•Netanyahu´nun başbakanlığı bir müddet daha devam edebilir, ama Şimon Peres´ler, Ariel Şaron´lar, Ehud Barak´lar, Ehud Olmert´ler ve Netanyahu´lar dönemi kısacası bir neslin İsrail siyasetindeki devri yavaş yavaş kapanıyor. Yeni isimler ile yakında İsrail siyasetinde, Filistin başta olmak üzere İran politikaları ve İsrail´in iç siyasetinde de büyük değişiklikler gözleyeceğimiz aşikar. Prof. Dr. Burak KÜNTAY - Dünya
Bu Haftanın “Takılanlar”ı
Bizler Netanyahu’yu gerçek anlamda bu dönemde tanıdık. Geçtiğimiz yılın son günlerinde tekrar başbakan olarak kabineyi kurdu. Netanyahu, İsrail siyasetinin neredeyse son 30 senesine damgasını vurmuş, Likud Partisi’ni ayrılıklara ve siyasi gerginliklere rağmen ayakta tutmayı başarmış bir siyasetçi.
Tabi ki tartışmalı bir figür olduğunu kabul etmemiz lazım. Gerek Filistin politikaları, gerek İran politikaları, gerek yolsuzluklar yüzünden büyük darbeler almış, bugün 73 yaşında olan bir siyasetçi.
Ama belki de bir devrin sonu, Netanyahu’nun isminde artık sona doğru yaklaşıyoruz. Netanyahu, yapmış olduğu birçok tartışmalı icraata rağmen, bir şekilde seçim kazanmayı ve görevde kalmayı başarmış bir lider.
Ancak belki ilk defa geçtiğimiz günlerdeki büyük bir tepki ile karşı karşıya kaldı. Yaklaşık 150 bin kişi, ki bu rakam İsrail nüfusu için çok büyük bir rakam, Netanyahu’yu İsrail Yüksek Mahkemesi’nin gücünü sınırlandırmak için hazırlattığı tasarıdan dolayı eleştirmişti.
Bu protestolara sebep olan olayın patlak vermesini şöyle değerlendirelim. Yüksek Mahkeme, geçtiğimiz günlerde Şas Partisi lideri Aryeh Deri’nin geçmişe dair vergi suçlarından dolayı hüküm giymiş olması nedeniyle, bakanlık görevine son verilmesine hükmetti. Bu karar, Netanyahu tarafından Deri’ye ocak ayı sonlarında tebliğ edilmişti.
Deri’ye hitaben yaptığı konuşmada Yüksek Mahkeme’nin halkın iradesini yok saydığını ifade etmiş ve bunun üzerine Netanyahu, Yüksek Mahkeme’nin yetkilerini sınırlandıran bir yasa teklifini Meclisten geçirmişti.
İsrail’de bir anayasa bulunmamasından dolayı, Yüksek Mahkeme’nin rolü çok önemli. Yüksek Mahkeme’nin, bakanların görevden alması gibi yetkileri sınırlandırılınca hem halk hem yargı hem de muhalefet tarafından bu yasa büyük bir tepkiyle karşılandı.
Yargı mensuplarını atama komitesindeki 9 olan üye sayısının 11’e çıkartılıp bu sayının yarısından fazlası olan 7’yi de başbakanın atama yetkisi altına alması, hükümetin yargıçları atamada tek söz sahibi olacağını da gündeme getirdi.
Bu sadece Aryeh Deri meselesi değil, aynı zamanda yolsuzluk soruşturmalarından dolayı Netanyahu’nun ilerde kendi ile ilgili doğabilecek sıkıntıların da önüne geçme hamlesi. Bu hamle, sadece İsrail içinde değil, ABD başta, İsrail’e yakın birçok ülke tarafından da endişe ile karşılanıyor.
Dünyanın her ülkesinde nesiller değişiyor, zaman geçiyor ve değerler farklılaşıyor.
İsrail’de de bu süreç bugün sadece protestolarda ses bulmuş olabilir ama protestoya katılanların yaş ortalaması ve İsrail sistemindeki yozlaşma, İsrail’de yeni liderlere doğru, yeni akımların sözcüsü olacak isimlerin siyaset sahnesinde yer almasına doğru bir ilerlemeyi gösteriyor.
Netanyahu’nun başbakanlığı bir müddet daha devam edebilir, ama Şimon Peres’ler, Ariel Şaron’lar, Ehud Barak’lar, Ehud Olmert’ler ve Netanyahu’lar dönemi kısacası bir neslin İsrail siyasetindeki devri yavaş yavaş kapanıyor. Yeni isimler ile yakında İsrail siyasetinde, Filistin başta olmak üzere İran politikaları ve İsrail’in iç siyasetinde de büyük değişiklikler gözleyeceğimiz aşikar.
Prof. Dr. Burak KÜNTAY
https://www.dunya.com/kose-yazisi/netanyahu-ve-yargi-reformu/687087
Ama çok azımız Körfez Bölgesinin, daha doğrusu Ortadoğu’nun yeni bir savaşa doğru sürüklenmekte olduğunun farkındadır. Oysa İran nükleer zenginleştirme programını sürdürürken İsrail Amerika’nın desteğiyle İran’a açıktan müdahale etmeyi, bu kez dronları, casusları veya virüs yazılımlarıyla değil doğrudan hava kuvvetleriyle bu ülkeyi vurmayı planlıyor.
Foreign Policy’e geçtiğimiz günlerde katkıda bulunan İran uzmanı Julien Barnes-Dacey ve Ellie Geranmayeh’e göre İsrail’in önünde aşılamayacak bir engel de yok. Çünkü İran içindeki sosyal patlama, dışında Rusya’ya verdiği destekle her zamankinden daha izole durumda. Başörtüsü ile sembolleşen kadınların başkaldırısı tüm polisiye önlemlere ve verilen idam cezalarına rağmen sürüyor.
Rejimin açık ve tabii ki sistematik insan hakları ihlalleri Avrupa’nın en stratejik vizyona sahip ülkelerini bile İsrail’le yaşayacağı çatışmayı önleyecek diplomatik müdahalede bulunmasını zorlaştırıyor. Kimse İran konusuna dokunmak istemiyor. Son iki ay içinde İran’ın 96 idam cezasını infaz ettiği düşünüldüğünde AB’nin ve üyelerinin haksız olduğunu söylemek imkansız.
...
Tüm bunların ötesinde Biden Yönetiminin İsrail’le benzer şekilde düşündüğü İran’a yönelik bir saldırıyı engellemek için Kudüs’teki muhataplarına telkin ya da baskıda bulunmayacağı da bilinen bir gerçek. Amerika’nın önceliği İsrail’i korumak, onun güvenliği sağlamak adına verdiği kararlara askeri ve diplomatik destek vermek. Birlikte yaptıkları tatbikatlar, Ukrayna Savaşı sırasında basına yansıyan İsrail’deki askeri yığınaklar da bunun en bariz göstergesi.
İsrail böylesi bir maceraya kalkışır mı bilinmez ama kalkışabileceği varsayımından hareket etmekte yarar olabilir. Bu nedenle Türkiye’nin savaştan en fazla zarar görecek Körfez ülkeleriyle birlikte İran’ın nükleerleşme sorununu çözecek Amerika kilidini açmak için Almanya, Fransa ile görüşüp siyasi ağırlık oluşturmayı deneyebilir. Bir kaç hafta önce Washington’da bu konuyu gündeme getiren Katar’la ortak hareket edebilir.
Eğer taraflar 2015 mutabakatına yeni revizyonlarıyla birlikte geri dönebilirse sorun çözülmüş, nükleer silah eşiği aşılmadan durdurulmuş, İsrail’in müdahale gerekçesinin meşruiyet temeli ortadan kaldırılmış, enerji fiyatlarının sadece bizi değil dünya ekonomisini bir kez daha altüst etmesinin önüne geçilmiş, İran’ın Rusya’ya daha da fazla yakınlaşması durdurulmuş olur.
Mensur Akgün
https://www.karar.com/yazarlar/mensur-akgun/bir-savas-daha-cikmadan-1595724
Türkiye Altılı Masa ve adaylık tartışmasında boğulurken İsrail tarihinin gördüğü en büyük kavga yaşanıyor.
Başbakan Benyamin Netanyahu’nun yargı bağımsızlığını deyim yerindeyse yok edecek yasal değişiklikleri İsrail’de isyanı ateşledi.
İsrail’de hep protestolar oluyor bunun farkı ne? Diyebilirsiniz. Farkı şu:
İsrail’in tüm eski genel kurmay başkanları ve görevdeki üst düzey askerler Netanyahu’nun bu son yargı düzenlemesine karşı çıkıyor. Tarihte görülmemiş kadar bir tepki var.
Tepki o kadar büyük ki İsrail’in milli havayolu El Al, emekli askerlerden oluşan pilotların Netanyahu’yu taşımak istemediklerini açıkladı. Bu yüzden Netanyahu’nun Roma ziyareti tehlikeye girdi.
Netanyahu yönetimi “resmi uçuşları başka hava yolları yapmalı” diye rest çekti.
Bu hafta 40 İsrail hava kuvvetleri pilotundan 37’si, Netanyahu’yu protesto için eğitimlere katılmayacaklarını açıkladı.
Toplumun her kesimi, üniversitelerden, ödüllü bilim adamlarına, eski bakanlara, yargı mensuplarına dek herkes tepkili.
“Bu rejim değişikliği olur” diyorlar.
Durum o hale geldi ki geçen hafta, Netanyahu’nun eşi Sara, protestocular tarafından gittiği bir kuaförde hapis kaldı.
Polis gelip protestocuları sokaktan temizleyene dek saatlerce mekanı terk edemedi.
Peki Netanyahu’nun yargı paketinde ne var?
1- Meclis basit çoğunlukla AYM kararlarını iptal edebilecek
2- AYM, yasaların gerekçelerini inceleyemeyecek
3- Yargıç atamaları bağımsız komisyondan hükümete verilecek
4- Bakan’ların tarafsız hukuk müşavirleri siyasileşecek
Dokuz haftadır protestolar sürerken diğer yandan da İsrailli yerleşimcilerin iki İsrailli öldürüldükten sonra Filistinlilerin Huwara kasabasına giderek burayı komple ateşe vermeleri olayı yaşandı.
Kasaba öyle tahrip edildi ki İsrail basını hadiseyi “pogrom” olarak adlandırıyor.
Netanyahu’nun ekonomi bakanı Bezalel Smotrich, “Huwara yer yüzünden yok edilmeliydi” diyerek söz konusu pogromu destekledi.
ABD’nin sert kınamasının ardından üst düzey ABD’li yetkililer Smotrich’i boykot etmeye karar verdiler. ABD ziyaretinde kimseyle görüşemeyecek.
Durum o hale geldi ki, İsrail lobisi AIPAC ve benzeri kuruluşlar da Smotrich ile görüşmeme kararı aldı.
Son olarak İsrail’in ve Netanyahu’nun en büyük dostlarından Mike Bloomberg, ilk kez eleştirel bir yazı yazarak Netanyahu’ya uyarılarda bulundu.
https://twitter.com/ragipsoyluTR/status/1632623220288376834
Takılan tweetler
Şalom gazetesinin 1 Aralık 1976 tarihli sayısı.
Gazetenin manşeti ve ana sayfanın büyük bölümü, 24 Kasım 1976 tarihinde #Van'da gerçekleşen ve 3840 yurttaşımızın can verdiği, 7,5 büyüklüğündeki depreme ayrılmış. #Ladino haberler ve Türkçe bildirilerle...
#İsrail yardım kuruluşu Magen David Adom'un, #Kızılay aracılığıyla depremzedelere gönderdiği yardımlara dair bilgi ile Türkiye Hahambaşısı David Asseo'nun taziye telgrafları da sayfada yer almış.
Aynı döneme denk gelen #KurbanBayramı kutlaması da her şeye rağmen unutulmamış!
https://twitter.com/HalicPostasi/status/1631282287009513473
Haftalardır gerek yazılarım gerekse tweetlerimle sözde yargı reformuna karşı çıkmamın nedenlerinen biri, bu zihniyet içindi. İsrail’i Orta Doğu’nun demokrasi vahasından çölüne çevirmek istiyorsanız buyurun devam edin bu kafayla…
https://twitter.com/remzzicetin/status/1632299988981088256
İsrail’de protestolara rağmen anketler şimdi seçim olsa durumun değişmeyeceğini gösteriyor. Aslında son 4 yıldır İsrail, “Ultra-ortodoksları içerde, Arapları dışarda, solcuları alaşağı edilmiş tutan bir siyasal sistemin” ürettiği krizlerle baş etmeye çalışıyor (ref to ismay)
Likud 32, Yesh Atid 22, the State Camp 15, Shas 11, Torah Judaism 7, Yisrael Beitenu 7, Religious Zionism 6, Otzma Yehudit 6, Hadash-Ta'al 5, Ream 5, Meretz 4.
Below the percentage of the block: the work 2.9%, BLD 2.9%.
Koalisyon : 62, Muhalefet : 58
Sizce başbakan kim olmalı?
Netanyahu %48, Lapid %24, Gantz %22, Kararsız %6.
https://twitter.com/FeritBelder/status/1632501618095579137
Buyurun, tüm renkleriyle İsrail demokrasisinin özeti…
Genç-yaşlı çeşitli dünya görüşünden insanların tek endişesi, yargının siyasallaş(tırıl)ması… İsrailliler, Yüksek Mahkemelerini, “yürütmenin kuşatma girişiminden” korumak için 2 aydır her platformda hükûmeti protesto ediyor…
https://twitter.com/remzzicetin/status/1631413244706316289
Önce kelimeleri ve ifadeleri yerinde kullanalım…
Bugün, İsrail’de bir “yargı krizi” yok; yürütmenin aktörü olarak, 2 aylık Netanyahu hükûmetinin bile isteğe çıkardığı ve toplumsal krize evrilen bir süreç var.
Bu krizi, yargı değil; yürütme erki çıkardı. Hem de hiç yeri yokken…
https://twitter.com/remzzicetin/status/1631202491999059968
Hayat pahaliligini duzeltme, bireysel ve ulusal guvenligi saglama Israel yeni iktidarinin en onemli vaatlerindendi. Suanlik Israel bir kaos icerisinde yonetiliyor gibi goruyorum. Hayat pahaliligi ile ilgili somut adim yok, teror artarak devam ediyor.
Butun bunlarla ugrasmasi gereken Israel'de iktidar, yargi reformu disinda baska hicbir seyin ustune yeterince gitmedi maalesef. O da muhalefeti bir araya getirmeye ve halkin onemli bir kesiminin her hafta protesto duzenlemesine sebep oldu.
Eger butun bu konularla ilgili iktidar duzeni saglayamazsa Israel tarihinin en sag ve tum 4 senelik donemini bitirir denilen bu hukumet pek fazla dayanamaz ve ulke yine secim sarmalina girer.
https://twitter.com/gbehiri/status/1629948432201728002
Büyükelçi Torunlar, bugün Knesset’in Türkiye Dostluk Grubu yeni Eş Başkanları milletvekilleri Sayın @ShalomDanino ve Sayın @Efratrayten1 ile görüşmüştür.
https://twitter.com/TelAvivBE/status/1630600004904574976
Yıllardır takip ediyorum bu hesabı. 14 kişi kalmış kardeş topluluğun Şabat saatlerini takip ediyordum. Antakya Şabat saati hala paylaşılıyor ama artık şehirde bu topluluktan kimse yok. 3 Şabat geçti, bu hafta 4. Öyle bir Antakya kuralım ki 50 yıl önce göçenler bile dönsün…
https://twitter.com/borabinyousef/status/1631327035770429441
Netanyahu ve ekibinin yargı bağımsızlığının altını oyan (aslında yok eden) düzenlemeleri haftalardır sönümlenmeyen çok ciddi bir tepki ile karşılanıyor İsrail'de. İş çoktan 'sıfır toplamlı oyun' haline geldi ve Netanyahu'nun karşısında kolayca şeytanlaştıramayacağı bir kitle var.
İsrail nüfusunun %4,3'ü dün gece sokaklardaydı. Sanki 14.2 milyon Amerikalı yürüdü.
https://twitter.com/FeritBelder/status/1632455541329936391
Birçok kişi Kahramanmaraş'ı ilk kez 3 hafta önce, 6 Şubat'taki korkunç depremin ardından duydu. Bu yıkıcı trajedide 44 binden fazla kişi hayatını kaybettiği için derin bir acı içindeyiz 😥
Ama bir 'Kahramanmaraş' sinagogu olduğunu biliyor muydunuz?
Haham Eliyahu Leon Levi (זצ"ל - 1939'da Kahramanmaraş'ta doğdu - tanınmış bir Yahudi mistisizm alimi, Kahramanmaraş'ın son hahamı Haham Yeshua Levi'nin (זצ"ל) oğluydu.
Yahudi Mahallesi...
@mchitrik adlı kişiye yanıt olarak
Kahramanmaraş'taki Sinagog'un yerini çok iyi biliyorum. Hatta K.Maraş'ta Yahudi Mahallesi olarak bilinen bir mahalle vardır. Bu konuda araştırma yapanlardan biriyim. Hatta bir hamam da var. Yahudi Hamamı olarakta bilinen.
https://twitter.com/mchitrik/status/1630070145979695104
Ağa Takılanlar Öneriyor
https://www.youtube.com/watch?v=2Kbmv51RbBo
Solda, İsrail halkı Türk Büyükelçiliğine taziye amacıyla çeşitli objeler ve üç devletin bayrağını asıp dayanışmayı vurguluyor.
Sağda, Üsküdar Üni'de Türk öğrencilere saldıran Araplar ve Araplaşmış gruplar, Filistin bayrağıyla poz veriyor.
Kardeş ve dost olan belli, olmayan da!
https://twitter.com/HalicPostasi/status/1631247237236899841
https://www.bbc.com/turkce/articles/c4nj42ere96o
https://hasturktv.net/adalet-reformu-mu-yoksa-yargi-devrimi-mi-rafael-sadi/
https://www.evrensel.net/haber/484080/adsiz-yildizlar-bunlar-da-mi-insan
https://www.evrensel.net/haber/484083/bir-daha-asla-auschwitz