Oscar´da zafer ´HER ŞEY, HER YERDE, AYNI ANDA´ filminin.
Fazla iddialı, kendini beğenmiş film
Absürt ve uçuk mizahlı senaryosuyla, görsel efekt bombardımanıyla bunaltan mizanseniyle, uzay ve Alfa Evreni fantezisiyle, film bana itici geldi. Akademinin bu yıl kaliteyi değil, ‘vefa duygusu’nu ödüllendirdiği kanaatine vardım. Dört oyuncu ödülünden üçünün bu filmdeki oyunculara verilmesini ancak ‘vefa duygusuyla’ izah edebiliyorum. Parlak kariyerlerinde Oscar’a hiç aday gösterilmemiş, kıymeti bilinmemiş Michelle Yeoh, Ke Huy Quan, Jamie Lee Curtis’in tümünün heykelciklerle buluşturulmasını, ‘The Banshees of Inisherin’in ‘kare as’ aday dört oyuncusuna yapılan bir haksızlık olarak kabul ediyorum. Akademi herhalde “İrlandalı oyuncular festivallerde kazandıkları sayısız ödülle yetinsin. Hollywood ‘Her Şey..’in oyuncuların ilk yakaladıkları şansı değerlendirmek lazım” diye düşünmüş olacaklar.
Eski filmlerinde Uzakdoğu dövüş sanatında ustalıklarını kanıtlamış Yeoh ve Quan’ın bu hasletleri film boyunca istismar edilip, uzun tutulmuş yerli yersiz kung fu ve jiu jitsu sahnelerine senaryoda yer verilmiş. Herkesin parmaklarının sosis gibi uzadığı saçmalığının yanı sıra, filmde başı üstünde taşıdığı rakunun şans getirdiğini iddia eden bir aşçı var. Film, ayak parmaklarıyla piyano çalan bir kadın, bir polis ordusunu karate oyunlarıyla saf dışı bırakan bir kadın kahraman gibi uçuk fantezilere de yer veriyor. Varoluşçuluk, nihilizm ve absürdizm gibi felsefi kavramları barındıran filmin senaryosunu, fazla iddialı, zorlayıcı ve kendini beğenmiş buldum.
Filmin olumlu bir yönünü bulmaya çalıştığımda, aile birliği ve sevginin gücünün öneminin mesajının verilmesinde buluyorum. Bir çamaşırhanede yapılan vergi denetlemesi, Evelyn Wang ve ailesini alternatif evrenlerde kahramanca serüvenlere sürüklüyor. Tüm evrenlerde sabit kalan tek şey aile bireylerinin hissettikleri karmaşık sevgi hissidir. Film, paralel evren kurgusuna ve “Yaşadığımızdan başka bir hayat mümkün mü?” sorusuna da cevap arıyor. Gerçeküstü komedi, bilimkurgu, aksiyon, dövüş sanatları, fantezi ve animasyon unsurlarıyla filmi bir tür ‘anarşi girdabı’ olarak adlandıranlar oldu. Aklımın pek yatmadığı çoklu evrenli fantastik hikâyesiyle, film hem görsel hem zihinsel olarak etkilemeyi hedefliyor. Başkahraman Evelyn yaşayabileceği alternatif hayatları ve tüm çoklu evrenleri keşfediyor.
Film dünyayı kurtarması gereken bir kadının macera dolu hikâyesini, âşık olduğu adamla birlikte ABD’ye giden ve yerleştiği Kaliforniya’da ailece sahip oldukları çamaşırhaneyi işleten Evelyn Wang’ın (Michelle Yeoh) çoklu evreninde yaşadıklarını anlatıyor. Fantastik konusuyla film, dünyanın kaderinin vergi borçlarıyla bunalmış bu göçmen ailenin elinde olduğunu iddia ediyor. Kocası Waymond’un (Ke Huy Quan) boşanmak için mahkemeye başvurduğunu öğrenen Evelyn, sıradan bir yaşam sürerken, kendisini bir anda çılgın bir maceranın içinde bulur. Ve evreni kurtarabilecek yegâne gücün kendisine ait olduğunu öğrenir.
Göç ettiği ülkedeki vahşi kapitalizme ayak uydurup işini sürdürme savaşını veren, aile hayatı dağılma tehlikesi geçiren, kendini ‘inatçı, darmadağın biri olarak tarif eden’ bir kadının paralel evrenler arasındaki yolculuğu izliyoruz. Pek çok evrende tuhaf ve şaşırtıcı tehlikeler ortaya çıktıkça, yeni güçlerini kullanmayı öğrenmeli ve herkesi kurtarmak için savaşılmalıdır. Kahramanlarımızın çoklu evrenin kolları arasında oradan oraya zıpladığı, ölümcül bir kozmik simidin bulunduğu gerçekliği yok etmekle tehdit ettiği karmaşık bir olay örgüsünü izliyoruz. Çamaşırhanenin geliriyle kıt kanaat geçinen birinci nesil göçmen Evelyn ile ABD’de doğmuş kızı Joy (Stephanie Hsu) arasındaki çekişmeye, fırtınalı bir anne-kız ilişkisine şahit oluyoruz.
Film bu yönüyle, acıyla tatlıyı bir arada sunan bir tür Amerikan Rüyası hikâyesine de yer veriyor. Joy’un Çinli olmayan kız arkadaşı Becky (Tallie Medal) ile lezbiyen ilişkisini kabul etmekle isteksiz davranan Evelyn, Becky’yi sorunlar yaşadığı babasına (James Hong) ‘Joy’un en iyi arkadaşı’ olarak tanıştırır. Çamaşırhane, Gelir İdaresi Başkanlığındaki müfettiş (garip isimli) Deirdre Beaubeirore (Jamie Lee Curtis) tarafından denetleniyordur. Evelyn’in sunduğu vergi beyannamesine itiraz eden Deirdre gereken düzeltmelerin yapılması için süre tanır.
Paralel evren bilimkurgusu
Ailesine karşı gelerek evlendiği kocası ve ergenlik çağındaki kızıyla sorunlar yaşayan Evelyn, kendisini arasının bozuk olduğu babasına beğendirmek için didinir durur. Ancak hiçbir şey hayal ettiği gibi olmaz. Hayatta başaramadıklarından ötürü tam bir kontrol manyağı olup çıkan, ama hiç kimseye, hiçbir şeyi beğendiremeyen Evelyn iş ve özel hayatındaki zorlu günlerinde bunalım geçirir. Üç yıl önce konusu benzer bir coğrafyada geçen, ABD’nin kırsal bir bölgesine göç eden Koreli bir ailenin hayata tutunma savaşını anlatan ‘Minari’ filmini de beğenmemiştim. Altı dalda Oscar’a aday gösterilen filmin yaşlı oyuncusu Youn Yuh-Jung En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülüyle taçlandırılmıştı.
Önemli bir festivalde dünya prömiyerini yapmayan NETFLIX filmi ‘Her Şey…’ ilk kez Teksas’taki popüler kültür festivali South by Southwest’te gösterildi. 30’lu yaşlarda iki çok tanınmamış yönetmenin, Daniel Kwan - Daniel Scheinert imzasını taşıyan bu bağımsız bilimkurgu komedisi beklemediği bir ilgiyle karşılaştı. 1988 Massachusetts doğumlu Daniel Kwan’ın üç, bir yaş büyük Alabama doğumlu Daniel Scheinert’in dört uzun metrajlı filmi var. Müştereken yaptıkları filmlerin en ünlüsü, Daniel Radcliffe’in başrolünü oynadığı ‘Swiss Army Man’ (2016) ülkemizde vizyona girmişti. İkiliye tanınırlık kazandıran ‘DJ Snake And Lil Jon: Turn Down For What’ (2014) adlı yine garip ve uzun başlıklı filmdi.
Dört En İyi Oyuncu Oscar Ödülünün aynı filmin üç oyuncusuna verilmesi Oscar tarihinde ilk kez 1951’de Elia Kazan filmi ‘İhtiras Tramvayı’nda olmuştu. ‘Her Şey…’ filminin baş kadın oyuncusu Michelle Yeoh En İyi Kadın Oyuncu, Jamie Lee Curtis ile Ke Huy Quan Yardımcı Oyuncu dallarının galipleri oldular. Altın Küre’den sonra Yeoh, Oscar yarışında da favori Cate Blanchett’i geride bıraktı. Yaşadığı monoton hayattan bezmiş ama bunu kendisine bile itiraf etmeyen, gençlik hayallerinin hiçbirini gerçekleştirememiş orta yaşlı Evelyn rolünde Michelle Yeoh müthiş bir performans gösteriyor.
Aslen Malezyalı, 2000’li yıllarda ABD sinemasının keşfettiği, bale eğitimi almış, dövüş sanatına koreografik değer katmış bir aktris. 61 yaşındaki Yeoh 1986’da ülkesini Miss World güzellik yarışmasında temsil etmişti. Sanatçı aralarında 18. Bond filmi ‘Yarın Asla Ölmez / Tomorrow Never Dies’, ‘Babil’, ‘Bir Geyşanın Anıları’nın da olduğu 60 filmde yer aldı. Kendisi 95 yıllık Oscar tarihinde En İyi Kadın Oyuncu Ödülünü kazanan ilk Asyalı aktris oldu.
Altın Küre’den sonra Ke Huy Quan Oscar’da da ödülü kucaklayan aktör oldu. 1971 Vietnam doğumlu aktör çocukluğunda ‘Indiana Jones And The Temple of Doom’ ve ‘The Goonies’ ile ünlenmişti. Sinemaya 20 yıl gibi uzun bir ara verdikten sonra parlak bir dönüş yapan Quan şahsında Akademi çok sevdiği geri dönüş hikâyesini ‘Her Şey…’de bulmuş oldu. Tony Curtis-Janet Leight’in kızları Jamie Lee Curtis (65) ‘Halloween’ serisi, ‘Knives Out’, ‘True Lies’, ‘A Fish Called Wanda’ ve ‘Veronica Mars’ filmleriyle tanınıyor.