Euroleague´de normal sezonun bitişi ile play-off eşleşmelerine kendimizi hazırlarken bir yandan da ligin yapısını kökten değiştirecek kararların ele alındığı toplantının detayları basına sızmaya başladı. Son yıllardır bu platformda da sürekli olarak konuştuğumuz gibi Avrupa basketbolunun Amerika´nın dev bütçeleri yanında amiyane tabirle “devede kulak” kalması sebebiyle yaşadığı yetenek göçünü durdurmak için acil önlemler alması elzemden öte bir hale gelmişti.
Sezonun başında Dubai’nin hem lige sponsor olacağı hem de lige bir takım ekleyeceği söylentileri iyice ayyuka çıkmıştı. Bu ay gerçekleştirilen toplantıda ligin ortakları sayılan A lisanslı takımlara (ülkemizden Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes bu lisansa sahip) gelecek sezonlar için düşünülen genişleme planı sunuldu.
Euroleague’deki eli en kuvvetli menajer Misko Raznatovic ve diğer bir A lisanslı takım olan Olimpia Milano’nun Genel Menajeri Christos Stavropoulos’un açıklamalarında mutabık kalınan bir nokta, Dubai projesinin 2024-2025 sezonundan önce başlamayacağı… Onun dışında ise ligin kaç takımla ve hangi formatta oynanacağı konusunda birçok spekülasyon var. Stavropoulous’un söylediklerine göre 2024-2025 sezonu için 20 takımın olması düşünülüyor. Ancak zaten milli liglerle beraber aşırı sıkışık bir takvime sahip olan takımların şu anki lig formatında bu duruma ne kadar sıcak bakacağı bilinmiyor.
Genişleyen lig
Bunun yanında Ukrayna işgali sonucunda ligin dışında kalan takımların orta vadede işgalin sona ermesi durumunda geri dönüş yapabilecekleri de konuşulanlar arasında. Dubai’nin eklenmesiyle lig sathının Avrupa’nın en batısından Ortadoğu’ya kadar uzamış olacağı göz önüne alınınca, Rus takımlarının eklenmesiyle beraber ligin NBA usulü Doğu ve Batı Konferanslarına ayrılması fikri güç kazanıyor diyebiliriz.
Genel olarak bu genişlemenin lig ekonomisine katkısı olacağı yadsınamaz. Ancak Euroleague’in önünde engeller de yok değil. Bunların en başında küçük-orta bütçeli Avrupa takımlarının Dubai’den gelecek takımın enjekte edeceği paranın oyuncu maaşlarını ödenemez bir seviyeye çekeceği konusundaki endişeleri geliyor. Bunun yanında Batı Avrupa’dan Balkanlara ve Ortadoğu’ya uzanacak bir ligde Finansal Fair Play konusunda herhangi bir düzenleme yapabilir mi sorusu da var. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Sırbistan'dan gelen haberlere göre ülkenin iki temsilcisinin de yüklü bir vergi borcu olduğu biliniyor (hem de devlet desteği almış olmalarına rağmen). Oyuncu maaşlarının ödenmesinde yaşanan gecikmeler ve Kızılyıldız’ın aldığı oyuncu oynatmama cezası da göz önüne alınınca güvenilirlik ve sürdürülebilirlik konusunda ciddi soru işaretleri olduğu aşikar. Son olarak ise basketbol kültürü daha yeni oturmakta olan Ortadoğu’dan gelecek bir takımın, adında "Euro" olan bir ligin ruhuna ne kadar ait olduğu sorusu var bir de tabii. Dürüst olmam gerekirse romantik taraftarlar haricinde bunun çok da üzerinde durulacağını düşünmüyorum.
Küresel spor ekonomisinin ciddi bir dönüşüm içinde olduğu bu dönemde, Euroleague’in de bu duruma ayak uydurması gerektiği açık. Ancak bunu yaparken göz önüne alınması gereken birçok finansal, siyasi ve kültürel faktör var. Bakalım bu iddialı projelerden biri hayata geçip başarılı olacak ve Avrupa basketbolunun ekonomisini kalıcı olarak kalkındıracak mı yoksa geçici bir deneme mi olacak göreceğiz.