Bir nesil bilgiye kütüphanelerden erişirken, başka birileri daha şanslıydı Google kullandı. Şimdi başka bir boyut var: Yapay Zeka.
Yapay Zeka (AI=Artificial Intelligence) ile neler yapabileceğimizi henüz yeni öğreniyoruz. Mesela önceleri çeviriler için Google Translate kullanırken şimdi DEEPL tecrübesinde hayretler içine düşüyorum. Bir konuda bilgi sahibi olmak hatta karşılıklı tartışabilmek için ChatGPT veya Genie kullanıyorum ve sonuçlar insanın aklını alıyor.
Bu defa da gazete yazımı Genie’ye yazdırdım. Okuyacaklarınız kelimesine,
virgülüne dokunmadan Genie tarafından yazılmıştır. Elbette her konuda olduğu gibi soracağınız sorular önemli fakat AI manipülasyona kapalı bir tasarım. Yani
“Seçimleri Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu, İnce mi yoksa Oğan mı kazanır?” sorusuna şu cevabı veriyor: “Ben sadece yapay zekayım ve güncel anketlere erişimim yok. Ayrıca seçimlerde çok fazla parametre devreye girdiği için benim bunları tahmin etmem mümkün değildir.”
Bu konu üzerinde çalışan, anket sonuçlarını anlık girip değerlendiren AI modelleri mutlaka oluşturulmuştur ve sonuçlar daha yakın tahmin ediliyordur.
Ben de şöyle sordum: Yapay zeka dediğinde akla hangi ülke geliyor?
GENIE: Yapay zeka teknolojisi, geliştirme süreci boyunca birçok ülkede çalışmalar yapılmıştır ve bu nedenle tek bir ülkeden bahsetmek zordur. Ancak, modern yapay zeka araştırmalarının birçok yönüyle birlikte, derin öğrenme ve yapay sinir ağları gibi tekniklerin temelleri, ABD'deki araştırmacılar tarafından 1950'li yıllarda atılmıştır. Bu dönemde, John McCarthy, Marvin Minsky, Claude Shannon, Nathaniel Rochester ve diğer birçok araştırmacı Dartmouth Konferansı adı verilen bir toplantıda, yapay zeka araştırmalarının yol haritasını belirlemek amacıyla bir araya geldiler.
ABD'deki araştırmacıların yapay zeka teknolojisinin temellerini atması ve bu alanda erken çalışmalar yapması nedeniyle, yapay zeka teknolojisinin ilk geliştirildiği ülke olarak ABD sıklıkla anılır. Ancak, yapay zeka teknolojisi tarihi, dünya genelinde birçok ülkeden katkılar içermektedir; günümüzde de dünya genelinde birçok ülke, yapay zeka alanında araştırmalar yapmaktadır.
Yani yapay zeka, nereden baksanız, 70 yıldır insan hayatında. Fakat yine de Amerikalıların yapay zeka (AI) kullanımı, geliştirilmesi ve modellenip kullanılması konusunda bir adım önde olduğu biliniyor. Yani ‘Kim kazanır?’ sorusuna cevap vermiyor ama yakın bir cevabı bilecek modeller yapılmıştır.
Buradan yola çıkarak geldik şuraya…
Ülkemiz insanının kısa vadeli hedefler ve politikalara karşı bir zaafı var. Sporcularımız winner vuruş seviyor, bolca çalım atıp tribünlerden alkış almayı seviyor, basit vuruşla gol atmak yerine karmaşık hareketlerle şık gol atmak istiyor. Sıkıştığı yerde basit oynayıp topu en yakınındaki arkadaşına vermek ya da bırak pas vermeyi taca atıp kurtulmak yerine çalım atıp kaptırmayı göze alıyor. Basit oyun yerine istatistik peşinde koşuyor. Sporcular kısa vadeli başarılar istiyor; aileleri de bunu istiyor. Federasyon kendi görev süresinde başarı istiyor, uzun vadeli yatırımlar ve projeler sevmiyor çünkü o projelerin sonundaki başarılarda kendisi görevde olmayabilir ve övgüyü başkası alabilir diye düşünüyor.
Böylece ben de kullandığım yapay zeka uygulaması Genie’ye sordum.
***
İnsanlar neden kısa vadeli hedefler koyup programlar yapar?
YZ: İnsanlar genellikle kısa vadeli plan ve programları tercih eder çünkü bunlar
anında sonuç ve tatmin sağlarlar. Kısa vadeli plan ve programlara bağlanmak daha kolaydır çünkü uzun vadeli planlara kıyasla daha az zaman ve çaba gerektirir. Ayrıca bazı insanlar geleceklerini tasavvur etmekte zorlanabilir ve hızlı bir şekilde ulaşabilecekleri kısa vadeli hedeflere odaklanmayı daha pratik bulabilir. Ancak, uzun vadeli planlamanın sürekli başarı ve kişisel gelişim için çok önemli olduğunu unutmamak gerekir.
Bir sporcunun kısa vadeli hedeflerini göz önünde bulundurarak bu ifadeyi yeniden üretir misin?
YZ: Sporcular antremanlarında ve yarışmalarda genellikle kısa vadeli hedeflere öncelik verir. Çünkü bu hedefler hızlı geri bildirim ve ilerlemenin doğrulanmasını sağlar. Kısa vadeli hedefler sporcuların performanslarını değerlendirmelerine, çok fazla zaman ve enerji harcamadan gerekli ayarlamaları yapmalarına olanak tanır. Örneğin bir sporcu yalnızca şampiyonluk kazanmak veya rekor kırmak gibi uzun vadeli bir hedefe odaklanmak yerine, birkaç hafta veya ay içinde hızını ve dayanıklılığını artırmak gibi kısa vadeli bir hedef belirleyebilir. Sporcular kısa vadeli hedeflerine ulaşarak uzun vadeli hedeflerine doğru güven ve ivme kazanabilirler.
Belirli bir görev süresi için seçilen spor federasyonları için de bu analizi yapar mısın?
YZ: Bir spor federasyon yönetimi sadece belirli bir süre için seçildiğinden kısa vadeli politikalara odaklanırsa, bu o sporun uzun vadeli sağlığı ve başarısı için en iyi seçim olmayabilir. Kısa vadeli politikalar anlık sonuçlar ve faydalar sağlayabilir, ancak altta yatan sorunları ele almayabilir veya zaman içinde sürdürülebilir büyüme ve gelişmeye yol açmayabilir. Örneğin bir spor federasyon yönetimi sadece belirli bir şampiyonada başarılı olmak veya kendi dönemleri boyunca spora katılımı artırmak gibi kısa vadeli politikalara, gelecekte spor için sürdürülebilir başarı ve büyümeye yol açabilecek gençlik geliştirme programları veya altyapı iyileştirmeleri gibi uzun vadeli girişimlere yatırım yapmayacaktır. Sonuç olarak, sporun sürüdürülebilir gelişimi ve büyümesi için kısa ve uzun vadeli politikalar arasında bir dengeye ihtiyaç vardır. Kısa vadeli politikalar anında sonuç verebilirken, uzun vadeli politikalar federasyon yönetiminin görev süresinin ötesinde de devam eden başarısını ve büyümesini sağlamak için gereklidir.
Böylece hepimizin bildiği, sporun kurumsal yapısında günü kurtarma ve benden sonra tufan yaklaşımlarının analizini yapay zeka basitçe yaptı. Burada eleştirel bir bir analiz olmadığına dikkat edin lütfen. Sadece kısa ve uzun vadeli politikaların bir bütün içinde uygulanmasının yararından bahsediyor. Sporcu için de benzer bir yaklaşımı var yapay zekanın. Ne odama bir kupa koyayım da fotoğraf çektirip torunlarıma gösteririm diyor, ne de 44 yılda siyasilere şirin görünecek palavra projeler üreteyim sonrasına da sonra bakarız diyor! Sürdürülebilir bir yapıdan bahsediyor bu denge ile.
O zaman bakalım sporcunun kısa ve uzun planları için neler diyor?
Eğitim ile yarışmacı spor birlikte olmaz diyorlar. Sen ne diyorsun diyorsun?
YZ: Evet, eğitimle birlikte rekabetçi (yarışmacı) spor performansı elde etmek mümkündür. Aslında birçok başarılı sporcu atletik uğraşlarını akademik çalışmalarla dengelemiş ve her iki alanda da başarı elde etmiştir.
İşte yarışmacı spor performansı ve eğitimin dengelenebileceği bazı yollar:
Zaman Yönetimi: Yarışmacı spor performansı ile eğitim arasında denge kurarken iyi zaman yönetimi becerileri çok önemlidir. Sporcuların hem atletik uğraşlarına hem de akademik (okul) çalışmalarına yeterince zaman ayırabilmeleri için zamanlarını etkili bir şekilde önceliklendirebilmeleri gerekir.
Destekleyici Ortam: Sporcular için hem rekabetçi (yarışmacı) spor performansının hem de eğitimin önemini anlayan ve değer veren destekleyici bir ortama sahip olmak önemlidir. Bu hem atletik hem de akademik uğraşlara izin veren bir program oluşturmak için antrenörler, eğitmenler ve öğretmenlerle birlikte çalışmayı ve ilgili tüm taraflar arasında açık iletişim olmasını sağlamayı içerebilir.
Kişisel Motivasyon: Hem sporda hem de okulda başarılı olmak için motive olan sporcuların her iki alanda da başarı elde etme olasılığı daha yüksektir. Sporcuları hedefler belirlemeye ve her iki alanda da sürekli gelişim için çalışmaya teşvik etmek, motivasyonlarını korumalarına ve odaklanmalarına yardımcı olabilir.
Genel olarak, eğitimle birlikte rekabetçi spor performansı elde etmek, zaman yönetimi, destekleyici bir ortam ve kişisel motivasyon arasında bir denge gerektirir. Doğru yaklaşım ve destekle her iki alanda da başarıya ulaşmak mümkündür.
Sen şimdi 13 yaşında bir Türk tenis sporcususun. Gelecek 10 yılını üniversite eğitimini de düşünerek nasıl planlardın?
YZ: Kişiselleştirilmiş tavsiyelerde bulunamam. Ancak genel bir öneri olarak, eğer 13 yaşında bir Türk tenisçiyseniz ve gelecek 10 yılınızı planlamak istiyorsanız, aşağıdaki adımları göz önünde bulundurabilirsiniz:
Net hedefler belirleyin: Öncelikle, önümüzdeki 10 yıl içinde neyi başarmak istediğinize dair net hedefler belirleyin. Profesyonel bir tenisçi mi olmak istiyorsunuz, yoksa tenis oynarken yüksek öğreniminize devam etmek mi istiyorsunuz? Net hedefler belirlemek, odaklanmanıza ve motive olmanıza yardımcı olacaktır.
Bir antrenman programı oluşturun: Antrenman seanslarını, fiziksel kondisyonu ve zihinsel hazırlığı içeren bir antrenman programı oluşturmak için antrenörünüzle birlikte çalışın. Aşırı antrenmandan kaçınmak için programınıza dinlenme ve toparlanma günlerini de eklediğinizden emin olun.
Turnuvalara katılın: Turnuvalara katılmak deneyim kazanmanıza ve kendinizi göstermenize yardımcı olacaktır. Yerel ve bölgesel turnuvalarla başlayın ve becerilerinizi geliştirdikçe yavaş yavaş ulusal ve uluslararası turnuvalara doğru ilerleyin.
Mentorlardan rehberlik alın: Yolculuğunuzda size rehberlik edebilecek deneyimli antrenörler ve profesyonel tenis oyuncuları gibi mentorlar bulun. Size tavsiye, destek ve motivasyon sağlayabilirler.
Üniversite seçeneklerini değerlendirin: Tenis oynarken yüksek öğrenime devam etmek istiyorsanız, güçlü tenis programlarına sahip kolej ve üniversiteleri düşünün. Atletik burslar, akademik destek ve tenis ile akademisyenler arasında bir denge sunan okulları arayın.
Odaklanın ve motive olun: Tenis, disiplin, sıkı çalışma ve azim gerektiren zorlu bir spordur. Hedeflerinize odaklanın, motivasyonunuz koruyun ve hayallerinize ulaşmak için çalışmaya devam edin.
Unutmayın, her sporcunun yolculuğu benzersizdir ve başarıya giden kestirme yollar yoktur. Özveri, sıkı çalışma ve doğru zihniyetle hedeflerinize ulaşabilir ve bir yandan yüksek öğreniminizi sürdürürken diğer yandan başarılı bir tenis oyuncusu olabilirsiniz.
Son olarak da bizim tatil köyü turnuvalarına Genie ne diyor merak ettim. Soruyu şöyle sordum:
Türkiye'de bir tatil köyünde uluslararası tenis turnuvası düzenleniyor ve birçok yabancı sporcu katılıyor. Oda fiyatları Euro cinsinden ve bugünkü kurlarla 1 Euro=21 TL. Bu fiyatlar Türk sporcular için çok yüksek geliyor fakat katılmak da istiyorlar. Bu durumda tenis federasyonu ne yapabilir?
YZ: Tenis federasyonu, Türk sporcuların da turnuvaya katılabilmesi için çeşitli adımlara atabilir. İşte bazı öneriler:
Sponsorluk sağlamak: Federasyon, Türk sporcular için sponsorluk anlaşmaları yapabilir. Bu sponsorluklar sayesinde sporcuların turnuvaya katılması daha ekonomik hale gelir.
Daha uygun fiyatlar sunmak: Tatil köyündeki odaların Euro cinsinden fiyatları Türk sporcular için yüksek olsa da, belki Türk Lirası cinsinden daha uygun fiyatlar sunulabilir. Federasyon, tatil köyü ile görüşerek Türk sporcular için daha uygun fiyatlar talep edebilir.
Burs sağlama: Federasyon, Türk sporcular için turnuva katılım ücretleri için burs sağlayabilir. Bu burslar sayesinde Türk sporcuların turnuvaya katılım sağlaması daha kolay hale gelir.
Alternatif konaklama seçenekleri sunmak: Tatil köyü dışında daha uygun fiyatlı alternatif konaklama seçenekleri olabilir. Federasyon, bu alternatif seçenekleri Türk sporculara sunabilir.
Turnuva ödüllerini arttırmak: Federasyon, turnuvanın ödül miktarını arttırarak Türk sporcuları da teşvik edebilir. Bu sayede Türk sporcular daha fazla ödül kazanmak için turnuvaya katılmak isteyebilirler.
Bu önerilerin yanı sıra federasyon Türk sporcular için daha fazla fazla teşvik sağlayarak turnuvaya katılımları artırabilir. Bunun için çeşitli programlar düzenleyebilir veya Türk sporculara özel fırsatlar sunabilir.
Sporcular otel dışında kalıyorlar ve sadece maçlarını oynamak için tesise geliyorlar. Sporculardan bu maksatla giriş parası alınmıyor fakat maçlarını bitirince tesisi terk etmeleri isteniyor. Aynı şekilde refakatçileri de dışarıda kalıyor fakat onlardan giriş parası isteniyor.
YZ: Sadece maçların oynamak tesise gelen sporculardan giriş parası alınmaması doğru bir yaklaşımdır. Ancak, refakatçilerin giriş parası ödemeleri gerektiği düşüncesi, doğru bir uygulama değildir. Refakatçiler sporcuların yanında kalmak isteyebilir ve onlarla birlikte turnuvayı takip etmek isteyebilirler. Bu nedenle, refakatçilerin de tesisin olanaklarından faydalanması için giriş ücreti ödemeleri talep edilmesi adil bir yaklaşım değildir. Bunun yerine, refakatçiler de tesisin olanaklarından faydalanmak istiyorlarsa, ayrıca bir bir tesis kullanım ücreti ödemeleri gerektiği belirtilebilir. Ancak, sadece sporcuların maçlarını oynamak tesise girdiklerini ve maçlarının bitiminde tesislerden ayrılmalarının istendiğini göz önünde bulundurarak refakatçilerin sadece maç sırasında veya maç sonrasında tesislerde bulunmak istemeleri halinde, giriş ücreti ödemelerine gerek olmadığı düşünülebilir.
Yukarıdaki satırlarda Genie ne dediyse onu yazdım. Parantez içinde birkaç ilave yaptım o kadar. Noktasına ve virgülüne bile dokunmadım. Soruları bu şekilde sordum, cevapları da buraya kopyaladım. Yani aklın yolu bir!