Azınlık cemaat temsilcileri 26. Avrasya Ekonomi Zirvesinde konuştu

Marmara Grubu Vakfı (MGV) tarafından 26. düzenlenen Avrasya Ekonomi Zirvesinin ikinci gününde Türkiye´deki azınlık cemaat temsilcileri söz aldı.

Toplum
29 Mart 2023 Çarşamba

Fener Rum Patriği Bartholomeos, tüm dünyaya barış ve saygının hakim olması için her zaman dua ettiklerini belirterek, barışın zarar gördüğü zamanlarda insanların haklarının çiğnendiğini ve masum insanların zarar gördüğünü anlattı. Rusya-Ukrayna savaşının bunun bir örneği olduğuna dikkati çeken Bartholomeos, "Rusya devleti, insan ve ekolojik bütünlüğü ve bağımsızlık taleplerini görmezden gelerek kanlı bir askeri işgal gerçekleştiriyor. Bu durumun dini argümanlarla meşrulaştırılması ve 'Ukraynalı kardeşlerini öldürürlerse cennetle ödüllendirileceklerinin' söylenmesini de sıklıkla kınamıştık" dedi. Bartholomeos, dini liderlerin tavizsiz bir şekilde barış ve doğayla uyum içinde yaşamı savunması gerektiğini vurgulayarak, "İklim değişikliği ve savaş kaçınılmaz bir şekilde gezegenimizin geleceğini etkiliyor. Dünyamıza, çevremize ve insan yaşamına verdiğimiz zararlardan dolayı sorumluyuz. Siyasi ve dini liderlerin bu konuda sorumluluğu var. Barışı destekleyip çatışmanın karşısında durmalıyız, yaşamın yanında olup ölüme karşı durmalıyız" değerlendirmesinde bulundu.

Süryani Kadim Cemaati Patrik Vekili Yusuf Çetin, konuşmasına depremde hayatını kaybedenlere taziyelerini ileterek başladı. Çetin, şunları kaydetti: "Çünkü insan kendisine, ailesine, doğaya, eşyaya, tüm dünyaya getireceği zarar ve yararı vicdanıyla karar verir. Bu itibarla sağlıklı huzurlu bir toplum, temiz ve düzenli bir doğa, esenlik içinde bir dünya için başta din ve devlet yapıları olmak üzere küresel düzeyde öncelikle fikir ve vicdan hürriyetinin güvence altına alınması gerekiyor. Tüm kuruluşlarımızla hür vicdanlı nesiller yetiştirmekle mükellefiz."

Hahambaşı Rav Haleva: “Bilimin gösterdiği yolda tüm önlemlerimizi alalım”

Türkiye Yahudiler Hahambaşı İsak Haleva da insanlığı tehdit eden doğal afetlerle mücadele edilmesi için öncelikli olarak bakış açısının değiştirilmesi gerektiğini belirterek şunları kaydetti: "Savaşları engellemenin nasıl diplomatik süreçler dediğimiz aşamalara sıkı sıkıya bağlıysa doğal olayların bir felaket haline gelmesinin sorumluluğu da en genel tanımıyla doğayı iyi tanımaya ve birlikte var olma yöntemlerine bağlıdır." Haleva, ülkelerin farklı afetlerle karşı karşıya kaldıklarını ve özellikle iklim değişikliğine dikkat edilmesi gerektiğine işaret ederek, doğal afetlele mücadelede bilimselliğin önemine vurgu yaptı. Bilim ve teknolojinin geldiği noktanın gelecek için ümit verici olduğunu dile getiren Haleva, "Bilimin gösterdiği yolda, tüm önlemlerimizi alalım sonra da Tanrı'nın bizi korumasına sığınalım" dedi. Rav Haleva şöyle konuştu:

“Ben bir din adamıyım. Bunlardan söz ederken tabii ki ‘Tanrı Korusun/Tanrı Esirgesin’ diye söze başlamak isterim ama bir başka açıdan baktığımda bütün bu doğa olaylarını, evet tekrar ediyorum; bütün bu doğa olaylarını şu ihtiyar gezegenimizin bir tür kendine çekidüzen vermesi olarak görmekten de kendimi alıkoyamıyorum.

Bugünkü konumuz bu değil ama mensubu olduğum Musevi inancının temel ilkelerinden biri yaratım eyleminin sürekliliğidir; devamlı oluşum halidir.

Dünya var oldukça bu türden doğa olayları var olmayı sürdürecektir. Burada asıl düşünülmesi gereken bu türden olayları nasıl önleyebileceğimiz, önleyemiyorsak nasıl aşabileceğimiz, aşamıyorsak nasıl uzlaşabileceğimiz, uzlaşamıyorsak nasıl korunabileceğimizdir.

Bir başka anlatımla sözü edilen ve burada edilmeyen bu türden olayları ‘felaket’ haline getiren; bu olaylar karşısında takındığımız tavır, sürdürdüğümüz tutumdur.

Bu noktadan hareket edecek olursak; savaşlar da dâhil olmak üzere, toptancı bir yaklaşımla doğal afet olarak tanımlayıp kendimizi temize çıkarma çabası sürdürdüğümüz olaylarla ilgili asıl insani sorumluluğumuz, az önce sıraladığım tutum ve tavır belirleme aşamalarını öncelikle ve olanca hakkıyla yaşama geçirmekle ve gereğini yapmakla ölçülebilecektir.”

Rav Haleva sözlerini tamamlarken hemen kapımızın dibinde duran iklim değişikliği gibi yaşamsal tehditlere dikkat çekti.

Süryani Katolik Kilisesi Patrik Vekili Korepiskopos Orhan Çanlı, karşılaşılan ulusal ve küresel problemlerle mücadele için yaşam stilinin ve doğayla ilişkin biçiminin gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Canlı, sorunlarla mücadele işbirliği yapılmasının önemine dikkati çekerek, "Hepimiz doğanın cömertiliğinden faydalandığımız için işbirliği içinde olmalıyız. Evren bizim ortak evimiz, başka bir ortak evimiz yok. Bu ev gelecek nesillere de ait" dedi.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün