“Dünyada hiçbir şey zamanı gelmiş bir fikir kadar güçlü değildir.” Victor Hugo
Bir insan başarısız olabilir. Yakalanabilir, öldürülebilir ve unutulabilir. Ama bir fikir 400 yıl sonra bile, dünyayı değiştirebilir. Fikirlerin gücüne doğrudan şahit oldum. İnsanların bir fikir uğruna birbirlerini öldürdüklerini, hayatlarını feda ettiklerini gördüm. Ama bir fikri öpemezsiniz. Ona dokunup sarılamazsınız. Fikirler kanamaz. Onlar acıyı hissedemez. Ve onlar sevemez. Ve özlediğim bir fikir değil, bir adam. 5 Kasım’ı unutmamamı sağlayan adam... 31 Mart 2006’da vizyona giren, Matrix filminin yaratıcıları Wachowski Kardeşlerin kaleme aldığı ve Natalie Portman’ın başrolünü canlandırdığı ‘V for Vandeta’ filmi bu cümlelerle açılır. V’nin hikâyesi 2020 yılında, İngiltere’de geçmektedir. Ülke, son derece baskıcı bir hükümet tarafından, korku temelli bir anlayışla yönetilmektedir. Demokrasi perdesinin arkasından diktatörce idare edilen halk, şiddet yanlısı bir konuma gelmiştir. Bu kargaşanın orta yerinde görünen gizemli, maskeli kahramanımız V, belaya bulaşmış masum bir kadın olan Evey’i sıradan hayatından kurtarıp bir kahramana dönüştürür. Ancak bu kurtuluş ve dönüşüm, tüm ulusun kurtuluşunu temsil edecektir. Çünkü uyumakta olan Evey’nin uyanışı toplumun uyanışını tetikleyecek ve başkaldırıyı başlatan ateşi yakacaktır. Tam da bu sebeple insanlık gerçek özgürlük adına ayaklanmaya başlayacaktır. Filmde unutulmaması gereken bir tarih vardır 5 Kasım 1605… Bizim ilerde önemini çok daha iyi anlayacağımız hatırımızda tutmamız gereken tarih ise 23 Mart 2023! Neden mi? Gelin zamanda ve mekânda yolculuk yaparak bu tarihin önemini birlikte irdeleyelim.
21 Mart bahar bayramıdır. Yani Nevruz! Nev (yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, birçok halk ve topluluk tarafından yılbaşı olarak kutlanır. Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart'ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelir. 21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/YENİGÜN bayramı adıyla kutlanır. Dirilişi temsil eden bahar bayramına denk gelen bir zamanda da 23 Mart 2023 tarihinde ölüm ve yeniden doğumun gezegeni Plüton Oğlak Burcu’ndan çıkıp yeni bir dönemin habercisi olan Kova Burcu’na girecek! Sizce bu bir tesadüf olabilir mi? V for Vandeta filminde kahramanımızın Delia’ya söylediği gibi “Tesadüf diye bir şey yoktur Delia. Sadece tesadüfün yanılsaması vardır.” Kozmik planda tesadüfe yer yoktur ve Einstein’ın söylediği gibi “Tanrı zar atmaz!”
Peki, bu geçiş bize ne getiriyor ve filmimizle ne alakası var? Dilerseniz önce gökyüzünüm aktörlerini tanıyalım. Yeraltı tanrısı Hades ile özdeşleştirilen Plüton gezegeni, derinde olan ve gizli kalan güçleri, ölüm ve yeniden doğumu, güç savaşlarını ve bunun sonucunda ortaya çıkan değişimi ve dönüşümü anlatır. Girdiği burcun konularında yıkım ve yeniden yapım sürecini harekete geçirir. Kova burcu ise astrolojide; özgürlük, toplumsal konular, kolektif bilinç, kitlesel olaylar, teknolojik, bilimsel gelişmeler, uzay, birleşmeler, isyanlarla ilgilidir. Plüton 23 Mart 2023’te ilk kez Kova burcuna giriş yapacak ve bu burçta yaklaşık 2044 yılına kadar kalacak. İşte bu dönemde insanlık tarihinin belki de en önemli sıçramalarından biri yaşanacak! Uzmanlar büyük reformlara, devrimlere hazır olmamız gerektiğini söylüyor. Burçlar kuşağındaki turu yaklaşık 248 yıl süren dönüşüm gezegeni getirdiği değişimler tarihsel süreçleri de anlatır. Döngüler üzerindeki bir istatistik bilimi olarak gördüğüm astrolojinin kayıtlarına göre Plüton bundan önceki Kova burcundan 1777-1798 arasından geçmişti. Dünya bu dönemde ABD’nin bağımsızlığını, ardından Fransız Devrimi’ni ve devrimin yarattığı yıkımları, teknoloji ile gelen seri üretimi ve sosyal alandaki değişimleri deneyimlemişti.
Anlayacağınız bu dönemde, yüksek ideallere yönelmek ve bu doğrultuda dünyayı bir araya getirmek arzusu zirve yapacak. Kova burcunun genel özellikleri ve onun yöneticisi Uranüs gezegeninin genel özellikleri, insanoğlunun beyin devrelerinde binlerce yıldır uyumakta olan bölgeleri uyandıracak ve sinir sistemini geçtiğimiz yaklaşık 2000 yıldan daha farklı bir dönüşüme zorlayacak. Buna ‘Aydınlanma Çağı’ olarak bakabiliriz. Ama bu aydınlanma sadece bilinç düzeyinde kalmayıp insanlığın sinir sistemindeki sıçramayla ifade bulacak! Peki, siz bu sıçramaya hazır mısınız? Esas soru bu!