleva ve Duahan Natan Siliki hayatını kaybedenler için dua okudu. Daha sonra da denize çelenk bırakıldı.
Hahambaşılık Müşaviri Adil Anjel, ‘‘Ülke olarak büyük bir felaket yaşadığımız bugünlerde tam 81 yıl önce gerçekleşen başka bir felaketi anmak üzere burada toplandık. Cumhurbaşkanımızın ‘İnsanlık tarihinin kara bir lekesi’ olarak nitelendirdiği çok hazin bir hikâye Struma. Avrupa’daki Nazi zulmünden kaçan diğer milyonlarca dindaşları gibi Romanya’dan Filistin topraklarına gitmeye çalışan 778 Yahudi’nin bu uğurda büyük paralar ödeyerek 12 Aralık 1941’de Köstence’den büyük umutlarla yola çıktıkları ancak 74 gün sonra aralarından 768’ine Karadeniz’de mezar olan 1830 yapımı sözde bir kurtarma gemisinin gerçekte ise bir hayvan taşıma gemisinin hikayesidir Struma. Değil 778 insan, 778 koyunun bile barınamayacağı bu tabut gemiye doluşan çaresiz insanlar özgürlüklerine kavuşmak umuduyla büyük zorluklarla İstanbul’a varmış Sarayburnu açıklarında demirlemişlerdi. İşte o andan itibaren çetin pazarlıklar başlamıştı. Filistin’i kontrol eden İngilizler Arapları kızdırmamak için vize vermezken, Almanlara yaranmak isteyen Romenler bu insanları geri kabul etmiyor, arada kalan dönemin Türk hükümeti ise, gerek Almanlardan gelen baskılar gerekse de aynı baskılar sonucu 1938’de çıkartılan bir kararnameyi gerekçe göstererek yolcuların karaya ayak basmalarına izin vermiyordu. Çetin kış şartları ve hijyen problemleri gemide yaşamı cehenneme çevirirken, yolcuların gemiye astıkları değişik lisanlardaki ‘bize yardım edin’ pankartlarına Kızılay ve Türk Yahudi Toplumunun az sayıdaki üyesi yiyecek göndererek yanıt vermeye çalışıyordu. Bazı iş adamlarının girişimiyle 8 kişilik bir aile ve düşük yapan bir kadın gemiden inmeyi başarırken diğer 769 kişi ise kaderleriyle baş başa kalıyorlardı. Pazarlıklar sonuçsuz kalıyor ve bu kabus gibi 70 günün sonunda Struma 23 Şubat 1942 tarihinde motorları olmadan römorklarla Karadeniz’e çekilip 10 kilometre açıkta kaderine terk ediliyor ve ertesi sabaha karşı Rus denizaltısı tarafından torpillenerek batırılıyordu. Sonuçta 1 kişi hariç 768 masum Yahudi Karadeniz’in soğuk sularında can veriyordu. 768 masum insan ölmüş, ancak 73 yıl boyunca Struma ile ilgili herhangi resmi bir tören 2015 yılına kadar yapılmamıştı. 24 Şubat 2015’te bu anma törenlerinin ilkinde dönemin Kültür Bakanı Ömer Çelik bu kürsünden şöyle demişti, ‘Struma, tarihimizin bir parçasıdır. Bir daha asla tekrar etmemesi için her sene akitleşmek üzere bu törenleri yapmaya başlıyoruz. Bunu asla unutmayacağız ve unutturmayacağız.’ Romanya ise, ilk kez geçen yıl Köstence’de bir anma töreni düzenlemiş ve 80 yıl aradan sonra sorumluluğunu yerine getirmişti. Umudumuz bu anma törenlerinin basit birer tören olarak kalmaları değil, dünyamızda tüm şiddetiyle devam eden başta antisemitizm ve İslamofobi olmak üzere tüm nefret eylem ve söylemlerinin son bulması için ülkeleri gerekli hukuki altyapıyı kurmalarına ve uygulamalarına vesile olmasıdır. Sözlerime son verirken Struma’da hayatını kaybeden 768 Yahudi’nin ve son 3 haftadaki depremlerde hayatını kaybeden 43 bin 556 vatandaşımızın aziz anıları önünde saygıyla eğiliyorum’’ ifadelerine yer verdi.
İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek ise, ‘‘Sözlerime Kahramanmaraş merkezli olup 11 ilimizde büyük felakete yol açan ve hepimizi derinden yaralayan depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarını kaybedenlere sabır, yaralılarımıza acil şifalar dileyerek başlamak işitiyorum. Bu zor günlerde dünyanın ve ülkemizin dört bir yanından vatandaşlarımızın yardımına koşan, büyük bir gayret ve fedakarlıkla yaraları sarmaya çalışan herkese şükranlarımı sunuyorum. Milletimizin, ülkemizin ve tüm insanlığın bir daha böyle bir afeti yaşamamasını tüm kalbimle diliyorum. Bugün çok elim bir hadisenin, Struma faciasının yıl dönümünde bir kez daha birlikteyiz. Bu vesileyle 81 yıl önce hayatlarından koparılan, sevdikleri tarafından toprağa dahi verilemeyen 768 masum insanın aziz hatırasını saygı ve hüzünle yad ediyorum. 12 Aralık 1941 tarihinde Köstence Limanından ayrılan Struma Nazi zulmünden kaçıp güvenli topraklarda yeni bir hayat kurmak isteyen Yahudi mültecileri taşıyordu. Seyir esnasında 2 kez motoru arızalanan gemi İstanbul açıklarında tamamen çalışamaz hale gelmiş Sarayburnu açıklarına demir atmak zorunda kalmıştı. Struma’da mahsur kalan insanlara yardım için Türk Dışişleri, Türk Kızılay’ı ve Türk Yahudi Toplumu seferber olmuş, geminin arızasının giderilmesi için teknisyenler görevlendirilmişti. Ülke olarak o günün savaş şartlarında Yahudi mültecileri taşıyan geminin sularımızdan güvenli geçişi ve varış limanına ulaşabilmesi için çabalar sarf edildi. Ancak maalesef diplomatik izin alınacak ilgili devletler ile müzakereler olumsuz sonuçlanınca 23 Şubat 1942’de Sarayburnu’nu terk ederek Karadeniz’e yönlendirilen Struma sadece 1 gün sonra 1 Sovyet denizaltısı tarafından vurularak batırıldı. 768 insanın umut dolu yolculuğu son bulmuş oldu. Struma faciasından hiç şüphesiz ki birçok ülkenin sorumluluğu var. Benim için Struma 2. Dünya Savaşı’nın en karanlık günlerinde 70 gün süreyle yoğun çabaların sonuçsuz kalışını hatırlatan derin bir acıdır. Bu acı tecrübelerin bir daha yaşanmaması için hepimizin tarihten çıkaracağı dersler var. Maalesef günümüzde de savaştan ve baskıdan kaçarken hayatını kaybeden aralarında çok sayıda çocuğun ve kadının bulunduğu göçmen ve mülteciler var. Bu durum bize ne yazık ki uluslararası toplumun üzerine düşen görevleri yerine getirmede yeteri kadar çalışmadığının göstergesi. 2. Dünya Savaşı yıllarında binlerce Yahudi’nin Ortadoğu’ya ulaşması ve Holokost’tan kurtarılmasında önemli rol üstlenen Türkiye, bugün de mültecilere ev sahipliği yapan dünyada sayılı ülkelerden biri. Ülkemiz tarih boyunca olduğu gibi bugün de savaş ve zulümden kaçan, yurtlarını terk etmek zorunda kalanlara kapılarını açıyor. Bu noktada benzer trajedilerin yaşanmaması için antisemitizm, İslam karşıtlığı, yabancı düşmanlığı, ırkçılık gibi problemlerin bir virüs gibi yaygınlaştığı çağımızda her türlü ayrımcılıkla mücadele etmek bütün insanlığın ortak sorumluluğu olduğunu inanıyorum. Bir daha aynı travmaların, başka Holokostların yaşanmaması için aynı amaçla çaba harcanması çok önemli. Asırlardır bir arada yaşadığımız, sevinç ve kederimize ortak olan Yahudi vatandaşlarımıza en derin taziyelerimi sunuyorum’’ dedi.
Hahambaşı Rav İshak Haleva ve Duahan Natan Siliki Struma faciası sonucu hayatını kaybeden masum insanların ruhları için dua etti.
Tören sonunda Struma faciasında hayatını kaybedenler anısına denize çelenk bırakıldı.
Struma Anma Törenini aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz:
https://www.instagram.com/tv/CpCeBNdsm6N/?utm_source=ig_web_copy_link