75. Yaş

İsrail 75. yaşını kutluyor. İki bin yılın tanık olduğu savrulan Yahudi yaşantısının sığınağı, yeşeren umudun vadisi, yeni yaşına daha önce bilmediği sorunlarla giriyor.

Marsel RUSSO Perspektif
26 Nisan 2023 Çarşamba

İsrail yeni yaşını kutlarken sokaklarını, meydanlarını dolduran her yaştaki yurttaş, ellerindeki bayrakları sallarken Netanyahu hükümetinin, tehlikeli gördükleri tasarruflarına karşı seslerini yükseltiyorlar.

Ocak 1991’de, Irak’ın Kuveyt’i işgali sonrasında ABD’nin oluşturduğu uluslararası koalisyonla bölgeye müdahalesiyle başlayan süreçte, Saddam’ın İsrail’e yolladığı Scud füzelerinin gölgesinde, dönemin dışişleri bakan yardımcısı sıfatı ile yaptığı konuşmalarıyla tanımıştım Netanyahu’yu. Kendini son derece iyi ifade eden biri vardı ekranlarda. Biyolojik-kimyasal saldırı tehdidi altında, yanlarında gaz maskeleri ile evlerindeki özel bölmelerde yaşamak zorunda kalan halkın içinde bulunduğu durumu yalın bir şekilde anlatıyor, sesindeki kararlılık bölgenin yaşadığı olağanüstü durum karşısında oluşan tedirginliği dağıtıyordu.

Sonrasında, defalarca, değişik mecralarda yaptığı konuşmaları, seslenişleri dinledim, okudum. Söylediklerinin hepsine katılmamakla birlikte, sorunları doğru teşhis eden, etkili bir siyasetçi izlenimi bıraktı bende yıllarca.

Sonra? Dar, aşırı dinci ve milliyetçi bir hükümetle yeniden iktidar olduğu son dönemeçte, içeride, ancak özellikle uluslararası alanda kredisini yitirmiş, aşırılıkları hoş gören, aylarca süren gösterilerin muhatabı, adı yolsuzluklara karışmış, şaibeli bir siyasetçi kimliğine bürünmüş durumda. Halkını bölen, İsrail’in kuruluşundan bu yana hassas olduğu güvenliğini tehlikeye atacak şekilde geleceğini ipotek altına sokan, kurulduğu günden bu yana demokratik kimliğiyle gurur duyan ülkesini fırtınalı sulara çeken bir lider görünümü sergiliyor…

Kabinesinin bazı üyeleri yeni bir İsrail inşa etme amacı ile olsa gerek, iç barışı sarsan adımlar atar, daha az liberal, daha çok dinci ve Yahudi olmayan halka daha az saygılı bir söylem geliştirirken, bunun ne kadarının kendisi ve partisi tarafından desteklendiğini kestirmek kolay değil. Aşırıların geniş bir top çevirme alanı buldukları ve zaman içinde istedikleri her şeyi dikte ettirebilecekleri, dolayısı ile ülkeyi yalnızlaştıracakları, vatandaşına yabancılaştıracakları kaygısı gitgide yayılıyor. Demokratik değerlerden uzaklaşan, çağdaşlığı ıskalayan, Ortadoğululaşan, otokrasiye göz kırpan bir İsrail, kurucularına yakışmıyor…

***

Netanyahu’nun ifade ettiği şekli ile “İsrail tüm yurttaşlarının devleti değil, yalnızca Yahudilerin devletidir” önermesinin yanına iki devletli çözümün artık dillendirilmediği gerçeğini koyarsak, geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda endişelerin oluşması doğal.

BM kürsüsünden yaptığı konuşmalarda İran’ın yürüttüğü nükleer program ile İsrail’e açık bir tehdit haline geldiğini haykıran, bunu yorulmadan dile getiren bir kişi, ülkesini yok etmek amacını neredeyse dış siyasetinin merkezine oturtan bu ülkenin ekmeğine ancak bu kadar yağ sürebilir.

Pekin destekli Suudi – İran yakınlaşması ne kadar samimi olur bilemiyorum ama bölgedeki dengeleri iyice sarsacağı kesin. Suriye’nin yeniden sahnedeki yerini alma yoluna girmesi, İran’ın Hizbullah, İslami Cihad, Hamas gibi terör örgütlerini İsrail’e karşı taşeron olarak kullanması, geçtiğimiz günlerde ülkenin hem kuzeyden hem güneyden – prova mahiyetinde – saldırıya uğraması iç açıcı durumlara işaret etmiyordur diye düşünüyorum.

ABD bu denklemin neresinde durur? Biden yönetiminin Amerikan Yahudi toplumunun bir kısmı tarafından desteklenen ve muhtemelen tüm Yahudi toplumlarında şöyle veya böyle alıcı bulan Netanyahu’ya karşı olma hali, nükleer İran’a karşı İsrail’e desteğin azalması anlamına mı gelecek?

Washington Çin’in bölgede etkinlik kazanmasına nasıl bir tepki verir? İsrail – Çin ilişkilerinin, Hindistan ile İsrail’in yıllara dayanan uyumlu birlikteliğinin gölgesini üzerinden atıp atamayacağı bir konu, İbrahim Anlaşmaları ile başlayan Arap ülkeleri ile İsrail ilişkilerini nereye oturtmak gerektiği başka bir konu olacak…

Bölge dinamiklerinin ezberleri bozduğu bir zamanda İsrail siyasetinin böylesi çekişmelerin içine girmesi, bürokrasinin, diplomasinin, ordunun, üniversitelerin kaygı bildirmesine yol açarken, sokak gösterilerinin neden bu kadar uzun süredir devam ettiği konusunda bir fikir veriyor.

Konu salt Netanyahu’ya karşı açılan dava süreciyle ya da hükümetin yapmak istediği yargı reformuyla ilgili olmasa gerek. Toplumun birbirinden uzaklaşan kamplara bölünmesi daha önceden tanık olunmayan ve üstesinden nasıl gelineceği kestirilemeyen sorunlu bir duruma işaret ediyor.

Kısa sürede birçok seçim gerçekleştiren ülkenin hala siyasi bir dengeye oturmamış olması tartışılması gereken birçok meselenin sağlıksız ortamlarda ele alınmasına neden oluyor. Bütün bunlar olup biterken, Arap terör odaklarının gerçekleştirdikleri saldırılarda insanların ölmesi, yerleşimlerin durumu, kontrol altındaki toprakların ilhakı olasılığı, Yahudi olmayan halkın eşit haklara sahip olmadıkları iddiasının daha sık dillendirilmesi, İsrail’in apartheid ile suçlanması gibi son derece ciddiye alınması gereken hususlar var.

Demokratik bir devlet, bir refah toplumu olarak bilinen ülkenin kamburlarından kurtulması için bir dizi adım atmasına gerek var. Bunların biri Filistin meselesi ise, diğeri dinin etkisinin artan bir şekilde devlet konularında görülmesi konusudur. İsrail laik bir devlet olarak kurulmamıştır. Temelinde, ilhamını Tevrat’tan alan bir fikir vardır. Ancak sosyal sınırlar içinde kalması gereken din unsurunun siyasi erke nüfuz etmesinin ve nihayetinde, son Netanyahu hükümetinde kendisini hissettirdiği şekli ile dikte edici hal almasının ileriye izdüşümü, buna karşı önlem alınması gerektiğini söylüyor. 

Dünyanın güçlü ekonomileri arasında kendisine yer bulan, sanattan edebiyata, bilimden teknolojiye, spora, değişik alanlarda, yalnız içinde bulunduğu coğrafyada değil, tüm dünyada bir vaha kimliği ile vatandaşının göğsünü kabartan ülkenin, bu anlamlı yıldönümünde çok sesli, geniş görüşlü, geçmişinden gurur duyan, geleceğine sahip çıkan, ahenkli bir şekilde yarınlara akması, bugünlere gelene dek olan başarılarını taçlandıracaktır, hiç şüphesiz.

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün