ELLE dergisinin Mart sayısı “Kenetlenme” temasıyla 2 Mart günü takipçileriyle buluştu. Bu sayı Hande Erçel’in tasarladığı özel kapak ve içinde barındırdığı konular ile oldukça ses getirdi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde eğitim alan Erçel’in Mart kapağı için tasarladığı bu çalışma, marka elçisi olduğu Nocturne tarafından tişörtlere uyarlanacak ve Mart ortasından itibaren Nocturne.com.tr ve seçili mağazalarda, Hatay merkezli Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği’nin deprem bölgesindeki yaraları sarmak ve ihtiyaç sahiplerine hızla ulaşmak için yürüttüğü çalışmalarda kullanılmak üzere satışa sunulacak.
Bu sayı aslında gündemimizin merkezinde yer alan deprem felaketinin ve kayıplarımızın, onu takiben ülkece, toplumca, kurumlarca, kişilerce yapılan çalışmalarının değerini ve dayanışmanın önemini ele alıyor. Sayı içerisinde Gülgün Özek’in hazırladığı röportaj serileri bu dönemde iyilik hareketlerinin öncüsü veya parçası olan kadınların azmini ele almasıyla ayrıca 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne de atıfta bulunuyor. Kapak tasarımının tişörtlere uyarlanıyor olması ve Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği’ni destekliyor olması, ELLE’in bu sayıyı incelikle düşündüğünü gösteriyor. 2006 yılında aramızdan ayrılan fakat yaşarken tıp ve göz bilimi (oftalmoloji) alanına büyük katkılarıyla bilinen Sayek’in anısına aynı zamanda her yıl Arsuz’da İskender Sayek Kültür Evi’nde Füsun Sayek Sağlık ve Kültür etkinlikleri düzenlenirdi.
ELLE dergisi resmi sitesinde yeni sayı hakkında şu sözleri paylaştı: “Ortak hafızamızdan hiç silinmeyecek sarsıcı bir felaketin ardından darmadağın ve gelgitli duygularla hazırladık Mart sayımızı. Keder, korku, çaresizlik, acı, pişmanlık ve öfke birbirine karışmış bir halde gözümüz kulağımız yeni mucizeler beklerken, büyük bir hüznün çevresinde sımsıkı kenetlendik” diyor Yayın Direktörü Melda Narmanlı Çimen... Duyguların yoğun yaşandığı bu ay, aynı zamanda kenetlenmenin de yoğun hissedildiği bir dönem oldu. Bu doğrultuda ELLE Mart sayısını ‘KENETLENME’ özel sayısı ilan etti.
Kapağın çizimini yapan Hande Erçel de şöyle dile getiriyor: “Bir sabah ülkece en büyük, en derin kırılma noktamıza uyandık. O sabahtan sonra biz umudumuzu çaresizliğimizden, öfkemizi kırılganlığımızdan, gücümüzü sesini duyuramayanlardan aldık. İçimizdeki dinmeyecek o fırtınayı günlük telaşlarımız içinde unutmamaya yemin ederek ama hep umut ederek, yüzümüzü güneşe dönmek için kalktık. Bir daha hiçbir çocuğu enkaz altında, karanlıkta bırakmamak için kırıldığımız yerden kenetlendik. Açılan her yarayı birlikte sarmaya, sevgiyle iyileştirmeye, baharlara, güzel günlere söz verdik.”
ELLE aynı zamanda sosyal medya üzerinden doğal afetlerin nasıl hâlihazırda var olan eşitsizlikleri etkilediğini bahsediyor. Bu düşünceyle, deprem sonrası afet bölgelerinde kadınların sorun ve ihtiyaçlarına odaklandılar. Toplumsal cinsiyet odaklı bir afet yönetiminin olmazsa olmazlarını, farklı alanlarda deprem sonrası çalışmaların kadın liderliğinde nasıl yürütüldüğünü de ele aldılar. Yine bu sayıda “Toplumsal Cinsiyet Odaklı Afet Yönetimi: Neden ve Nasıl?” başlıklı yazıyı da Selin Miloşyan hazırladı.
Toplumsal dayanışma ve kenetlenme ruhunun ön planda olduğu çalışmalarda örgütlü veya sivil, çok sayıda gönüllü kadın sorumluluk aldı. Bu sayıda hikâyeleri dinlenen ilham verici kadınlardan biri de Anna Maria Beylunioğlu’ydu! Bir parçası olmaktan mutluluk duyduğum Nehna ekibinin kurucularından olan Beylunioğlu’nun verdiği röportaj da bu sayının “Dayanışma İyileştirir” başlıklı bölümüne aitti. Kendisi Nehna’nın bu dönemde nasıl bir ağ kurarak farklı aktörler ile de işbirliği içinde depremzedelere destek olduğundan bahsediyor. Kiliselerde açılan aşevlerinden, gıda yardım ve tedarik sisteminin sosyal medya yardımıyla nasıl yönetildiğine kadar olan detayları okuyucuyla paylaşıyor. Yukarıda bahsettiğim gibi bu röportaj serilerini Gülgün Özek hazırlarken, fotoğrafları Elif Çakırlar ve Barış Aras üstlendi. Beylunioğlu’nun resmi ise Berge Arabian çekmişti.
‘Kenetlenme’ özel sayısını bayiilerden ve dergiburda.com'dan alabilir, trendyol, n11 ve hepsiburada'dan sipariş verebilirsiniz.
Bu röportajın yanı sıra, sayının bu kısmı sahada ve uzaktan büyük işler yapan bir sürü kadını içeriğe dâhil ediyor: AKUT çalışanları, İhtiyaç Haritası gönüllüleri, öğretim üyeleri, ev hanımları, spor koçları, tıpçılar, akademisyen, iletişim yöneticileri, sosyal çalışanlar… Her zaman olduğu gibi arka planda ismi anılamayan bir sürü kahraman olduğuna da eminim. Bu hususta kendi olanaklarını ve şartlarını zorlayıp tüm gün ihtiyaç sahipleri için koşturan, hiçbir karşılık ve övgü beklemeden yalnızca “yardım” eden tüm iyi insanlara teşekkürü bir borç bilmeliyiz…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun! Ama laf olsun diye ya da bir çiçek alıp geçiştirmek için değil. Gerçekten kadınların hak ve özgürlüklerini tartışmadığımız, başarılarını desteklediğimiz ve liderliklerine alan açtığımız günlere…