Euroleague´de çekişmenin ve rekabetin en üst düzeye çıktığı play-off dönemi başladı. Ancak bu sezonki play-off belki de tarihin en iyi play-off´u olarak kayıtlara geçecek. Dört serinin üçü beşinci maça taşınırken, neredeyse her maç büyük bir çekişmeye sahne oldu.
Serilerin ilk ilk maçları sonunda dört seride de farklı senaryolar gerçekleşti. İki seri 2-0 ile geçilirken diğer iki seri 1-1’de kaldı. Ev sahibi Barcelona ilk iki maçı kazanmayı başarırken, diğer bir eşleşmede deplasman takımı Partizan iki maçı da çalmayı başardı. Başka bir mücadelede ilk maçı deplasman takımı Maccabi kazanırken, ikinci maçı ev sahibi Monaco; sonuncu eşleşmede tersi gerçekleşti ve ilk maçta ev sahibi Olympiakos galip gelirken, ikinci maçı Fenerbahçe Beko çaldı.
Olympiakos – Fenerbahçe Beko
Normal sezonu lider konumda bitiren Olympiakos ile sekizinci sırada tamamlayan Fenerbahçe Beko’yu karşı karşıya getiren seri müthiş bir çekişmeye sahne oldu. İlk iki maçı Yunanistan’da oynanan seride Olympiakos ilk maçı Isaiah Canaan’ın ikinci yarıda gösterdiği ekstra performansla kazandı. İkinci maçta reaksiyon veren ve ev sahibi avantajını alan Fenerbahçe Beko oldu. İstanbul’da oynanan üçüncü maçta eski Fenerbahçeli Kostas Sloukas’ın son saniye üçlüğü ile, bu kez avantajı alıp seride öne geçen yine Yunan ekibi oldu. Dördüncü maçta ise Fenerbahçe Beko tekrar reaksiyon gösterdi ve maçı kazanarak seriyi son maça taşıdı.
Fenerbahçe Beko’da Nigel Hayes-Davis ve Dyshawn Pierre’in tüm seri boyunca neredeyse oyundan hiç çıkmadan gösterdikleri performans çok önemliydi. Tyler Dorsey’in İstanbul’daki maçlarda, Carsen Edwards’ın ise ikinci ve dördüncü maçta ortaya koyduğu performans belirleyici oldu. Yunan ekibinde ise Kostas Sloukas, Isaiah Canaan, Sasha Vezenkov ve Moustapha Fall gibi oyuncular farklı maçlarda öne çıktılar. Her maçı kıran kırana geçen, savunmaların hep sert olduğu ve her topun çok önemli olduğu bir seri oldu. İlk maç dışında diğer üç karşılaşma hep yakın skorlarla tamamlandı. Devin Booker, Nemanja Bjelica ve Scottie Wilbekin gibi önemli oyunculardan sakatlık nedeniyle yararlanamayan Sarı-Lacivertliler yine de müthiş bir direnç gösterdi. Sarı-Lacivertli takımın en büyük dezavantajı belki de; kısa zamanda oynanan bu maçların dar rotasyona bindirdiği yük oldu.
Barcelona – Zalgiris Kaunas
Sezonu ikinci sırada tamamlayan Barcelona ile Final-Four’a ev sahipliği yapacak Kaunas şehrinin takımı Zalgiris’i karşı karşıya getiren seriyi İspanyol ekibi rahat bir şekilde 3-0 kazandı. İlk maçı rahat bir şekilde kazanan Barcelona, ikinci maçta biraz daha dirençli bir Zalgiris buldu. Ancak o karşılaşmada da Jan Vesely’nin müthiş performansı ile kazanan Katalan ekibi, deplasmana rahat gitti. Litvanya’da oynanan tek maçta ise rakibini 66 sayıda tutan Barcelona, yine Jan Vesely ve Tomas Satoransky’nin etkili oyunu ile sonuca gitti. Final-Four’a adını yazdıran ilk takım olan Barcelona, rakibinin kendi evindeki Final-Four’a kalmasına izin vermedi.
Real Madrid – Partizan
Normal sezonu üçüncü sırada tamamlayan Real Madrid ile yedinci sırada bitiren Partizan’ın karşı karşıya geldiği bu seri belki de tüm basketbolseverlerin en merak ettiği seri idi. Baş antrenörü Zeljko Obradovic yönetiminde deplasmanda oynadığı ilk iki maçı kazanmayı başaran Partizan Final-Four’a en yakın takımdı. Ancak ikinci maçın bitmesine 1 dakika 40 saniye kala Sergio Llull’un yaptığı sportmenlik dışı faul sonrası çıkan kavga serinin kaderini değiştirdi. Real Madrid’ten Guerschon Yabusele ve Gabriel Deck ceza alsa da; Partizan’ın en önemli skoreri Kevin Punter’ın Sırbistan’daki maçlarda forma giyememesi Obradovic’in takımını etkiledi. Real Madrid üçüncü ve dördüncü maçta kazanarak seriyi tekrar Madrid’e taşımayı başardı.
Sezona yeni koçu Chus Mateo yönetiminde giren Real Madrid, ilk iki maçta hayal kırıklığı yaşayıp Zeljko Obradovic ve takımına mağlup olsa da geriden gelmeyi ve seriyi eşitlemeyi başardı. Sırbistan’daki maçlarda alan savunması ile rakibini düzenden çıkarmayı başaran İspanyol ekibi, pota altında Tavares’i çok etkili kullanarak sonuca gitti. Geniş kadrosunun avantajını, görece daha dar bir rotasyona sahip rakibine karşı kullanarak geri döndü.
Monaco – Maccabi Tel Aviv
Dördüncü sırada yer alan Monaco ile hemen arkasında sezonu bitiren Maccabi Tel Aviv’i karşı karşıya getiren seri de beşinci maça giden başka bir seri oldu. İlk maçı deplasmanda kazanarak avantajı eline geçiren Maccabi Tel Aviv evinde oynadığı serinin üçüncü maçını kaybederek avantajı tekrar rakibine iade etti. Dördüncü maçı 104-69 gibi ezici bir farkla kazanan İsrail ekibi rakibine mesajı verdi. Bir tarafta Mike James, diğer tarafta Wade Baldwin ve Lorenzo Brown gibi zaman zaman düzenden rahatlıkla çıkabilen oyuncuları karşı karşıya getiren bu seri yüksek heyecana sahne oldu. Monaco salonunda seyircinin yarattığı ortamın rakibin üzerinde çok etkili olmadığını düşünürsek seri zaten iki tarafa da gidebilirdi. Maccabi Tel Aviv koçu Oded Kattash’ın Euroleague’deki ilk tecrübesi olmasına rağmen; uzun süredir play-off’tan uzak kalan takımını buraya taşıması bence önemli bir başarı.
Bu keyifli play-off döneminin sonunda artık beşinci maçların tamamlanmasını ve Final-Four’a kalacak takımların belirlenmesini bekliyoruz. 19-21 Mayıs tarihlerinde Kaunas’ta düzenlenecek Dörtlü Finaller’i heyecanla takip edeceğiz.