Minix yuvasına sık sık gitme fırsatım var; torunum orada. Bir keresinde uzaktan ufacık tefecik bir kızın geldiğini gördüm. “Bu Ruti mi?” diye sordum. “Evet” cevabını alınca öyle sevindim ki anlatamam. Azmin zaferi dedim. Hele minik kalplerin ona nasıl baktığını görünce artık Ruti ile bir söyleşi yapma zamanıdır dedim.
Ruti Aji kimdir? Kendinizi tanıtır mısınız?
1984 yılında çok sevecen bir ailede Göztepe'de doğdum. Ailem benden hiçbir zaman şefkatini esirgemedi. Çocukluğumda Göztepe Kültür Derneğinin faaliyetlerinde yer aldım. Annie Müzikali ve Moiz'in listeleri gibi çeşitli derneklerin oyunlarında görev aldım. Liseyi Bilfen Turizm Otelcilik Meslek Lisesinde okuduktan sonra üniversitede Boğaziçi Üniversitesi Turizm Otel İşletmeciliği Ön Lisans programında okudum. Hyatt Regency, Suadiye Princess ve Londra'da The Great Cumberland (The Gauman Hotels) otellerinde staj yaparken aynı zamanda okula da devam ettim. İsrail turunda tanıştığım ve sonrasında sözlendiğim kişiyle üniversiteyi bitirdikten sonra evlendim. Çalışma hayatıma Suadiye Otelinde adım attım. Otel saatlerinin belirsizliği nedeniyle şirketlerde çalışmaya başladım. İntra Turizm ve Dekon (Dedeman Holding) gibi çeşitli kurumsal kongre turizmi şirketlerinde çalıştım. Hayatımın bir döneminde beni neyin mutlu edeceğini düşünürken, bir süre yuvalarda küçük çocuklara İngilizce şarkılar öğrettim. Ayrıca Multi TurkMall ve Orange telekomünikasyon gibi kurumsal firmalarda resepsiyonist olarak görev aldım. 2013 senesinde hamilelik sırasında büyük bir rahatsızlık geçirdim ve bir kayıp yaşadım. Hayatım tamamen değişmiş, sağlığımı da kaybetmiştim. İki ay gibi uzun bir süre yoğun bakım süreci geçirdim. Boynumu bile dik tutacak durumda değildim. Hayatım tamamen değişmiş ve sağlığıma kavuşma çabasından ibaret hâle gelmişti. İki sene sonra eşimden boşandım. Muayeneler, fizik tedavi ve alternatif yöntemler derken yavaş yavaş düzelmeye başladım. Daha önce rahatça okuduğum kitapları dahi okuyamıyordum. Düzelmeye başladığım bir noktada zor da olsa kitap okuyabilmeye başladım. Bir süre sonra haftada üç kitabı aynı anda okuyan bir kitap kurdu olup çıkmıştım. Şu anda kendimi herhalde amatör bir masal anlatıcısı adayı olarak tanımlayabilirim.
Günümüzde çok popüler olan hikaye anlatıcılığına nasıl başladınız?
Pandemi döneminde annemin bir arkadaşı masal anlatıcılığıyla ilgili çevrimiçi bir programa katıldığını ve memnun kaldığını paylaştı. Ben de benim için uygun bir eğitim olacağını düşündüm. Çocukları oldum olası çok seviyordum. Böyle bir eğitime katılmaya karar verdim. İşte bu şekilde, Milli Eğitim Bakanlığı onaylı Aknet Akademi'den Bedia Cicioğlu eğitmenliğinde masal anlatıcılığı eğitimi aldım. Artık sertifikalı bir masal anlatıcısı olmuştum. Ayrıca bu konuda Judith Lieberman'ın Büyükada Sinagogundaki söyleşisine katıldım. Masal anlatıcılığı eğitiminden sonra tesadüfen, çok sevgili Doli Levi anneme bir sohbet sırasında beni sormuş; annem de aldığım eğitimden bahsetmiş. O da tanışmak için beni Minix'e çağırdı. Böylece yuvada masal anlatıcılığı serüvenim başlamış oldu. Minix'teki tüm ekip güler yüz ve yardımseverlikle beni karşıladılar ve aralarına kabul ettiler. İşlerini ne kadar severek yaptıkları her hallerinden belli oluyordu. Onları gördükçe adeta daha önce çalıştığım işyerlerini unuttum. Tabi ki eğitim kurumu niteliği ciddi olmakla beraber, çalışanlar yaptıkları işten o kadar mutluydu ki, ben de bu havanın içinde adeta kendimi buldum. Orada masal anlatıcılığı yaptığım için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Şu anda yine Bedia Cicioğlu'ndan, masal anlatıcılığının daha teknik ayrıntılarını içeren ikinci bir eğitim almaktayım. Kısa bir süre önce Judith Liebeman'dan da iki modülden oluşan bir eğitim aldım. Minix’deki çocuklara yine Judith Liberman’ın ‘Taş Çorbası’ ve ‘Önce Hayal’ isimli masal kitaplarını anlattığımda çok mutlu oldular.
Hikaye anlatırken nelere dikkat etmek gerek?
Mutlaka yaş grubuna uygun hikaye seçilmeli. Yaşamında bir kayıp var mı? Ebeveyn ayrılığı var mı? Travmatik bir olayı var mı? İlk kez anlatacağınız bir grup çocuksa hayvanlı, ezop, neşeli, umut veren masallar anlatmak tercih edilmeli. Dil ve hareket güçlendirebilen masallar anlatılabilir. Örneğin ‘Elma Ağacı ile Armut Ağacının Dostluğu’, ‘Orman Kralı Karınca’ masalı gibi daha genel masallar tercih edilebilir. Çocuklara anlatırken mutlaka dikkat süreleri göz önünde bulundurulmalı. Onların dikkat süresi 15 dakikayı geçmemelidir. Hikayeyi anlatırken beş duyuyu mutlaka kullanmalı ve çeşitli imgelemeler yapmalıyız. Hikayeyi dinleyiciye gördürmemiz gerekir. Zaten hikaye bir gördürebilme sanatıdır. Ne masal anlatıcının önüne ne de anlatıcı masalın önüne geçmelidir. Buna şöyle örnek verilebilir. Anlatıcının abartılı kostümler veya fazla araç-gereç kullanmaması gerekir. Çünkü dinleyici dikkatini anlatıcıya verir. Masalların sonunda gökten üç elma düşmüş derken masal anlatıcı ve dinleyenlerden bahseder.
Hikaye anlatırken kullandığınız aksesuarlarınız var mı?
Elbette zaman zaman görseller kullanıyorum. Bazen masalına göre bebek, çiçek, şapka gibi materyaller kullanabiliyorum. Zaman zaman müzik eklediğim de oluyor.
Bunların seçimini nasıl yapıyorsunuz?
Masalına göre klasik ya da etnik müzik olabiliyor kullandığım müzik. Eğer ki fiziksel bir problemim olmasaydı kalimbada (kanuna benzeyen telli küçük bir çalgı) kullanabilirdim. İnanıyorum ki bir gün o da olacak. Ben bir masalı anlatmaya karar verdiysem o masalın mutlaka bir mesaj barındırıyor olmasına dikkat ederim; yoksa bana göre anlatmaya gerek yok.
Hikaye anlatmaya başlarken ailenizden ve çevrenizden nasıl bir destek aldınız?
Ailem bana tüm konularda olduğu gibi bu konuda da her zaman tüm koşullarda yanımda olduklarını hep hissettirler. Asla kendimi yalnız hissetmem. Her zaman iyiliğim ve geleceğim için uğraş verdiklerini rahatlıkla söyleyebilirim. Eğer ki iyi bir şeyler olacaksa hayatımda onlar sayesinde olacak. Masal anlattığımı öğrenen herkes mutlaka devamını getirmem konusunda ısrar ediyor.
Hikaye anlatmak ile hikaye yazmak arasında bir bağlantı var mı?
Elbette var. Hikayeyi yazarken yazarın imgelem gücü kalemiyle yazdığı betimlediği sözcüklerdedir. Bunu desteklemek için güçlü görseller de kullanılır. Hikaye anlatıcısı da beş duyuyu kullanarak hikayeye can verir. Benzer yanları var tabii. İkisinde de imgelem betimleme vardır. Ancak anlatıcı satırlar arasında sıkışmış kelimelere can verir. Söz büyüdür.
Eski hikayelere yeni versiyonlar yazılıyor; bunun hakkında neler düşünüyorsunuz?
Tabi ki hikayeler güncellenebilir. Bu çağa uygun dille anlatılır. Ancak bazı masalların iskelet kısmını bozmamak, değiştirmemek gerekir. Bir masalda vahşi bir hayvan varsa kurt, ejderha gibi, bu hayvanın yerine bir kuş koymak, bir kuzu koymak masalın iskeletini bozar. Dolayısıyla bunları göz önünde bulundurarak dikkat etmek gerekir.
Hikayeleri büyükler okur, çocuklar dinler. Sizce yetişkin mi, çocuk mu daha çok etkilenir?
Hikayeler her iki grup için de ilgi çekicidir. Hikayeler ve masallar çocuklar için olduğu kadar büyükler için de ilgi çekicidir. Her iki grup da masalları ilgiyle dinler. Hikayeler masallar bizi birleştirir. Dünyanın duyduğu hikayeler değişirse dünya değişir.