Yaşar Aksoy
Foto: Besim Amado
“İzmir’i hep kalbimde yaşattım”
Her konuşmasında “ABD-Dallas'ta yaşıyorum, ama Asansör ve Karataş'ı unutamadım” diyen Raşel Amado Bortnick, Türkiye ve İzmir sevdalısı bir İzmirli Musevi. ABD’de etkin sosyal cemiyetçilik faaliyetleri yürüten ve Türkiye sevgisini her fırsatta vurgulayan Bortnick ile yaptığımız ve büyük ilgi çeken “Dallas’ta yaşıyorum, Karataş’ı Unutamadım” başlıklı söyleşi 15 Ekim 1989’daYeni Asır gazetesinde, ‘Asansör ve Dario Moreno Anıları’ isimli kitabımızda da sunulmuştu.
Raşel Amado Bortnick’in ABD yaşantısını öğrenmek için Şalom gazetesinde 12 Şubat 2014 Dora Niyego imzası ile çıkan “Teksas’da bir Ladino Elçisi” başlıklı yazı da önemli bir belgedir. Bu yazıda Bortnick, hayatının kısa özetin söyle anlatmıştı:
“…İzmir’in İnönü (şimdiki Mithat Paşa) Caddesinde, Sara (Algranti) ve Jozef Amado’nun kızı olarak 1938 yılında dünyaya geldim. Ağabeyim Selim Amado, şimdi İsrail’de yaşıyor. Eğitimimi İzmir Bene Berit ve İnönü İlkokullarından sonra, Amerikan Kız Kolejinde yaptım. ABD’de Missouri’de Lindenwood Üniversitesinin kimya bölümünü (tam burslu) tamamladım. St. Louis’te tanıştığım Bernard Bortnick’le 1960 yılında İzmir’e gelerek, Bet Israel Sinagogunda evlendik.
Sonrasında, Rotterdam ve Tel Aviv’de ikişer yıl yaşadık. Amerika’da Kansas City, St. Louis ve San Francisco şehirlerinde bir süre yaşadıktan sonra, 25 yıl önce Dallas’a yerleştik. İki oğlum, bir kızım var. 35 yıl boyunca, ESL (Yabancılara İngilizce) öğretmenliği yaptım ve beş yıldan beri de emekliyim. Şimdilerde, Amerika’da, Türk-Sefarad tarihi ve kültürünü yaymak, Ladino lisanını korumak için çalışmalar yapıyorum.”
Raşel Amado Bortnick 1-6 Mart tarihlerinde İzmir’e yani ezeli dostlarının arasına geldi. Kendisiyle hemen buluşup bir söyleşi yaptık. Bu söyleşide değerli dostumuz üstüne basa basa yine “İzmir aşkını” anlattı.
35 YIL SONRA: Yine Yaşar Aksoy ile söyleşi
Sizinle İzmir Musevi Tarihi ve Karataş üzerine yaptığımız nefis söyleşi, 15 Ekim 1989 tarihinde benim imzamla Yeni Asır gazetesinde yayınlanmış ve büyük ilgi çekmişti. 34 yıl sonra İzmir’i ziyaretiniz sebebiyle İzmir Palas Otelinde buluştuk Hangi duygular içinde İzmir’desiniz?
Şu anda her şeyden evvel sizinle bunca yıl sonra tekrar buluşmanın heyecanı içindeyim. Ta Çeşme’den zahmet edip buralara benimle görüşmek için gelmenize candan teşekkür ederim.
Hep derim; ben İzmir’den çıktım ama İzmir benden çıkmadı. Bu şehirde doğdum büyüdüm, kendimi daima İzmirli sayarım. Uzaklardan da olsa burada olanları takip eder, dost ve akrabalarımla daima temasta kalırım.
1958’de ayrıldığımdan beri İzmir’e birkaç kere döndüm ve şehrin fiziksel olarak nasıl değiştiğini izlemedim. Ama gene de her geldiğimde iki zıt duygu olur bende. Bir taraftan şehir bildiğim İzmir’den o kadar değişmiş ki, bildiğim tanıdığım birçok insanın artık burada olmaması bana sanki aradan yüzyıllar geçmiş gibi gelir, ama aynı zamanda tanıdıklarım, arkadaşlarım ve akrabalarımla birlikte olduğum, Kemeraltı’nda fazla değişmemiş sokakları gezdiğim, körfeze, Ege sularına, bu taraftan Karşıyaka’ya baktığım zaman, kendimi sanki buradan dün ayrılmış da bugün dönmüş gibi hissederim.
Ve her zaman kendimi İzmir’de evime dönmüş gibi memnun ve mesut hissederim. Tabi şimdi de öyle.
Bu gelişinizde nereleri gezdiniz?
Bu sefer bilhassa sevdiğim, tanıdığım insanları görmek için geldim ve burada geçirdiğim dört gün zarfında en çok bunu yaptım.
Herkes beni sevgiyle karşıladı, ikramlarda bulundu. Dostum ve akrabam Besim Amado sayesinde biraz gezdim. Beni arkadaşı Jak Arditi ile beraber Kemeraltı’na, Havra Sokağına götürdü, oralardaki restore edilmiş eski sinagogları, proje yöneticisi Nesim Bencoya ile gezdik.
1989’da oralardaki sinagogları o zamanki İzmir Yahudi Cemaati Başkanı Jozef Özel gezdirmişti, Şimdi gördüklerim o zamanlar harabe halindeydi. Sonra, Karataş’taki Yaşar Aksoy Sokağı’na yakın, yani doğup büyüdüğüm mahalledeki Bet İsrael Sinagoguna gittik. Orada 1960’ta evlendiğim günlerin hatırasıyla adım adım gezdim, resimler çektik. Gelirken de Karantina’daki İnönü İlkokulumun, Asansör ve Yaşar Aksoy Parkı’na yakın Roş Haar Sinagogunun önünden geçtik..
Evlendiği Beth İsrael Sinagogunda
Eski dostlarınızdan kimlerle buluştunuz?
Amerikan Kız Koleji sınıf arkadaşlarımdan halen İzmir’de kalan on arkadaşımla çok güzel bir yemek sefası geçirdik.
Sizin için ‘İzmirlilik’ nasıl bir duygu?
Ege sularının mavisi, çimenlerin ve palmiyelerin yeşili, yaseminlerin tatlı aroması, imbatın serinliği, ballı bardacıkların, Sefarad ev yemeklerinin lezzetleri, deniz üstündeki iskeleli evler, Karşıyaka vapurları, sevdiğim insanlar ve daha nice güzel anılarla yorulmuş hem nostaljik hem de bir aidiyet duygusu.
İzmir Musevi Cemaati hakkındaki görüşleriniz nedir?
Son yıllarda yapılan dışa açılma, İzmir Yahudi varlığını ve kültürünü genel halka tanıtma, Havra Sokağı etrafında yapılan restorasyonlarla kültür mirasını koruma çabalarını hayranlıkla takip ediyorum.
Ama cemaatin bu kadar çok küçülmesine de üzülüyorum. İleride memleketin genel durumunun düzelmesiyle buradan ayrılmış gençlerin geri gelmesini ve cemaatin tekrar büyümesini, Türkiye’de ve bilhassa İzmir’de daima bir Yahudi cemaati var olmasını çok diliyorum.
Dario Moreno Sokağında
Amerika’da nasıl vakit geçiriyorsunuz?
35 yıl yabancılara İngilizce öğretmenliği yaptıktan sonra emekliye ayrıldım. Şimdi de vaktimin büyük kısmını Sefarad kültürünü, Osmanlı’da gelişen “Yahudice” dediğimiz Ladino dilini, Türkiye’deki Yahudi varlığını etrafıma tanıtma çalışmalarımla dolduruyorum.
ABD’deki Ladino çalışmalarınızdan ve sosyal medyadaki söyleşilerinizden biraz söz eder misiniz?
1999’da internette kurduğum ‘Ladinokomunita’ adlı Ladino yazışma sitesi, halen 1500 kadar üyesiyle devam etmekte… Birkaç yardımcılarımla beraber bunun moderatörlüğünü (yani bir nevi editörlüğünü) yapıyorum. (İlgilenenler için https://ladinokomunita.groups.io/)
Ayrıca, gönüllü olarak Zoom vasıtasıyla Ladino dersleri verdim. Pandeminin başından beri pazar günleri Zoom ile Ladino ‘Enkontros de Alhad / Pazar Buluşmaları’ yapıyoruz.
Eşiniz ve çocuklarınız neler yapıyor?
Eşim Bernard, 50 yıllık mimarlık mesleğinden ayrıldığından beri ressamlık yapıyor. Umumiyetle akrilik boyalarla yaptığı resimlerin çoğu (BernardBortnick.com) sitesinde görülebilir.
Büyük oğlum Avi, New York’ta hem müzisyen (profesyonel caz gitaristi) hem de yapı (inşaat) akustiği danışmanı. Kızım Eva bir ara modacılık yaptıktan sonra şimdi Oregon eyaletinde, Pasifik Okyanusu kıyısında oturuyor. Küçük oğlum Sam ise, Dallas’ta fotoğrafçılıkla meşgul ve hamdolsun, her hafta bize gelir. Ben, Türkiye’de seyahatte iken babasıyla o kaldı.