O Sırada Dünyada

Bizde gündem seçim sonrası ekonominin nasıl şekilleneceği üzerine tartışmalarla ilerlerken paralel dünyada konuşulan konuları kısaca özetleyelim.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
27 Nisan 2023 Perşembe

İnatçı enflasyon, yapışkan enflasyon gibi enflasyon çeşitlerine sıfatlarla yükleme yapılırken dünya da boş durmuyor ve UBS baş ekonomisti kar güdümlü enflasyon (fahiş karlar) kavramını ortaya attı. Burada arz talep dengesizliği nedeni ile değil, şirketlerin fiyat artışlarının makul ve gerekli olduğu algısı yaratarak bunu oluşturduğunu söyledi.

Nitekim Avrupa Merkez Bankası’nın benzer bir raporunda şirket karlarının enflasyon üzerindeki etkisinin payı işgücü maliyetlerini yakalayacak şekilde artmış durumda.

Konu İngiltere’de de İşçi Partisi John McDonnell tarafından “Greedflation” olarak tivitlendi. Yani iki haneden düşemeyen İngiltere enflasyonunda şirketlerin açgözlülüğü diye niteledi. Enflasyon bu anlamda para politikasından çok şirket politikası diyor özetle.

Bu yüzden dünyada servet ve yüksek karların vergilendirilmesi son zamanlarda sıkça tartışılıyor. Yani enflasyon artış hızı bizimle aynı olan gelişmiş ekonomilerde “ama onlarda enflasyon tek hane, bizdeki gibi sorun değil yani” gibi inanışları çürüten tartışmalar ve tanımlar.

ABD çekirdek enflasyonu da bir türlü düşmüyor. Nedeni aslında basit. Daha önce bu sayfada çok yazdık. Ulusal petrol rezervlerinin tarihi en düşük seviyeye düşmesi ile enerji fiyatları baskılandı. Bunu US Bureau of Labor Statistics CPI kırılımında görmek mümkün. Tek somut düşen kalem enerji fiyatları.

The Economist Big Mac Index Türk Lirasını %25 civarında aşırı değersiz gösteriyor. Yani kaba bir matematikle kuru 20 TL alırsak fiyatlamalar 25 TL’ye göre uzun zamandır yapılıyor gibi bir çıkarım da mümkün.

Adana Merkez Patlıyor Herkes

ABD merkez bankasının yılsonu itibarı ile tahvil zararı 1,08 trilyon dolar. Bu rakamda Mart ayındaki batan bankaların yarattığı kriz ve sonraki faiz artışlarının etkisi yok. ABD risk primleri tarihi yüksek seviyelere gelmeye başladı. Hazine borç tavanı sorunu ile birlikte Fed’in yarattığı kriz ve hasarlar piyasaları korkutuyor. Fakat daha korkutucu olanı Rusya’ya konulan ambargoların ters tepmesi ile ABD dolarının rezerv para statüsünü kaybetmesi. IMF verilerine göre merkez bankaları rezervleri içinde dolar %70’den %59’a gerilemiş durumda. Altına yönelen merkez bankalarının ayrıca ulusal paralarla dış ticareti öne alması ve petro-dolar sisteminin sorgulanarak Yuan’ın öne çıkması neoliberalleri ürkütüyor. Mises Institute bloğunda son zamanlarda çok fazla makale çıkıyor bu konuda.

Fed’in ortodoks para politikası ile faizleri arttırması çekirdek enflasyonda bir dirençle karşılaşsa da esas sorun resesyon tarafında. Diğer yandan hazinenin borç yükünün 32 trilyon dolardan 50 trilyon dolara gitmesinin sorun olma riski soruldu Yellen’e Senato’da. Kendisi faizler düşerse sorun yok dedi. Yani bütçe açığı sorun değil, borçlanma yükü sorun değil, yeter ki faizler düşsün mü demek. Aynı soruda enflasyonun nedeni borçlanma, arz ve enerji sorunları mı diye sorulduğunda cevap faizler düşsün yeter diye geldiyse, eski Fed başkanı Yellen, sorunun faiz artışı olduğunu mu söylüyor, yoksa ABD enflasyonun talep değil arz enflasyonu olduğunu mu kabul ediyor. İşte burada ulusal petrol rezervleri aslında Yellen’in sessiz cevabı niteliğinde bir gösterge. Nitekim ABD finansal ürünlerinin faiz oranları çok oynak ve makaslar çok açık. Mevduat, tahvil, kredi, mortgage, şirket bonosu gibi birçok üründe çok farklı oranlar var. Bu politika faizi üzerinden piyasaların dengeye geldiği şeklinde okunabilir mi? Dolarizasyonun olduğu ülkede kredi, mevduat makası açıklığı sorunsa orada değil mi? Demek ki sorun aslında hangi para politikasını izlediğin değil, politika faizinin bizzat kendisi. Doların anavatanında bile.

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün