Moda dünyasının güçlü kadınlarından, koleksiyonları haricinde, savundukları ve kadınlara verdiği destekle de tanınan Diane von Furstenberg, kariyerindeki 50. yılını kutluyor. Von Furstenberg, her fırsatta en büyük ilham kaynağının Holokost kurtulanı annesi olduğunu belirtiyor.
Can Gümüşgerdan
Amerikalı moda devi Diane von Furstenberg (DVF), Belçikalı köklerini hiçbir zaman unutmadı. Bunun için kariyerinde yarım asrı kutlamak için, doğduğu şehir olan Brüksel’e geri döndü.
Belçika’nın başkentinde bir sergi ile kariyerindeki 50. yılı kutlayan DVF, “Genç bir Avrupalı olarak, Amerikan rüyasını yaşadım ve harikaydı” dedi.
Brüksel’deki Moda ve Dantel Müzesindeki sergi, Belçikalı-Amerikalı tasarımcı için Avrupa’da düzenlenen ilk sergi oldu.
Serginin odak noktası ise von Furstenberg’i moda dünyasında bir ikon haline getiren ünlü anvelop elbisesiydi. New York’a taşınmasından üç yıl sonra 1973’te satışa çıkardığı, etek uçlarına doğru genişleyen, dökümlü bu elbise modeli DVF’i moda dünyasının vazgeçilmezleri arasında soktu. Pratik kullanımı, yumuşak kumaşı ve parlak renkleriyle DVF’in elbisesi, sayısız ünlünün gardırobunun kalıcı bir parçası haline geldi. Diane elbisesi ile ilgili olarak, “Bir kadını kendine daha güvenli hale getirdi. Kendine güvenin olduğunda, güzelsindir” dedi.
Moda tasarımcısı, Brüksel’de kendisi için açılan sergide (Nisan 2023).
Von Furstenberg, 25 yaşındayken, haftada 25 bin elbise üretiyordu, talebi karşılamak için…
Sonrasında da yıldızı hiç sönmedi; feminist görüşlerin her zaman savunucusu oldu; bir yardımsever olarak ihtiyaç duyulan yerlerde kendini gösterdi.
Brüksel’deki sergi de DVF’in moda tasarımcılığı dışındaki bu güçlü yönleri de öne plana çıkardı: ‘Modanın Önündeki Kadın’. Diane von Furstenberg, “Benim için önemli olan sesimi duyurmak, deneyimimi, bilgimi, kaynaklarımı ve bağlantılarımı, diğer kadınlara kendileri olabilmeleri için yardım edebilmek için kullanmaktı” dedi.
Medya milyarderi ikinci kocası Barry Diller sayesinde, von Furstenberg, bir vakıf yönetiyor ve her yıl kadınlara ilham olan kişilere ödül veriyor.
Kendi ilhamı söz konusu olduğunda ise ilk sırada, Holokost kurtulanı annesini gösteriyor DVF.
Liliane Halfin (doğumu Nahmias), Yunanlı Yahudi bir ailenin kızıydı. 20’li yaşlarında genç bir gelinken, önce Polonya’daki Auschwitz Kampına, daha sonra da Almanya’daki Ravensbruck Kampına gönderildi.
1945 yılında özgürlüğüne kavuştuğunda, 25 kilodan daha zayıftı. Sağlığı o kadar zayıftı ki, doktorlar çocuk sahibi olmamasını öneriyordu.
Sadece 18 ay sonra kendisine dünyaya getiren annesi için Diane, “küllerin arasında bir iskelet gibiydi” benzetmesini yaptı: “Bir mucize!”
II. Dünya Savaşı bitince, anne ve babası Brüksel’e yerleşti ve geleceğin moda tasarımcısı Diane Halfin, 14 yaşına kadar bu şehirde yaşadı. Daha sonra İsviçre ve İngiltere’de yatılı okula giden Diane, üniversite yılları sırasında ilk kocası ile tanıştı: Avrupa sosyetesinden Prens Eduard Egon von Furstenberg. Diane, boşanmanın ardından da soyadını taşımaya devam etti ve bu isim moda dünyasında silinmez bir yere sahip oldu.
Brüksel’deki sergi, önümüzdeki yılın ocak ayına kadar gezilebilir.
Kaynak: Times of Israel